> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Asrı Saadette İslam > Asr-ı saadette Peygamberimizin tefsiri
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Asr-ı saadette Peygamberimizin tefsiri  (Okunma Sayısı 6460 defa)
06 Ekim 2010, 15:36:58
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 06 Ekim 2010, 15:36:58 »



ASR-I SAADETTE PEYGAMBERİMİZİN KUR’AN’I TEFSİRİ


Prof.Dr. Suat Yıldırım
 

(Sakarya Üniversitesi, ilahiyat Fakültesi Dekanı, Sakarya)

Bütün Yönleriyle Asr-ı Saadet'te İslâm 1 / 261

SUAT 1941 Yılında Diyarbakır'a bağlı Ergani ilçesinde YILDIRIM doğdu.1959 yılında Diyarbakır Ziya Gökalp Lise­sinden, 1964'de Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden mezun oldu. 1968 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesine geçti. 1973'de îslâmî ilim­ler Fakültesinde doktor, 1977'de doçent oldu. 1974-1975 yıllarında Paris'te bulundu. 1977-87 döneminde Tefsir anabflim dalı başkanlığı yaptı. 1987-88'de Suud İmam Muhammed İslâm Üniver­sitesinde Öğretim üyeliği yaptı. 1988 yılında Mar­mara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'ne tayin edildi. 1993 yılında Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanlığı'na atandı. Halen bu fakülte­nin dekanlığını yürütmektedir. Eserleri:

- Peygamberimizin Kur'ân'ı Tefsiri

- Kur'ân-ı Kerim ve Kur'ân İlimlerine Giriş

- Kur'ân'da Ulûhiyyet

- Mevcut Kaynaklara Göre Hristiyanlık

- Kur'ân-ı Kerim ve Fenni Keşifler

- Fatiha ve En'âm Sûrelerinin Tefsiri [1]

 

GİRİŞ
 

Kur'ân-ı Kerim, «manası açık bir Arapça ile»[2] Cenâb-ı Hak ta-rafindan Peygamberimize vahy edildi. Her kavme, kendilerinin diliyle tebligatta bulunan bir resulün gönderilmesi, ilahî prensip­lerden biridir. Kur'ân, muhataplarından «ayetlerini iyiden iyiye düşünmelerini» [3]istiyordu.

Kur'ân, mü'minlerin şahsî ve içtimaî hayatlarını düzenlemek gayesiyle, teşriî hükümler vaz ediyordu. Bu hükümleri istinbat et­me, sadece Arapça'yı bilmekle mümkün olmaz. Geçmiş ümmetle­rin, hususiyle Ehl-i Kitabın sapıttıkları mevzuları bildiriyor, tah­rif ettikleri hadiseleri düzeltiyor, ihtilafa düştükleri meseleleri hallediyordu, istikbalde meydana gelecek bazı vak'alar ve keşifle­re işaret ediyor, uhrevî hayat hakkında son derece özetlenmiş bil­giler veriyordu. Onda müteşabih ayetler, mübherh bırakılan hu­suslar, tahsisi murad edilen umumî hükümler vardı. Bu sahalar­da alakalı ayetleri layıkıyla anlamak, o mevzularda yüksek bir ilmî seviyeye bağlıdır. Bir kısım mühim vasıflarını hülasa ettiği­miz böyle bir kitabın, herkes tarafından kolayca ve incelikleriyle anlaşılması elbette kolay değildir.

Ashab umumiyetle Kur'ânı en iyi anlayan insanlar idi. inanç­ları saf idi. Eski medeniyetlerin ve felsefelerin tesiri altında yetiş­memişlerdi. Başka kavimlerle karışmadıkları için lisan zevkleri bozulmamıştı. Ayetler ve onlarla alakalı hadiseler arasındaki irti­batları, yani nüzul sebeplerini biliyor, ayetleri lağzım gelem muh­tevalarına yerleştirebiliyorlardı. Kur'ân'ı iyice anlamak hususun­da tam bir teveccühleri vardı, akü, kalp ve duygularıyla ona yönel­mişlerdi. Ondan tam manasıyla istifade ettiler, ondaki manaları ruhlarına sindirmekle çalıştılar. Anlayamadıkları ayetler hakkın­da, çeşitli vesilelerle Peygamberimizin izahlarına da, ya doğru­dan doğruya, yahut bir başka sahabi vasıtasıyla muttali oldukla­rını unutmamak lazımdır.

Sahabe arasında, tabiatıyla, Kur'ân-ı anlama bakımından seviye farkları vardı. Kur'ân üzerinde düşünmeye ayrılan zaman, Hz. Peygamber (a.s.)'m beraberliğinden istifade imkânı, aklî mu­hakeme kabiliyeti, Arap dili ve şiirine vukuf, tarihî malumat dere­celerine göre Kur'ân hakkındaki bilgileri de farklı oluyordu. Saha­benin temayüz ettikleri sıfatlarına rağmen en ileri gelenlerinin dahi anlayamadıkları ayetler vardı. Hazreti Ebû Bekr'le Hazreti Ömer'i[4] misal olarak zikr edebiliriz. Peygamberin vefatından son­ra, malumat sahibi olmadıkları mevzularda ashab, Kur'ândan herhangi bir ayeti tefsir etmekten kaçınıyorlardı.

Hazreti Peygamber hayatta iken, lazım gelen hususları asha­bına açıklıyordu. Ayrıca kapalı kalan ve ihtiyaç hissedilen mesele­leri ona soruyorlar, o da beyan ediyordu. Peygamberin bu tefsirle­ri, aralarında yayılıyordu. Ashabın ayrıca tefsir etmelerine hem lüzum kalmıyor, hem de Peygamberin aralarında bulunduğu bir sırada açıklamak yapmayı edebe aykırı sayıyorlardı. Onun tefsi­rinin yanında başka izahları caiz görmüyorlardı. Lakin o ahirete irtihal edince vahye dayanan masum kaynağı müracaat etme imkanından mahrum kaldılar. Diğer taraftan islâm'ın yayılma­sıyla yeni meseleler ortaya çıktı. İslam'ı kabul yahut ona boyun eğen, eski kültürleri tevarüs etmiş insanların ve bizzat dinini mu-hafaa eden Ehl-i Kitabın tesiriyle yabancı menşeli sapık cereyan­lar yayılmaya başladı. [5]

 
Birinci Bölüm


HZ. PEYGAMBERİN TEFSİRİ


I. Hz. PEYGAMBERİN KUR'ÂNl AÇIKLAMASIYLA İLGİLİ BELLİ BAŞLI MESELELER
 

1- Hz. Peygamber (S.A.V.)'İn Kur'ân'ı Tefsir Etme Vazifesi Ve Tefsirinin Değeri
 

Cenâb-ı Hak şöyle buyurarak Kur'ân'ı tefsir etme vazife ve I e ikisini Peygamberine vermiştir;

«Biz sana da Zikri indirdik. Ta ki insanlara, kendilerine indi­rilen Kur'ân'ı açıkça anlatasın ve ta ki insanlar da iyice fikirlerini kullansınlar.»[6]

«Gerçekten, biz sana kitabı -Allah'ın sana gösterdiği vech ile insanlar arasında hükm etmen için gerçek bir maksutla indir­dik»[7]

«Bu kitabı sana (başka bir hikmetle değil) ancak hakkında ih­tilaf ettikleri şeyleri açıkça anlatman için... gönderdik.»[8]

«Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bu­nu yapmazsan (Allah'ın) elçiliğini tyapmarnış olursun.»[9] Tebliğ iki vecihle yapılır: Birisi risaleti yani Kitabı tebliğ, diğeri de mana­larını açıklamak ve bildirmek şeklinde olur.[10]

Hz. Peygamber (s.a.v.)'in tefsiri, Kur'ân'ın mücmel olan ayet­lerini tafsil, umumî hükümlerini tahis, müşkilini tavzih, neshe delalet etme, müphem olam açıklama, garip kelimeleri beyan et­me, tavsif ve tasvir ederek mücerret (soyut) manaları müşahhas hale getirme, edebî incelikleri muhtevi ayetlerin maksudunu bil­dirme gibi belli başlı kısımlara taalluk eder.

Ahkâma, ahiret ahvaline, kısas ve ahbara... aid bazı hususlar vardır ki Kur'ân'da zikr edilmezler. Bunların tefsiri Peygamberimize bırakılmıştır. «Biz sana da Zikri indirdik. Ta ki insanlara, indirilen Kur'ân'ı açıkça anlatasın» ayetiyle, Hz. Peygamber açıklamakla mükellefti. Onun beyanı kavliyle, fiiliyle ve ikrarıyla olurdu. Bundan dolayı Hz. Peygamber ashabının, Kur'ân'ı ve onunla amel etmeyi, onar onar ayetler halinde öğrenmelerini te­min ediyordu. Bu öğretimin teferruatı hakkında fazla bilgimiz yoktur. Yalnız şunu söyleyebiliriz ki, Hz. Peygamber'in ayetleri tefsir etmesi, programlı bir takrir şeklinde olmayıp ikinci fasılda arz edeceğimiz bir takım vesilelerle oluyordu.

Hz. Peygamber (s.a.v.)'in Kur'ân'ı beyan etmesi, bazan da on­daki sarih hükümlere, yine vahye müsteniden ilave yapmakla olur., Hala ve teyzesinin üstüne kadının nikâhlanmasını, ehlî eşeklerin etini haram kılması gibi.[11] Mücmel ayetlerden murad-ı ilahiyi tayin etmek çok zor veya gayr-ı mümkün olduğundan sa­habe, bilhassa ahkâm ayetlerinin izahında, Peygamberimizin açıklamalarına son derece ehemmiyet verirlerdi.

Üzerinde durduğumuz ayet-i kerimeden Hz. Peygamber (s.a.v.)'inKur'ân'm tamamım sahabeye açıkladığı hükmü çıkarıla-mâzsa da, onun ilim halkasına dahil olan ileri gelen ashabın, Kur'ân'da anlamadıkları noktaların sınırlı olduğuna istidlal ede­biliriz. Bazı hallerde de sahabîler, Peygamberimizin tatbikatın­dan bir kısım ayetlerin te'vilini öğreniyorlardı. [12]

 

2- Kur'ân'ın Tefsire Muhtaç Olan Ve Olmayan Ayetleri
 

Peygamberimizin, Kitabı açıklama işi ile tavzif edildiğini gör­dük. Fakat bu hiçbir zaman,Kur'ân'm bütününün veya ekserisi­nin Hz. Peygamber (s.a.v.) tarafından kat'i bir surette tefsire ka­vuşturulmuş olduğu manasına gelmez.

Kur'ân'ın bir kısmının te'vilini Cenâb-ı Hak'dan başkası bile­mez. Bunların ilmini Allah, Zatına mahsus kılmıştır. Kıyametin vakti, nefh-i sur, Hz. isa'nın nüzulü ve bunlar gibi... Hiç kimse bunların vakti hakkında bir şey bilemez. Yalnız şartlarına dair haberler gelmiştir. Hz. Peygamber (s.a.v.) bu mevzularda bir şey söylediğinde, sadece şartlarını söyler, vaktim tahdid etmezdi.

Deccal mevzuu da bunlardan biridir. Bunları Hz. Peygamber (s.a.v.) de günü gününe, senesi senesine bilmiyordu. Ancak Cenâb-ı Hak, bu kabil hâdiselerin delillerini ve şartlarını ona bil­diriyordu.

Kur'ân'ın bir kısmının te'vilini ise, nazil olduğu lisanı bilen herkes anlar. Fakat Arapça'ya vakıf olan insanlar, nihayet keli­melerin lisanda hangi manalara geldiğini bilirler, yahut bazı özel sıfatlarla tavsif edilen mevsufları anlayabilirler. Yoksa bu keli­melerle murad edilen birtakım gerekli hükümleri ve durumları kolay kolay anlayamazlar. Zira böylesi bilgileri Cenâb-ı Allah Peygamber'ine. mahsus kılmıştır. Onun beyanı olmadıkça, bunlar idrak edilemez.

Ibadat ve muamelata dair bütün ahkâm ayetlerini Peygambe­rimiz hakkıyla tefsir ve beyan etmiş, teferruatlarına varıncaya kadar anlatmıştır. Mevzulara göre tasnif edilmiş hadis mecmua­ları, bu ayetler...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Asr-ı saadette Peygamberimizin tefsiri
« Posted on: 29 Mart 2024, 01:52:19 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Asr-ı saadette Peygamberimizin tefsiri rüya tabiri,Asr-ı saadette Peygamberimizin tefsiri mekke canlı, Asr-ı saadette Peygamberimizin tefsiri kabe canlı yayın, Asr-ı saadette Peygamberimizin tefsiri Üç boyutlu kuran oku Asr-ı saadette Peygamberimizin tefsiri kuran ı kerim, Asr-ı saadette Peygamberimizin tefsiri peygamber kıssaları,Asr-ı saadette Peygamberimizin tefsiri ilitam ders soruları, Asr-ı saadette Peygamberimizin tefsiriönlisans arapça,
Logged
18 Nisan 2016, 19:01:58
Pelinay
Bölüm Görevlisi
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 8.696


« Yanıtla #1 : 18 Nisan 2016, 19:01:58 »

O donemde Efwndimiz ayeti kerimwleri ashabin anlayacagi bir sekilde izah edip aciklamistir.cunku O (sav)in gonderilme amaci da buydu zaten.
Ashab d abu konuda titiz davranmi ve O nun tefsirinin uzerine baska bir yorum getirmemisler ve getirmekten de kacinmislar.
Allah razi olaun paylasm icin.farkli konular bir arada aciklanmis.hepsini de goremus olduk
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes