> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Ayın Konusu > Ümmet Derken
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Ümmet Derken  (Okunma Sayısı 1322 defa)
05 Temmuz 2011, 21:58:12
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 05 Temmuz 2011, 21:58:12 »



Ümmet Derken...


Mart 2011 147.SAYI

Ebubekir SİFİL kaleme aldı, AYIN KONUSU bölümünde yayınlandı.

Müslüman zihninin ‘ümmetçi düşünce’nin dar ve eski kalıbına sıkışmış olduğunu iddia edenler, ümmet kelimesinin bütün insanlığı kuşattığını bilmiyorlar.

Evet; kendisinden sonra kıyamete kadarki bütün nesiller Hz. Peygamber s.a.v. Efendimiz’in ümmetidir.

Bu durum, müslümanı büyük insanlık ailesiyle önemli bir paydada irtibatlı kılarken, ilahî daveti kabul etme ayrıcalığına ulaşmış olmanın sorumluluğunu da hatırlatmaktadır.,

Müslüman, Ümmet-i Muhammed’in hakla hakikatle tanışamamış ya da arasına mesafe koymuş kesimlerini “ümmet-i davet” olarak görür, ona göre hareket eder.

Kur’an-ı Kerim’de 64 yerde geçen bir kelime olarak Ümmet, çok farklı toplulukları ifade etmektedir. Bu kelimenin geçtiği ayetlere baktığımız zaman, aynı coğrafyada yaşayan, aynı inanç ve kültüre sahip olan, aynı peygambere inanan insanlar, hatta aynı özelliklere sahip topluluk içindeki özel bir grup… hakkında kullanıldığını görüyoruz. (Enbiya, 92; Zuhruf, 22; En’am, 42; Ra’d, 30…)

Yüce Kitabımız’da, başlangıçta bütün insanların bir tek ümmet olduğu haber verilmekte, bilahare aralarında inanca dair ihtilaflar çıktığı, hak yoldan sapmalar olduğu ve bu yüzden peygamberler gönderilmeye başlandığı bildirilmektedir. (Bakara, 213)

Ümmet kelimesi sadece insanlar hakkında değil, cinler ve hatta diğer canlılar hakkında da kullanılmaktadır:

“Ve yerde yürüyen hiçbir hayvan ve iki kanadı ile uçan bir kuş yoktur ki, onlar sizin gibi ümmet olmasınlar. Biz kitapta hiçbir şeyi noksan bırakmadık, sonra Rablerinin huzuruna sevkolunacaklardır.” (En’am, 38) ayeti bu noktayı ifade etmektedir.

Hadis-i şeriflere baktığımızda ise “Ümmet-i Muhammed” veya “Ümmetim” ifadesiyle hem müminlerin, hem de inkârcıların kastedildiğini görüyoruz. Biraz sonra bu hususu detaylı olarak göreceğiz.

Ümmet kelimesinin Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerdeki bu kullanımlarını dikkate alan ulemamız, aynı dine inanan, aynı coğrafyada yaşayan, aynı zamanda yaşayan, aynı ülküye bağlanan… insan topluluklarının hepsine ümmet deneceğini söylemiştir. (el-Münâvî, Feyzu’l-Kadîr, 2/185)

“Ümmet” kim?

Ulema, Efendimiz s.a.v.’in beyanlarından yola çıkarak “Ümmet-i Muhammed” tabirinin iki kısım insanı anlattığını söylemiştir:

• Bütün insanlık/ Ümmet-i davet
• Müslümanlar/ Ümmet-i icabet. (et-Tehânevî, Keşşâfu Istılâhâti’l-Fünûn, 1/262)

Ebu Nasr el-Kelâbâzî ise bu taksimi biraz daha dakik bir şekilde şöyle ifade etmektedir:

• Ümmet-i davet,
• Ümmet-i İcabet,
• Ümmet-i itaat. (İbn Hacer, Fethu’l-Bârî, 11/411)

Bu üçlü taksim üzerinden giderek konuyu açıklamaya çalışalım.

Ümmet-i davet


Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz’in tebliğ ve davetine muhatap olan insan ve cin nevinden bütün varlıklar... “Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiya, 107) ayeti, başka pek çok hususa delalet ediyor olmakla birlikte, temelde Efendimiz s.a.v.’in tebliğ ve davetinin şümulünü ifade etme noktasında dikkatimizi bu noktaya çekmektedir.

Efendimiz s.a.v. de bu hususu şöyle dile getirmiştir:

“Benden önceki hiçbir peygambere verilmeyen şu beş özellik bana ihsan edildi:

Düşmanlarımın kalbine bir aylık yoldan korku salarım.

Yeryüzü bana temizleyici ve mescit kılındı. (Abdest için su bulunmayınca yeryüzü cinsinden bir şeyle teyemmüm edebilme ve namaz için belli bir mekân şart olmayıp, vakit geldiğinde gerekli özellikleri taşıyan her yerde namaz kılabilme).

Bana ganimetler helal kılındı.

Ahirette şefaat-i kübra (en büyük şefaat) yetkisi bana verildi.

Benden önceki peygamberler sadece kendi kavimlerine gönderildikleri halde, ben bütün insanlığa gönderildim.” (Buharî, Müslim)

Bir an için aklımıza şöyle bir soru gelebilir:

“Efendimiz s.a.v.’in bütün insanlığa peygamber olarak gönderilmesi, tebliğ ve davete muhatap olan herkesin ‘Ümmet-i Muhammed’ olarak isimlendirilmesini gerektirmez.” Ancak bizzat Efendimiz s.a.v.’in bu durumu açık bir şekilde ifade etmiş olması, bu noktada herhangi bir şüpheye mahal bırakmamaktadır. Şöyle buyurmuştur Rasul-i Kibriya s.a.v. Efendimiz:

“Nefsimi kudret elinde tutan Cenab-ı Hakk’a yemin olsun ki, bu ümmetten, yahudi olsun, hıristiyan olsun, beni(m davetimi gereği gibi) işitip de sonra bana iman etmeden ölen hiç kimse yoktur ki, cehennem ehlinden olmasın.” (Müslim)

Bu hadis-i şerif, Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz’in tebliğ ve davetine muhatap olan bütün insanların “Ümmet-i davet” olduğunu açık bir şekilde anlatmaktadır. Aksi halde burada geçen “bu ümmet” tabirinin yahudi ve hıristiyanları da içine almasını izah etmek imkansız olacaktır.

Son zamanlarda bazı çevrelerin, bu ve benzeri hadislerde yahudi ve hıristiyanlar hakkında da “Ümmetim” tabirinin kullanılmış olmasından hareketle onların da Ümmet-i Muhammed’e dahil olduğu, dolayısıyla “mümin” sayılması gerektiği gibi tezler ileri sürdüğü görülmektedir.

Bu bâtıl yaklaşım kabul edildiğinde Kur’an ve Sünnet’in kendi kendisini -hâşâ- yalanladığı söylenmiş olacaktır. Bu iki kaynağın üzerinde hassasiyetle durduğu iman-küfür ayrımı ve bu ikisi arasındaki sınırın titizlikle muhafazası, yüklendiğimiz emanetin en temel unsurudur. Bu sebeple gerek Kur’an gerekse Sünnet, ümmet-i daveti ısrarla iman etmeye çağırmıştır, çağırmaktadır. Bu, “ümmet” kelimesinin mana ve maksadı hakkındaki bilgi eksikliğinden kaynaklanan bir vehimden başka bir şey değildir.

Yine bir başka hadiste şöyle buyurulmuştur:

“Diretenler hariç, ümmetimin tamamı cennete girecektir.”

Sahabe,

– Diretenler kimdir ey Allah’ın Rasulü, diye sorduğunda şöyle mukabele etmiştir:

“Bana itaat eden beni tasdik etmiştir (mü’mindir, cennete gidecektir). Bana isyan edenlerse diretmiştir (dolayısıyla cehenneme gidecektir).” (Buhârî)

Yine Efendimiz s.a.v.’in, insanlar yanında cinlere de peygamber olarak gönderilmiş olması bu durumun ifadesidir. Yani Ümmet-i davet’in içinde cinler alemi de bir bütün olarak bulunmaktadır. Zira O’nun cinlere de tebliğde bulunduğunu haber veren ayetlerin (Ahkâf, 29; Cinn, 1; vd.) açık delaleti yanında, “alemlere” rahmet olarak gönderildiğini ifade eden ayet (Enbiya, 21) de şüphesiz cinlerin de tebliğ kapsamında bulunduğunu anlatmaktadır.

Ümmet-i icabet

İnsan ve cinler arasından, ilahî çağrıya ve nebevî davete olumlu cevap verip “müminler” sınıfına girenlere “Ümmet-i icabet” deniyor. “Ümmet-i Muhammed” dendiğinde, Ümmet-i davet’in de kastedildiğini gösteren özel bir delil bulunmadıkça münhasıran “Ümmet-i icabet”, yani müminler topluluğu kastedilir. Hadis-i şeriflerde yer alan bütün “benim ümmetim”, “bu ümmet” gibi ifadeler hakkında bu söylediğimiz kaide geçerlidir.

Ümmet-i icabet diğer insan topluluklarına kıyasla belirgin bir üstünlüğe ve hususiyete sahiptir. Bu üstünlük ve hususiyet, onun yaratılış maksadına uygun inancı ve hayat tarzını tercih etmesinden, ilahî çağrıya olumlu karşılık vermesinden gelmektedir.

“Gevşemeyin, mahzun olmayın; (gerçekten) iman etmiş kimselerseniz, üstün olan sizlersiniz.” (Âl-i İmran, 139) ayet-i kerimesi, Ümmet-i icabetin ümmet-i davet karşısındaki konumunu ve durumunu dikkatimize sunan ilahî beyanlardan sadece birisidir.

Ümmet-i icabet, ilke olarak Efendimiz s.a.v.’e itaat ve ittiba etmekle birlikte, dinin emir ve hükümlerini yerine getirme konusunda gerekli titizliği göstermeyenleri de içine alan geniş bir kavramdır.

Ümmet-i itaat

Bu tabir, “Ümmet-i icabet” içinde özel bir kesimi anlatmaktadır ki, Kelâbâzî bunları “amel-i salih işleyen müminler” olarak ifade etmiştir. Bu tariften hareketle “Ümmet-i itaat”in, Allah Tealâ’ya ve Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz’e “gerektiği gibi” itaat edenleri anlattığını söylemek mümkündür. Bilhassa Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz’e ittiba olmadan, O’nun sünnetini rehber edinmeden amel-i salih işlemenin mümkün olmayacağı dikkate alındığında, bu noktanın daha iyi anlaşılacağı şüphesizdir.

Kur’an ve Sünnet’e itaatin, bu iki kaynağı bize aktaran Sahabe-i Kiram’a ittiba olmadan tahakkuk etmeyeceği de bir başka gerçektir. Tıpkı Kur’an’ın muradını ancak Sünnet’e başvurarak anlamaktan başka bir yolumuz bulunmadığı gibi, Sünnet’in mana, maksat ve rehberliğine de ancak Sahabe-i Kiram’ın kılavuzluğunda vasıl olabiliriz.

Bu hakikatin bizi götüreceği nokta Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat’ten başkası değildir. Zira gerek geçmişte ortaya çıkmış bulunan ve bir kısmı varlığını bugün de devam ettiren, gerekse günümüzde ortaya çıkan bid’at fırkaların tamamı, en temelde Sahabe-i Kiram’a dinde tanınması gereken mevkii tanımadıkları için bid’at yollara sapmışlardır. Dolayısıyla, Ümmet-i itaatin Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Kurtuluş gemisine binmek

Varlık aleminin tamamı dikkate alındığında Ümmet-i davetten olmak bir ayrıcalık olarak ortaya çıkar. Yani akıllı, iradeli varlıklar olarak yaratılmış bulunmak şüphesiz bir ayrıcalıktır. Ancak bu ayrıcalık aynı zamanda bir mükellefiyeti de beraberinde getirir: İman etme ve salih amel işleme mükellefiyeti... Biz bu cümleyi, “insan olmak, iman etmeyi gerektirir” şeklinde de kurabiliriz.

Evet, iman etmekle insan olmanın en temel gereğini yerine getirmiş olan, yani “mümin” ol...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Ümmet Derken
« Posted on: 19 Nisan 2024, 04:20:12 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Ümmet Derken rüya tabiri,Ümmet Derken mekke canlı, Ümmet Derken kabe canlı yayın, Ümmet Derken Üç boyutlu kuran oku Ümmet Derken kuran ı kerim, Ümmet Derken peygamber kıssaları,Ümmet Derken ilitam ders soruları, Ümmet Derkenönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes