> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Aile Dergisi > Başyazı > İbadetlerin özü duadır
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İbadetlerin özü duadır  (Okunma Sayısı 1157 defa)
27 Ocak 2012, 18:58:29
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 27 Ocak 2012, 18:58:29 »



ibadetlerin özü duadır

Ekim 2007 25.SAYI

Yaratılışımızın gayesi, Mevla’ya kulluk ve ihlasla ibadet etmektir. Dua ise ibadetlerin özüdür. Allah’a boyun eğmek, gönülden Hakk’a yönelmektir. Kulun yaratıcısı karşısında acziyetini ortaya koyması, kulluğunu ispat etmesidir. İnsanın kalbinden süzülüp gelen yalvarışın, yakarışın dil ile ifadesidir. İlahi huzura sunulan bir dilekçedir, kulun derdini yüce Rabbi’ne açmasıdır.

Darda kalanların can simidi ve en son ümidi olan dua, her durumda yapılabilecek özel bir ibadettir. Nasıl her ibadetin bir usul ve adabı varsa, başlı başına bir ibadet olan duanın da bir takım usul ve edepleri vardır. Arifler, “Usul olmadan vusul olmaz”, “Edebi korumayana dost perdeyi açmaz” demişlerdir.

Duanın kıblesi Arş-ı Azam’dır. Arş-ı Azam ise Allah Teala’nın azametini ve saltanatını temsil eder. Kainatın kalbi olan Arş-ı Azam, ilahi hükümlerin icra makamıdır. Arş, duaların yükseldiği ve kabul edildiği yerdir. Her kul için semada Arş’a açılmış kapılar vardır. Tövbe kapısı, dua kapısı, rahmet kapısı, rızık kapısı, amellerin arz kapısı gibi. Bu kapılar, insan ölene kadar kapanmaz, yeter ki insan onlardan içeri girmesini bilsin.

Dualarımızı Arş’a yükseltecek ve ilahi huzurda kabulüne vesile olacak usul ve edepler şunlardır: Duayı süslemeli ve ilahi huzura sunulmaya hazır hale getirmeliyiz. Bunun için dua yaparken mümkünse abdestli olmalı, yüzümüzü kıble tarafına çevirmeliyiz. Elleri semaya doğru açmalı, duadan önce Allah Teala’ya hamd etmeli, O’nu güzel isimleri ile yüceltmeliyiz.

Duanın başına Allah’ın Habibi Hz. Rasulullah Efendimiz’in (s.a.v) güzel ismini eklemeli, ona salat ve selam ile duayı süslemeliyiz. Sonra kusurlarımız için istiğfar edip boyun bükerek yüce Rabbimiz’in rahmetine ne kadar muhtaç olduğumuzu halimizle dile getirmeli ve peşinden duaya geçmeliyiz. Duayı bitirirken de yine Allah Teala’ya hamdetmeli ve Efendimiz’e salavat getirmeliyiz. Dua için mübarek zaman ve mekanları güzel bir fırsat bilmeliyiz.

Bütün vakitlerde dua edilebilir, ancak dua için en güzel zaman ihtiyaç anıdır. İçine düşülen herhangi bir sıkıntı, musibet, hastalık, darlık, kuraklık, kıtlık, yalnızlık, korku, stres, manevi bunalım, gönül darlığı, kalp katılığı, şiddetli vesvese ve günahlara meyil anları dua kapısını çalma zamanlarıdır. Ayrıca farz namazlardan sonra, gecenin son üçte biri içinde, seher vakitlerinde yapılan dualar, ilahi huzura hemen yükselir. Zulme uğranıp kalbin mahzun olduğu anlarda ve Allah için yolculuk yaparken yapılan dualar da en makbul dualardandır. Maddi veya manevi bir sıkıntıya düşünce iki rekat hacet namazı kılıp peşinden dua ve istiğfar etmek sıkıntının kalkması için güzel bir vesiledir.

Bunlar duanın Arş’a yükselmesi ve kabul görmesi için zahiren dikkat edilecek vazife ve edeplerdir. Bir de işin özünü oluşturan edepler vardır. Onları şu şekilde özetleyebiliriz: İbadetlerin özünün dua olduğunu yukarıda ifade etmiştik. İnsan önce duasız kulluğun olamayacağını ve ilahi dostluğun kazanılamayacağını bilmelidir. Dua, kulluğu en güzel şekilde ifade ve ispat eder. Çünkü insanın her an ihtiyaç içinde olduğunu bilmesi ve muhtaç olduğu her şeyi sebepli veya sebepsiz olarak yaratacak yüce Yaratıcı’ya yönelmesi en büyük kulluktur. Bunu bilmek ve O’na yönelmek farzdır.

Dua kapısı hepimize açık

Dua, ümit, sevgi ve gönül hoşluğu içinde yapılmalıdır. Çünkü kendisinden bir şey istediğimiz yüce Zat, bizim hakiki dostumuz ve sahibimizdir. O bize gönlümüz kadar yakındır. Kalbimiz O’na yöneldiğinde ve dilimizden derdimiz döküldüğünde bizi dinlemektedir. Bize kendisinden istemeyi O emretmiştir. “Benden isteyin ki size vereyim” demiştir. Güzel kulluk ve samimi dua edenlere cenneti müjdelemiş, kibirlenip dua ve ibadetten kaçanlara cehennemi hazırlamıştır. (Mümin, 60)

Rasulullah Efendimiz’in (s.a.v) belirttiği gibi yüce Rabbimiz öyle zengindir ki, kendisinden istendikçe hoşnut olur. Kapısı herkese açıktır. Bütün kullara her istediklerini verse hazinesinden hiçbir şey eksilmez. Yüce Allah, affedilmek isteyeni affeder, hidayet isteyeni hidayete ulaştırır, sıhhat ve afiyet isteyeni rahatlığa kavuşturur, rızık isteyeni genişliğe çıkarır, ateşten korunmak isteyeni cehennemden uzaklaştırır. Sevgi ve rızasını isteyeni rahmetiyle destekler, cennet yoluna sevk eder. Kısaca kendisinden isteyeni seven, her istenene gücü yeten yüce Rabbimiz’den bir şey isterken devamlı sevinçli, ümitli ve mütevazı olmalıyız. Bir arifin dediği gibi, eğer Allah kullarına vermek istemeseydi, “Benden isteyiniz” buyurmazdı.

Dua eden boş çevrilmez

Duada samimi ve ısrarlı olmalıdır. “Bir kere istedim verilmedi” demek yanlıştır. Allah Teala’dan bir şey istemek kendi başına bir ibadettir. Her ibadete en azından on sevap verilir. Rasulullah (s.a.v): “İnsan, ‘Ben Allah’tan istedim de bana isteğim verilmedi’ demediği ve istemeye devam ettiği müddetçe istediği kendisine verilir” (Müslim, Tirmizi) buyurmuştur.

Efendimiz’in (s.a.v) şu müjdesi duaya sarılmak için yeterlidir: “Allah Teala, yeryüzünde dua eden hiçbir Müslümanın isteğini boş çevirmez, muhakkak bir karşılık verir. Ya kulun isteği şeyi verir, ya onun yerine kendisinden bir kötülüğü defeder ya da isteğinin karşılığını ahirete saklar.” (Tirmizi, Hakim, Müstedrek)

Bazen istediklerimiz verilmez

Allah, devamlı kendisine yalvaran kullarını çok sevmektedir. Bu nedenle bazen kulunun istediği şeyi geciktirmektedir. Çünkü bu samimi yalvarmalar en güzel zikir çeşididir. Demek ki kul Rabbi’nden bir şey ister, Rabbi onu dinler, ancak verilecek şeyi yüce Rabbi tercih eder. Bu bir hastanın durumuna benzer. Hasta doktoruna seslenir, ondan bir şeyler ister. Şefkatli doktor bu sesi işitir, fakat bazen hastanın istediğini değil, başka bir şeyi verir. Çünkü hastanın iyiliği ondadır.

Kısaca “Ey Rabbim!” diyen hiçbir kul eli boş dönmez. Duada en önemli nokta kulun kimden ne istediğini bilmesidir. Dilin ucuyla değil, kalbin içiyle dua etmelidir. Çünkü kalp ile yüce Yaratıcı arasında gafletten başka bir perde yoktur. Ne mutlu o mümine ki, devamlı dua ile Allah’ın rahmet kapısını çalmaktadır. Başka bir kapı olmadığının farkındadır.

M. Saki EROL

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İbadetlerin özü duadır
« Posted on: 28 Mart 2024, 16:27:49 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İbadetlerin özü duadır rüya tabiri,İbadetlerin özü duadır mekke canlı, İbadetlerin özü duadır kabe canlı yayın, İbadetlerin özü duadır Üç boyutlu kuran oku İbadetlerin özü duadır kuran ı kerim, İbadetlerin özü duadır peygamber kıssaları,İbadetlerin özü duadır ilitam ders soruları, İbadetlerin özü duadır önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes