> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Asrı Saadette İslam > Hz.Ömerin toprak siyaseti
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Hz.Ömerin toprak siyaseti  (Okunma Sayısı 7837 defa)
01 Ekim 2010, 17:30:44
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 01 Ekim 2010, 17:30:44 »



İkinci Bölüm


HZ. ÖMER'İN TOPRAK SİYASETİ


Gerek teorik gerekse tatbikatı yönüyle islâm'da toprak huku­kunun genel mahiyetini anlayabilmek için Hz. Ömer (r.a.)'in hila­feti döneminde izlediği toprak siyasetini yakından anlamakta za­ruret var.

Niçin Hz. Ömer'in toprak üzerinde ve zirai üretimde takip et­tiği siyaseti örnek olarak seçtik, sorusunu da kısaca cevaplama­mız gerekir. Önce şunu bilmekte yarar var, Hz. Ömer'in toprak si­yaseti genel olarak islâm'ın toprak sistemine ve Özel olarak Hz. Peygamberin dönemi içinde pratikte ortaya çıkan uygulamadan ayrı ve bağımsız değildir, ilerde de göreceğimiz gibi, Hz. Ömer bil­hassa Sevad arazisinde getirdiği uygulama ile Hz. Peygamber'in sünnetiyle bir uyum sağlamak için gayret göstermiş ve toprak mülkiyetinin belirlenmesinde önemli payı olan görüş ve ictihadla-rina Kur'ân'dan uygun ve ikna edici mesnedler arama yolunda dikkat göstermiştir. Hz. Peygamber (s.a.v.)'in Beni Nadir ve Hay-ber'de gösterdiği uygulama, Hz. Ömer için önemi asla ikinci plan­da düşünülemiyen bir deneyim ve içtihadında kaynaktır. Kimi araştırmacılar her ne kadar Hayber örneği ile Sevad örneği ara­sında çelişkiler bulma eğiliminde iseler de, gerçekte ne böyle bir çelişki söz konusu olmuştur ve ne de Hz. Ömer (r.a.) buna cesaret edebilecek kadar sorumsuz bir kişidir. Hükümlerin maksadları açısından bakıldığında bir yönüyle Sevad pratiği ve getirdiği yeni statü, Beni Nadir ve Hayberi tamamlar niteliktedir. Sevad arazi­sinde izlenen bu tutumun tamamlayıcılığı bizi, bunu örnek alma­mıza sevketmiştir. Bundan ayrı olarak, Sevad üzerinde hükme bağlanan toprak statüsü, islâm tarihi boyunca hemen hemen bü­tün islâm toplumunun toprak sistemine ve üretim tarzına temel olma işlevim görmüştür. Bu itibarla, Hz. Ömer'in toprak siyaseti kamil anlamda islâm toprak sisteminin ve üretim tarzının en ti­pik ve en çırpıcı örneği sayılacak ve bugün de gerek toprak gerekse toprakaltı tabii servetlere ilişkin uygulanacak statü veya izlen:' cek siyaset şekilleri konularında ışık tutucu mahiyette ve önemdedir. [45]

 

I. Fetih Alanı
 

Allahın Resulü (s.a.v.) irtihal ettikten sonra, İslâm toplumu için belki de hesapta olmayan bir sorun çıktı. Yalancı Peygamber­ler ve irtidat meselesi. Yeryüzüne yayılmak ve insanlar arasında ilahi adaleti sağlayarak insanların Allahın rızasına uygun yaşa­ma şartlarını güvence altına almak için inen islâm dinin ilk mün-tesibleri, irtihalle beraber başgösteren "başkanlık/hilafet" soru­nunu daha Peygamberin defni yapılmadan çözmüş ve fakat sonra da Arap yarımadasının bir çok yerinde patlak veren "irtidat" akımlanya karşılaşmıştı. Böyle bir ortamda islâm toplumunun dağılmasını önlemek ve devletin etkin gücünü her bölgede duyur­mak muhakkak ki ilk halifenin izlediği politikanın odak noktası olacaktı.

Nitekim böyle oldu. Hz. Ebu Bekir'in tutumu ve dinin genel ve sabit ilkelerinden tavize açık olmayan kararlı tutumu ile Hz. Halid b. Velid komutasında islâm ordusunun harikalar doğuran üstün gücü sayesinde pek de uzun sayılmayan bir zaman içinde is­yanlar birer birer bastın!di, irtidat (islâm'dan küfre, şirke dönme) hareketinin önü alındı ve türeyen yalancı peygamberler bir bir ortadan kaldırıldı. Bu işler İslâm devletinin uygun gördüğü bir bi­çimde son bulduktan sonra, Hz. Ebu Bekir İslâm devletinin varlığı ve devamı için tehlikeli bulduğu küçük kabilelere, büyük devletle­re karşı savaş açtı. Bu, fetih hareketinin önemli bir başlangıcı sa­yılır. Hicretin 12. yılında Irak bölgesine bir takım seferler düzen­lenmiş, bu arada Hira bölgesi tamamen islâm ülkesinin sınırları­na katılmıştı. Bir sene sonra, yani H. 13 yılında Suriye baştan ba­şa müslümanlann egemenliği altına girmişti.

Hz. Ebu Bekir (r.ajden sonra islâm devletinin başına geçen Hz. Ömer (r.a.) fetih siyasetine adeta yeni bir hız kattı. Ebu Ubeyd'in komutasında iyi teçhiz edilmiş bir orduyu İran (Sasani) kuvvetleri üzerine gönderdi. Bu sırada Halid b. Velid de Suriye'de savaşmaktaydı. Konumuzun asıl çerçevesi içinde olan Irak, Sasa­ni imparatorluğuna bağlıydı ve Arap Irak'ı ile Acem Irak'ı olmak üzere iki bölge şeklinde mütalaa ediliyordu. Esasında islâm dev­leti ile Sasaniler arasındaki gerginlik, Hz. Peygamberin Iran Kisrası Perviz'e «islâm'a davet için» mektup ve elçi göndermesine kadar uzanır. Bilindiği üzerine Iran Kisrası mektubu yırtmış, elçiye eziyet ettirmiş ve bir bakıma sömürgesi sayılan Yemen Vali­si Bazan'a haber göndererek Medine üzerine yürümesini söyle­mişti. Perviz, «Muhammed kölem olduğu halde bana nasıl böyle yazmağa cüret eder» diyordu. Ancak Bazan hareket hazırlığına başlamışken, Perviz oğlu tarafından öldürüldü ve bu hareket de yarıda kaldı. Daha önceleri Hz. Ebu Bekir, Müsenna'yı Irak'a yol­lamıştı. Hz. Ömer de önce Ebu Ubeyd'in, sonra da Müsenna'nın komutasında İslam ordusunu Irak'a göndermiş, fakat buna rağ­men Irak fethedilememiştir.

Bu sırada iran'da siyasi bir kargaşa vardı. Hükümet derin bir sarsıntı geçiriyordu. Pervizin yerine geçen Şiruyah sekiz ay süren saltanatı döneminde on beş kardeşim iktidarına rakip çıkmasm-lar diye öldürdü. Şiruyah'tan sonra yedi yaşındaki Ardeşir tahta çıktıysa da bir buçuk yıl sonra bir saray mensubu tarafından öldü­rüldü; yerine Cavanşer geçti. O da bir yıl sonra öldü. Bu durum karşısında hanedanda henüz çocuk olan Yezdger'den başka erkek mirasçı kalmayınca Yezdgerd buluğ çağma erince tahtı ona ter-ketmek üzere Buran Duht Iran kraliçesi oldu.[46]

Hz. Ömer İran devletinin içinde bulunduğu bu kargaşalı dö­nemi yakından izliyordu. Saray çevresinde ardı-arkası gelmeyen siyasi cinayetler, tahtın hergün el değiştirmesi ve en sonunda hal­kın hiç de memnun olmadığı bir kraliçenin başa geçmesi, Hz. Ömer'e Kisra imparatorluğuna vurulacak en büyük darbenin zamanının geldiğim haber veriyordu. Daha fazla gecikmenin her bakımdan aleyhte olacağını hesaba katarak Arap yarımadasının her tarafından kuvvetler topladı ve uzun bir istişareden sonra bu kuvvetlerin başına Sa'd b. Ebi Vakkasi komutan olarak tayin etti. Sa'd b. Ebi Vakkas Irak'ın üzerine yürüdü ve iki ordu Kadisiyye'de savaştı. Bu sırada Buran Duht tahtından indirilmiş, yerine Yezd­gerd geçmiçti. Savaş müslümanlann zaferiyle son buldu. Arap Irak'ı hemen hemen tamamıyla islâm ülkesine katıldı. Öte yan­dan da islâm kuvvetleri Yermuk savaşı ile Bizans ordulanm da­ğıtmıştı.

Hicri 16. senesinde fethedilen ve islâm sınırları içinde olan topraklann toplam alam 2.251.030 km2 idi. Mekke'den kuzeye 1036 km. doğuya 1087 km, güneye 483 km uzanıyordu. Bu geniş alan içinde Suriye, Mısır, Huzistan, Irak, Ermenistan, Azarbeycan, Fars, Kirman, Horasan, Mekran ve Belucistan'm bir kısmı vardı.[47] Bu kadar kısa zamanda ve sınırlı imkanlarla elde edilen bu netice, gerçekten akıllara durgunluk verecek niteliktedir. Şüp­hesiz ki bu başarıyı yalnız İslâm ordularının maddi kuvvetine ve üstün savaşma yeteneklerine bağlamak doğru değildir. Bu fetih­lerin asıl kuvvet kaynağı, aşağıda da göreceğimiz gibi fethin yö­neldiği daha adil, hakkaniyete dayalı yeni bir dünya vaadiydi. Bu yeni gelen müslüman dalganın mesajım doğru kavramakta zor­lanmayan kitleler, fetihleri kolayca gerçekleşmelerine en büyük katkıyı sağladılar. [48]

 

II. Irak Topraklarının Statüsü Sorunu
 

Fetihler, geniş bir alan üzerinde yayılırken doğal olarak bu toprakların statüsü önemli bir sorun olarak kendini belli etti. Nitekim fetih'ten hemen sonra ordu komutanı «Sa'd b. Ebi Vakkas nasıl bir statü uygulanacağı konusunda halifenin direktiflerini almak üzere devlet merkezine bir mektup gönderdi. Hz. Ömer konuyu açıklığa kavuşturmak için Hz. Ali ve Muaz b. Cebele'nin fikirlerine başvurdu. Her ikisinin, yeni fethedilen topraklar hak­kındaki fikirleri, «topraklan bırak, müslümanlara geçim olsun» merkezinde birleşiyordu. Hatta Hz. Muaz şöyle dedi: «Eğer arazi­yi dağıtırsan koskoca arazi bir azınlık grubun elinde kalacak, bunlar da bir erkek veya bir kız çocuklarına devredecekler. Sonra geleceklerin önü (yolu)nü kapatacaklar, böylelikle İslâm'a giden yol tıkamış olacaktır. Sen şimdikileri ve sonra gelecekleri dü­şün»[49] Hz. Ömer'in de düşüncesi bu yöndeydi. Önde gelen sahabe­lerle yaptığı müşavereden sonra Sa'd b. Ebi Vakkas'a şu mektubu gönderdi:

«Askerin ganimetlerin arasında taksim edilmesini istedikleri yolunda mektubunu aldım. Orduda, sana getirilen silahları, atla­rı ve diğer malları savaşa katılan müslümanlar arasında dağıt. Arazi ve nehirleri (sular) ise işleyenlere bırak, dağıtma. Ki, bunlar müslümanlann giderleri için kalsın. Şayet hazır olanlara bunlan (toprak ve sulan) taksim edecek olursan gelecek nesillere hiçbir şey kalmayacak...»[50]

 

III. İtirazlar
 

Hz. Ömer'in topraklan savaşanlar arasında dağıtmayıp eski sahiplerinin elinde devlete belirli bir vergi (haraç) karşılığında bı­rakmak istemesi, sahabeden bazı kişilerin itirazlarına yol açtı. itiraz edenlerin başında Bilal b. Rebah, Abdullah b. Zübeyr, Se1-man-ı Farisi ve Abdurrahman b. Avf geliyordu. Hz. Ömer'in fikrini destekleyen başlıca sahabeler ise Hz. Ali, Hz. Osman, Hz. Talha ve halifenin oğlu Abdullah b. Ömer'di. Hz. Muaz'm da taksimden yana olmadığını yukarıda zikretmiştik, itirazın odak noktası ieti-had farkıydı, ileri sürülen gerekçelere bakılırsa Bilal ve arkadaş­ları, Hz. Peygamberin Hayber'de uyguladığı sünne...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Hz.Ömerin toprak siyaseti
« Posted on: 26 Nisan 2024, 19:20:48 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Hz.Ömerin toprak siyaseti rüya tabiri,Hz.Ömerin toprak siyaseti mekke canlı, Hz.Ömerin toprak siyaseti kabe canlı yayın, Hz.Ömerin toprak siyaseti Üç boyutlu kuran oku Hz.Ömerin toprak siyaseti kuran ı kerim, Hz.Ömerin toprak siyaseti peygamber kıssaları,Hz.Ömerin toprak siyaseti ilitam ders soruları, Hz.Ömerin toprak siyasetiönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes