> Forum > ๑۩۞۩๑ İlim Dünyası Online Dergi Dünyası ๑۩۞۩๑ > Semerkand Aylık Tasavvuf Dergileri > Ayın Konusu > Bugünün Cihadı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bugünün Cihadı  (Okunma Sayısı 1383 defa)
18 Ağustos 2011, 18:36:54
Zehibe

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 31.681



Site
« : 18 Ağustos 2011, 18:36:54 »



Bugünün Cihadı


Mayıs 2009 125.SAYI


Ebubekir SİFİL kaleme aldı, AYIN KONUSU bölümünde yayınlandı.

Cihad, dinimizin büyük önem verdiği ibadet ve görevlerden biri. Yeryüzünde hakkın ve adaletin sağlanması, İslâmî bir hayatın inşası ve devamı, nesillerin kötülüklerden korunması, bu görevin layıkınca yapılmasına bağlı.

Cihad kelimesi ilk bakışta savaşmayı çağrıştırsa da anlamı bununla sınırlı değil. Günümüzde cihadın anlam genişliğini fark etmek, çağımızın gerekli kıldığı cihad tarzına özel önem vermek zorundayız.

Bugün kişinin ve toplumun hangi yollarla etkilendiğini ve dönüştüğünü düşününce, konuya nereden yaklaşmak gerektiği kolayca anlaşılır.

Allah Tealâ bu ümmeti bütün insanlık içinden özel olarak seçmiştir. Bunun tabii sonucu olarak da onu birtakım mükellefiyetlere muhatap kılmış ve birtakım özelliklerle donatmıştır. Bu sorumluluk ve özellikler Ümmet-i Muhammed’den başkasında mevcut değildir.

Bunların neler olduğunu görmek için, herhangi bir Kur’an fihristini incelemek yeterlidir. Müminlerden bahseden ayetlerin topluca sunulduğu konu başlıkları altında, Yüce Kitabımız’ın bizi hangi hususiyetlerimizle andığı ve bizlere hangi sorumlulukları yüklediği kolayca görülecektir.

Ümmet-i Muhammed, “insanlık için” ortaya çıkarılmış “en hayırlı” ümmettir. Kur’an-ı Kerim bu gerçeği güçlü biçimde vurgulamaktadır: “Siz, insanlık için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. Ma’rufu emreder, münkerden sakındırır ve Allah’a iman edersiniz.” (Âl-i İmran, 110)

Yukarıda tırnak içinde verdiğimiz iki husus, yani “insanlık için” ortaya çıkarılmış olmak ve “en hayırlı” ümmet olmak, hiç şüphesiz bu ümmetin insanlık alemine dönük fonksiyonunu dikkatimize sunmaktadır. Yani bu ümmet sadece bütün faziletleri kendisinde toplayan bir topluluk değildir. O, aynı zamanda diğer insanlar için en hayırlı olan yolu gösterme, temsil etme ve o yol üzerindeki engelleri temizleme görevini de üstlenmiş olmaktadır.

Bu noktayı çarpıcı biçimde ifade buyuran bir ayette şöyle buyurulur: “Allah yolunda hakkıyla cihad edin. O sizi seçti; üzerinize dinde hiçbir güçlük de kılmadı. Babanız İbrahim’in dinine uyun…” (Hacc, 78)

Cihad aslında insan nefsine en zor gelen emirlerden biri olduğu halde bu ayet-i kerimede “hakkıyla cihad” emrinden sonra  “üzerinize dinde bir güçlük kılmadı” buyurulmuş olması son derece anlamlıdır. İslâm hakkında önyargılı davranan birtakım Batılıların, müslümanların bütün dünyayı müslümanlaştırana kadar savaşmakla emrolunduğu şeklindeki garazkâr propagandasının ne kadar temelsiz olduğu buradan rahatlıkla anlaşılabilir.

Cihad temel bir ibadettir


Yukarıda mealini zikrettiğimiz ayet-i kerimede yer alan cihad emri, müfessirlerin beyanına göre üç anlama gelmektedir:

1. Düşmanla cihad,
2. Şeytanla cihad,
3. Nefsle cihad.

Meşhur müfessirimiz Elmalılı merhum, tefsircilerin bu anlamlardan birisini tercih noktasında ihtilaf ettiğini belirterek şöyle der: “Evlâ olan, (ayetteki emrin) bu üç kısmın üçüne de şamil olmasıdır.” (Elmalılı, 5/532). Yani bu ayetteki “cihad edin” emri, hem düşmanla savaşmayı, hem de şeytan ve nefsle mücahedeyi kapsamına almaktadır.

Alimlerimiz, “cihad” kelimesinin bünyesindeki bu farklı boyutları anlatmak üzere, bu kelimeyi sadece düşmanla savaşmayı anlatacak şekilde kullanmış, şeytan ve nefsle mücadeleyi ise –yukarıda kullandığımız şekilde– “mücahede” kelimesiyle ifadeyi tercih etmiştir. Bu, üzerinde iyi düşünülmesi gereken bir inceliktir.

Ancak bu söylediğimiz, Kur’an’-da yer alan cihad emirlerinin tamamı için söz konusu değildir. Kâfirlerle ve münafıklarla cihadı emreden, yahut “mukatele edin” ifadeleriyle gelen ayetler, inkârcılarla fiilî bir şekilde savaşın da doğrudan doğruya emredildiğini gösteren örneklerdir.

Fitne ortadan kalkıncaya ve din yalnızca Allah Teâla’ya ait oluncaya kadar inkârcılarla savaşı emreden ayet-i kerimeyi (Bakara, 193) ve ilgili diğer ayet ve hadisleri dikkate alan ulema, cihadın Ümmet-i Muhammed üzerine farz-ı kifaye olduğunu söylemiştir. (İmam es-Serahsî, el-Mebsût, 6/123; İbn Abdilberr, et-Temhîd, 18/303.)

Yani Ümmet’in bir kısmı yerine getirdiğinde diğer fertler üzerinden mükellefiyetinin düştüğü, ancak herkesin ihmal etmesi halinde herkesin vebal altında kalacağı ibadetlerdendir cihad. Tıpkı emr-i ma’ruf gibi, tıpkı ilim öğrenip öğretmek gibi, tıpkı cenaze namazı gibi…

Elbette fiilî bir düşman işgali vuku bulduğunda ilan edilen seferberlik hali gibi durumlarda farz-ı kifaye, farz-ı ayn’a dönüşür ve eli silah tutan herkesin cihada katılması farz olur. Ancak bu gibi durumların devamlılık arz etmediğini, dolayısıyla cihadın farz-ı kifaye olduğu gerçeğini etkilemeyeceğini belirtelim.

Cihadın hedefi

Bu temel ibadet, birçok hayatî maslahatın elde edilmesi, inkârdan kaynaklanan şer, fitne ve bozgunculuğun da önünün alınması anlamına geldiği için hayatî önemdedir. Yeryüzünde hakkın ve adaletin sağlanması, mazlum ve kimsesizlerin korunması, haklının hakkının savunulması, her türlü sömürü ve istismarın kökünün kazınması… gibi temel insanî değerler ancak cihad sayesinde korunup geliştirilebilir. Bunlardan vaz geçilmesi ise yeryüzünü gücün ve zorbalığın eline teslim etmek demektir ki, Kur’an bu gibi durumlara fesat/bozgunculuk demektedir.

Bu temel fonksiyonun bir göstergesi olarak cihad ibadetinin faziletini ve müminler için arz ettiği önemi ifade eden ayet-i kerime ve hadis-i şerifler, mümin kişiliğinin tabii olarak cihad şuuru etrafında şekillenmesini gerekli kılmıştır.

Bu şuurun en temel yansıması şudur: Hayattan hayata fark olduğu gibi, ölümden ölüme de fark vardır. Mümin, hayatı Allah Tealâ’nın rızası ve muradı doğrultusunda yaşadığı gibi, son nefesini de aynı gaye istikametinde vermek ister. Mümin için hayatı nasıl yaşadığı kadar, son nefesini nasıl verdiği de önemlidir. Bu sebeple her mümin, “şehitlik mertebesi” dediğimiz yüce mertebeye erişerek ruhunu teslim etmek ister.

Bu şuur hali sayesinde yatakta gelen ölümde bile şehadet şerbeti içmek mümkündür mümin için. Müslim, Ebu Davud ve daha başka hadis imamlarının naklettiğine göre Efendimiz s.a.v. şöyle buyurmuştur: “Allah’tan samimi bir şekilde şehitlik isteyen kimse yatağında ölse bile Allah onu şehitlik mertebesine yükseltir.”

Peygamberlik gibi bir zirve noktasında bulunan Alemlerin Efendisi s.a.v. dahi, “Nefsim kudret elinde bulunan (Allah)’a yemin ederim ki, Allah yolunda öldürülüp diriltilmek, tekrar öldürülüp diriltilmek, tekrar öldürülüp diriltilmek isterim.” (Buharî) buyurarak şehitliğin ne kadar yüce bir mertebe olduğunu dile getirmiştir.

Cihad ve kıtal

Günümüzde genellikle yanlış ya da eksik anlaşılan bir husus var: Zannedilir ki cihad emri sadece düşmanla fiilî savaş yapmaktan ibarettir; hiçbir ön şartı ve ilkesi yoktur ve sadece öldürmek amacıyla yapılır.

Oysa cihad “öldürmek” için değil, tam tersine “yaşatmak” için girişilen bir eylemdir. Toplum hayatının sağlıklı işlemesi için huzuru ve asayişi bozan birkaç suçlunun cezalandırılması nasıl kaçınılmaz ise, yeryüzünde zulüm işleyip haksız yere kan döken, gücünün yettiğini ezip sömüren, hak-hukuk tanımayan ve insanlıkla bağdaşmaz işler yapan toplum ve sistemlerle mücadele de aynı şekilde kaçınılmazdır.

En genel anlamda cihad şu iki temel hedefi gerçekleştirmek için yapılır:

1. Allah Tealâ’nın insanlığa mesajının yüceltilmesi (i’lâ-yı kelimetullah), Allah’ın mülkü olan yeryüzünde yine O’nun muradının tecelli ettirilmesi,

2. Fitne ve fesadın önlenmesi, şerrin, zulmün ve her türlü çirkinliğin ortadan kaldırılması.

Burada önemli bir noktanın altını çizmemiz gerekiyor: Fiilî cihadda başarıya ulaşmanın yolu, buna layık ve ehil olmaktan geçmektedir. Bu da hem bilgi, hem de “hal” olarak belli bir seviyede olmayı gerekli kılar.

Dolayısıyla itikadında, amelinde ve ahlâkında arıza bulunan ve yeterli bilgi birikimine sahip bulunmayan fertlerden oluşan birliklerin savaşta başarıya ulaşması mümkün olsa bile, elde edilen neticenin Allah’ın rızasına erişmekle sonuçlanması mümkün değildir.

Yukarıda zikrettiğimiz iki temel amaca ulaşabilmek için son noktada fiilî savaş kaçınılmaz olabilir. Zira “Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir / Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.”

Ancak cihadın sadece “savaş ve çatışmadan ibaret olmadığını, başka birçok aşama ve çeşidinin de bulunduğunu bilmek durumundayız.

Cihad emrinin hakkıyla yerine getirilebilmesi ve sonuç getirici olması, ancak sözünü ettiğimiz aşama ve çeşitlerin dikkate alınarak yapılmasına bağlıdır. Bunları şöyle sıralayabiliriz:

Cihadın aşamaları

Efendimiz s.a.v.’in mübarek sîretini incelediğimizde, 23 yıllık peygamberlik hayatında fiilî savaş aşamasına gelene kadar şu süreçlerden geçildiğini tesbit ediyoruz:

1. Örneklik: Cihad eden kimse, insanlara hak ve hakikat diye anlattığı hususlara önce kendisi inanacak ve onları birer hayat düsturu olarak fiilen hayatına aktaracak. Özüyle sözü, sözüyle tavrı arasında farklılık/tutarsızlık olan kimsenin sözünün kâle alınmayacağı açıktır.

Burada sadece ferdin değil, toplumun örnekliği de son derece önemlidir. İnkârcı toplumlara anlatacağımız örnek toplumu, önce kendimiz oluşturmak durumundayız. Böylece anlattığımız hususların hayal değil, elle tutulur şeyler olduğu görülmeli.

Bu noktada gösterilebilecek en küçük bir ihmal, tebliğe de davaya da büyük zararlar verebilir. Günümüzde müslüman denince özellikle Batı toplumlarında akıllara nasıl...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bugünün Cihadı
« Posted on: 29 Mart 2024, 17:46:29 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bugünün Cihadı rüya tabiri,Bugünün Cihadı mekke canlı, Bugünün Cihadı kabe canlı yayın, Bugünün Cihadı Üç boyutlu kuran oku Bugünün Cihadı kuran ı kerim, Bugünün Cihadı peygamber kıssaları,Bugünün Cihadı ilitam ders soruları, Bugünün Cihadı önlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes