> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Başyazı > İnsanlığın Selameti ve Mevlâmızın Rızası İçin
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İnsanlığın Selameti ve Mevlâmızın Rızası İçin  (Okunma Sayısı 966 defa)
28 Eylül 2011, 20:05:59
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 28 Eylül 2011, 20:05:59 »



İnsanlığın Selameti ve Mevlâmız’ın Rızası İçin



Kasım 2007 107.SAYI


Mübarek EROL kaleme aldı, BAŞYAZI bölümünde yayınlandı.




Yüce Rabbimiz, Mukaddes Kitabımız’ın pek çok ayetinde “Düşünmez misiniz?” “Akletmez misiniz?” buyurarak insanoğlunu uyarmakta ve düşünmemizi, akletmemizi emretmektedir. Çünkü düşünen, akl-ı selimini kullanan insan hidayet nuruna açık hale gelecek ve Allah’ın izniyle doğru yolu bulacaktır. Tabii kalbinde bir garaz ve inat olmadığı sürece...

Mevlâmız’ın biz insanlar için istediği tek şey kurtuluşa erip ateşten uzaklaşmamız, ebedi saadet içinde yaşamamızdır. Bunun için insan diğer yaratılmışlardan farklı özelliklerle donatılmış, bütün mevcudat onun hizmetine amade kılınmıştır.

Alimlerimiz insan aklını birkaç farklı isim altında tasnif etmiştir. Bu tasniflerden en yaygın kabul görenine göre, aklımız “hayvanî akıl” ve “insanî akıl” olmak üzere ikiye ayrılır. Hayvanî akıl beşerî tarafımızla, nefsimizle ilişkilidir. Bedensel ihtiyaçlarımızın giderilmesi, varlığımızın korunması için bu akıl devrededir. Acıkınca yiyecek aratan, tehlikeyi görünce korunan bu akıldır. Hesaplayan, bölen,
çıkaran odur. Bu akıl da Rabbimiz’in büyük bir lütfu olmakla birlikte insanî akılla dengelenmediği zaman hak ve hakikatle irtibatımıza perde olur. Sahibini bencil, acımasız ve vahşi yapar.

İnsanî akla gelince, onun asıl irtibatı kalple veya ruhladır. Hak ve hakikati onunla idrak eder, nereden geldiğimizi ve nereye gittiğimizi insanî aklımızla sorar ve cevap ararız. Kısaca, yeryüzü hayatımızda beden varlığımızı birinci aklımızla korur ve onun refleksleriyle devam ederken, insanî aklımızla ibret alır, tefekkür eder, sonsuzluğa, ilâhi vahye duyarlılık kazanırız. Bir anlamda ötelere açılan penceremizdir insanî aklımız.

İnsanî aklımızı sağlam ve etkin kullanabilmek için, onun irtibatlı olduğu manevi tarafımıza kuvvet vermemiz gerekir. İbadetler, zikir, Mukaddes Kitabımız’la irtibat son derece önemlidir. Ancak yeterince beslenmiş, nefsin tasallutundan korunmuş akılla dünya ve ahiretin gerçeğini anlar, nereden gelip nereye gideceğimizi onunla biliriz.

Yüce Rabbimiz gerçeği görmek isteyenin, yolu bulmaya niyet edenin yardımcısıdır. O kendine bir adım gidene on adım gelir. Gayret gösterenin elinden tutar, yardım eder. Mukaddes Kitabımız’da “Yolumuzda mücahede edenlere yollarımızı açarız.” buyurulmuştur.

Demek ki insanın hak yolda olmamasının hiçbir mazereti yoktur. İnsanın ömür sermayesini nefsinin arzu ve isteklerine feda edip, yaradılış hakikatinden uzaklaşması en büyük akılsızlıktır. Böyle kişi en çözülmez matematik problemlerini çözse de akılsızdır. Okumuş, önemli mevkilerde yer edinmiş, kendisine saygılar sunulan kişilerden de olsa, selim bir insanî akıl tarafından yönetilmiyorsa hakikatte
değeri yoktur.

Müslüman olmak, başlı başına böyle bir üst akla sahip olmak demektir. Bu insana imanın kazandırdığı sayısız üstünlüklerden biridir. Cenab-ı Mevlâmız’ı tasdik etmiş, O’na teslim olmuş, hele de kalbinde O’nun muhabbetinin sıcaklığını duymuş bir insan asla sıradan biri değildir. O dünya hayatında sıradan bir canlı olmadığını anlamış demektir.Bu da kendine karşı, bütün insanlığa, bütün varlıklara karşı bir sorumluluk demektir.

Bugün yeryüzünü ateşe, kana boğanlar işte bu sorumluluktan zerrece nasiplenmemiş, vahşileşmiş sözde insandırlar. En son teknolojiyi üretmiş olsalar da, binlerce yıl önceki bir insan kadar ahlâklı değildirler. Çünkü insan olma sorumluluğundan uzak bulunuyorlar. İnsanî akıllarını tamamen iptal etmiş durumdalar.

Oysa biz, elimizde ne kadar büyük bir güç olsa da Allah’ın yarattıklarına zulmetmekten korkarız. İmanımızın kalbimize ilka ettiği sorumluluk hissi bizi yerdeki karıncanın hayatına duyarlı hale getirir. Biz belki o karıncanın yerin metrelerce altındaki hayatını inceleyecek teknolojiyi üretemedik ama o karıncayı yok da etmedik. Onun yaşadığı toprakları zehirlemedik. Dünyayı ona dar etmedik. Rabbimiz’in kim bilir hangi hikmetli işinin bir eseridir diye gördük. Canı, ancak can bahşeden alır dedik.

İşte bunun gibi, müslüman olmakla insanın yeryüzündeki varlığına dair cevapları tertemiz bir kaynaktan, nübüvvet pınarından alıyoruz. Görüyoruz ki insan varlığı başlangıç ve sonu itibarıyla buraya, dünyaya ait değil. Ezelde başlayan bir yolculuğun misafirlik durağıdır bu dünya. İnsanın ezelden edebe giden bu büyük yolculuk için bahşedilmiş eşsiz donanımını böyle bir durakta eğleşmek için heder etmesi büyük talihsizlik. Beden varlığımızın yönlendirmesine teslim olmak, geldiğimiz ve gideceğimiz yerle irtibatı koparmak, insanın kendisine yapabileceği en büyük haksızlıktır. Kendi hakikatini görmeyenin ne kendine ne başkalarına faydası olur.

Bu çağda yeryüzünde ilâhi kaynakla irtibatsızlık hali geçerli kültüre dönüştürülmüş durumdadır. Bu kültüre göre tek dert rahatlık, güç ve iktidar kazanma ile zevk almadır. İmkan olduğunda dünyayı, tabiatı, bitkileri, hayvanları ve diğer insanları hiç düşünmeden çıkarları için kullanmak hatta yok etmek normal görülmektedir.

İnsanın büyük yolculuğunda önünü kesen bu hayvanî akıl kültürü bir taraftan ahiretini yitirmesine sebep olurken, dünyayı da yaşanmaz bir yer haline getirmektedir. Bugün içinde bulunduğumuz dünyanın hali böyledir. Bilimin, teknolojinin, ilerlemenin sahibi oldukları iddiasında olan bu aç gözlü akılsızlar yüzünden dünya can çekişmekte, suda, karada, havada yaşayan bütün canlıların düzenleri bozulup nesilleri tükenmektedir. Yaşanmaz hale getirdikleri dünyaya yine aynı hırsla sahip olmaya çalışıp savaşlar çıkartarak insanların da canını yakmaktadırlar.

Halbuki insan halifedir, bu alemde Cenab-ı Mevlâ’nın vekilliğini üstlenmiştir. Bu, insan için büyük bir şereftir. İnsanın bu şerefi layıkıyla üzerinde taşıyıp, hayatında yer alan tüm mahlukata, onların yaratıcısı Allah Tealâ adına hizmet etmesi, hayatlarının en güzel şekilde geçmesi için yardımcı olması gerekir.

Şüphesiz Mevlâmız’ın da bildirdiği gibi yeryüzündeki bütün canlılar insanın hayatını kolaylaştırmak için, hayatının bir düzen, denge içinde devam etmesi için yaratılmıştır. Fakat bu durum insanın gururlanıp şımarıklık göstermesine değil, aksine verilen bu değer karşısında mahcubiyet duymasına, tevazu göstermesine yol açması gerekir.

Yüce Rabbimiz’in sevip yücelttiği mübarek kullar bu mütevazi, diğergâm, başkalarını kendinden önce düşünen kulları arasından çıkmıştır. Onlar hiçbir yaratılmışı hor görmemiş, kendilerinden kıymetli bilip hizmet etmiş, ihtiyaçlarının giderilmesi için çalışmışlardır. Dünya ancak onların varlığıyla ayakta durmuş, mahlukat onlarla huzur bulmuştur.

Varlığımızın, dünya hayatının gayesini tekrar tekrar düşünmeli ve bu gayeye uygun hareket etmeliyiz. İbadet ve taatlerle insanî aklımızı beslemeli, tefekkür ve tezekkür ve teşekkürle bezeli bir hayata talip olmalıyız. İnsanlığın selameti ve ilâhi rıza bundadır.

Rabbimizin tevfik ve inayeti ile…

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İnsanlığın Selameti ve Mevlâmızın Rızası İçin
« Posted on: 19 Nisan 2024, 20:19:24 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İnsanlığın Selameti ve Mevlâmızın Rızası İçin rüya tabiri,İnsanlığın Selameti ve Mevlâmızın Rızası İçin mekke canlı, İnsanlığın Selameti ve Mevlâmızın Rızası İçin kabe canlı yayın, İnsanlığın Selameti ve Mevlâmızın Rızası İçin Üç boyutlu kuran oku İnsanlığın Selameti ve Mevlâmızın Rızası İçin kuran ı kerim, İnsanlığın Selameti ve Mevlâmızın Rızası İçin peygamber kıssaları,İnsanlığın Selameti ve Mevlâmızın Rızası İçin ilitam ders soruları, İnsanlığın Selameti ve Mevlâmızın Rızası İçin önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes