๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ => Başyazı => Konuyu başlatan: Safiye Gül üzerinde 13 Eylül 2011, 13:53:53



Konu Başlığı: Çocuklarımızın ahlakı nasıl
Gönderen: Safiye Gül üzerinde 13 Eylül 2011, 13:53:53
ÇOCUKLARIMIZIN AHLAKI NASIL?

Nisan 2010 55.SAYI

Daha önceki yazılarımızda anne babanın çocuğuna bırakacağı en güzel mirasın güzel ahlak olduğunu söylemiştik. Çünkü güzel ahlak insana hem dünyasını hem de ahiretini kazandıracak en güzel sermayedir. İnsan malı, makamı ya da şöhretiyle değil ancak güzel ahlakıyla gerçek anlamda kalplerde yer eder, Rabbi’nin rızasını kazanabilecek bir kul olur. Hal böyleyken bazı anne babalar çocuklarını ahlaklı yetiştirmek hususunda bazı yanlışlara düşüyor. Bu da telafisi çok zor karakter bozukluklarına neden oluyor.
Sokaklarda lakayt hareketlerde bulunan, toplum içinde uygunsuz davranışlarıyla kınanan, büyükleriyle saygısızca konuşan çocuklar geleceğin hayırsız insanı olma yolunda ilerliyor demektir. Peki bir çocuk bunları nereden öğrenmiştir?

Hiçbir anne baba evladına “kötü biri ol” demez. Lakin evladının her türlü yanlışına göz yumarak, özellikle şımartarak, ona kötü olmayı öğretir farkına bile varmadan. Bu nedenle çocuklarımızı yetiştirirken her hareketlerini dikkatle okuyalım. Geçekten çocuksu ve geçici bir hata mı mı, yoksa fıtratını bozacak bir yanlış mı?

ÇOCUKLARIMIZA EDEP ERKAN ÖĞRETELİM

Tasavvuf yolu edep yoludur. Bu yolda gidenler edeple varılan kapıdan lütufla dönüleceğini bilir. Bir mürşide intisap eden kişi önce edepli olmayı öğrenir, o edep sayesinde de kendisine birçok güzel kapılar açılır. Kendindeki hataları görür, düzeltme fırsatı yakalar, eksiklerini tamamlar ve bu şekilde birçok güzel hasletin sahibi olur. İşte bu yüzden çocuklarımıza da edebi, edepli olmayı öğretelim. Anne babasına, büyüklerine, hocalarına hatta arkadaşlarına karşı saygılı olmayı öğretelim. Öğretelim ki daha çekirdekten, fıtratları iyiye ve güzele meyletsin.

BAŞKALARIYLA İYİ GEÇİNMENİN YOLU

Peygamber Efendimiz (s.a.v) “Mümin, başkalarıyla güzel geçinen ve kendisiyle güzel geçinilen kimsedir. Başkaları ile iyi geçinmeyen ve kendisiyle muhabbet edilip dostluk kurulamayan kimsede hayır yoktur” buyurmuştur. Evlatlarımızın hadiste belirtildiği gibi hayırlı insanlar olması için onlara bazı hasletleri kazandırmamız gerekir. Fedakarlık, cömertlik, mütevazilik, halim ve selim olmak gibi sıfatlar insanı insan yapar; çevresinin de hem sevgisini hem saygısını kazandırır.

Tam tersi bencillik, cimrilik, ukalalık ve kibirlilik gibi kötü ahlak özellikleri ise insanı hem çekilmez biri yapar, hem de Allah korusun imansızlığa kadar götürür. Kibrinden Allah’ın emrini tanımayan ve ilahi huzurdan kovulan şeytanı düşünün. Bunun gibi kötü ahlakı nedeniyle çok büyük kayıplara uğrayan birçok örnek vardır önümüzde. Çocuklarımızı böylesi kötü bir akıbetten korumak istiyorsak ahlaklarına dikkat edelim.

EN GÜZEL AHLAK O’NUNDU (S.A.V)

Şimdiki anne babaların çocuk yetiştirmekten ilk anladığı dünyalık nimetleri çocuğun önüne sermek, onu hayatın merkezine almakla oluyor. Öyle anne babalar görüyoruz ki sanki kendileri çocuk olmuş, çocukları da anne baba. Evlatları ne derse hemen yapıyor, her istediklerini yerine getiriyor. Anne babasından böyle muamele gören çocuk da tabiidir ki kendini herkesten yüksekte görmeye başlıyor. Halbuki büyüklerin de dediği gibi insan ne kadar tevazu gösterirse o kadar yükselir.

Nitekim en güzel ahlakın sahibi ve yaratılmışların en üstünü Peygamber Efendimiz (s.a.v) çok tevazu sahibiydi. Bir defasında kendisini görüp de heyecanlanan bir adamı “Heyecanlanma, ben kuru et yiyen bir kadının oğluyum” diyerek rahatlatmıştı.

M. Saki EROL