> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Asrı Saadette İslam > Asrı saadette halk inançları
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Asrı saadette halk inançları  (Okunma Sayısı 2486 defa)
29 Eylül 2010, 14:57:50
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 29 Eylül 2010, 14:57:50 »



ASR-I SAADET'TE HALK İNANÇLARI

Dr. Ali Çelik
 

Ali Çelik 1957 Yılında Kütahya'da doğdu. Kütahya I.H.L.ni bitirdikten sonra 1979 yılında İzmir Yüksek îslâm Enstitüsünden mezun oldu. 1987 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı Haseki Eğitim Merkezini bitirdi. 1987'de "Hadis'lerde Fitne Kavramı" konulu yük­sek lisans çalışmasını, 1994'te de "Hz. Peygamber Devrinde Hicaz Bölgesinde Halk İnançları" konu­lu doktora tezini hazırladı. Diyanet İşleri Başkan­lığı teşkilatında değişik görevlerde bulundu. Ha­len Manisa'nın Salihli ilçesinde müftülük görevini yürütmektedir. [1]

 

Birinci Bölüm


DİNÎ HAYATLA İLGİLİ HALK İNANÇLARI
 

A) Tanrı Înancı
 

Milâdî VII. asrın başlarında Hicaz bölgesi sakinlerinin dînî hayatları ve bununla ilgili inançları son derece karmaşıktır. Bu­nunla birlikte, inançlarındaki belli özellikler nedeniyle, birbirle­rinden ayrılabilen kimseler ve grublar bulunmaktaydı: Sözgelimi Allah'a inanan, öldükten sonra dirilmeyi kabuî eden, Allah'ın emirlerine uyanları mükafatlandıracağı, karşı gelenleri cezalan­dıracağı inanana sahip olan "Muvahhidler" olduğu gibi, her şeyin tabiattan olduğunu inanan "Dehrîler", Allah'a inanmakla birlikte aracı olarak putlara inanan "putperestler", Zerdüştlüğe, Hıristi­yanlığa ve Yahudiliğe meyledenler bulunmaktaydı.[2]

Konu incelendiği zaman, dînî hayatın mihverini teşkil eden "Tanrı" inancının bazen, Tek Tanrıcı (:Monoteist) Özellikler gös­terdiği -bir takım sapmalar olmasına rağmen- bazen de çok Tanrı­cı (:Politeist) Özellikler gösterdiği, her iki düşüncenin de çok belir­gin izlerinin bulunduğu göze çarpmaktadır. Bunları ana hatlarıy­la görmeye çalışalım. Çünkü Dînî hayatla ilgili Halk inançlarının hemen çoğu, dînî inançlardaki sapmalardan doğmuştur. Bu açı­dan konumuz yakından ilgilidir. [3]

 

1. Hanifler
 

Câhiliye Araplarmdan bir kısmı Hz. ibrahim dinine bağlı kalmışlardı[4] Allah'a inanan, ölmüş hayvan eti, kan, dikili taşla­ra kesilmiş kurban eti yemeyen, şarap içmeyen, kız çocuklarını di­ri diri toprağa gömmeyen [5]ve "Hanifler olarak bilinen bu muvahhid insanlar, Hicaz bölgesinde, içinde yaşadıkları toplumun gidi­şatını ve inançlarını beğenmiyerek, onlardan uzak duruyorlar, zaman zaman da onları eleştiriyorlardı. Bunlar Hz. ibrahim dînînin gelenekleri olması muhtemel bir takım âdetleri yaşat­makla tanınmış kimselerdi.[6]

Bunlar bir grub veya cemaat oluşturmuş değillerdi. Fakat putlara tapmayan, haksızlıklara rıza gosteımeyen faziletli insan­lardı. Câhiliye devrinin büyük şairlerinden Züheyr bin Ebi Sulma el-Müzenî (Ö.609 m.) 'nin şu iki beyiti incelediği zaman, kendisin­deki Tanrı inancının tam bir Hanif inancı olduğu anlaşılır:

'İçinizdeki şeyleri gizlemeye çalışmayın. Ne kadar gizlense Allah onları bilir, (yaptığınız şeylerin cezası) Ertelenir, bir kitaba konur, ya da hesap günü için saklanır veya hesabı çabuk görülür, intikam alınır."[7]

Câhiliye dönemi muvahhidleri arasında en çok bilinenleri, Varaka bin Nevfel, Ubeydullah bin Cahş, Osman bin Huveyris, Zeyd bin Amr bin Nufeyl, Kus bin Saide gibi kimselerdi. Allah'ın varlığına inanan ve onun varlığını itiraf eden bu kimseler, Hz. ib­rahim ve Hz. ismail'in şeriatı üzerine Kabe'yi tavaf eden hac ve Umre yapan, Arafatta vakfeye duran, telbiyede bulunan kimse­lerdi. [8] Bunlardan bazıları, halkın durumunu zaman zaman eleş­tirirlerdi, îbn ishak (Ö.151/768) onlardan bir grubun düşünceleri­ni şöyle nakleder:

"Kureşli bir kaç kişi, Zeyd bin Amr bin Nufeyl, Vakara bin Nevfel, Osman bin Huveyris, Ubeydullah bin Cahş, bir bayramda Kureyşliler, putların yanında kurban keserlerken onları izliyorlardı. Bir ara bu bir kaç kişi, başbaşa verip birbirlerine: "Birbirini­ze dost olun, kavmimiz hiç doğru yolda değildir, ibrahim dînînden ayrıldılar. Ona muhalefet ettiler. Ne zarar ne de fayda vermeyen hiç bir puta tapılmaz. Kendinize yeni bir din arayın," dedi. Bunun üzerine yeni bir din aramak için yola çıktılar. Bunlar yeni bir din­den ziyade, Ehl-i Kitap içinde Hz. İbrahim dînîni, Hanifliği bul­mak için yollara düşmüşlerdi.[9]

Anlaşılan şu ki, Câhiliye döneminde Hz. ibrahim'in dînîne sa­hip çıkmayı gaye edinmiş kimseler, o dînin bütün esaslarını bili­yor ve yaşıyor değillerdi. Belki inanç ve ibadetleri, bölgedeki diğer itikâdî ve amelî düşüncelerin, hatta Hıristiyanlık ve Yahudiliğin etkisinde kalmıştı. Ama bilinen şu ki, atalarının dîni demek olan Haniflik, onlar için esastı. Onlar inanç yönünden Muvahhid in­sanlardı ve bunu korumak gayreti içindeydiler. [10]

 

2. Ehli Kitap (:Yahudiler Ve Hıristiyanlar)
 

Islâmm ortaya çıktığı dönemde Arap yarımadasının dört kö­şesinde Yahudileri görmekteyiz. Yahudilerin Hicaz'a ne zaman ve nereden geldikleri hakkında değişik görüşler ileri sürülmektedir. En kuvvetli görüş :Milâdî birinci asırda Romanın Suriye ve Mısır hakimiyetinin ardından, birinci ve ikinci asırlarda Şam'dan ayrıl­maya başladıkları yolundadır. Roma'nın Yahudilere ve Sami dev­letine yaptığı baskı, Yahudileri Roma'nın hakimiyetinden uzak Arap yarımadasına göçe zorladı.

Yahudilerin Hicaz'a göçleri, imparator Teytus'a karşı (M.S.70) yılında yaptıkları direnişin zayıflamasından sonra art­maya başladı. (M.S. 132-135) yılları arasında, imparator Hader-yan'a karşı giriştikleri devrimde de başarılı olamayınca, kaçanlar Yesrib'e kadar geldiler.[11]

Yahudiler, Mekke'de yerleşik olarak hemen hemen yoktu de­nilebilir. Ancak Hicaz bölgesinin değişik yerlerinde her yıl düzen­lenen fuarlarda, bilhassa Ukaz'da, sadece ticarî malları satarken değil, aynı zamanda kendilerini, saklanmış veya kaybolmuş şey­lerin nerede olduklarını bilen, yahut istikbali okuyan Kâhinler olarak takdim eden ve bundan da pek güzel para kazanan insanlar olarak görmekteyiz.[12]

Bunlar "Ehli kitap" bir ulus olarak, okuma yazmadan nasibi­ni almamış, gönlü saf bedeviler üzerinde özel bir nüfuz ve itibar kazanmış durumdaydılar.[13]

Yahudiler esas itibariyle Muvahhid olmalarına rağmen, Al­lah inancı konusundaki yanlış düşüncelerinden dolayı sapıtmış­lar ve Tevhid'i zedelemişlerdir. Bu husus Kur'an-ı Kerimde çok açık olarak ifade edilmiştir: Allah'a çocuk isnad ediyorlar, "Uzeyr Allah'ın oğlu" diyorlardı.[14] Allah'a fakirlik isnad ediyorlar, "Al­lah'ın eli bağlıdır" diyorlardı.[15]

Allah'ı cimrilikle vasfediyorladı. Haham, Rahip gibi din adamlarını, Allah'tan başka Rabler edinmişler [16], Kutsal kitapla­rı, Tevrat hükümleriyle amel etmeyi bırakarak, peygamberleri öl­dürmeye kalkmışlardı,[17] Kur'an'ın ifadesiyle: "Allah'ın gazabına uğramış"[18] bir millet olarak varlıklarını sürdürüyorlardı. Cebrail (a.s)'ı sevmeyen,[19] kendilerine, ahirette çok az azab dokunacağını iddia eden[20] Yahudiler, bu, benzeri inançlarıyla tamamen Tevhid inancından uzaklaşmışlardı.

Yahudilerden başka Hıristiyanların varlığım da Hicaz bölge­sinde görmekteyiz. Bunların yurdu. Necran idi. Mekke'de pek na­dir bulunuyorlardı. Ibn Hişam (Ö.218/833)'ın rivayetine göre,[21] Faymiyun (Euphemion) adında dindar bir hıristiyan seyyah tara­fından Necran'a, oradan da Yemen'e götürülen hıristiyanlık,[22] bölgede yayılmıştır.

Yahudilerde olduğu gibi hıristiyanlar da Tevhid inanandan uzaklaşmışlar, bir takım batıl inançlara sapmışlardı. [23] Hıristi­yanlar arasında "Hz. Isa Allah'tır" diyenler olduğu gibi, "[24]

 

3. Müşrikler
 

Müşrikler bir taraftan Allah'a inandıklarını iddia eden, bir taraftanda çeşitli varlıkları veya elleriyle yapageldikleri şeyleri Allah'a ortak koşan kimselerdi. Bu ortak koştukları şeyleri, Allah ile kendileri arasında aracı kabul ediyorlardı. Böylece Allah'a şirk koşuyorlar ve bu şirk koşmalarına da güya meşrûiyyet kazandırı­yorlardı. Hicaz bölgesinde halkın büyük çoğunluğu, müşrikti. "Hz. ibrahim ve ismail'in oğullarıyız" demelerine rağmen, onların getirdiği Tevhid akidesini bırakmışlar, Haniflikten ayrılmışlardı, inançlarında Tevhid düşüncesinin belli izleri görülmesine karşı, başka ilahlar, ara Tanrı ve Tanrıçaları kabul etme düşüncesi ağır basıyordu. Akla gelebilecek hemen her şeyi Allaha ortak koşarlar­dı. Kaynaklardan geçen şu olay dikkat çekicidir:

Hz. Peygamber, Husayn'a: "-Kaç ilaha tapıyorsun?" dedi. -Altısı yerde biri gökte, diye cevap verdi. Rasulüllah: "isteyerek ve korkarak ibadet ettiğin hangisidir?" dedi. "Gökte olan" karşılığını verdi. Rasulüllah: "Sana bazı sözler öğretsem müslüman olmaz mısın?" dedi. Adam, müslüman oldu. Rasulüllah da ona şöyle de­mesine tavsiye etti: "Allahım bana hidayetimi ilham et, beni nefsi­min şerrinden koru,"[25]

Müşriklerin gelenek olarak devam ettirdikleri hac ibadet: (tahrif olmuş şekliyle) esnasında söyledikleri şu dua da onların şirke nasıl bulanduklarmı açıkça göstermektedir: "Ya Rabbü... se­nin emrine her zaman itaat ederim. Senin hiç bir şerikin yoktur, bir şerikin vardır ki o ve onun malik oldukları da senindir."[26]

Şirk düşüncesi, Câhiliye...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Asrı saadette halk inançları
« Posted on: 19 Nisan 2024, 12:11:55 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Asrı saadette halk inançları rüya tabiri,Asrı saadette halk inançları mekke canlı, Asrı saadette halk inançları kabe canlı yayın, Asrı saadette halk inançları Üç boyutlu kuran oku Asrı saadette halk inançları kuran ı kerim, Asrı saadette halk inançları peygamber kıssaları,Asrı saadette halk inançları ilitam ders soruları, Asrı saadette halk inançlarıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes