> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Ayın Konusu > Bir Günah Bir Yudum Zehir
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bir Günah Bir Yudum Zehir  (Okunma Sayısı 1728 defa)
09 Kasım 2011, 22:09:15
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 09 Kasım 2011, 22:09:15 »



Bir Günah Bir Yudum Zehir


Ekim 2005 82.SAYI


Mahmut ÇETİN
kaleme aldı, AYIN KONUSU bölümünde yayınlandı.


Günah, ruha içirilmiş bir zakkumdur.

Günah işleyen insan, kendi ruhunu dinamitlemiştir.

Günahtan zevk alan insan sefildir. Çünkü insana bahşedilen kabiliyetler, ulvî duygular günahla kararmaya başlar.

Günah işlemeye ısrarla devam edenin iradesi, direnmesi ve yenilenme kudreti kalmaz.

Günah, kalbî hayatı çepeçevre saran zehirli bir dumandır.

Bu duman fırtınasına maruz kalan insan kurur; bu zehirli havayı teneffüs eden, manen ölür. Her ne kadar diri gözükse de...

Günah, fıtratla zıtlaşmadır. Günah, insanın aslî yani fıtrî olandan sapmasıdır. İnsan günah ile Hak'tan saptığı zaman kendisi olmaktan çıkıyor ve kendi cehennemini oluşturuyor. Fıtrî olan, iyi asfaltlanmış otoban yola benzer. Bu yolda arabanızı güvenle kullanabilirsiniz. Çünkü sürücü olarak ne siz yorulur ve endişelenirsiniz ne de arabanızın motoru zorlanır. Eğer ana yoldan çıkar, patika yola girerseniz, bu yolun çukurları, kayganlığı, taşları ve yol kenarlarındaki dikenleri size rahat vermeyecektir; belki de bir kaza ile sizin sonunuzu hazırlayacaktır.

Allah'ın sınırlarını göz ardı etmek

Kur'an'da günah anlamında kullanılan kelimelerden biri olan fücur kelimesi, Hak yoldan sapış anlamındadır. Elmalılı Hamdi Yazır der ki: “Fücur, Hak'tan sapıp Hak yolunu yarmak ve Hak nizamından çıkıp fısk ve isyana düşmektir. Bilhassa zina, yalan vs. gibi edepsizlikler yoluyla şer ve isyana düşmeye fücur denir.” (Hak Dini Kur'an Dili 8/5857). Fücur işleyen yani fâcir kimse, hem kendisini hem de çevresindeki diğer insanları karanlığın içine atar.

Günah, Kur'an'da on ayrı ayette belirtilen Allah'ın sınırlarını ( hududullah ) aşmaktır:

“Bunlar Allah'ın sınırlarıdır. Kim Allah'ın sınırlarını geçerse, kendisine yazık etmiş olur.” (Talak, 1)

“İşte bunlar Allah'ın sınırlarıdır, sakın bunları aşmayın. Kimler Allah'ın sınırlarını aşarsa işte onlar zalimlerdir.” (Bakara, 229) “Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır (bu sınırları tanımayan) kâfirler için acı bir azap vardır.” (Mücadele, 4)

Küçük günahlardan sakınma, insanı sınıra doğru gitmekten alıkoyarken, büyük günahlardan sakınma, bu sınırı geçip insanı helâk olmaktan korur. Büyük günah işlemek, Allah'ın hem ruhî hem de maddî anlamda belirlediği insan-kâinat bütünlüğünü parçalamak demektir.

Günah nedir?

Nevvas b. Sem'an r.a. bir gün Rasulullah s.a.v.'e “İyilik ve günah nedir?” diye sordu. Hz. Peygamber s.a.v. de ona şöyle cevap verdi: “İyilik, ahlâkın güzel olmasıdır. Günah ise, kalbini tırmalayıp, insanların da muttali olmasından hoşlanmadığın şeylerdir.” (Tirmizî, Zühd, 52)

Hadiste belirtildiği üzere, günah insanın vicdanını ve kalbini rahatsız eder. Aynı zamanda insan, işlediği günahından başkalarının haberdar olmasını istemez.

Şah Veliyullah ed- Dihlevî ise günahı şöyle tarif etmiştir: “Günah, insanın şeytana uyarak yaptığı ve arzusunda fanî olduğu, dünyada ve ahirette cezasını çektiği, bütün mükemmel olanları fesada uğratan, Allah'a itaate ters olan ve Allah ile kul arasındaki perdeyi kuvvetlendiren her fiildir.” ( Hüccetullahi'l - Bâliğa , I/121)

Günahlar, eğer tevbe edilmezse, amip denilen tek hücreli canlının bölünerek çoğalması gibi sürekli büyürler. Tevbe etmeyen kişi, günahını benimsemiş demektir. Bir başka ifadeyle bu günahı işlemeye devam edecek demektir.

Günahlar büyük ve küçük olarak ikiye ayrılsa da ve mahiyeti itibarıyla birbirinden farklı olsalar da, aslında aynı merkezden kaynaklanmaktadırlar. Günahların merkezi nefsimizdir. Nefsimizin sınır tanımaz ve doymak bilmez istekleri bizleri helâke doğru götürmektedir. Bu istekler baştan hoş görünebilir; hatta bir kerelik veya nasıl olsa küçük bir günah denebilir. Ancak unutmamalıyız ki, çeşidi ne olursa olsun günahın öncesi tatlı, sonu ise zehirdir.

Günahı önemsiz görünce

Günahı küçümsemek, onların artmasına ve sonuçta kalbin kararmasına sebep olmaktadır. Peygamber Efendimiz s.a.v ., çok sık tekrarlanan bir hadisi şerifinde: “İnsan bir günah işlediğinde kalbinde küçük bir siyah leke olur. Günahlarına devam ettikçe lekeler büyür ve zamanla bütün kalbi kaplar.” buyurmaktadır.

Küçük günahlarda ısrar, onların büyümesiyle; büyük günahların tekrarı ise nefsimizin iyice azması ve bedenimizde egemen olmasıyla sonuçlanır.

Hz. Peygamberimiz, “Üzerinde ısrar edildikçe, küçük günah yoktur” buyurmuştur. (el- Irâkî , el- Muğnî , IV/ 22-23 ). Bir başka hadisi şerifte de: “Ey Aişe ! Göze önemsiz görünen günahlardan sakın! Çünkü bu günahlar için, Allah tarafından görevlendirilmiş bir görevli vardır. Küçük günahlar insanda bir araya gelince onu helâk eder.” buyurur. ( İbn Mace , Zühd , 29)

Kısaca, küçük veya büyük günahların insandaki temel etkisi, onun ruhunda deprem meydana getirmesidir. Ruh ve kalp alt-üst olmuştur ve ilâhî özü taşıyan ruh ve kalp o kişide fonksiyonlarını yerine getirememektedirler. Tevbe etmedikçe insan yalnız ve dayanaksızdır.

Bir müslümana arkadaşından gelen sıkıntılar nasıl onun günahları sebebiyle ise, bir toplumu sarsan musibetler de günahlar sebebiyle olabilir. Çünkü sıkıntı ve belalar, bazen gafletimizden dolayı bizlere bir uyarı, bazen günahlarımıza keffaret , bazen de üst derecelere çıkabilmemiz için meydana gelirler.

Neden günah işleriz?

İnsanı günaha sevkeden temel faktörler dahilîdir , yani insanın yapısında bulunan meyil ve arzulardır. Bu meyil ve arzuların, kötülüklerin kaynağı ise, yukarıda da söylediğimiz gibi, nefsimizdir. Çünkü nefs , “alabildiğine kötülüğü emreden” (Yusuf, 53) ve kişiyi günaha yöneltmek için fısıltılar halinde sürekli telkinde bulunan ( Necm , 23) bir güçtür. Nefsin bu aşamasına nefs -i emmâre denir ki, insan varlığının en aşağı tabakası olup, bütün kötü huy ve hareketlerin merkezidir. Aynı zamanda bu seviyedeki nefs , heva ve heveslerimizin de kaynağıdır. Peygamberimiz tarafından, kendisine karşı yapılacak cihadın, cihadların en büyüğü olarak belirtilen nefs , bu nefstir .

İnsanı günah işlemesi için dışarıdan etkileyen faktörler de vardır. Bunların başında şeytanın mevcudiyeti ve onun tahrikleri gelir. Aldatıcı vaadlerine kulak verdiğimizde ve onun isteklerine uyduğumuzda bizi günahların içine iten ve böylece cehenneme sürükleyen şeytan, insan ile Allah arasındaki ilişkilerde sürekli olarak insanın önüne engeller koymaktadır.

Kur'an'da şeytanın bahsi nefse göre daha çoktur. Çünkü nefsin kötülükleri ve bozgunculuğunda şeytanın vesvesesinin rolü büyüktür. Uyuyan kötü düşünceler hep onun tarafından motive edilir. Böyle bir anda insan Rabbi'ni hatırlar da, O'na karşı huşû duyarsa, aklı nurlanır, bu nur daha sonra kalbe girer ve günaha davet eden şeytanı yenebilir.

Dış faktörler içinde dünya hayatının cazibesini de unutmamak lazımdır. Ölümsüz bir dünya hayatı içgüdüsü ve bundan dolayı da ahireti düşünmeme tavrı (Bakara, 95-96 ) insana nice günahlar işletir. Kendini bu psikolojiye kaptıran insan, hayat sadece bu dünyadan ibaretmiş gibi pervasızca hareket etme arzusuna kapılır ve nefsî istekleri tatmin etme duygusunun baskısıyla günaha kolayca kayabilir.

Rabbimiz'i unutmak, kendimizi unutmak

Muhyiddin-i Rumî k.s. Hazretleri, etrafında toplanan müridlerine sormuş: “En büyük günah nedir, biliyor musunuz?” Müridleri cevaben “Hayır!” demişler. Hazret, merakla bekleyen insanlara en büyük günahın Allah'ı unutmak olduğunu söylemiş. Bunun nasıl olduğunu soranlara da: “Allah'ı unutarak iş yapmaktır ki, böyle işlerin hiç kıymeti yoktur.” diye buyurmuş.

Allah'ı unutmak, aynı zamanda kendimizi unutmak değil midir? O'nu unutmak, Rabbimiz olması yönüyle O'nun terbiyesini reddetmek değil midir? Allah'ı unutmak, mümin olarak en fazla ihtiyacımız olan O'nun lütuf ve ihsanlarına karşı kayıtsız kalmak değil midir? Böyle bir kimse zaten en büyük günahı zamanın her diliminde işliyor demektir.

Necip Fazıl da aynı konuyu güzel bir beyitle bizlere aktarmıştır:

“Sana şahdamarından daha yakın Allah;

Günah mı dedin, O'ndan uzağa düşmek günah.”

Büyük günah - küçük günah

Günahlar niteliği açısından küçük ( sağire ) ve büyük ( kebîre ) olmak üzere ikiye ayrılırlar. Müslüman için önemli olan, öncelikle büyük günahlardan mutlak surette kaçınmasıdır. Çünkü Allah, Yüce Kitabımızda: “Size yasak edilen büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi güzel bir yere koyarız.” (Nisa, 31) buyurmaktadır.

Büyük günahların sayısı hakkında ihtilaflar vardır. Bir hadisi şerifte, Allah'a ortak koşmak ve ana babaya isyan etmenin günahların en büyüğü olduğunu söyleyen Peygamberimiz s.a.v ., ayakta iken oturmuş ve üç defa “Yalan sözden sakınınız.” buyurmuştur. (Müslim, İman, 38). Diğer bir hadis de şöyledir: “Şu yedi helâk edici şeyden sakınınız.” “Nedir onlar ya Rasulallah ?” sorusu üzerine şöyle buyurmuştur: “Allah'a ortak koşmak, büyü yapmak, haksız yere Allah'ın yasakladığı cana kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, savaş günü geri dönüp kaçmak, bir şeyden habersiz, masum, inanmış kadınlara zina suçu atmak.” ( Buharî , Vesâyâ , 23; Müslim, İman, 144)

Büyük günah, İbn Mes'ud'a göre dört, Abdullah b. Ömer'e göre yedi, Abdullah b. Amr'a göre dokuz tanedir. (Allah onlardan razı olsun). Abdullah ibn Abbas, yetmişe yakın büyük günah olduğunu, ancak tevbe ile büyük günah kalmayacağını, ısrar edince de küçük günahın büyük günaha dönüşeceğini, Allah'a isyan olan her şeyin büyük günah olduğunu söylemiştir. ( İbn Ke...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bir Günah Bir Yudum Zehir
« Posted on: 20 Nisan 2024, 07:07:45 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bir Günah Bir Yudum Zehir rüya tabiri,Bir Günah Bir Yudum Zehir mekke canlı, Bir Günah Bir Yudum Zehir kabe canlı yayın, Bir Günah Bir Yudum Zehir Üç boyutlu kuran oku Bir Günah Bir Yudum Zehir kuran ı kerim, Bir Günah Bir Yudum Zehir peygamber kıssaları,Bir Günah Bir Yudum Zehir ilitam ders soruları, Bir Günah Bir Yudum Zehirönlisans arapça,
Logged
09 Kasım 2011, 22:29:26
Vatan Var Olsun !
Dünyalılar
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.940


« Yanıtla #1 : 09 Kasım 2011, 22:29:26 »

Muhyiddin-i Rumî k.s. Hazretleri, etrafında toplanan müridlerine sormuş: “En büyük günah nedir, biliyor musunuz?” Müridleri cevaben “Hayır!” demişler. Hazret, merakla bekleyen insanlara en büyük günahın ALLAH'ı unutmak olduğunu söylemiş. Bunun nasıl olduğunu soranlara da: “ALLAH'ı unutarak iş yapmaktır ki, böyle işlerin hiç kıymeti yoktur.” diye buyurmuş.

ALLAH'ı unutmak, aynı zamanda kendimizi unutmak değil midir? O'nu unutmak, Rabbimiz olması yönüyle O'nun terbiyesini reddetmek değil midir? ALLAH'ı unutmak, mümin olarak en fazla ihtiyacımız olan O'nun lütuf ve ihsanlarına karşı kayıtsız kalmak değil midir? Böyle bir kimse zaten en büyük günahı zamanın her diliminde işliyor demektir.

Necip Fazıl da aynı konuyu güzel bir beyitle bizlere aktarmıştır:

“Sana şahdamarından daha yakın ALLAH;

Günah mı dedin, O'ndan uzağa düşmek günah.”


En büyük günah Rabbimiz unutmak. Onu unuttuğumuz an günaha girme ihtimalimizin en yüksek olduğu andır. Rabbim bizleri kendisine yakın eylesin..Amin..

Paylaşım için Rabbim ebeden razı olsun, hizmetinizi daim eylesin inş.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes