> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Asrı Saadette İslam > Asr-ı saadette suffa ashabı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Asr-ı saadette suffa ashabı  (Okunma Sayısı 4434 defa)
01 Ekim 2010, 12:26:58
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 01 Ekim 2010, 12:26:58 »



ASR-I SAADETTE SUFFA ASHABI


Yrd. Doç. Dr. Akif Köten
 

(Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi, Bursa)

Akif Köten 1951 yılında Samsun'un Ladik ilçesinde doğdu.  1969 yıhnda Çorum I.H.L.nden, 1973 yılında İz­mir Yüksek îslam Enstitüsünden mezun oldu. 1977-1982 yıllan arasında Bursa Yüksek İslâm Enstitüsünde Hadis Asistanlığı ve öğretim üyeliği yaptı. 1982 yılında Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Hadis öğretim görevliliği yaptı. 1983 yı­lında "Kadı İyaz'ın Hayatı, Eserleri ve Hadis Şerh Metodu" konusunda tez vererek doktor oldu. 1992 yılında yardımcı doçent oldu. Halen aynı fa­kültede Hadis anabilim dalında öğretim üyeliği görevine devam etmektedir. Eserleri:

- Hz. Peygamber'in Devlet Başkanlığı

- Hz. Peygamber Döneminde Şaka ve Bazı Şakacı Sakabiler [1]

 

Giriş
 

Peygamberlere ilk inananlar genellikle, toplumun alt kesim­lerini oluşturan köleler, fakirler, güçsüzler, kimsesizler... olmuş­tur Kur'ân'm "mustaz'aflar"[2] diye belirttiği bu zayıf insanlar, bir de çeşitli sebeplerle peygamberlere karşı direnen zengin ve güçlü­ler tarafından dışlanıp horlanınca, çok daha büyük zorluklara, hatta işkencelere maruz kalmışlardır. Peygamberlerin böyle in­sanlara sağladığı maddî ve menevî destek hem onları korumuş, hem de, benzer durumdakilerin yeni dine girmelerine imkân sağ­lamış, hatta onları buna teşvik etmiştir.

Her hak dinde olduğu gibi[3] islâm'ın yayılmasında da aynı du­rum görülmüş, Mekke'nin ileri gelenleri (Kureyş) kölelerin, azad-hlarm ve sıradan insanların, Hz. Peygamber'in yakınında bulun­malarına tahammül edememişler, hatta onların yakınlığını, yem dine girmelerini engelleyen bir mazeret olarak ilen sürmüşlerdir, îlk müslümanlardan olan Abdullah Ibn Mes'ud, Bılâl-ı Habeşi, Süheyb-i Rûmî, Habbâb b. Erett, Ammâr b. Yâsir, Mıkdat b. Es-ved    gibi zayıf ve güçsüz, çoğu Mekke dışından olan mu mmler, sık sık Hz. Peygamberle buluşuyor, O'nunla oturup kalkıyorlar­dı ileri gelen müşriklerin hiç hoşuna gitmeyen bu durum, itiraz­larına sebep oldu, şöyle dediler: "Biz gelince onları uzaklaştır, bizi yanına al, seninle oturup konuşalım, belki sana tâbi de  Hz. Peygamber onların bu teklifini düşünürken —ki, Hz.Omer de böyle düşünüyordu— şu âyet nazil oldu:

"Rablerinin rızasını isteyerek sabah-akşam O'na dua edenleri yanından kovma. Onların hesabından sana,senın hesabından [4] onlara bir sorumluluk yoktur ki, onları kovarak zulmedenlerden olasın."[5]

Bu âyet-i kerîme, güçsüz müslümanların Hz. Peygamber nez-dindeki mevkiini daha da güçlendirdi ve onlarla daha fazla ilgilen­mesini sağladı. Yukarıda ismi geçen sahâbiler, daha sonra Medi­ne'de teşekkül eden Ashâb-ı SufFa'nm ileri gelenlerinden olmuş, hatta, benzer bir hâdise de Medine'de yaşanmıştır. Selmân-ı Fârisî ve Habbâb b. Erett'in naklettiğine göre, başta Uyeyne b. Hısn ve Akra' b. Habis olmak üzere, Müellefe-i Kulûb'dan[6] birkaç kişi Rasûlullah'a (s.a.v.) gelerek:

"Bize özel bir oturum tahsis etmeni istiyoruz ki, Araplar bizim üstünlüğümüzü görüp anlasın. Sana gelen heyetlerin bizi bu köle­lerle beraber göi'melerinden utanıyoruz. Biz senin yanına gelince onları gönder, bizden uzaklaştır. Biz kalkıp gidince, onlarla istedi­ğin kadar otur"[7] dediler. Onların şöyle dediği de nakledilir; "Yâ Rasûlallah! Sen meclisin baş tarafina otursan, (Selmân ve Bilâl'ı kasdederek) bunları ve pis kokularını (başka giyecek bulamadık­ları için sadece yün hırkalar giyiyorlar, bunlar da kokuyordu) biz­den uzaklaştırsan, biz de senin yakınma otursak ve seninle daha rahat konuşsak ve senden dini öğrensek (daha iyi olur)."[8] Bunun üzerine şu âyetler indi:

"(Ey Muhammedi) Rabbinin kitabından sana vahyolunam oku. O'nun sözlerini değiştirebilecek hiçbir kimse yoktur. O'ndan başka bir sığınılacak da bulamazsın. Sabah-akşam Rablerinin rızasını dileyerek O'na yalvaranlarla beraberliğe sen de sabret. Dünya hayatının güzelliklerini isteyerek, gözlerini o kimselerden ayırma. Bizi anmasını kendisine unutturduğumuz ve işinde aşırı giderek hevesine tâbi olan kişiye uyma. De ki; Gerçek, Rabbiniz-den (gelen)dir, dileyen inansın, dileyen inkar etsin. Şüphesiz za­limler için, duvarları çepeçevre onları içine alacak bir ateş hazırlamışızdır..."[9]

Bu âyetler nazil olunca Hz. Peygamber, onları aramak üzere kalktı ve onları mescidin arkasında, —SuftVda— Allah'ı zikrederlerken buldu ve; "Ümmetimden (zayıf) bir gurupla beraberliğe sabretmeyi nefsime emretmeden beni öldürmeyen Allah'a ham-dolsun. Ölüm de sizinle, hayat ta sizinledir" dedi.[10]

islâm'a gönülden bağlanmış olan bu fakir sahâbîler, aç da kal­salar başkalarından birşey istemez, asla dilenmezlerdi. Onlar hakkında Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:

"Sadakalarınızı, kendilerini Allah yoluna adayıp, ticaret için yeryüzünde dolaşmayanlara, hayalarından dolayı, kendilerini tanımayanların zengin sanacakları yoksullara verin. Onları yüz­lerinden tanırsın, yüzsüzlük ederek insanlardan birşey istemez­ler. Şüphesiz ki Allah, yaptıklarınızı bilir."[11]

 

Birinci Bölüm


SUFFA'NIN KURULUŞU VE ASHÂBI'NIN OLUŞUMU


I. Suffa Ve Ashâb-I Suffa
 

Evin önünde veya etrafında bulunan avlu, gölgelik ve benzeri mekanlar için kullanılan Suffa kelimesi,[12] hicretin hemen akabin­de inşa edilen Mescid-i Nebevî'nin avlu kısmı, üzeri hurma dalla­rıyla Örtülmek suretiyle meydana getirilen gölgelik bir bölümün adı olmuştur. Medine'de yanlarında kalacak akrabaları veya evle­ri olmayan kimsesiz, fakir muhacirler burada barındıkları için, buranın sakinlerine Ashâb-ı Suffa, Ehl-i Suffa, fakirlikleri sebe­biyle ihtiyaçları, Hz. Peygamber (s.a.v.) ve diğer müslümanlar ta­rafından karşılandığı için de, Edyâfu'l-Islâm, Edyâfu'l-müslimîn; müslümanların misafirleri denilmiştir.[13]

 

II. Suffa'dan Önce Kimsesiz Muhacirlerin Barındığı Yerler
 

Mescidin yapılması ve avlunun Suffa haline getirilmesinden önce kimsesiz muhacirlerin kalabilmesi için Medine'nin herhangi bir yerinde bulunan muhtelif evler kullanılmıştır. Peygamberimi­zin hicretinden önce gelen muhacirleri ensar, imanlarına göre ağırlıyordu. Genellikle aile halinde gelenler ailelerin yanına alı­nırken, bekâr, kimsesiz olanlar bir yerde toplanıyordu. Ibn Cübeyr Rıhle'sinde Ammâr, Selmân ve arkadaşlarının birlikte kaldığı, Kuba'daki bir evden bahseder.[14] Abdullah Ibn Ümmi Mektûm'un Medine'ye ilk geldiğinde yerleştiği bir Dâru'l-kurrâ'dan da bahsedilir.[15]

Bu bilgiler bize, Rasûlullah'm (s.a.v.) hicretinden önce veya sonra Medine'ye gelmiş olan kimsesiz muhacirlerin Önceleri, geçi­ci olarak, muhtelif yerlerdeki bazı evlerde, yurtlarda barındırıl­dıklarını gösterir. [16]

 

III. Suffa'ya Duyulan İhtiyaç Ve Suffa'nın Teşekkülü
 

Hicretin başlamasıyla Medine'de büyük bir nüfus yığılması meydana geldi. Rasûlullah (s.a.v.) Ensar ile Muhacirler arasında kardeşlik (muâhât) kurmak suretiyle Mekkeli her bir muhaciri Medineli bir ailenin yanına yerleştirdi. Evli olan muhacirler ge­nellikle sığınabilecek bir yer bulabilirken bekâr, kimsesiz ve fakir olan muhacirlerin yerleştirilmesi pek kolay olmuyordu. Yukarıda da belirtildiği gibi, değişik yerlerde barınan kimsesiz bu muhacir­lerin çeşitli ihtiyaçlarım karşılamak da zor oluyordu, tşte bu dağı­nıklık, onların Suffa gibi merkezî bir yerde toplanması zaruretini doğurmuştur. Beyhakî'nin (v.h.458) naklettiğine göre, Medine'de barınağı ve hiçbir yiyeceği olmayan muhacirler çoğalınca Hz. Pey­gamber (s.a.v.) onları mescide yerleştirdi ve onlara "Ashâb-ı Suf­fa" ismini verdi. Zaman zaman Rasûlullah (s.a.v.) onlarla oturur, sohbet eder, namaz kıldırdıktan sonra Suffa'ya uğrar ve onlara şöyle derdi; "Eğer Allah (cc) katındaki değerinizi bilseydiniz, her zaman, bugün olduğu gibi fakr ve ihtiyaç halinde rızıklandırıl-mak isterdiniz.[17]

Rasûlullah (s.a.v.), Abdullah Ibn Mes'ud'un gece mescidde yattığını görünce, niçin burada yattığını sorar, "yatacak başka bir yerim yok" cevabını alınca buna izin verir.

Böylece, kimsesiz sahâbîlerin ibatesi (barınması) için Mescid'in avlusu tahsis edildi, üzeri hurma dallarıyla Örtülerek güneş, yağmur ve soğuktan korundu. Çeşitli zaruretler sebebiyle

bir araya toplanan bu insanların maddî ihtiyaçları merkezî bir şe­kilde hal yoluna konulmuş oldu.

Bilindiği gibi Mescid-i Nebevî inşa edildiğinde Kıble, Kudüs'teki Mescid-i Aksa idi. Hicretin onyedinci ayında kıble Mescid-i Haram'a çevrilinceye kadar Ashâb-ı Suffa mescidin arka tarafında, yani güney kısmında kalıyordu. Zehebî'nin (v.h.774) ifadesine göre, kıble değişince, daha önce kuzey tarafta yapılmış olan yüksek kıble duvarının olduğu taraf Suffa haline getirildi.[18] Böylece Suffa, başlangıçta mescidin güneyindeki avluda iken, kıblenin değişmesiyle kuzey tarafa geçmiş oldu.

Hadisçiler ve tarihçiler genellikle Suffa'yı, mescidin avlusun­da gölgelik bir yer olarak tarif ederler.[19] "Suffa'nm yeri hakkında ...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Asr-ı saadette suffa ashabı
« Posted on: 26 Nisan 2024, 00:48:07 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Asr-ı saadette suffa ashabı rüya tabiri,Asr-ı saadette suffa ashabı mekke canlı, Asr-ı saadette suffa ashabı kabe canlı yayın, Asr-ı saadette suffa ashabı Üç boyutlu kuran oku Asr-ı saadette suffa ashabı kuran ı kerim, Asr-ı saadette suffa ashabı peygamber kıssaları,Asr-ı saadette suffa ashabı ilitam ders soruları, Asr-ı saadette suffa ashabıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes