> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > Akaid Eserleri > Ateizm Gerçeği > İslâmiyet'in Ateizme Bakışı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: İslâmiyet'in Ateizme Bakışı  (Okunma Sayısı 1636 defa)
20 Eylül 2010, 00:13:07
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 20 Eylül 2010, 00:13:07 »



İslâmiyet'in Ateizme Bakışı


Buraya kadar görüldüğü gibi ateistler çeşitli gerekçelerle Tanrı'nın varlığını reddetmiş ve her türlü dinî inanca karşı çıkmışlardır. Elbetteki İslâmiyet de ilâhî bir din olarak böyle bir tutum karşısında sessiz kalmamış, insanları yaratıcının varlığına inanmaya çağırmış, onlara her fırsatta inançsızlığın, paganizmin ve putperestliğin beyhude olduğunu anlatmıştır.

Daha önce de ifade edildiği gibi ortada bir tek ateizm anlayışı bulunmamaktadır. Dolayısıyla İslâmiyet´e karşı ateistlerin reaksiyonları da farklı olmaktadır. Bazı ateistler sadece teorik açıdan Tanrı inancını reddetmiş buna karşın inanan bir insanla tartışmaya girmemiştir. Bir kısmı ise reddetmekle birlikte teorik ve pratik açıdan dini eleştirmiş ve her fırsatta inançlarla mücadele etmiştir. İslâmiyet´in bu iki yaklaşımla çok ciddi ihtilâfı olmakla birlikte sonuç itibariyle onları iknaya çalıştığı ikna olmazlarsa kendi kanaatleriyle başbaşa bıraktığı da bir gerçektir. Ancak üçüncü bir yaklaşım daha vardır. O da ateizm adı altında bütün dinî ve ahlâkî değerlere savaş açan, toplumdaki Tanrı inancını ve bu inancı hatırlatan her şeyi yok etmeye çalışan bunun için de gerektiğinde zora başvuran politik ve ideolojik tavırlardır. Nitekim bu tür ateistler değişik kılıflarla da olsa tarih boyunca var olmuş, inançsız ve ahlâksız bir yapı kurmak için olanca güçleriyle Tanrı inancıyla ve Tanrı'ya inananlarla mücadele etmişlerdir.

İslâmiyet´in tepki gösterdiği, kınadığı ve kendisiyle mücadeleyi zorunlu gördüğü ateistik anlayış bu üçüncü yaklaşımdır. Bu tür (ideolojik) ateistler sadece inandığı için insanları mağdur etmeyi, yurtlarından sürmeyi, haklarını kısıtlamayı, gerektiğinde öldürmeyi göze almış, kanlarını dökmüş, canlarına ve mallarına kastetmiş, iffetlerine dil uzatmıştır. İnanan insanların bireysel hak ve özgürlüklerini ellerinden almış günlük yaşamlarında, eğitimlerinde ve eğlencelerinde dinî ve ahlâkî değerlere yer verilmesine karşı çıkmış, kısacası özel yaşamlarına dahi müdahale etmişlerdir. Ne yazık ki bu tür bir inkârcılık zaman zaman zulüm, işkence, baskı ve tecavüzle özdeşleşmiştir. Özellikle peygamberlerin ve ilk müslümanların mâruz kaldığı bu tür tavırlara günümüz dünyasında da sık sık rastlanmaktadır. Ateist olmasına rağmen bazı insanların (filozoflar) dahi şiddetle karşı çıktığı bu tür tutumlara İslâm da gereken tepkiyi göstermiştir. Hatta onları inançsız olmaktan ziyade gayri insanî ve gayri ahlâkî tutum ve davranışları yüzünden eleştirmiş, bir an önce bu alışkanlıklarına son vermelerini tavsiye etmiştir. Kur'ân'da da bu durumun sayısız örnekleri mevcuttur.

Kur'ân'a ve Hz. Peygamber´in yaşamına bakıldığında öncelikli amacın insanlar arasında tevhid inancının tesisi olduğu görülecektir. Ancak bunun da insanlara dayatma biçiminde sunulmadığı ve isteğe bağlı olarak ortaya konduğu açıktır. Nitekim bu konuda gerek Kur'ân ve gerekse peygamber tamamen iknâî bir yöntemi tercih etmiş ve onları kâinatın ihtişamını anlatarak Tanrı'ya çağırmışlardır. Durum böyle olunca İslâm dininde inanç özgürlüğünün çok geniş bir biçimde görüleceği kesindir. Ancak bununla birlikte İslâmiyet´in tâviz vermediği ve kesinlikle rızâ göstermediği konular da bulunmaktadır. Bunlardan biri putperestliktir. Yani ne olduğu belli olmayan birtakım nesnelerin kutsal sayılması ve onlara ilâhlık atfedilmesi dolayısıyla insan onurunun ayaklar altına alınmasıdır. Bir diğeri de insanlar arasında görülen zulüm, katliam, soykırım, tecavüz, işkence, haksızlık, ayrımcılık ve sömürü gibi insanlık dışı fiillerdir. Şimdi İslâm´ın önem verdiği öncelikli konular bunlar olunca, onun ateizmle ilişkisi de kolaylıkla anlaşılacaktır.

Yukarıda ifade edildiği gibi ateizm sadece bir inanç konusu olarak kalıp gayri insanî ve gayri ahlâkî tavırlara bürünmez ise fikrî plandaki mücadelenin ötesinde İslâm´ın onunla pratikte çatışması söz konusu olmayacaktır. Hele günümüz şartlarında inansın ya da inanmasın pek çok farklı insanın birlikte yaşadığı toplumlarda karşılıklı anlayışın ve hoşgörünün varlığı kaçınılmazdır. Ancak yüzyılımızda görüldüğü gibi ateizm bazan ideolojik bir tavır alır, bir bakış açısı olmaktan öteye geçerek insanlık dışı uygulamalara basamak olursa İslâmiyet´in ona sessiz kalması düşünülemez. Dolayısıyla bu önemli noktayı gözden kaçırmamak gerekmektedir.

Kur'ân sadece inançsızlardan ya da gayri müslimlerden değil, müslüman olan herhangi bir insandan gelebilecek benzeri tutum ve davranışlara da şiddetle karşı çıkmış her yerde adaletin, eşitliğin, erdemin ve sevginin yaygınlaşmasını talep etmiştir. Zaten onu anlamlı kılan, farklı dilde, dinde, renkte ve coğrafyadaki binlerce insanın, özellikle ezilmiş, sömürülmüş, yurtlarından sürülmüş, hor görülmüş ve haksızlığa uğramış kişilerin gönlünde yer almasını sağlayan şey de İslâm´ın bu evrensel değerleri olmuştur.

İslâmiyet gerek Kur'ân-ı Kerim ve gerekse Hz. Peygamber aracılığı ile Tanrı'nın varlığını gösterir pek çok kanıt ileri sürmüş ve bunlarla ilgili çeşitli örnekler sunmuştur. Nitekim burada ele alınan kanıtların hepsi çeşitli şekillerde de olsa kutsal kitaplarda zikredilmiştir. Özellikle âlem (kozmolojik) deliliyle, gaye ve nizam (teleolojik) deliline sıkça başvurulmuş, bir anlamda insanın kâinat üzerinde düşünmesi amaçlanmıştır. Evrende olup bitenlerle ilgili örnekler sergilenmiş bütün bunların nasıl var olduğuyla ilgili olarak insanların tefekküre dalması ve ibret alması istenmiştir.

İslâmiyet'e ateistlerden gelen eleştirilere Kur´an'da cevaplar vardır. Hz. Peygamber de inanmayanlarla diyalogu kesmemiş onlarla konuşmaya ve tartışmaya devam etmiştir. Onlara özellikle Tanrı'nın varlığı konusu başta olmak üzere yaşamın, evrenin, varlığımızın ve bütün kâinatın gerçek olduğunu ve çevremizdeki hiçbir şeyin de tesadüf olmadığını anlatmaya çalışmıştır. Yine İslâmiyet insanın ölümlü bir varlık olduğunu, ancak iyilikleri, erdemi ve inancıyla Tanrı katında ölümsüzlüğü hak edebileceğini belirtmiş bunun içinde iman ve ahlâkın üzerinde önemle durmuştur.
Dr. Aydin TOPALOGLU

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: İslâmiyet'in Ateizme Bakışı
« Posted on: 27 Nisan 2024, 02:25:54 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: İslâmiyet'in Ateizme Bakışı rüya tabiri,İslâmiyet'in Ateizme Bakışı mekke canlı, İslâmiyet'in Ateizme Bakışı kabe canlı yayın, İslâmiyet'in Ateizme Bakışı Üç boyutlu kuran oku İslâmiyet'in Ateizme Bakışı kuran ı kerim, İslâmiyet'in Ateizme Bakışı peygamber kıssaları,İslâmiyet'in Ateizme Bakışı ilitam ders soruları, İslâmiyet'in Ateizme Bakışıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes