> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Asrı Saadette İslam > Sosyal devlet mefhumu
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sosyal devlet mefhumu  (Okunma Sayısı 2069 defa)
02 Ekim 2010, 12:44:01
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 02 Ekim 2010, 12:44:01 »



Yedinci Bölüm


SOSYAL DEVLET MEFHUMU VE İÇTİMAÎ GÜVENLİK HARCAMALARI
 

I. Sosyal Devlet Mefhumu
 

A- Devlet Anlayışı
 

Devlet, tahsil ettiği vergilerle halka hizmet ve yardım götür­mek zorundadır. Bunun için de devletin kapısı, ona ihtiyaç duyan­lar için her an açık bulundurulacak ve devlet hiçbir zaman kapalı kapılar arkasında saklanmış bir güç olmıyacaktır. Bu hususta Hz. Peygamber'in devlet başkanlarına yaptığı uyarı şudur;

«Kapısını ihtiyacı olan ve yoksul bulunanlara kapatan devlet başkanlarına muhakkak Allah da göklerin kapılarını kapatır.»[547]

O, diğer bir sözlerinde de; devlet görevi üstlenenlerin, kapıla­rını, ihtiyaç ve yokluk içinde olanlara, fakirlere açtıkları takdirde Allah'ın da, kendilerinin ihtiyaçları olduğu zaman onlara göklerin kapılarını açacağım, aksi davrandıkları takdirde de onlara, böyle zamanlarda Allah'ın göklerin kapısını kapatacağını söyler.[548] Hz. Muhammed (s.a.v.)'in bu sözlerinden anlaşılan şudur ki; halka hizmet götürmiyen ve milletini toplumsal güvenliğe kavuşturma­mış olan idareciler, felaketli zamanlarda halkın desteğini bula­mazlar. Gene onun ifadesine göre; mü'minlerden bir sıkıntıyı gi­derenin kıyamet günü sıkıntısı giderilecektir.[549]

Hz.Peygamber'e göre; devlet görevi bir emanettir ve bu göreve helal yoldan ve hak ederek gelmiyen ve üstlendikleri idarî görevle­ri yerine getirmiyenler için bu makam kıyamet günü, ancak bir pişmanlık olacaktır.[550] Devlet başkanlığı ve diğer devlet görevleri, helal yollardan ve hak ederek elde edilebilir. Hz. Peygamber'in devletinde ve onun şekillendirdiği toplumda herkesin kademe ka­deme sorumluluğu vardır. Devlet başkanları helal yoldan ve hak ederek yani meşru şekilde bu göreve gelseler bile gene de mesuli­yetten kurtulamazlar. O, bu mevzuda şöyle buyurur:

«Hepiniz çobansınız ve idareniz altındakilerden sorumlusu­nuz. İnsanların idaresini üzerine alan devlet başkanı, onların ço­banıdır ve idare ettiklerinden sorumludur.»[551]

Devleti idare edenler, halkı, Allah'a isyan teşkil eden ve tesbit edilen hukuka aykırı işlere zorlıyamazlar. Böyle bir durumda onlara itaat edilemez ve onlar bu haklarını kaydederler. Hz. Muhammed (s.a.v.) Buharî'nin kaydettiği hadislerinde bu mevzu­da şöyle diyorlar:

«Günah (olan iş) ile emredilmedikçe dinlemek ve itaat etmek bir görevdir. Günah (olan bir iş) emredilince^ dinlemek ve itaat yoktur.»[552]

Serahsı ise onun şu sözünü nakleder: «Allah'a günah teşkil eden bir mevzuda yaratılana itaat yoktur.»[553] Allah'a, Peygambe­rine ve halkın kendisinden olan emir sahipleri (:ulîl-emr) ne itaat Allah emridir.[554] Devleti yönetenlerin, Allah ve Peygamberine ita-atları kalmadığı zaman artık halkın onlara itaat etmemesi gere­kir. Devleti idare edenler, hukukun üstünde olamazlar. Onların kanunlar karşısında herhangi alelade bir vatandaştan farkları bulunmaz. Kur'an'da herkesin âdil olması istenilir. Giriş bölü­münde ele alındığı üzere Peygamberler ve devlet başkanı olanlar da âdil olmak zorundadırlar. Resûlullah'm ifadesine göre; âdil olan başkanlar, Öteki hayatta en yüksek makama erişirlerken zul­me sapanlar, Allah'tan çok uzak ve onun en çok kızdığı kimseler olacaklar,[555] halkı idare ve koruma vazifesini üstlenenler (din ve dünya işlerinin iyiye kavuşturulması hususunda) ona hiyanet et­tiklerinde kendilerine cennet haram edilecektir.[556] idare meşrui­yetini koruduğu sürece halkın ona itaat ve yardımı farzdır.

Maverdî ve Ferrâ'nm ifade ettikleri gibi; «devlet başkanı ümme­tin hukukunu yerine getirdiği ve Allah'ın (yaptıkları işlere ve işle­dikleri suçlara göre) leh ve aleyhlerinde ki kanunlarını uyguladığı sürece halkın ona itaatta bulunması ve yardım etmesi vaciptir.»[557] Bu durumda başkana karşı çıkılamaz ve onun irade ve rızasına muhalefet suç olur. Artık devlet başkanının hakkımızda uygun görmediklerini talep edemeyiz ki bu mevzuda da Hz. Peygamber şöyle derler: «Kişi için ancak devlet başkanının razı olduğu şeyler vardır»[558] Buna göre sosyal güvenlik tahsisatlarından devletin uygun görmediği miktarlarda paylar talep edilemez.

Hz. Peygamber Yemen'deki valilerinden olan Amr b. Hazm'a gönderdiği yazısında ona şöyle diyordu:

«Muhakkakki Allah, idarecileri zayıflar için bir yardımcı, güçlüler için de bir engelleyici olarak tayin etmiştir. Onlar, güçlü-yü zulümden alıkoy arlarken güçsüze de hak üzere yardım eder­ler»[559]

Şu kadar varki Hz. Peygamber'e göre devlet, hiçbir zaman sa­dece zayıfların ve yoksulların devleti değildir. O, Yemen ve bu böl­gede yaşıyan Hımyer halklarına gönderdiği yazılarda; kendisinin hem zenginlerin ve hem de fakirlerin mevlâsı yani koruyucusu ol­duğunu bildirmişlerdi.[560] Böylece devlet hizmetlerinden toplu­mun her kesimi faydalanacaktır. Toplum, barış ve güvenliğe hep birden ve bütün kesimleriyle girmelidir. Huzur ve esenlik bir tek­tir. Kur'an'da bu mevzuda şu emir yer almıştır:

«Ey iman edenler! Sulh ve selamete hep birden giriniz.»[561]

Resûlullah'm valisine yazdığı bir yazısında ifade edildiği üze­re; vergi, Allah'ın koyduğu kanunlara göre alınıp Onun emrettiği biçimde harcanacaktır.[562] Bu devlet görüşü içinde, vergiye bakış tarzı da tamamiyle değişmiştir ki bu husus az sonra ele alınacaktır. [563]

 

B- Devlet Başkanlarının Devlet Gelirleri Karşısındaki Durumu
 

Hz. Peygamber (s.a.v.)'e kadar kırallar, vergiyi halk adına de­ğil kendi adlarına toplamışlardır. Hz. Muhammed ise bu alanda ilk defa bir yenilik yaptı ve "halktan vergiyi gene halk için topla­ma" esasını getirdi ve hatta müslümanlardan toplanan gelirlerin hem kendisine, aile fertlerine ve hem de akrabalanna haram oldu­ğunu, ilan etti. Gerek mecburî vergilerden ve gerekse fakirlere verilmesi gereken nafile sadakalardan[564] Hz. Peygamber hiçbir şekilde faydalanmıyor ancak hediye kabul ediyordu. Hicret sıra­sında, daha Medine'ye varmadan Küba köyündeyken Iran asıllı Selman el-Farisî'nin ona sadaka takdim etmesi sırasında biz Resûlullah'm sadaka kabul etmediğini görüyoruz.[565]

Hz. Peygamber'in akrabaları, zekat gelirlerinden faydalan­mak için muhtelif zamanlarda ona müracaat etmişler ve her defa­sında Resûlullah onlara:

«Muhakkak ki bu zekât, insanların (mallarının) kiridir. O, ne Muhammed'in kendisine ve ne de onun ailesine helaldir»[566] diyordu. Çok sayıda kaynağın bildirdiğine göre, torunu Hasan, zekât geliri hurmadan yemek için ağzına attığında Resûlullah ona; «Bırak, bırak! Bilmiyor musun, biz zekâttan yiyemeyiz» demiştir.[567] Bir başka zamanda da zekât geliri hurmayı adı geçen torunu yutmak üzereyken Hz. Peygamber, aynı gerekçeye daya­narak parmağı ile onu ağzından çıkarmıştı.[568] Bu hususta çok titiz davranan Resûlullah vergilerin kendisi için değil de yoksullar için toplandığını, bir yazıyla vilayetlere de bildiriyordu. Onun Yemen halkına gönderdiği yazısı şöyledir:

«Muhakkakki Allah'ın Resulü, hem zenginlerinizin ve hem de fakirlerinizin mevlâsı (koruyucusu) dır. Zekât, ne Muhammed'in kendisine ve ne de onun aile efradına helaldir. Mallarınızın temizlenmek gayesiyle vereceğiniz zekâtı ancak müslümanların fakirleri içindir.»[569]

Onun akrabalarından gerek Hâşim ve gerekse Muttalib oğul­larından olanlar hiçbir surette zekât gelirlerinden faydalanamaz­lardı.[570]

Hz. Muhammed (s.a.v.) kendisinin, toplanan vergilerin sahibi değil ancak onları, devlet ve halk adına koruyan bir haznedar ol­duğunu da ilan ediyordu. Haznedarın nasılki baktığı mallarda herhangi bir hakkı yoktu, aynı şekilde Hz. Peygamberin de topla­nan gelirlerde bir hakkı bulunmamaktaydı. Bu durumunu açıkla­yan Resûlullah, Müslim'in rivayet ettiği sözlerinde şöyle diyordu:

«Ben ancak bir haznedarım. Her kime kendimden gönül hoş­luğu ile verirsem o mal bu kimse için bereketlendirilir. Her kime de istemesinden ve harisliğinden dolayı verirsem, o hırslı kimse dai­ma yiyen ve asla doymıyan bir obur gibidir.»[571]

Devlet gelirleri üzerinde herhangi bir hakkı bulunmayıp on­ları dilediği şeklide de harcıyamıyacağını ancak Allah'ın Kur'an'da gösterdiği kanunlarına uygun harcamada bulunabile­ceğini açıklarken de Resûlullah şöyle demekteydi:

«Ben (kendiliğimden) size ne birşey veririm ve ne de sizi bir şeyden mahrum bırakırım. Ben ancak bir haznedarım, sadece em-redildiğim yerlere harcarım.»[572]

Buharı, ganimet gelirlerinin sarf ve taksiminin Hz. Peygam­bere verilen bir vazife olduğunu ifade ederken onun; «Ben ancak bir taksim edici (:kasim) ve ancak bir haznedar (:hâzin)ım, veren ise Allah'dır» dediğini nakleder.[573] Hz. Peygamberin kendisi için, bölüştürüp dağıtan manasına gelen "kasim" terimini kullandığı da çok olmuştur. Resûlullah gerek Allah'tan aldığı ilmi ve gerekse halktan topladığı vergileri, hiçbir şey gizlemeden halka aktarmış ve sarfta bulunmuştur. O, her ikisini de halka aktarma zorunlulu­ğunu ortaya koyarken kendisi için "hâzin" ve çok kere de "kasim" terimini veya her ikisini beraber kullanmıştır. Hz. Peygamber, yukarda Buharı hadisinde görüldüğü gibi hem bir hâzin ve hem de bir kasim'dir. Pek çok hadis kaynakları onun «Ben ancak bir ka-sim (-.bölüştürüp dağıtan) im» sözlerine yer verirler.[574]

Başlangıçta Hz. Peygamber, zekat gelirlerini kendi görüşüne göre sarfetmekteydi. Bazı münafıklar onun bu gel...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sosyal devlet mefhumu
« Posted on: 26 Nisan 2024, 07:37:59 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sosyal devlet mefhumu rüya tabiri,Sosyal devlet mefhumu mekke canlı, Sosyal devlet mefhumu kabe canlı yayın, Sosyal devlet mefhumu Üç boyutlu kuran oku Sosyal devlet mefhumu kuran ı kerim, Sosyal devlet mefhumu peygamber kıssaları,Sosyal devlet mefhumu ilitam ders soruları, Sosyal devlet mefhumuönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes