Konu Başlığı: Altın ve gümüş madenlerinde havelânı havi: Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 19 Ocak 2011, 21:07:59 I. - Altın ve Gümüş Madenlerinde Havelân-ı Havi: îmam Şafii «Madenlerinde bulunan altın ve gümüşler için hem yıl, hem nisap şarttır» İmam Mâlik ise «Yalnız nisap şarttır, yıl şart değildir» demiştir. Bu ihtilâfın sebebi, madenlerin bir taraftan, yerden çıkan bitki ürünlerine, bir taraftan da, daha önce çıkarılıp külçe haline getirilen altın ve gümüşlere benzemesidir. Bunları bitki ürünlerine kıyas edenler, «Bunlar için yıl şart değildir» demişlerdir. Külçe altın ve gümüşlere kıyas edenler ise, yılı şart görmüşlerdir. Fakat madenlerin bitki ürünlerinden ziyade, külçelere benzemesi -Allah bilir- daha zahirdir. [86] 2. Ticari Kârın Zekâtı: Ticaret kârları hakkında üç görüş vardır. İmam Şâfıi: «İster sermaye nisab osun, ister olmasın ticaret kârlarının yılı, kazanıldıkları günden itibaren-dir» demiştir ki bu görüş, Ömer b. Abdülaziz'den de rivayet olunmuştur. Zira rivayete göre Ömer b. Abdülaziz valilere, tüccarların kazançlarına -üzerinden bir yıl geçmedikçe- dokunmamalarını yazmıştır. İmam Mâlik «Sermayenin yılı aynı zamanda kârın da yılıdır. Yani sermayenin yılı tamam olduğu zaman -sermaye ister nisab olsun, ister nisaptan az olup kân ile birlikte nisaba erişsin- kârın zekâtı onun zekâtı ile birlikte çıkarılır» demiştir. Ebû Ubeyd «İmam Mâlik'in bu görüşüne, kendi tabilerinden başka hiç kimse katılmamıştır» demiştir. Kimisi de sermayenin yılı tamam olduğu zaman, nisap olmadığı halleri arasında ayırım yaparak, «Eğer nisap ise her ikisinin zekâtı birlikte çıkarılır, değilse zekât verilmez» demiştir. Bunu da Evzâî, Ebû Sevr ve îmam Ebû Hanife benimsemiştir. Bu ihtilâfın sebebi, kâr, yeni ele geçen bir malın hükmüne mi, yoksa ana sermayenin hükmüne mi tabidir diye tereddüt etmeleridir. Kârı, yeni ele geçen mala benzetenler, «Onun için yeni bir yıl beklemek lâzımdır» demişlerdir. Kân, anaparaya, yani sermayeye benzetenler ise, «Kâr, sermayenin hükmüne tabidir» demişlerdir. Fakat şu var ki kâr ancak sermaye nisab. olduğu taktirde sermayeye benzetilebilir. Bunun içindir ki İmam Mâlik'in bu husustaki görüşü zayıf görülmüştür. Herhalde İmam Mâlik, paranın kârını hayvanların yavrularına kıyas etmiştir. Fakat hayvan yavrularında da aynı ihtilâf bulunduğu için, bu kıyas zayıftır. îmam Mâlik'ten cumhurun görüşüne uygun bir rivayet de nakledilmiştir. [87] [86] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 2/126. [87] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 2/126. |