> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Ayın Konusu > Modern Eğitim ya da Kaş Yaparken Göz Çıkarmak
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Modern Eğitim ya da Kaş Yaparken Göz Çıkarmak  (Okunma Sayısı 1361 defa)
25 Eylül 2011, 11:54:40
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 25 Eylül 2011, 11:54:40 »



Modern Eğitim ya da Kaş Yaparken Göz Çıkarmak



Eylül 2007 105.SAYI


Ali YURTGEZEN kaleme aldı, AYIN KONUSU bölümünde yayınlandı.

Hiç kimse “eğitim kötüdür” demez. Aksine “eğitim şart” deriz, her sorunun çözümünde eğitimi başta sayarız.

Fakat en başta kendi çocuğumuza, komşumuzunkine, mahalledekilere bakınca şaşırır, sarsılırız. Okulun, diplomanın pek de çözüm olmadığını fark ederiz.

Tam da okullar açılırken, şu eğitim meselesinde arıza aslında nerededir, bizim elimizden gelen nedir, bir kez daha düşünmekte sayısız fayda var.


ÇOCUKLARIMIZI ÖLDÜRMEYELİM


Cahiliyye Araplarının ya utanç sebebi saydıkları için, ya da yoksulluk endişesinden dolayı özellikle kız çocuklarını öldürdükleri biliniyor. İslâmiyet öncesi başka birçok toplumda da çocukların sahte tanrılara kurban edilmesi geleneğinden haberdarız. Kur’an-ı Kerim’de “cahillikle” ve “akılsızca” işlenmiş bu cinayetlere dikkat çekilerek “Çocuklarınızı öldürmeyin!” (En’am: 151, İsrâ: 31) buyurulur.

Kur’an’da ifade ediliş tarzından, “Çocuklarınızı öldürmeyin” emrinin, eski devirlere özgü vahşi adetleri yahut doğum kontrolü metotlarını da aşan bir sakındırmayı kapsadığı anlaşılmaktadır. Esasen çocukların öldürülmesi bir sonuçtur. Bu sonuca yol açan cehalet ve akledememe hali sürdürüldükçe, bir şekilde çocukların öldürülmesi de sürdürülecektir.

“ÖLDÜRME”Yİ NASIL ANLAMALI?

“Öldürme”yi dar anlamda “bir canlının dünya hayatına son vermek” şeklinde anlamamak gerekiyor. Hayat sadece “dünya hayatı” ndan, bedenin ömründen ibaret değil. Bir de ahiret hayatı var. Kişinin, hele de bunlar kendi çocuklarımız ise, ahirette azap görmesine, helak olmasına sebebiyet verecek tutumlarımız, onların bu dünyadaki zaten geçici canlarına kıymaktan daha büyük bir cinayettir kendi hesabımıza. Bu arada bizim irfanımızda kimin “ölü”, kimin gerçekten “diri” sayıldığı da unutulmamalıdır.

Canlılık, Hz. Âdem a.s.’ın balçıktan yaratılmış bedenine üşenen “ilâhi nefha” ile başlar ve o nefhanın varlığı ile kaim olur. Onun için tasavvufta Hakk’ın varlığını kalplerinde hissetmeyenler zahirde sağ görünseler de hakikatte ölüdürler. İbn Arabî, “amelle kendini dışa vuran hakikat bilgisi” ni diri olmanın şartı sayar. Ona göre Allah’ı tesbih etmeyen bir insan, nefes alıp verse de diri değildir.

Manen ölmüş kavimlere gönderildikleri içindir ki “peygamberlerin tebliğe başlaması” anlamına kullanılan “bi’set” kelimesi, aslında “ölüleri diriltmek” demektir. İnsan mümin de olsa her zaman böyle bir ölme ve öldürme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Enfâl Suresinin 24. ayetinde “müminlerin”, onlara “hayat verecek”, onları diriltecek “peygamber davetine icabet etmeleri” tembihlenmiştir bu yüzden.

“Çocuklarınızı öldürmeyin!” emrini, Tahrim Suresinin 6. ayetindeki, “Ey iman edenler! Kendinizi ve (terbiyesiyle yükümlü olduğunuz) aile efradınızı, yakıtı insanlar ve taşlar olan cehennemden koruyun!” uyarısı gibi de anlamak gerekiyor öyleyse.

ÇOCUKLARI KORUMANIN YOLU


Tahrim Suresinin bu ayeti nazil olunca Hz. Ömer r.a. Peygamber s.a.v. Efendimize gelir ve:

- Ya Rasulallah! Kendimizi koruruz, fakat ehlimizi nasıl koruyacağız, diye sorar.

Efendimiz s.a.v. şöyle buyurur:

- Allah’ın sizi sakındırdığı şeylerden onları da sakındırırsınız ve Allah’ın size emrettiği şeyleri onlara emredersiniz. İşte bu onları korumak demektir.

“Güzel bir şekilde terbiye edilmesi” ni çocuğun babası üzerindeki en önemli hakkı olarak belirleyen, babanın aile fertlerine “edep ve terbiye kazandırma” sorumluluğunu vurgulayan hadis-i şerişeri de dikkate alan İslâm alimleri, “iyiliği emir, kötülükten sakındırma” farz-ı kifayesinin, çocuklarını terbiye yükümlülüğünün ifasında ebeveyn için farz-ı ayın haline geldiğini söylemişlerdir.

Peygamberimiz s.a.v., cihada katılmak için kendisine müracaat eden bazı Müslümanları, arkalarında bıraktıkları çoluk çocuklarıyla ilgilenecek kimseleri olmadığını öğrenince geri çevirmiş; “Ailenizin yanına dönün, çünkü cihadın iyisi onların içerisindedir.” buyurarak “terbiye” görevini “cihat” gibi bir sevaba öncelemiştir.

Şu halde alemlerin Rabbi olan Allah’ın koyduğu ölçüler çerçevesinde çocuklarını terbiye etmeyen, onlara kulluk şuuru kazandırmayan ana-babalar, bakımındaki ihmal sebebiyle fidanların kurumasına sebep olmak
gibi bir “katl”den sorumludurlar.

CİNAYETE ORTAK OLMAMAK İÇİN


Çocuklarımız bizim göz bebeklerimizdir. Onların hem dünyada hem ahirette her türlü güzelliğe nail olması için elimizden geleni yaparız. Bu niyetle onlara dinini öğretir, edep ve terbiye kazandırmaya çalışırız. Müslüman için çocuğunu öldürmek, evladını kendi eliyle ateşe atmak gibi bir cinayetin söz konusu bile olmaması gerekir. Zaten çocuklarını öldürenler, cahiliyye Arapları gibi, İslâmiyet öncesinin sapkın topluluklarıdır.

Peki ama Cenab-ı Hak, Tahrim Suresinin 6. ayetinde, çocuklarımızın mutlak anlamda helâkine yol açacak bir cinayetten neden “müminleri” sakındırmış, neden “çocuklarını cehennemden koruması” için “iman edenleri” özellikle ikaz etmiştir?

Demek ki iman iddiasında bulunan Müslümanların da çocuklarını yetiştirme konusunda problemleri vardır ve bu problemler ebedi mutluluğuna mal olmak suretiyle çocukların helâkini hazırlamakta, manen onları
öldürmektedir.

Elbette içinde yaşadığımız ortamın bozukluğu ve irademizi aşan olumsuzluklar sebebiyle çocuklarımızın heba edilmesi bizi birinci derecede sorumlu kılmaz. Ama şöyle veya böyle, sonuçta heba olan bizim
çocuklarımızdır. Onları manen öldüren sebepler ve tutumlar üzerinde yeterince fikir sahibi olamayışımız, ihmal ve ihtiyatsızlıklarımız, niyetimize rağmen bizi bu cinayetlere ortak etmektedir.

Çocuklarımızın iyiliğini istemek yetmiyor; bu iyiliklerin ne kadar “iyilik” olduğunu sorgulamamız gerekiyor. Zira cahiliyye dönemlerinde de bu cinayeti işleyenler, yaptıkları şeyin doğru, faydalı veya iyi olduğuna inanıyorlardı.

BAŞKALARINI ISLAHIN ŞARTI


Hatalı bir davranışını gördüğünde çocuğuna nasihat etmeyen yok gibidir. Ebeveynler olarak çok zaman onları karşımıza alır, “şu doğrudur, şu yanlıştır,” der; iyiliği emredip kötülüklerden sakındırırız. Peygamber Efendimiz s.a.v.’in çocuklarımızı salih insanlar olarak yetiştirmek, ateşten korumak, onların helâkini önlemek için tavsiye buyurduğu “emr-i bi’l-ma’ruf ve nehy-i an’il-münker: iyiye yöneltmek, kötüden alıkoymak” metodunun uygulamasıdır bu.

Fakat genellikle etkili olamadığımızı görür, zamane çocuklarının söz dinlememesinden, onlar için örnek teşkil eden “kötü”lerin çokluğundan ve cazibesinden yakınırız. İşte tam bu noktada dönüp kendimize bakmamız, onlara verdiğimiz öğütleri ne kadar yaşadığımızı açık yüreklilikle sorgulamamız icap ediyor.

“Başkasını ıslah, salâh nisabının zekâtıdır” diyor İmam-ı Gazali r.a. ve şöyle soruyor: “Kendisi salih olmayan başkasını nasıl ıslah edebilir? Ağaç doğrulmadan, gölge nasıl doğrulabilir?”

Çocuk terbiyesinde “söz” değil “model” önemlidir. Doğru da olsa, söyledikleriniz *ilinize yansımıyorsa eğer, siz çocuk için “söylediklerini yapmayan bir model”siniz. O, böyle bir modelden ancak “ikiyüzlülük
davranışı”nı alabilir. Artık ona göre söylenenlerin yapılmamasında yahut söylenenler ile yapılanlar arasında çelişki bulunmasında hiçbir sakınca yoktur.

ÇOCUKLAR İÇİN NASIL BİR İYİLİK DÜŞÜNÜYORUZ?

Sorulduğunda hepimiz ahireti kazanmak üzere şu geçici dünyada bir imtihandan geçtiğimizi söyleriz. Bu inanış, her adımımızı ahiretteki hesabı gözeterek atmamızı gerektirir. Hem iki cihan saadetine erişmelerini her şeyden çok istediğimiz için, hem de dünya imtihanımızın bir icabı olarak çocuklarımızı imanlı, ahlâklı, edepli yetiştirmeye çalışırken de bu nihaî hesabı gözetmemiz gerekiyor.

Çocuklarımızın iyiliği ve geleceği adına neler yapıyoruz peki? Ve evlad ü ıyalimizin ateşten korunmasına yarayacak şeyler midir bütün bu yaptıklarımız?

Bugün eğitim öğretim adına artık iyice normalleşen çılgınlıklar mütedeyyin insanlara da sirayet etti. Modern okulların birer “eğitim yuvası” olduğu hurafesi işimize geldi; mürebbilik yükümlülüğümüzü rafa kaldırdık. Çocuğumuzu iyi bir okula kaydettirebilmek için adeta kendimizi parçaladık. Hiçbir fedakârlıktan kaçınmadan hep bir sonraki “iyi okul”un sınavlarına hazırladık evladımızı. Her istediğini aldık, her dediğini yaptık. Okusun, kariyer yapsın, para ve nüfuz kazandıran bir mesleğe sahip olsun diye bütün imkanlarımızı seferber ettik. Bazen sınav başarısızlıkları dünyamızı kararttı, bazen bir yığın “faydasız bilgi” ile aldığı yüksek puanlardan dolayı günlerce bayram ettik.

Böyle bir eğitim süreci “dünyevîleşmiş insan” inşa eder. Bu, “okul” veya mevcut “eğitim sistemi” adına bir sapma değildir. Zira “dünyevîleştirme”, modern bir kurum olarak “okul”un en temel fonksiyonudur.

MODERNİZM “BEŞER”İ “ADAM” ETMEZ


Eğitimin hedefine koyduğu “başarı”yı dünyevî faydaya indirgeyen ve tamamen insana ait bir kazanım olarak gören modern anlayış, bu kabul çerçevesinde anlamlı, verimli, tutarlı teknikler geliştirmiştir şüphesiz. Ancak, katettiğiniz yol sonuçta sizi getirip bir uçurumdan aşağı yuvarlıyorsa, yolculuk sırasındaki vasıtanızın kalitesi, konforunun ve hızının yüksekliği hiçbir değer ifade etmez.

Dünyanın dışına çıkamayan modern eğitim ve onun putlaştırdığı “başarı” anlayışı, bütün fiyakasına rağmen, ölümün aşılamaz duvarına toslayıp yer ile yeksan olmaya mahkumdur. Çünkü Sırat-ı Müstakim
üzere değildir. Modernizmin özünde Cenab-...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Modern Eğitim ya da Kaş Yaparken Göz Çıkarmak
« Posted on: 28 Mart 2024, 22:14:47 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Modern Eğitim ya da Kaş Yaparken Göz Çıkarmak rüya tabiri,Modern Eğitim ya da Kaş Yaparken Göz Çıkarmak mekke canlı, Modern Eğitim ya da Kaş Yaparken Göz Çıkarmak kabe canlı yayın, Modern Eğitim ya da Kaş Yaparken Göz Çıkarmak Üç boyutlu kuran oku Modern Eğitim ya da Kaş Yaparken Göz Çıkarmak kuran ı kerim, Modern Eğitim ya da Kaş Yaparken Göz Çıkarmak peygamber kıssaları,Modern Eğitim ya da Kaş Yaparken Göz Çıkarmak ilitam ders soruları, Modern Eğitim ya da Kaş Yaparken Göz Çıkarmak önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes