> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Asrı Saadette İslam > Bütçe kaideleri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Bütçe kaideleri  (Okunma Sayısı 2146 defa)
02 Ekim 2010, 14:29:05
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 02 Ekim 2010, 14:29:05 »



Dördürcü Bölüm


BÜTÇE KAİDELERİ


I. Gelirlerin Tahsisi Kaidesi
 

Belli gelirlerin, belli yerlere harcanmasına Tahsis denir. Bu açıdan devlet gelirlerini, müslümanlardan ve gayri müslimlerden alman vergiler şeklinde incelemek uygundur. [311]

 

A- Müslümanlardan Alınan Vergilerin Sarf Yerleri
 

1- Zekâtın Sarf Yerleri
 

Daha mecburî vergiler ortaya çıkmadan, Mekke devrinde,

Kur'an'da, müslümanlara gönüllü olarak verecekleri malî mükel­lefiyetlerin tahsis yerleri gösterildi. Medine devrinde bu tahsis yerlerine yenileri ilave edildi ve hicrî 9. yılda gelen Tevbe sûresi 60. âyette bu sarf yerleri kesin şeklini aldı. Bu âyette şöyle denili­yordu:

«Sadakalar, Allah'tan bir farz olarak, ancak fakirlere, mis­kinleri, sadakalara memur olanlara, kalpleri (müslümanlığa) alıştırılmak istenenlere, kölelere, borçlulara, Allah yolunda (har­camaya) ve yol oğluna mahsustur. Allah hakkıyle bilendir, tam hüküm ve hikmet sahibidir.» [312]

 

A) Fakir Ve Miskinler
 

Resûlullah: «Onların zenginlerinden alınacak zekâtın, onla­rın fakirlerine dağıtılacağını» bildirmek suretiyle, hem zenginin vergi mükellefi olacağını göstermiş oluyorlar ve hem de, fakirin, onun tam zıddı olduğunu ve vergi hasılatından faydalandırılaca­ğım anlatmış oluyorlar. Bu hususta Hz. Peygamber'in, ayette gösterilen sarf yerlerinden sadece ilkine temas etmekle yetinmiş olabileceği de düşünülebilir.

Mekke döneminde, vergilerin sarf yerleri bahsinde genişçe ele alındığı gibi, Hz. Peygamber, o zamanlar, mü'minlerin ancak kendi dindaşlarına sadaka verebileceklerini, söylemişti de bu, Kur'an'da tasvib görmemişti. Bunun üzerine müslümanlar, müş­rik akrabalarına, farz olmıyan sadaka kabilinden yardım yapma­ya başlamışlardı.

Buharı ve Tirmizî, Ureyne kabilesinden bir takım hasta kişi­lerin Medine'ye geldiklerinde Rasûlullah'ın tedavi olmadan için onları, zekât develerinin bulunduğu bir meraya gönderdiğini ve bu develerin sütlerinden ve sidiklerinden içmelerim onlara tem­bihlediğini, kaydediyorlar. Buharî'nin kaydına göre bunlar ger­çekten de orada iyileştiler ve sonra azıp sürü çobanını öldürdüler ve bu sebeple de Ölüm cezasına çarptırıldılar.[313] Her ne kadar Buharı bu hadisine; zekât develerinin sütlerinden yolcuların fay­dalanması, şeklinde bir başlık koymuşsa da bu hâdise bize, zekât mallarının yan ürünlerinden hastaların da faydalandırılabilece-ğini açıkça göstermektedir.

Öğretim ve eğitim harcamalarına gelince, gerek Resûlullah zamanında ve gerekse de müteakip devirlerde pek çok muallim tayin edilip çeşitli bölgelere gönderildiğini ve okumakta olan çok sayıda talebe bulunduğunu biliyoruz. Kaynaklar sağlık hizmetle­rine olduğu gibi bu sahada da hangi gelir çeşidinden harcama yapıldığını bildirmiyorlar. Ancak bildiğimiz bir şey varsa o da devamlı ilim öğrenmekle meşgul olan ve yetişenlerin çeşitli kabi­lelere muallim olarak gönderildiği Suffe Ashabına zekât gelirle­rinden harcama yapıldığıdır.[314] Bunların ise fakirlik yahut mis­kinlik sıfatları, talebelik sıfatlarından önce gelmektedir. [315]

 

B- Amilin (:Zekât Memurları)
 

Resûlullah'm Mekke valisi Attab b. Esid'e, Necran hıristiyan-ları ve Hecer mecûsilerinden tahsil edilen fey' gelirlerinden maaş ödediğini, biliyoruz.[316] Buna mukabil onun diğer valilerinin maaşlarını hangi gelirlerden ödediğini bilemediğimiz gibi halife Ebû Bekir'den itibaren halifelerin de maaşlarını hangi gelirler­den aldıklarını bilemiyoruz.

Vergi memurlarının yol azığı ücretleri, zekât mükelleflerine yüklenemiyeceğinden biz gerek Resûlullah ve gerekse Hz. Ömer zamanlarında, bu memurların, tahsil ettikleri mahsullerden ve zekât hayvanlarının sütlei'inden yiyeceklerini temin ettiklerini görüyoruz.[317]

Zekât memurlarının, diğer sınıflarda olduğu gibi zekâta ihti­yaç sebebiyle hak kazanmayıp, ondan emeklerinin karşılığım al­dıkları bir vakıadır. Hz. Ömer'in, zengin olduğu gerekçesiyle, Resûlullah (s.a.v.)'dan, tahsildarlık ücretim almak istemediği halde Hz. Peygamber'in ona ücretini vererek; «bunu al, ihtiyacın yoksa başkasına tasadduk et» demesi bunu açıkça gösteriyor. [318]

 

C- Muellefetu'l-Kulub ('.Kalpleri Kazanılmak İstenenler)
 

Pek çok kaynak, Hz. Peygamber'in Mekke'nin fethini mütea­kip günlerde yapılan Huneyn muharebesinde ele geçen ganimet­lerden, İslâm'a ısındırmak gayesiyle Ebu Süfyan ve el-Akra' b. Habis gibi Kureyş'in ve Necid bölgesinin ileri gelenlerine verdiği hayvan sürülerinden bahseder.[319] Onun böyle bol miktarda ik­ramlarda bulunması, Ensar'dan bazılarının hoşnudsuzluğuna yol açınca Resûlullah yaptığı konuşmasında;

«Şüphesiz ki Kureyş, câhiliyet devrine yakındır ve musibetten yeni çıkmıştır. Ben onların bu bozuk durumlarını düzeltmek ve onları müslümanlığa ısındırmak istedim.»[320] diyerek bunun veriliş gayesini açıklamıştır. İbn Hişam da eserin­de, Resûlullah'ın bu bağışları ile hem bu ileri gelenleri ve hem de onlara tâbi bulunan kavimlerini İslâm'a ısındırmayı amaçladığım yazıyor.[321]

Hz. Peygamber, Kureyş'in ve Necid bölgesinin ileri gelenleri­ne ganimet gelirlerinden verdiği gibi, Müslim'in rivayetine göre, o ayrıca Yemen'den, orada görevli Hz. Ali'nin göndermiş olduğu külçe halindeki bir altun topağım, özellikle Necid'in ileri gelenle­rine dağıttı.[322] Erjû Ubeyd, eserinin bir yerinde bu gönderilen altu-nun, zekât gelirlerinden olduğunu yazarken,bir diğer yerinde onun fey' gelirlerinden olduğunu kaydeder.[323] Hanefî hukukçula­rından imam Serahsî (ö. 490 H/1097 M) Resûlullah'm Ebu Süfyan ve diğerlerine zekât gelirlerinden verdiğini, yazmaktadır.[324] Şüp­hesiz ki onun bu verdikleri, Huneyn ganimetlerinden verdiklerin­den tamamen ayrılır. Çünki Huneyn muharebesi H. 8 yılda yapıl­dığı halde[325] zekâtın sarf yerlerini en son olarak tanzim eden ve "muellefetu'l-kulub" teriminin yer aldığı Tevbe sûresi 60. ayet H. 9. yılda nazil olmuştur.[326] Hz. Peygamber bu terimin ortaya çıkı­şından çok daha önce de aynı maksatlarla müşriklere yardımda bulunmuş ve onları bu yolla da kendi tarafına çekme girişimlerini sürdürmüştür. Meselâ, o, Mekke'nin fethinden çok daha evvel ve Hayberin fethini müteakip bir zamanda Mekke'de hüküm süren kıtlık ve açlık sırasında, fakirlere dağıtılması için Ebû Süfyan'a bir miktar altun gönderdi ki bazı kaynaklar bunun değerinin 500 dinar olduğunu söylerler. Altun para olarak bu, önemli bir miktar­dı. Ebu Süfyan; «Muhammed bununla gençlerimizi yoldan çıkar­mak istiyor» dediyse de sözünü geçiremeyip paranın dağıtılması­na engel olamadı. Nitekim Makrizî, bu yardımla onların sevgileri­nin kazanılması (:te'ellüf)nm amaçlandığını yazmaktadır.[327] Resûlullah bununla kalmamış, Mekke'lileri rahatlatmak için Me­dine'den hurma göndermiş ve Kureyş'in elinde bulunan, muhte­melen bir türlü satamadıkları deri yığınları ile değiş-tokuş yapıl­masını teklif etmiştir.[328] Böylece Hz. Peygamber, Mekke mukave­metini zayıflatmış oluyorlardı. [329]

 

D- Rikâb (:Kölelikten Kurtarılacak Kimseler)
 

Kur'an, harp esirlerinin fidye alınarak veya tamamen karşı­lıksız salıverilmesi esasını getirmiştir. [330]Eğer Esirlerin bu iki şık­tan biriyle salıverilmesi uygun görülmemiş ve onların karşılıklı olarak muşadele edilmesi hususunda da bir anlaşmaya varclama-mışsa bu durumda devlet, düşman tarafın tutumunu gözönüne alıp, misilleme olarak esirlerin köle yapılmasına karar verebilir. Eğer düşman, müslümanlardan aldığı esirleri, fidye karşılığında salıveriyorsa bu fidyelerin devlet hazinesince ödenmesi gereke­cektir.

Biz Resûlullah'm, Medine'ye varır varmaz hazırladığı kurucu anayasaya;

«...Ve her bir zümre, harp esirlerinin kurtuluş fidyesini, mü'minler arasındaki iyi ve mâkul bilinen esaslara ve adalet um­delerine göre ödemeye iştirak edeceklerdir»[331] şeklinde bir madde koyduğunu görmekteyiz. Kurucu anayasada yer alan bu maddeye veya ayette geçen "rikâb" maddesine göre ol­malıdır ki Hz. Ömer (r.a.); düşman elinde bulunan esirlerin kurta­rılması için ödenecek paranın hazinece karşılanacağını söyler.[332]

Esirlerin kurtarılması için Kurucu Anayasaya konulan yu-kardaki maddelerden sonra H.2. senede yapılan Bedir harbinde düşman taraftan alınan esirlerin müslümanlarca yedirilip içiril­mesi, Kur'an'da övgüyle karşılandı.[333]

Mekke devrinde vergilerin ve sarf yerlerinin ortaya çıkışı bahsinde de temas edildiği gibi Kur'an daha o zamanlarda müslü-manlan köle azad etmeğe teşvik ediyordu.[334] Herkesin bildiği üze­re, o tarihlerde Hz. Ebu Bekir gibi bazı zengin mü'minler, işkence­ye uğrıyan kölelerin bir kısmını satın alıp azad ediyorlar ve böyle­ce daha henüz resmî verginin ortaya çıkmadığı bir zamanda kendi serbest iradeleriyle mükellefiyetlerini yerine getiriyorlardı. Me­dine döneminde de müslümanların bu türlü ferdî tahsisleri devam etmek...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Bütçe kaideleri
« Posted on: 26 Nisan 2024, 01:52:04 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Bütçe kaideleri rüya tabiri,Bütçe kaideleri mekke canlı, Bütçe kaideleri kabe canlı yayın, Bütçe kaideleri Üç boyutlu kuran oku Bütçe kaideleri kuran ı kerim, Bütçe kaideleri peygamber kıssaları,Bütçe kaideleri ilitam ders soruları, Bütçe kaideleriönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes