๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Bidayetül Müctehid => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 27 Ocak 2011, 18:20:20



Konu Başlığı: Adağın sonuçları
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 27 Ocak 2011, 18:20:20
56. Adağın Sonuçları


Ulema, nezredilen şeyin yerine getirilmesi gerektiğinde müttefiktirler. Zira           

"Ey iman etmiş olanlar, akitleri yerine getiriniz)[3] [4] âyet-i kerimesi âmm olduğu gibi, Cenâb-ı Hak

"Nezri yerine getirirler"  âyetinde nezirlerini yerine getirenleri övmüş ve

"Onların içinde Öyle kimseler vardır ki, «Allah bize bol nimetinden verir ise, and olsun ki sadaka vereceğiz ve iyilerden olacağız» derler. Fa­kat Allah onlara bol nimetinden verince cimrilik edip yüz çevirirler. Za­ten dönektirler..." [5] âyet-i kerimelerinde de nezirlerini yerine getirmeyen­leri ayıplamıştır. Ancak şu var ki ulemanın, yukarıda bildirdiğimiz nezrin bütün çeşitleri hakkında müttefik olduklan, yalnız sevap cinsinden olan ve içinde nezir lafzı zikredilen ve hoşnutlukla edilen şartsız nezirlerle, yine se­vap cinsinden olan şartlı nezirlerdir. Ulema bu nezirlerin -içinde ister nezre­dilen şey açıklanmış olsun, ister olmasın- sıhhat ve in'ikadında müttefiktir­ler. Yalnız Şafii mezhebi ulemasının bazılanndan, şartsız olan nezrin sahih olmadığı yolunda bir rivayet gelmiştir. Diğer nezirler hakkında ise ihtilâf et­mişlerdir.

Nezir lafzı zikredilmeyen nezrin sıhhatinde ihtilâf etmelerinin se­bebi, nezir yalnız niyetle mün'akıt olur mu, yoksa niyetle birlikte lafız da mı gerekir diye ihtilâf etmeleridir. «İkisi de gerekir» diyenlere göre, «Nezrolunsun» demeyip de, sadece «Allah için üç gün oruç tutacağım» diyen kim­seye bir şey lâzım gelmez. Nezrin lafzını zikretmek şarttır diyenler ise,

«Kendisine üç gün oruç tutmak lâzım gelir» demişlerdir. îmam Mâlik bu gö­rüştedir, îmam Mâlik her ne kadar, «Nezrin mün'akid olması için niyetle bir­likte ağızla da söylemek lâzımdır» demiş ise de -nezir niyeti ile söylenen sözlerden maksat nezir olduğu için- burada nezir lafzının zikredilmediğine itibar etmemiştir. Birinci görüş de Said b. el-Müseyyeb'in görüşüdür.

Öyle görünüyor ki şartsız nezrin mün'akid olmadığını benimsemiş olanlar, nezrin yerine getirilmesine dair emri mendubluğa hamlettikleri için böyle söylemişlerdir. Nezrin hoşnutlukla edilmesini şart koşanlar da, taat ve sevabı didişme ve inat yolu ile değil, nza ve hoşnutluk yolu ile hasıl olduğu için bu şartı koşmuşlardır. Bu da İmam Şafii'nin görüşüdür, imam Mâlik'e göre ise, nezir, ister hoşnutlukla, ister didişme ve inat yolu ile edilmiş olsun muteberdir. Nezrin sigası bakımından ihtilâf ettikleri mes'eleler bunlardır. Nezredilen şeyin cinsi bakımından ise, iki ana mes'elede ihtilâf etmişler­dir. [6]




[4] İnsan, 76/7.

[5] Tevbe,9/77.

[6] İbn Rüşd Kadı Ebu'l-Velid Muhammed b. Ahmed b. Muhammed b. Rüşd El-Hafîd, Bidayetü’l-Müctehid ve Nihayetü’l-Muktesid, Beyan Yayınları: 2/309-310