> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Asrı Saadette İslam > Asr-ı saadette Kuranın anlaşılması
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Asr-ı saadette Kuranın anlaşılması  (Okunma Sayısı 3541 defa)
06 Ekim 2010, 15:50:31
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 06 Ekim 2010, 15:50:31 »



ASR-I SAADETTE KUR'AN VE SÜNNET 'İN ANLAŞILMASI


Doç. Dr. M. Sait Şimşek
 

Birinci Bölüm


ASR-I SAADETTE KUR'AN'IN ANLAŞILMASI


Giriş
 

Hz. Âdem'den itibaren insanlar, tarihin her döneminde ilâhî mesajlara muhatap olmuşlardır. Mesajların tekrarlanması, zaman zaman gelen mesajlar arasında farklılıkların bulunması elbette bir ihtiyaçtan dolayı idi.

Toplumsal hayatın sürekli bir gelişme, en azından bir değiş­me içerisinde olduğu inkâr edilemez bir gerçektir. İnsanlık, tarihi boyunca değişik evrelerden geçmiştir. Her evrede değişik gereksi­nimlerinin olması doğaldır.

Belki insan aynı insandır, ilk insanın da aklı vardı, iradesi vardı. O da seviyordu, nefret ediyordu; seviniyor ve kederleniyor­du. Onun da ihtirasları, arzuları ve umutları vardı. O da çevresin­deki yaratıklara hükmetme, onları yönetme çabası içerisindeydi. Ancak toplumsal hayatın gereksinimleri değişiyordu. Hatta insa­nın fizik yapısında bile tabiat şartlarına uyum sağlayan değişik­likler olmuştur. Bugünkü insanın fizyolojik bünyesi; altmış zira uzunluğunda olan Hz. Adem'in,[1] bin küsur sene yaşayan Hz. Nuh'un[2] bünyesinin aynı değildir. Herşeyi yiyebilen ve her yiyece­ği yemesi mubah olan insanın[3] midesi ile günümüz insanın midesi elbette aynı değildir. Bu nedenle bir sonraki ilâhî mesajla önceki mesajın, hele kıyamete kadar kalıcı olan son mesaj ile zaman ve mekânla kayıtlı olan önceki mesajların arasında bir takını farklı­lıkların bulunması doğaldır.

Kur'an-ı Kerim, yüce Allah'ın insanlara gönderdiği son kitap­tır ve O'nun insanlığa son mesajlarını içerir. Bu nedenle de diğer kitaplardan daha mükemmeldir ve onlardan farklı özellikler taşır.

Kur'an-ı Kerim'i önceki kitaplardan ayıran temel özellikleri üç maddede toplamak mümkündür: Mucize oluşu, peyderpey indirilmiş olması ve bir de Allah tarafından korunmuş olması. [4]

 

1- Kur'an'ın Mucize Oluşu:
 

Her peygamber mucize veya mucizelerle gönderilir. Mucize, peygamberin peygamberliğinin isbatıdır. Kendisiyle meydan okunan bu mucizenin benzerim insanlar meydana getiremezler; benzerini getirmekten âciz kalırlar. îşte bu nedenle ona "mucize: âciz bırakan" denilmiştir.

Önceki peygamberlerin mucizeleri, kevnî mucizeler idi. Kâinata hakim kanunları şu veya bu yönüyle tersyüz eden olağa­nüstülükler şeklindeydiler.

Önceki peygamberler belli bir dönem veya bölgeye gönderil­mişlerdir. Onlara muhatap olan insanlar ya bizzat bu mucizelere şahit olmuş veya ikinci üçüncü ağızdan duymuşlardır. Olaya şahit olan ile olayı nakledenler arasındaki rivayet zinciri kısadır. Belki de önceki peygamberlerin mucizelerinin kevnî mucizeler nevin­den oluşunun önemli nedenlerinden biri budur. Çünkü rivayet zinciri uzun olsaydı, muhatap açısından, nakledilen herhangi bir efsane konumunda olurlardı.

Oysa Peyamberimizin peygamberliği, gönderilişinden itiba­ren kıyamete kadar bütün insanlaradır. Her yere ve her nesile ta­şınabilir; muhatap olan her insanın müşahede edebileceği cinsten bir mucizeye ihtiyaç vardı. Kur'an-ı Kerim, her bölgeye ve her ne­sile taşınabilir bir mucizedir.

Yüce Allah, Kur'an'a benzer getirme konusunda üç aşamalı bir meydan okumada bulunmuştur:

Sırasıyla, Önce Kur'an'm tamamına benzer getirilmesi için meydan okumuş,[5] sonra on sûresine,[6] en sonunda da bir sûresine[7] benzer getirilmesi hususunda meydan okumuştur. Bu meydar okuma, indiği dönemdeki insanlara yapıldığı gibi, sonraki nesille­re de yapılmıştır. Kıyamete kadar da devam edecektir.

Burada şu hususa da dikkat çekmek gerekir: Her peygambe­rin mucizesi, kendilerine gönderildiği toplumun ilgi duyduğu ve mahir oldukları alanla ilgili olmuştur, insanların «dikkatlerinin çekilmesi için buna ihtiyaç vardır, insanların ilgi alanları ve ma­hir oldukları hususlar bölgeden bölgeye ve nesilden nesile farklı­lık arzettiğine göre Kur'an'm icaz yönleri de buna paralel olarak pek çok olmalıdır. Kur'an'm icazına dair eser verenler bu yönlere işaret etmişlerdir. [8]

 

2- Kur'an'ın Peyderpey İndirilmiş Olması:
 

«înkâr edenler; Kur'an ona topluca indirilmeli değil miydi? dediler,»[9] âyetinden önceki kitapların bir defada topluca indiril­miş olduklarını anlıyoruz.

Bu itirazı ister yahudiler yapmış olsun, ister müşrik araplar yapmış olsun, anlatılmak istenen, Kur'an'm niçin önceki kitaplar gibi bir defada indirilmediğidir. Yüce Allah âyetin devamında önceki kitapların da aynı şekilde peyderpey indirildiklerini ifade etmediğine göre onlar bir defada indirilmişlerdir. Nitekim Tev­rat'ın levhalara yazılı olarak indirildiği başka âyetlerde ifade edil­mekte ve ifade üslûbundan bu levhaların bir defada indirildikleri anlaşılmaktadır.[10]

Kur'an'm peyderpey indirilmiş olması, Kur'an'm korunması, kıyamete kadar kalıcı olan islâm dininin prensiplerinin pratik ha­yata aktarılarak köklü bir şekilde yaşanması, daha sonra gelecek nesillere örnek bir hayat modelinin sunulması ve Kur'an'm sağ­lıklı bir şekilde anlaşılmasıyla yakından ilgilidir.

Her indirilen âyetler grubu hem vahiy kâtipleri tarafından yazılıyor ve hem de bazı sahabiler tarafından ezberleniyordu. Yüce Allah, Kur'an'ı korumayı kendisi üstlenmişse. de onun beşerî imkân ve vasıtalar yoluyla da korunmasını dilemiştir. Topluca in­dirilmiş olsaydı beşerî koruma zorlaşacaktı.

Gerek Peygamber (s.a.v.), gerek îslâma ilk girenler, müşrik­lerin eziyet ve işkenceleriyle karşılaşmışlardır. Vahyin tekrar tekrar gelmesi hem onları teselli edip azimlerine güç katmış ve hem de nasıl davranacakları konusunda onlara rehberlik etmiş­tir.

Peyderpey inen vahiy müslümanlarm olumlu ve fedakârca davranışlarını Övüyor ve böylece onları daha mükemmele doğru teşvik ediyordu. Olumsuz davranışlarından dolayı da onları uya­rıyordu.

Mesela Uhud savaşında müşrik birinin attığı bir okla Pey­gamberin dişi kırılıp yüzü yarılmış, bunun üzerine müşrikler, Peygamberi Öldürdük diye bağırmışlardır. Savaşan saflar arasın­da bu yalan haber etkisini göstermiş ve müslüman savaşçılardan bazıları paniğe kapılarak dağılmışlardır. Bu olay üzerine Pey-gamber'in fani, İslâm dininin ise baki olduğunu, böyle bir durum­da bile müslümanlarm sebat etmeleri gerektiğini bildiren şu âyet inmiştir.[11]

«Muhammed ancak bir peygamberdir. Ondan önce de pey­gamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür ya da öldürülürse, gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim (böyle) geri dönerse, Allah'a hiçbir şekilde zarar vermiş olmayacaktır. Allah, şükre-denleri mükâfatlandıracaktır.»[12]

Asr-ı Saadet müslümanlarınm çok diri bir islâm anlayış ve hayatına sahip olmalarının sebeplerinden biri budur. Böylece vahiyle aralarında çok canlı bir iletişim sağlanmıştı. Sosyal bir problem ortaya çıktığında ardından vahiy gelip o problemi çözüme bağlıyordu. Buna dair zikredilebilecek pek çok olay vardır. Misal olarak aile müessesesini ilgilendiren bir olayı nakletmekle yetine­ceğiz:

Araplar arasında "zihar" denen bir âdet vardı. Kişi karısına; "Sen bana anamın sırtı gibisin" dediğinde, artık karısı kendisine haram sayılır ve ebediyyen terkedilmiş olurdu. Ashabtan Evs b. Sabit de karısına kızmış ve kendisine bu sözü söylemişti. Karısı Havle, Hz. Peygambere giderek genç yaşında kocasına hizmet et­tiğini, ona çocuk doğurduğunu, şimdi ise bu ihtiyarlık zamanında kocasının o sözü söyleyerek kendisini yüzüstü bıraktığım; çocuk­ları bulunduğunu, çocuklarını alıp gittiği .takdirde çocuklarının aç kalacaklarım, onları babalarına terkettiği takdirde de perişan olacaklarını belirterek kocasına dönmek istediğini ifade etti. Hz. Peygamber; "Artık sen ona haramsın" dedi. Ancak kadın, çocukla­rı için üzüldüğünü söylüyor ve lehine bir hüküm verilmesi konu­sunda İsrar ediyordu. Nihayet o eski geleneğin yanlış bir zandan ibaret olduğunu, böyle bir sözle bir kadının, kocasının anası ola­mayacağını bildiren şu âyetler indi:[13]

«Kocası hakkında seninle tartışan ve Allah'a şikâyette bulu­nan kadının sözünü Allah işitmiştir. Allah sizin konuşmanızı işitir. Çünkü Allah işitendir, bilendir, içinizden zihar yapanların kadınları, onların anaları değildir. Onların anaları ancak kendi­lerini doğuran kadınlardır. Şüphesiz onlar, çirkin ve yalan bir laf söylüyorlar. Kuşkusuz Allah, affedici, bağışlayıcıdır. Kadınlar­dan zihar ile ayrılmak isteyip de sonra söylediklerinden dönenle­rin karılariyle temas etmeden önce bir köleyi hürriyete kavuştur­maları gerekir. Size Öğütlenen budur. Buna imkan bulamayan kimse, temas etmeden önce aralıksız olarak iki ay oruç tutmalıdır. Buna da gücü yetmeyen, altmış fakiri doyurur. Bu, Allah'a ve Resulüne inanmanızdan dolayıdır. Bunlar Allah'ın hükümleri­dir. Kâfirler için acıklı bir azap vardır.»[14]

Sosyal problemler anında çözümlendiği gibi itikadı problem­ler de çözüme bağlanıyordu. Bu konuda da bir misal vermekle ye­tineceğiz:

Huneyn savaşında müslümanlar çokluklarıyla gururlandı­lar. Zaferi isteme noktasında hakkıyla Allah'a dayanmadılar. Öy­le ki aralarında: "Bugün, sayımızın azlığı...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Asr-ı saadette Kuranın anlaşılması
« Posted on: 29 Mart 2024, 09:34:08 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Asr-ı saadette Kuranın anlaşılması rüya tabiri,Asr-ı saadette Kuranın anlaşılması mekke canlı, Asr-ı saadette Kuranın anlaşılması kabe canlı yayın, Asr-ı saadette Kuranın anlaşılması Üç boyutlu kuran oku Asr-ı saadette Kuranın anlaşılması kuran ı kerim, Asr-ı saadette Kuranın anlaşılması peygamber kıssaları,Asr-ı saadette Kuranın anlaşılması ilitam ders soruları, Asr-ı saadette Kuranın anlaşılmasıönlisans arapça,
Logged
03 Kasım 2014, 18:30:21
sibel 7c

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bayan
Mesaj Sayısı: 9


« Yanıtla #1 : 03 Kasım 2014, 18:30:21 »

ödeviimi  yapmakta çok  yardımçı  oldu...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

bir avuç kömür için bir ömür verenlere.....
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes