> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Asrı Saadette İslam > Asr-ı saadette yazı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Asr-ı saadette yazı  (Okunma Sayısı 2831 defa)
05 Ekim 2010, 22:42:03
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 05 Ekim 2010, 22:42:03 »



ASR-I SAADETTE YAZI VE VAHİY KATİPLERİ


Dr. Mustafa el-Azamî
 

MUSTAFA 1932 Yılında Hindistan'ın Uttar Pradeş eyaletine EL-A'ZAMÎ bağlı Mau-nath Bhanajan şehrinde doğdu, tik, or­ta ve yüksek tahsilini Hindistan'da tamamladı. Yüksek lisansım 1955 yılında Ezher'de, doktorası­nı 1966 yılında Cambridge'de bitirdi. 1955-1964 yılları arasında Katar Milli Kütüphanesinde çalış­tı. Suudi Arabistan, ingiltere ve ABD'nin değişik üniversitelerinde Öğretim üyeliği görevinde bu­lundu. Hadis sahasındaki araştırmalarıyla tanı­nan yazar 10'u aşkın eserin sahibidir. [1]

 

Birinci Bölüm


ÜMMİ PEYGAMBER DİVANI (ARŞİVİ) VE KÂTİPLERİ


1- İslamın Başlangıcında Arap Yarımadasında Yazı

 

Araplar câhiliyye döneminde bile yazının değerini ve önemini takdir etmişlerdi. Çünkü onlar okuma yazma bilmeyi, insanın kâmillerden olabilmesi için itibar ettikleri üç temel esastan biri saymışlardı, tbn Sa'd demiştir ki: "Araplar, câhiliyye döneminde ve islamın başlangıcında Arapçayı yazan, yüzücülük ve ok atmayı iyi bilenlere "el-kâmil" derlerdi."[2]

Araplar bazı işleri yapmak istemiyorlar, onu yapanları da ha­kir görüyorlardı. Buna rağmen onların büyükleri ve eşrafı câhiliy­ye ve îslam döneminde öğrenim işiyle meşgul olmuşlardır.[3]

Araplar câhiliyye döneminde bile yazının önemini biliyorlar­dı. Fakat yazıyı kullanma bakımından câhil idiler. Genellikle bu­nun sebebi de günlük hayatlarında buna ihtiyaç duymamaları idi. Bu sebeple okuma yazma bilenlerin sayısı azdı. Hatta denilmiştir ki: "îslam geldiğinde Kureyş içerisinde yazı bilen on yedi erkek vardı."[4] el-Vâkidî (Ö.207/822), Medine'de de on bir şahsın yazı bil­diğini zikreder.[5] Her halükârda, Özellikle Mekke'nin coğrafî, ticarî ve dînî merkez olmasına baktığımızda bu listeyi sağlam bir istatistik saymamız mümkün değildir. Bütün bunlara rağmen şu­rası açık bir gerçektir ki, o zaman Arap yarımadasında okuma yazma bilmemek hakimdi. Hatta Allah teâlâ bu toplumu "ümmî", onlara gönderilen peygamberi de "Ümmî Peygamber" olarak vasıflamıştır. Yüce Allah şöyle buyuruyor: "Ümmîler içerisinde, kendilerine âyetlerini okuyan, onları arıtan, onlara kitabı ve hik­meti öğreten bir Peygamber gönderen odur."[6] "Allah'a ve ümmî olan peygambere inanın. Ki o peygamber Allah'a ve sözlerine inanmıştır."[7]

Hz.Peygamber (s.a.v.) de o zaman islam toplumunu: "Biz ümmî bir topluluğuz, yazı ve hesap bilmeyiz."[8] sözleriyle tavsif et­miştir.

Nur ve hidayet kaynağı olan Kur'ân-ı Kerîm ümmî bir toplum içerisinde olan ümmî bir peygambere inmiştir. Buna rağmen Peygamber'e gelen ilk hitap okumakla ilgili olmuştur: "Yaratan Rabbinin adıyla oku. O, insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku, kalemle öğreten ve insana bilmediklerini bildiren Rabbin en büyük kerem sahibidir."[9]

Müşrikler islam davetine karşı koydular, bütün şer kuvvetler bu hususta toplandılar. Nihayet Resûlullah (s.a.v.) ashabı ile beraber Medine-i Münevvere'ye hicret etti. Resûlullah'ın hicreti ile islam tarihinde yeni bir safha başladı. Çünkü islam, başlangıç­ta küçük de olsa, Resûlullah'ın, ilim ve amel bakımından, islam akîde ve şeriatım ekebileceği bir yer buldu.

Bu durum, Resûlullaht(s.a.v.) Medine'ye hicret edip, bir cihet­ten Müslümanlarla Yahudiler, diğer cihetten Muhacirlerle Ensar arasındaki münasebetleri düzenleyen -bazı araştırıcıların ifade­siyle - yeni devletin anayasasını yazmcaya kadar devam etti.[10] Böylece Müslümanların Medine'de bir devleti oldu. Devletin dü­zeni ve idarî organları olması gerekir.

Aşağıdaki sahifelerde idarî düzenle ilgili, yani Resûlullah (s.a.v.) zamanında divanların veya sekreteryanın meydana gel­mesi ile ilgili kısa bir fikir vermeye çalışacağız. Sonra bu görevi kimlerin üslendiğinden ve bize bu bilginin nasıl ulaştığından bah­sedeceğiz.

Daha önce zikretmiştik ki islam geldiği zaman yazı bilenlerin sayısı azdı. Fakat Resûlullah (s.a.v.)'in öğretimle ilgili üstün siyaseti sayesinde okuma yazma gerçekten kısa bir zaman içerisinde yayıldı. Hatta Resûlullah'ın Kâtipliğini yapanların sayısı elliye ulaştı. Şimdi elimizdeki bol kaynaklara müracaat ettiğimiz zaman Resûlullah zamanındaki yazı veya idarî faaliyetlerle ilgili geniş bir plan çizebiliriz. [11]

 

2- Resûlullah Zamanında Dîvanların (Sekreteryanın) Ortaya Çıkışı
 

Dîvân, kâtiplerin oturduğu yerin ismidir.[12] Sahîfelerin top­landığı yere, askerlerin ve kendilerine maaş verilecek olan kimse­lerin isimlerinin yazıldığı deftere de dîvân denir.[13]

Anlaşıldığına göre îslamın başlangıcmda üç türlü divan var­dı:

1- Dîvânül-inşâ',

2- Dîvânü'1-ceyş,

3- Beytü'1-mâle gelen vergi ve haraçların ve müslümanlara verilecek atiyyelerin tesbit edildiği dîvânü'l-haraç veya dîvânü'l-cibâye.

Dîvanları tanzim edenin Mü'minlerin Emîri Hz.Ömer'in ol­duğu yaygın bir şekilde bilinmektedir. Nitekim Ebû Hilâl el-Askerî (ö.395/1005): "Dîvânı ilk meydana getiren Ömer'dir." de­miştir.[14]

a) Dîvânü'1-inşâ': Kalkaşendî (Ö.821/1418), islamda ilk mey­dana getirilen dîvânın dîvânü'1-inşâ' olduğunu, bunun Resûlullah (s.a.v.) zamanında meydana getirildiğini söylemiştir.14

b) Dîvânü'1-ceyş: Kalkaşandî onun hakkında da: "Bunu ilk ortaya koyan ve düzenleyen, hilafeti döneminde Mü'minlerin Emîri Hz.Ömer olmuştur." der.15

c) Dîvânü'l-haraç'a gelince bu konuda ve dîvânül-ceyş hak­kında Hasen ibrahim Hasen şöyle demiştir: "islâm fetihleri geniş­leyince Ömer b. el-el-Hattâb Iran sınır muhafızlarından biri ile istişare ettikten sonra dîvân düzenini benimsedi." O, başka bir defa da şöyle demiştir: "Ömer dîvân düzenini Farslardan aldı. Askerlerin yazılması için ordu dîvânını (dîvânü'1-cünd) inşa etti. Beytü'1-mâle gelen vergi ve haraçların ve müslümanlara verilecek atiyyelerin tesbit edildiği dîvânü'l-haraç'ı da inşa etti.[15]

Fakat bu söylenenlerin üzerinde durulması gerekir. Öyle an­laşılmaktadır ki basit şekliyle dîvânlar Resûlullah (s.a.v.) zama­nında kullanılmıştır. Hz.Ömer'in hilafeti zamanı gelip de devletin sınırları genişleyince idarî düzenin geliştirilmesi zarurî oldu. işte bunun üzerine Hz.Ömer öncekinden daha şümullü olarak dîvânın tanzimini emretmiştir. Bunun delili, Kalkaşendî'nin daha önce zikreredilen: "Islamda ilk meydana getirilen dîvânın dîvânü'l-inşâdır. Bu, Resûlullah (s.a.v.) zamanında meydana getirildi." sö­züdür.

Dîva^ü'l-ceyşe gelince bu konuda Sahîh-i Buhârî'de rivayet edildiğine göre: Huzeyfe (r.a.) şöyle demiştir: Resûlullah (s.a.v.): "Bana müslumanlarm isimlerini yazınız." buyurdu. Biz de ona 1500 kişinin ismini yazdık."[16]

Buhârî'nin Sahîh'indeki aşağıdaki rivayeti de, gazveye giden­lerin isimlerinin yazılmasının sahâbîlerin adetleri olduğunu ifade eder: Ibn Abbas'dan rivayet edilmiştir ki, kendisi Resûlullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu işitmiştir: "Bir kimse mahremi ol­mayan bir kadınla başbaşa kalmasın. Ve hiç bir kadın da yamnda mahremi olmaksızın sefere çıkmasın." buyurdu. Bunun üzerine bir adam kalkarak: "Yâ Resûlellah! Ben şu ve şu gazveye yazıldım. Hanımım da hac yapmak üzere gitti." dedi.[17]

Bundan, onların cihada gitmek isteyenlerin isimlerini yaz­dıkları anlaşılmaktadır. Buna "dîvânü'1-ceyş" denilmesi veya "dîvânü'l-ceyş'in çekirdeği kabul edilmesi mümkündür.

Dîvânü'l-haraç veya dîvânü'l-cibâye'ye gelince, biraz sonra göreceğimiz gibi, Resûlullah (s.a.v.)'in kâtipleri içerisinde gani­metleri yazanlar vardı. O zaman bu, devletin gelirleri idi, kaydedi­lirdi. Buna "dîvânü'l-haraç" ismini veremesek bile daha sonra "dîvânü'l-haraç" şeklini alan şeyin başlangıç noktası diyebiliriz. Hz.Ömer'in dîvânları tanzim etmek için îran sınır muhafız ile istişare ettiği meselesine gelince bu, hemen kabul edilebilecel bir durum olarak görülmemektedir. Çünkü daha önce yazı bilin mekte idi. Müslümanlar Resûlullah (s.a.v.) zamanında Önemi: şeyleri yazıyorlardı. Kitap ve sahifeler de Resûlullah (s.a.v. zamanında bilinmekte idi. Dîvân da, içerisine askerlerin isimler yazılan bir defterden başka bir şey değildir. Konuya bu bilgilerir ışığı altında bakılınca dîvân düzeninin İranlılardan alınması me­selesi şüpheli olur. [18]

 

3- Sekreterya Ve Birimleri
 

ihtisasları açısından Resûlullah'm kâtiplerine baktığımızda bir takım kimselerin Kur'ân'ı yazdıklarını görürüz.[19] Bazj kâtiplerin de devlet işleriyle ilgili yazışmada ihtisas kazandıkları­nı görürüz.[20]

içlerinde Zeyd b. Sabit gibi Resûlullah'm hükümdarlara gön­derdiği mektupları yazan vardı.

Ali b. Ebû Tâlib gibi muahedeleri yazan, el-Muğîre b. Şu^e gibi ortaya çıkan ihtiyaçlarını yazan, Abdullah b. el-Erkam ve diğerleri gibi insanlar arasındaki akitler ve borçları yazan,

Muaykıb b. Ebû Fâtıma ed-Devsî gibi Resûlullah'm ganimet lerini yazan,

Huzeyfe b. el-Yeman gibi Hicaz hurmalarım tahmin edip ya zanlar vardı.

Resûlullah'ın kâtipleri içerisinde "Hanzala el-kâtib" isminde biri vardı ki, Resûlullah'm diğer kâtibleri olmadığı zaman işlerini bu yazardı. Bu sebeple "el-kâtib" deyi...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Asr-ı saadette yazı
« Posted on: 24 Nisan 2024, 23:38:51 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Asr-ı saadette yazı rüya tabiri,Asr-ı saadette yazı mekke canlı, Asr-ı saadette yazı kabe canlı yayın, Asr-ı saadette yazı Üç boyutlu kuran oku Asr-ı saadette yazı kuran ı kerim, Asr-ı saadette yazı peygamber kıssaları,Asr-ı saadette yazı ilitam ders soruları, Asr-ı saadette yazıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes