> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Asrı Saadette İslam > Asr-ı saadette medine hayatı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Asr-ı saadette medine hayatı  (Okunma Sayısı 5237 defa)
06 Ekim 2010, 16:10:39
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 06 Ekim 2010, 16:10:39 »



ASR-I SAADET ÖNCESİ MEDİNEDE SOSYO-EKONOMİK HAYAT

Prof.Dr. Muhammed Hamidullah
 

MUHAMMED 1908 Yılında Hindistan'ın Haydarabad/Deccan HAMİDULLAH  Şehrinde doğdu. Aynı şehirde Daru'1-Ulum medre­sesinde okudu. Yüksek tahsilini de buradaki  Osmaniye Üniversitesinde tamamladı.  "İslâm

Devletler Umumî Hukuku" konusunda master tezi hazırladı. Daha sonra doktora çalışması için Osmaniye Üniversitesi tarafından Almanya'nın Bonn şehrindeki üniversiteye gönderildi. 1933 yı­lında Devletler Umumi Hukuku dalında doktora­sını tamamladı. Aynı konulardaki araştırmalarını ilerletmek için Paris'e geçti. Paris'te kurulu "İlmî Araştırmalar Millî Merkezi" üyesi olarak burada ilmî çalışma, araştırma ve yayınlar yaptı. Eserleri birçok batı ve doğu dillerine tercüme edilerek ya­yınlandı.

Türkçeye Tercüme Edilmiş Eserleri:

- islâm'ın Hukuk İlmine Yardımları

- İslâm 'a Giriş

- lmam-ı Azam ve Eseri

- Hz. Peygamber'in Savaşları

- İslâm Fıkhı ve Roma Hukuku

- Modern İktisat ve İslâm

- Kur'ân-ı Kerim Tarihi ve Türkçe Tefsirler Bibli-ografyası

- İslâm Peygamberi

- Resulullah Muhammed

- İlk İslâm Devleti

- İslâm Müesseselerine Giriş

- Hz. Peygamber'in Altı Orijinal Diplomatik Mek­tubu [1]

 

ASRI SAADET ÖNCESİNDE VE HZ. PEYGAMBER'İN (S.A.V.) HİCRETİNDEN SONRA (569-632) MEDİNE'NİN SOSYAL VE EKONOMİK YAPISI
 

Giriş
 

Hz. Muhammed (s.a.v.), 609 yılının sonlarına doğru îslâm'ı tebliğe başladığında, Arabistan yarımadası bir çöl hâline gelmişti bile. Bir çölün, şurasında burasında birkaç su kaynağı ve insanlar tarafından açılmış birkaç kuyunun bulunması tabiidir. Fakat söz konusu ettiğimiz devirde, su yokluğundan dolayı, bu bölgede Tok­yo ve yew York gibi büyük yerleşim merkezlerine, hattâ Kitabı Mukaddes'te geçen[2] Ninova gibi şehirlere rastlanmaz.

Araplar genellikle göçebe olup, mevsimlere ve yağmur yağış dönemlerine göre oradan oraya göçerlerdi. Su kaynakları vasıta-siyle, buğday, arpa, arpacık ve darı ziraatından ziyâde, hurmalar dikip vahalar yetiştiren yerleşik bahçıvanlar, çok nâdirdi.

En büyük şehirlerin nüfûsu, on bini aşmıyordu. Arabistan'ın her tarafından Hacc için Kabe'ye gelen ziyaretçiler sayesinde Ara­bistan yarımadasının gerçek metropolü olan Mekke'nin durumu da böyleydi.

Tipik bir köy olarak incelemek üzere (islâm'ın arefesinde ve başlangıcında olmak üzere), birçok sebepten ötürü Medine'yi (hic­retten önceki adıyla Yesrib'i) seçtim:

1. Medine'de merkezî bir idare yoktu; bunun tam aksine, her­kesin başkalarına karşı bağımsız olduğu, kendi aşiret veya kabile reisinden başka bir otorite tanımadığı, başıboş bir insan toplulu­ğundan ibaretti.

2. Yaşam, temel olarak toprağa, hurmalıklara bağlıydı.

3. Arabistan'da nâdir bir husus olmak üzere; Medine'de ya­bancılar, yâni Yahudiler yaşıyordu ki» bunlar yaşamı daha ilginç bir hâle getiriyorlardı.

4. Aynı dönemin diğer herhangi bir köyüne nazaran Medine hakkında çok daha fazla dokümana sahibiz. Daha sonra Medine, Asya, Afrika kıt1 alarma yayılan bir devletin merkezi olan büyük bir şehir hâline gelecektir. Nitekim bunlar, üçüncü Halîfe Hz. Os­man (r.a.) (637-647) zamanında olmuştur.[3] Fakat biz burada Medine'yi, henüz dağınık, tutarlılığı olmayan, orman ve otlak ara­ziler dışında, müşterek çok az kaynaklara sahip bir köy olduğu za­manki durumunu araştıracağız. [4]

 
Birinci Bölüm


MEDİNE'NİN SOSYAL YAPISI


I. Medine'nin Coğrafî Ve Kronolojik Çerçevesi
 

Arabistan yarımadasında, Kızıldeniz kıyısında, Yanbû' limanına uzak olmayan bir yer vardır ki, Kur'ân-ı Kerîm'de iki isimle adlandırılmıştır: Medine ve Yesrib; fakat aynı yerin çok iyi bilinen iki adı daha vardı: Tâbat ve Taibah. Burası, genişliğine ol­duğu gibi, uzunluğuna da, deve yürüyüşüyle bir gün süren geniş bir ovadır. Serpilmiş volkanik lâv tarlaları arasından Akik vadisi geçer. Yağmur mevsiminde burada bir çay oluşur; fakat Taif böl­gesinin (ki buraya Vacc vadisi denir) yağmur suları akıp çekildik­ten sonra, birkaç gün içinde vadi tekrar kurur ve içinden insanlar­la hayvanlar geçer. Medine bölgesinin yağmur suları, birçok kol­lar hâlinde, yakın çevre veya iç bölgelere akarlar. Kanat vadisinin suları, Medine'nin kuzeyinden geçmeden önce, Uhud dağının do­ğusundaki bir çukura akarak orada tabii «Akûl» gölünü oluşturur ki, suları bütün sene boyunca kurumadan durur. Başka akarsular da, Medine'nin kuzey-doğusunda Gabah ormanının oluşmasını sağlamıştır, iklimi hoş, toprağı verimli, ve fazla derin olmayan ye­raltı suyu da tatlı ve lezzetlidir.

Medine'de yaşayanların menşei açıkça bilinmemektean. 1957 de G. Rice tararından neşredilen Harran (Urfa bölgesi)'m çivi yazılı kitabesi, Babilonya kralı Nabuna'id (M.Ö. 556-539)'e âit olup, bu kralın Yesribi ziyaret ettiğini kaydetmektedir. Milât'tan sonraki devirde olduğu anlaşılan Yemen kralı Tubba'nm Medine'yi alması da, destanlar oluşturmuştur.[5] Medine'nin eski çağda Önemli bir şehir olup, Asurlu ve Yemenli istilâlar sonucu yı­kılarak, İslâm'ın arefesinde bir köy hâline geldiği görüşü de var­dır. (Hâtıra olarak şunu kaydedeyim: 1946 ya kadar, en azından şehrin güneyinde, Urvah kuyusu karşısındaki bir tepenin kaya-lıkları üzerinde musnad yazısıyla yazılı bir Yemen kitabesi vadi ki, bunun transkripsiyonunu Mısır arkeoloji idaresine haber ver­dim. 1964 de bu kitabe kaybolmuştu. (Muhtemelen bu kitabe, zik­redilen tepenin hâkim noktasına, şehrin Necdli kadısının ev inşa­atına taş temin etmek maksadıyla dinamitlenmiştir.)

Medine halkı, Evs ve Hazrec diye iki kardeş kola ayrılmış olan Benû Kailah Arap kabilesi, şu veya bu aşiretin tabiiyetine girmiş olan başka birkaç arap ve umumiyetle Benû Kaynuka, Benû Nâdir ve Benû Kurayza diye gruplandmlan Yahudilerden oluşuyordu, (Bu Yahudi kabileleri, menşe itibariyle hepsi kuyumcu, hurma çiftçisi ve çömlekçi idiler). Aynı şekilde nadiren birkaç köle vardı ki; meselâ bir tranlı köle olan Selmân, bir yahûdinin kölesiydi.

Benû Kailah arap kabilesi, şecere itibariyle Yemen'deki Azd-lara dayanıyordu. Muhtemelen bu kabile, Abâ'daki Arim Bara-jı'nın yıkılması üzerine memleketini terketmek zorunda kalmış ve Asurlu Nabuna'id kitabesinin bahsettiği gibi, belki de Medi­ne'de yaşayan diğer insanları da kovarak orada yerleşmiştir.

Yahudilere gelince, onların Medine'ye göçlerini izah etmek daha da güçtür. Hz. Peygamber (s.a.v.), 622 yılında, müslüman ve gayr-ı müslim halkları bir araya getirme insiyatifini eline alınca, Yahudilerden sadece «falan veya filân Arap kabilesinin Yahudi­leri» diye söz eder. Bu şekilde isimleri zikredilen sekiz Yahudi aşiretinden altısı, müslüman araplarm bağımlıları durumunda idiler. Diğer iki aşiret olan Şutayba ve Sa'laba hakkında ise, hiçbir şey bilinmemektedir. Acaba bunlar, Benû Kaila'nın iç savaşları sı­rasında yok olan Medine Araplarmdan, veya Medine dışındaki Araplardan mıdırlar; yoksa gerçek Yahudi halkından mıdırlar? Bilinmemektedir. Medine'de şehir-devletinin teşkili sırasında di­ğer kabilelerle birleşmeyen ve ileride kendilerinden sözedeceği-miz Benû 'Uraid Yahudilerinin şeceresi hakkında da hiçbir bilgi verilmemektedir. Zaten bu aşiret çok küçüktü.

Aynı şekilde, sayıları en fazla elli civarında olduğu görünen az sayıda Hıristiyan da vardı ki, bunlar Evs kabilesinin içindeydiler. Muhteris ve aklı kıt olan Ebu 'âmir adındaki papaz, bunların reisi durumundaydı. Fakat, Yahudilerin Bet Midrâş'mdan kesinlikle bahsedildiği halde, Hıristiyanların bu bölgede bir kiliseleri olup olmadığından sözedilmemektedir.

Tarıma elverişli toprağı olmayıp, kuyumcu ve tüccar olan Benû Kaynuka' müstesna, diğer bütün Yahudilerin çiftçi oldukla­rı anlaşılıyor.

Her topluluk, bir diğerinden birkaç kilometre uzaklıkta bir koy oluşturuyordu. Her şey, ekime elverişli olup, lavlarla kaplı ol­mayan toprağa bağlıydı.

Sık sık iki katlı olmak üzere, evler volkanik lâv düzlüğü üze­rinde inşâ edilmiş olup; çoğu kez, her aşiretin «hudutları» dâhilinde iki veya üç katlı muhkem kuleler vardı. Tehlike anında, erkekler dövüşmek için dışarı çıkar; kadınlar, çocuklar, hattâ ko­yunlar, âtârn denen bu kulelere sığınırlardı. Tabii ki hayvanlar ze­min katta, şahıslar da üst katlarda olurlardı. Bu, kadınlara bile, fırsat düştüğünde yukarıdan taşlar atarak düşmana saldırma avantajı sağlıyordu. [6]

 

II. Halkın Değişik Kesimleri Arasındaki İlişkiler
 

Benû Kaila arapları sürekli olarak iki kola ayrılmışlardı. Bunlar, aynı anne-babadan olan iki kardeşin soyu olup, komşu olarak aynı bölgede yaşıyorlardı. Aralarında zaman zaman kar­deş kavgaları olduğundan, her iki taraf da, kendisine müttefikler bulmuştu. Medine'de bulunan Yahudiler de aynı şekilde bölün­müş bir halde, kabile hayatı yaşıyorlardı. Bâzı Yahudi kabileleri (özellikle Benû Nadîr Yahudileri), Hazrec Araplannın bağımlı-müttefikleri...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Asr-ı saadette medine hayatı
« Posted on: 19 Nisan 2024, 16:27:02 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Asr-ı saadette medine hayatı rüya tabiri,Asr-ı saadette medine hayatı mekke canlı, Asr-ı saadette medine hayatı kabe canlı yayın, Asr-ı saadette medine hayatı Üç boyutlu kuran oku Asr-ı saadette medine hayatı kuran ı kerim, Asr-ı saadette medine hayatı peygamber kıssaları,Asr-ı saadette medine hayatı ilitam ders soruları, Asr-ı saadette medine hayatıönlisans arapça,
Logged
15 Ocak 2015, 18:28:41
Bahrişan 8

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 308


« Yanıtla #1 : 15 Ocak 2015, 18:28:41 »

HZ.Muhammedin hayatını bir kısmıda  medine de geçirmiş allah razı olsun paylaşımdan
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes