> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Ayın Konusu > Yolun İşaret Taşları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Yolun İşaret Taşları  (Okunma Sayısı 4181 defa)
10 Ekim 2014, 22:12:54
Rüveyha
Forum Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 6.764


« : 10 Ekim 2014, 22:12:54 »



Yolun İşaret Taşları

Abdurrahman Mıhcıoğlu | Mayıs 2013 | AYIN KONUSU   


    Kavramlar bir konuyu anlamada yoldaki işaret taşları ya da levhaları gibidir.

    Dinî tasavvufî sahadaki kavramlar da İslâm’ı ve onun iç dünyamızı tanzim eden disiplini olan tasavvufu anlamada hayatî öneme sahiptir. En azından temel kavramlar yeterince bilinmezse ne anlatanlar doğru anlatabilir ne de okuyan ve dinleyen tam anlayabilir.

    Kültürün değişmesiyle dinî tasavvufî kavramlar büyük ölçüde yaşayan dilden çıkmış ya da asıl anlamının yerine farklı anlamlar kazanmıştır. Bu konulardaki yaygın cehalet ve yanlışların temel sebeplerinden biri budur.


Dilde kelimelerin yanı sıra kavramlar da vardır. Bu kavramlar, özellikle bir bilim, sanat veya meslek dalı için üretilmiş, o alana dair konuları anlamamıza, tanımamıza yarayan kelimelerdir. Geniş bir anlamı uzun ifadelerle anlatma zahmetinden bizi kurtararak, tek bir kelimeye sığdırırlar. Kavramları bildiğimizde o alan hakkında temel bilgilere sahibiz demektir.

Dinî tasavvufî konuların anlatımında da pek çok kavrama başvurulur. Mesela “takva” “ihlâs” “marifet” “yakîn” “hak” “bâtıl” bunlardan sadece birkaçıdır. Bu kavramlar dergimizde de sık sık kullanılır.

Dinî tasavvufî sahadaki kavramlar yeterince bilinmezse ne anlatanlar doğru anlatabilir ne de okuyan ve dinleyen tam anlayabilir. Kültürün değişmesiyle dinî tasavvufî kavramlar büyük ölçüde yaşayan dilden çıkmış ya da asıl anlamının yerine farklı anlamlar kazanmıştır. Bu konulardaki yaygın cehalet ve yanlışların temel sebeplerinden biri budur.

Bu yazıda, yüzlerce dinî tasavvufî kavram arasında sık kullanılanlardan bir seçme yaparak küçük bir sözlük hazırladık. Kavramları olabildiğince anabaşlıklar altında sınıflandırdık.



İlk Adımlar

Şeriat; mükellefin, yani akıllı ve ergenlik çağına ermiş her müminin inanması gereken inanç esasları (akaid) ile günlük hayatındaki iş ve ibadetleri düzenleyen fıkhî hükümlerin tümüdür. Din kelimesi yerine de kullanılır. Şeriat kelimesi ülkemizde ne yazık ki politik içerik kazanmış, kimi çevreler tarafından olumsuz anlamlar yüklenmiştir.

Tarikat, yol anlamına gelen “tarik” kelimesinin çoğuludur. Zaman içinde kullanımda tekil-çoğul farkı ortadan kalkmıştır. Bir mürşid-i kâmil rehberliğinde kalbin manevi hastalıklardan temizlenmesi, nefsin terbiye edilerek bütün iş ve amellerin ihlâsla yapılması ve neticesinde Hakk’ın rızasının elde edilmesi için takip edilen metotların adıdır. Tarikatın başlıca konusu insanın bâtını yani iç alemidir.

Hakikat, tarikat yoluyla nefsin terbiye edilip kalbin manevi kirlerden arınması neticesinde erişilen mertebedir. Bu mertebede kul sebep bağlarından kurtulup her şeyde Hakk’ın kudretini görür, hadiselerin asıl yüzü kendisine açılır.

Özellikle dikkat edilmesi gereken husus, tarikat ve hakikatin şeriata uygun olma zorunluluğudur. Bir kimse tarikat veya hakikat adı altında şeriatla bağdaşmayan, şeriatı hafife alan veya göz ardı eden bir tavır benimsiyorsa, onun tarikat iddiası da hakikat iddiası da boştur.

Büyük sufiler tarikat ve hakikatin şeriatın dışında, ötesinde farklı bir alan olmadığı, şeriatın içinde mündemiç bulunduğunu ısrarla hatırlatırlar.

Zahir; bir şeyin görünen, izlenebilen, ölçülebilen tarafı manalarına gelir. Dinî emir ve yasaklar hususunda fıkıh alimlerinin “Biz zahire göre hüküm veririz. Bâtını ise ancak Allah bilir” sözü meşhurdur.

Bâtın ise zahirin tam zıddı anlamda, bir şeyin içi, gizli tarafıdır.

Sufilere göre kâinatta zahir olan, görünen her şeyin bir de bâtını, herkes tarafından görülüp bilinmeyen özü, gizli bir yanı vardır. Mesela insanın zahiri bedeni iken, bâtını kalp ve ruhu, yani iç alemidir.


Nur; aydınlık, ışık gibi manalara gelir. Tasavvufta nur, Allah Tealâ’nın ez-Zahir ismi ile kâinatta tecellisidir. Bu manada nur, Hakk’ın bütün varlıklardaki zuhuruna ve bilhassa mümin kulunun kalbindeki zuhuruna işaret eder. Ne var ki bu ilahî tecelliyi, zuhur eden nuru idrak herkes için mümkün değildir. Hz. Mevlâna’nın Mesnevi’de ifade ettiği üzere, kalp aynası paslanmış bir kimsenin Hak’tan gelen nuru hissetmesi ve yansıtması imkan dışıdır. Nuru, yani ilahî tecellileri hissetmek için kalp aynasının Allah’ın zikri ile parlatılması gerekir. Tasavvuf ile varılmak istenen hedef de budur. Yani kulun zikrullah ile kalbini parlatması, nefsini terbiye ederek zahirin ardındaki hakikati, ilahî nuru görmesi ve Rabbi’ne karşı kulluk bilincini en üst noktaya taşımasıdır.

Tecelli; açığa çıkmak, görünmek demektir. Tasavvufî manası itibariyle Hak katından gelen ve kalpte zuhur eden nurlara denir. Hücvirî k.s. da tecelliyi, kalplerini zikrullah ile saf hale getirmiş Hak erlerinin kalplerine, Hakk’ın nurlarının tesiri olarak tarif etmektedir.

Vuslat; ulaşmak, varmak, erişmek manalarına gelir. Tasavvufî manası ise, nefsin terbiyesi ve kalbin arındırılması neticesinde müridin seyr ü sülûkunu tamamlamasıdır. Mürid bu süreç neticesinde bütün kötü sıfatlardan temizlenir ve Hakk’ın razı olduğu sıfatlarla süslenir ve ilahî muhabbete nail olur. İşte bu hal de Hak ile vuslattır. Hakk’ın cemalini görmek olarak tarif edebileceğimiz asıl vuslat ise bu alemde değil, ancak Cennet’te mümkün olacaktır.

Matlub, talep edilen, istenen manasına gelir.

Maksud da kastedilen manasına gelir. Tasavvufî manaları itibariyle matlub ve maksud Allah Tealâ’dır. Zira kulun yaratılış amacı O’na ibadet ve O’nun rıza ve muhabbetini elde etmektir.

Vesile; Allah’ın sevdiği ve razı olduğu kulluğu elde etmek veya dünya ve ahirette arzulanan bir şeye nail olmak gayesiyle salih bir ameli, bir peygamberi yahut bir veli zatı vasıta kılarak Allah’tan yardım talebidir. Buharî’de geçen bir hadis-i şerifte Efendimiz s.a.v., bir mağarada mahsur kalmış üç kişinin amelini vesile ederek kurtulmak için dua edişini anlatır.

Tevessül de vesile ile aynı manadadır. Tevessülün Peygamber Efendimiz s.a.v.’in tavsiyesiyle sahabiler tarafından uygulandığı ve takip eden dönemlerde devam ettiği sabittir.

Gayb;
beş duyu ile algılanamayan ve akıl ile bilinemeyen manasına gelir. Gayb ancak Allah Tealâ’nın bildirmesiyle bilgi sahibi olacağımız bir alandır. Melekler, cennet, cehennem ve benzeri konular bizim için gaybı oluşturur ve onlar hakkındaki bilgimiz ancak Allah ve Rasulü’nün, bir de kalp gözü açık veli zatların bize bildirdiği kadardır. Hiçbir kul gayb hakkında Allah’ın bildirdiği kadardan fazlasını bilemez. O’nun dilemesi dışında bir kulun kendi zatının bir özelliği olarak gaybı bileceğine inanmak veya iddia etmek şirktir.

Alem; kâinat, dünya, bütün varlıklar gibi manalara gelir. Sufiler arasında çok çeşitli alem tanımları vardır. Genel bir tarifle izah edilmesi gerekirse, alem Allah’tan gayrı her şey, yani tüm yaratılmışlar demektir. Allah Tealâ varlıkları farklı alemlerden geçirerek gözümüzle gördüğümüz şu görünür aleme çıkarmaktadır. Bu alemler sırasıyla; alem-i ervah, alem-i misal ve alem-i şehadettir.


Alem-i Ervah; ruhlar alemi demektir. “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” sualine bütün ruhların bir ağızdan “Evet, Rabbimizsin.” dediği A’raf suresi 172. ayet-i kerime bu aleme işaret eder. Halk arasında “kâlû belâ” olarak bilinen ve ruhların henüz vücut bulup varlık sahasına gelmeden evvel bulundukları alemdir.

Alem-i Misal: Bu alemde, ruhlar aleminde bulunan her bir ferdin, şehadet aleminde bürüneceği şeklin bir benzeri meydana gelir. Yani burada görünür alemdeki her şeyin ve suretlerin bir örneği bulunur. Ruhlar alemi nuranîdir ve şehadet alemi, yani algıladığımız alem zulmanîdir. Misal alemi bu iki alemle de münasebette olduğu için iki alem arasında bir köprü vazifesi görmektedir.

Alem-i Şehadet; görünen, maddi alem demektir. Dünya gözüyle gördüğümüz ve içerisinde yaşadığımız kainatın tümü alem...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 10 Ekim 2014, 22:13:19 Gönderen: Rüveyha »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Yolun İşaret Taşları
« Posted on: 19 Nisan 2024, 06:58:30 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Yolun İşaret Taşları rüya tabiri,Yolun İşaret Taşları mekke canlı, Yolun İşaret Taşları kabe canlı yayın, Yolun İşaret Taşları Üç boyutlu kuran oku Yolun İşaret Taşları kuran ı kerim, Yolun İşaret Taşları peygamber kıssaları,Yolun İşaret Taşları ilitam ders soruları, Yolun İşaret Taşlarıönlisans arapça,
Logged
10 Ekim 2014, 22:29:47
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #1 : 10 Ekim 2014, 22:29:47 »

Esselamü aleykum ;yazandan ve okumamıza vesile olandan Rahman razı gelsin inşallah..oldukça önemli bir konu..
bilmediğim terimler de vardı açıklamalarda.öğrenmiş oldum inşallah.Rabbim unutturmasın inşallah..

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

24 Kasım 2014, 21:59:02
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #2 : 24 Kasım 2014, 21:59:02 »

Aleykümselam.Rabbim razı olsun paylaşımdan Rüveyha abla.Okuyup,öğrenmemize vesile oldunuz....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes