> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Asrı Saadette İslam > Sosyal hayatla ilgili halk inançları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sosyal hayatla ilgili halk inançları  (Okunma Sayısı 4492 defa)
29 Eylül 2010, 14:34:20
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 29 Eylül 2010, 14:34:20 »



İKİNCİ BÖLÜM


SOSYAL HAYATLA İLGİLİ HALK İNANÇLARI


Milâdî VII. Asrın başlarında Hicaz bölgesinde özellikle Mek­ke çevresinde. Ticarî hayatın vermiş olduğu hareketliliğe rağmen yöreye has bazı halk inançları canlılığım korumaktaydı. Bölge halkı bu inançlarla öyle içice idi ki, bunlar, toplum hayatını dü­zenleyen sosyal kurallar haline gelmişti.

Hayatın bütün safhalarında şu ya da bu şekilde bir halk inan­cına rastJamak mümkündür. Ancak bunları tek tek tesbit etmek oldukça güçtür, Biz bunları, ayrıntılara girerek tesbit vetmek yeri­ne, o devrin sosyal hayatında yer etmiş bazı anahtar terim niteli­ğindeki inançları tesbit edip hadislerle olan münasebetini araştı­racağız. Burada Hicaz bölgesindeki îslâm öncesi halk inançları içinde tesbit edebildiklerimizden bazılarını görelim. [248]

 

A- Teşeüm
 

Terim olarak "Teşeüm", "şu'm" kökünden türemiş bir kelime olup, uğursuz sayma, uğursuzluğa nisbet etme, kötüye yorma an­lamına gelmektedir. Bir insanı uğursuzluğa uğratmaya "şe'm, bu­nu yapan kimseyede "'Meş um" denir.[249]

Islâmın ortaya çıktığı dönemde Hicaz bölgesinde, Araplar arasında uğursuz sayına inancının etkin bir yeri vardı. Bu inanan Konusu ise çok çeşitliydi. Hemen her konuda buna dair izler görmek mümkündür.[250] Uğursuz kabul edilen herhangi bir inanç öge-ii, bölge halkı tarafından kötü ve çirkin kabul ediliyor, Ondan ızak durulmaya çalışılıyordu. Bunun örneklerine gerek Câhiliye Edebiyatında, gerekse ilgası, ibkası, yahut ıslahı açısından Hz. Peygamberin hadislerinde sıkça rastlanmaktadır.

Uğursuzluk inancına konu olan bazı inanç öğelerine ve hicaz bölgesi halkının bu konudaki inançlarına dair bazı Örnekler vere­lim. [251]

 

1. Baykuş Ötmesi
 

A) Câhiliyede Baykuş Ötmesi İnancı
 

Baykuş, özellikle geceleri avlanan yırtıcı bir kuştur. Ağaç ko­vukları, harabeler, kuleler, terkedilmiş kuş yuvaları gibi yerlerde yaşar. Antartika hariç, dünyanın her tarafında bulunur.

Câhiliye Arapları, bu kuşta uğursuzluk görüyorlardı. Onla­rın, bu kuş hakkındaki inançları şöyleydi: Katili bulunmayıp, kı­sas olunmayan bir maktulün ruhu, baykuş suretine girerek gece­leri gelir. "Beni sulayımz, beni sulayınız!....." diye ötermiş. Katili bulunup, kısas olunca uçar gidermiş. [252]Bir Arap şairi bunu şöyle anlatır: "Ey Amr, eğer benim kötülüğümü ve zayıflığımı (tenkid etmeyi) bırakmassan sana öyle bir vururum ki, baykuş sonunda beni sulayın! diye ötmeye başlar. (Yani öldürürüm). [253]

 

B) Hadislerde Baykuş Ötmesi İnancı:
 

Baykuş ötmesinin uğursuzluk getireceği inancı, Hz. Peygam-ber'in hadislerinde: "(Eşyada) uğursuzluk yoktur....." [254]ifadeleriy­le reddedilmiş, islâm'da yeri olmayan batıl inançlardan sayılmış­tır. Çünkü, Kur an ve sünnet, hâdiselerin meydana gelmesinde hakiki failin ALLAH olduğu belirterek [255]daima Tevhid'i savunmuş­tur. Uğurluluk veya Uğursuzluk düşünceleri, beşeri değerlendir­meler olup, hadiselerin meydana gelmesinin varlıklarının yaratı­lış özelliklerine veya belli davranış şekillerine bağlanmış Tevhid düşüncesine zıddır.

Baykuşun, aslında katili bulunmayan ve böylece kısas olun­mayan bir maktulün ruhunun tecessüm etmiş şekli olarak kabul edilmesi, umûmî manası itibariyle "ruhun bir vücuttan diğerine intikali" demek olan "Tenasüh" inancı ile yakından ilgili olabilir. Menşe' olarak Hintlilere izafe edilen Tenasüh inancını, batılı araştırmacılardan Anz ve Dussaud, Nusayrilerdeki Tenasüh inancının yedi kademesini dikkate alarak, onun menşeinin Bâbil muhiti olduğunu belirtirler.[256] Câhiliye Araplarmın "Atamız ibrahim Peygamber!..." şeklinde devamlı hatırladıkları Hz. ibrahim (a.s)'ın, Bâbil çevresinde yaşadığı ve Bâbil krallarından Nemrud tarafından ateşe atılmak istenmesi [257]hâdiseleri de gözö-nünde alınacak olursa, Tenasüh inancının Hicaz'a da Babil yolu ile geçmiş olabileceği, bu inancın Câhiliye Arablarımn sahip ol­duğu "Asabiyet" düşüncesiyle de birleşince, hoşa gitmeyen sesiyle baykuşun, kan davalarını körükleyen bir uğursuzluk timsali hali­ne geldiği düşünülebilir. [258]

 

2. Gûl Ve Gûlyabanıler
 

A) Câhiliyede Gûl İnancı
 

Câhiliye Araplarınca, tenha ve ıssız yerlerde bulunduklarına inandıkları, değişik suret ve renkli şekillerde görünerek onlan yoldan saptırıp helak ettiklerini kabul ettikleri, Cin yahut şeytan­lardan bir cins olarak bilinen hayali varlıklara "Gûl" denir.[259] Bun­ların dişilerine ise, "Suulat" adı verilir.[260] Ibn Sikkit (Ö.244/848) "insanı helak eden her şey Gûl'dür." der.[261]

Bunların bir yolcuya görülmesi, uğursuzluk kabul edilirdi.Bu yüzden Câhiliye Arapları, tenha ve ıssız yerlerin tekin olmadığına her an karşılarına bir şeyin (Gûl) çıkabileceğine inandıklarından, bu tür yerlerden geçerken "Bu vadinin sahibine sığmıyorum" di­yerek, bir nevi onlardan, zarar vermemeleri için izin isterlerdi.[262] Eğer yolda bir Gûl'a rastlanacak olsa, ne yapılacağı konusundaki inançları ise şöyleydi: "Gûl'a rastlanınca onu bir darbede öldür­mek gerekir. Eğer ikinci darbe indirilirse, Gûl tekrar canlanır."

Bir Arap şairi bunu şöyle dile getirir:

"Gûl, bana dedi ki: îkinci defa vur. Ben de ona, yavaş ol, yerin­de bekle hele. Zira ben (kılıcımı) kalbe yerleştirirdim."[263]

Bir başka şair el-Behrânî, rastladığı bir Gûl ile mücadelesini şöyle anlatır:

"Ayın son günlerinde, gece zifiri karanlıkta Gûl'e bir darbe in-dirdim, sanki toz duman oluverdi."

îkinci defa darbemi indirmiştim ki, (sanki bir) kuvvet onun ehlini koruyordu da (canlanıverdi). Keşke o sağ elim kurusaydı da (o ikinci darbeye indirmeseydim).[264]

Câhiliye Araplanmn Gûl hakkındaki inançları o kadar ileri gitmiştir ki, hatta Gûl ile evlenenler, onlardan çoluk çocuk sahibi olanların varlığına dahi inanırlardı. Mesala, Amr bin Yerbu' bun­lardandı.[265]

Amr bin Yerbu' hakkında şöyle bir rivayet vardır:"Amr bin Yerbu' Gûl ile evlendi. Ondan çocukları oldu. Onun yanında uzun zaman kaldı. Gûl memleketi tarafından şimşek çaktığı zaman, Amr'a şöyle derdi: "Onu bana gösterme (onu benden gizle). Eğer onu bana gösterirsen, çocuklarını bırakır , memleketime -kavmi­min bulunduğu yere- doğru uçarım." Bundan böyle ne zaman şim­şek çaksa Amr, ridasıyla onun gözünü örter ve ona şimşeğin çak­masını göstermezdi. Derler ki bir defasında Amr bin Yerbu' gaflet etti. Gece şimşek çakmasına rağmen Gülün yüzünü ridasıyla ört­medi o da uçup gitti. Uçarken şöyle diyordu:

"Amr çocuklarım sıkı tut. Ben çakan şimşeğin yeryüzüne ka­çan kıvılcımıyım..."[266]

Gûl ile evlenme yani Cinierle evlenme inancı ülkemizde de yaygındır. Ne var ki böyle bir olayı ispat etmek çok güçtür. Cinler­le evlendiğini (Gûl de cin taifesinden kabul edildiğinden o da buna dahildir.) iddia eden kimseler de bunu ispat edememekteler, sade­ce bir iddiadan ibaret kalmaktadır. Onun için bu tür iddia sahiple­rinin ruhi bir rahatsızlıkları olduğu akla gelmektedir.

Türkçemizdi Gûl'e, "Gûlyabani" denildiği gibi, cadı, hortlak da denilir. Bütün bunlar, Gûl cinsinden korkunç yaratıklar kabul edilir.[267] Câhiliye Araplanmn sahip oldukları Gûl inancımn varlı­ğı, Gûlyabani şekliyle hemen aynı kabul edilmiştir. Bunun içindir ki, ıssız, tenha, harabe ve çöplüklerden geçerken, Câhiliye Arapla­rın yapkılarma benzer şekilde "Tu destur!..." denilerek geçilir ve böylece Gûlyabanilerin zarar vermesinden korunulacağına ina­nılır.[268]

 

B. Hadislerde "Gûl" İnancı
 

Câhiliye Arapları arasında yaygın olan "Gûl" inancının Hz. Peygamberin hadislerinde hem müsbet hem de menfi yönleriyle konu edildiğini görmekteyiz. Yani bir kısım hadislerde zahiren "Gûl"ün varlığı kabul ediliyor gibi anlaşılıyor ise de, diğer bir kı­sım hadislerde onun tamamen reddedildiği ifade edilmektedir. Konu ile ilgili hadislerden örnekler görmeye çalışalım.

Ebû Eyyüb el-Ensari'den yapılan rivayette "Gûl" ile yapılan bir mücadeleden bahsedilmektedir. Ebû Eyyüb el-Ensari'nin için­de hurma bulunan bir duvar bölmesi vardı. "Gûl" gelir ondan alır­dı. Bundan Hz. peygambere yakındı. Bunun üzerine Rasûlullah şöyle buyurdu: "Git, onu gördüğün zaman, Bismillah, Peygamber'e icabet et! de." Sonra Ebû Eyyüb, "Gûl'u yakaladı. Fakat bir daha dönmeyeceğine yemin etmesi üzerine onu bıraktı. Müteaki­ben Hz. Peygambere geldi, Rasûlullah ona: "Esirini ne yaptın" di­ye sordu. Ebû Eyyüb, "bir daha dönmiyeceğine yemin etti" dedi. Rasûlullah o yalan söyledi ve esasen yalan söylemeye de alışıktır." buyurdu. Ebû Eyyüb, "Gûl"ü bir kere daha yakaladı, o bir daha dönmeyeceğine yemin edince, onun serbest bıraktı. Sonra Rasûlullah'a geldiği vakit; "Esirini ne yaptı" diye sordu. Ebû Eyyüb, "bir daha dönmeyeceğine yemin etti. (bıraktım)" dedi. Da­ha sonra "Gûl'u üçüncü kez yakalayınca, ona "seni Rasulullah'a götürmeden bırakmıyacağım." dedi...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
« Son Düzenleme: 29 Eylül 2010, 14:35:48 Gönderen: Hafıza Aişe »
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sosyal hayatla ilgili halk inançları
« Posted on: 23 Nisan 2024, 20:33:48 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sosyal hayatla ilgili halk inançları rüya tabiri,Sosyal hayatla ilgili halk inançları mekke canlı, Sosyal hayatla ilgili halk inançları kabe canlı yayın, Sosyal hayatla ilgili halk inançları Üç boyutlu kuran oku Sosyal hayatla ilgili halk inançları kuran ı kerim, Sosyal hayatla ilgili halk inançları peygamber kıssaları,Sosyal hayatla ilgili halk inançları ilitam ders soruları, Sosyal hayatla ilgili halk inançlarıönlisans arapça,
Logged
26 Aralık 2013, 16:11:27
-merve-7d-

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 746


« Yanıtla #1 : 26 Aralık 2013, 16:11:27 »

insanların bu gibi şeylere inanması çok acı verici. Allah inşallah onlara doğru yolu gösterir.
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

"Birisi sordu: 'Aşıklık nedir ?' Dedim ki : " Benim gibi olursan bilirsin!.."
HZ.MEVLANA
26 Aralık 2013, 17:54:20
mustafa 7d

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 80


« Yanıtla #2 : 26 Aralık 2013, 17:54:20 »

amin ;D ;D ;D

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes