> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Asrı Saadette İslam > Asr-ı saadette islam hukuku
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Asr-ı saadette islam hukuku  (Okunma Sayısı 2469 defa)
04 Ekim 2010, 12:19:13
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 04 Ekim 2010, 12:19:13 »



ASR-I SAADETTE İSLÂM HUKUKUNUN OLUŞUMU


Prof. Dr. Hayreddin Karaman
 

(Marmara Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi, istanbul)

Hayreddin  Karaman 1934 Yılında Çorum'da doğdu tik tahsilinden sonra 4 vı1 tahsile ara verdi. Bu arada Çorum'da ve Konya'da hususi mahiyette Arapça okudu. Resmi tahsili esnasında devam ettirdiği hususi öğreni­minde Ahıskah Server Efendi, Konyalı Arif Efcik, Hacı Üveyszade Mustafa Efendi, İstanbullu Yusuf Cemil Efendi gibi zevattan Arapça, Farsça dersleri aldı. İ.H.L.ni Konya'da, Yüksek İslam Enstitüsü­nü İstanbul'da bitirdi. "İslâm Hukukunda İçti-had" adlı tezini ikmal edip İzmir Yüksek İslâm Enstitüsü Fıkıh ÖğretimÜyeHğine tayin edildi. 1975'de İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsüne nak­len geldi. Arap Dili ve Edebiyatı Öğretim Üyeliği de yapmaktadır. Eserleri:

İslâm Hukukunda îçtihad, Mukayeseli İslâm Hu­kuku (3 cilt) İslâm Hukuku Tarihi, İslâm'ın Işı­ğında Günün Meseleleri (3 cilt), Günlük Hayatı­mızda Helaller Haramlar, Anahatlanyla İslâm Hukuku (3 cilt), Fıkıh Usulü, Hadis Usulü, Arap­ça Türkçe Yeni Kamus, Arapça Türkçe Sarf Na­hiv, Arapça Türkçe Okuma.[1]

 

Birinci Bölüm


CAHİLİYE DEVKİ ARAP HUKUKU


Giriş

 

Medeni ve yerleşik milletlere nisbeten farklı, yabanî karakter ve davranışları olduğu veya gerçek ve bir Allah inancından uzak oldukları, yahut da ilm-u irfan ile alâkalan bulunmadığı için islâm'dan önceki araplara 'câhiliye devri arapları' denmiştir. Bu millet iki ana koldan gelmiştir: Kahtâniler ve Adnâniler. Birincisi Arabistan yarımadasının güneyinde, ikincisi ise kuzeyinde yaşa­mış ve bir çok kollara ayrılmıştır.[2]

islâm ile muhâtab olan cahiliyye devri Araplannın içtimai durumlarına göz atılınca bedevilik, kabilecilik ve gezginciliğin hâkim olduğu görülür. Bu vasıflar onların büyük millet olmalarını Önlemiştir. Bir soya bağlı kabile diğer kabilelere karşı kendini üs­tün görmüş, dar bir tesânüd içinde kabile ferdleri yek diğerine bağlanmış, hakta ve batılda birbirini desteklemişlerdir. Bu, ardı arkası kesilmez kabile savaşlarına, baskın ve yağmalara yol aç­mıştır.

Devamlı savaş ve taşınma, güçlü kuvvetli erkeklere ihtiyaç gösterdiği için kız evlât horlanmış, yine içtimâi iktisâdi ve coğrafî şartlar sebebiyle ziraat, ticaret ve zenaatla meşgul olunmamıştır.

Bedevi arapların bu durumlarına karşılık yerleşik araplar "daha çok güneydekiler" şehirlere yerleşmiş, ziraat, ticaret ve çe­şitli zenaatlerde bir hayli ilerlemişlerdir.

Cahiliyye devri araplannın ahde vefa, misafire ikram, izzet-i nefis, yiğitlik ve yüreklilik,doğruluk, komşuluğa riâyet, af gibi gü­zel huylan ve davranışları da vardır.

Hülasa etmeye çalıştığımız bu içtimaî, iktisadî ve siyasî du­rum şüphesiz îslâm öncesi arapların hukukî hayatlarına da tesir etmiştir.

însan için cemiyet, cemiyet için hukuk nizamı, kanun zarurîdir. Bu zaruret istisna tanımaz. Ancak hukuk her zaman yazılı, müdevven kanunlara dayanmaz. Bazen örf, âdet ve gele­nekler kanunların yerini alır. işte câhiliyyet devrinde de durum böyledir.

Arapların umumî bir hükümetleri olmadığı gibi teşrî ve kaza mercii de yoktur. Aralarında anlaşmazlık çıktığı zaman kabile başkanı veya kahine baş vurulur.

Bunlar âdet ve an'aneye göre hükmederler. Fakat hükmün ic­rası için muayyen bir usûl de mevcut değildir. Hükmü veren veya hak sahibinin manevî nüfuzu burada rol oynamaktadır.[3]

islâm cahiliyye âdet ve hukukunu ele almış; bunlardan bir kısmını baza kayıt ve şartlara bağlayarak bırakmış, bir kısmını da ilga etmiş, kaldırmıştır.

Kur'ân-ı Kerim, hadis, edebiyat ve tarih kitaplarının bize ka­dar naklettiği bilgilerden faydalanarak cahiliyye devri hukukunu şöylece özetlemek mümkündür: [4]

 

A-Aile
 

1- Evliliğin Çeşitleri
 

Cahiliyye devrinde çeşitli evlenme şekillerine raslanmaktadır:

a) İslâm'ın bazı kayıt ve şartlarla devam ettirdiği evlilik {nikâh). Buna göre bir erkek, veli veya babasından kızı ister, mu­ayyen bir meblağ {mehir) verir ve onunla evlenirdi.[5]

b) Trampa şeklinde evlilik: iki kişi kızlarını veya velisi bulun­dukları kadınları veya kızları mehirsiz değişir ve evlenirlerdi. (Nikâh'u ş-şigâr). islâm'da hadisle menedilmiştir.[6]

c) Analıkla evlenmek: Ölen kişinin başka kadından olan en büyük oğlu analığını mehirsiz almak, yahut onu mehri mukabilin­de başkasına vermek, yahut da ölünceye kadar evlenmesine mani olup mirasına konmak hakkına sahip idi. (Nikâhu'l-makt). islâm bu çirkin âdeti de kaldırmıştır.[7]

d) iki kız kardeşle birden evlenmek ve sınırsız olarak birden fazla kadınla evlenmek mümkün idi. islâm birincisini men etmiş,[8] ikincisini kayıt ve şartlara bağlayarak, dört ile sınırlamıştır.[9]

 

2- Evliliğin Mânileri
 

Yakın akraba ile evlenmek memnu idi. Ezcümle analar, kız­lar, hala ve teyvelerle evlenilmez. Ayrıca evlâtlık da gerçek evlâd gibi telâkki edilirdi. Evlâtlık hariç diğer hısımlarla evlenmeyi îslâm da menetmiştir.[10]

 

3- Mehir
 

Veli veya babası, evlendirdiği kız yahut kadının mehrini ken­dileri alır, kızlara bir şey vermezlerdi.

islâm bunu menetmiş, mehrin kadına ait bir hak olduğunu bildirmiştir.[11]

 

4- Evliliğin Sona Ermesi
 

Evliliği sona erdiren, karıyla kocayı ayıran sebepler vardır: [12]

 

A) Talâk (Boşama):
 

Erkek karısını tatlik eder, boşar ve reddederdi; bunun bir sı­nırı yoktu. Meselâ on kere boşamak ve her defasında bundan vaz­geçerek evliliğe avdet etmek mümkün idi. Bunu karısına sorma­dan koca yapardı.

islâm boşamayı —buna ihtiyaç ve zaruret bulunmak şartıyle— üçe indirmiştir.[13]

 

B) Hulü':
 

Kadın veya velisi, muayyen bir meblağ vererek kocamn boşa­masına temin eder. Para karşılığında boşama iki tarafın pazarlık ve anlaşmalarına bağlıdır.

islâm bunu prensip olarak kabul etmiş, fakat kayıt ve şartla­ra bağlamıştır.[14]

 

C) Îlâ:
 

İlâ kelimesinin lügat manası yemindir. Koca, karısına yak­laşmamak üzere yemin eder, bir veya iki yıl hitamında —yaklaş­mazsa— onu boşamış sayılırdı.

İslâm bekleme süresini dört aya indirmiş, süre sona erince ko­canın bir bâin veya ric'î talak ile boşamış olacağına hükmetmiş­tir.[15]

 

D) Zıhâr:
 

Zahr sırt, zıhâr ise sırt üzerine yemindir; karıya karşı; «Sen bana ananım sırtı gibisin» denmek suretiyle icra edilir ve kadın boşanmış sayılırdı.[16]

islâm zıhârı boşama saymamış, ancak keffareti gerektiren bir yemin telakki etmiş, «bir köle azat etmek, gücü yetmezse iki ay oruç tutmak, bunu da yapamazsa altmış fakiri doyurmak»tan iba­ret olan keffareti ödemedikçe kadına yaklaşmayı menetmiştir.[17]

 

E) Îddet:
 

Boşanan veya kocası Ölen kadının rahminin boş olduğunu ke­sin olarak anlama sebebine dayanan iddet, kadının bir müddet beklemesi, bu müddet içinde evlenmemesi demektir. Cahiliyyet devrinde kocası ölen bir kadın bir yıl beklerdi ve âdeta işkence çe­kerdi.

İslâm bunu kaldırmış, iddeti makul ölçüler içinde tutmuştur. [18]

 

5- Vasiyyet Ve Miras
 

A) Vasiyyet:
 

Vasiyyet ölüme bağlı bir tasarruftur. Bununla muayyen bir mal bir kimseye temlik edilir. Cahiliyyet devrinde araplar —vâris olsun başkaları olsun— herkese, istenildiği kadar malın vasiyet edilebileceğini kabul etmişlerdi.

islâm bunu, sadece mirasçıların dışındaki kimselere ve teri-kenin üçte birine tahsis etti. Üçte birden fazla vasiyyetin ifası vârislerin rızasına bağlıdır. Vârise vasiyyet yoktur. [19]

 

B) Miras:
 

Ölünün malının başkalarına intikali iki sebep ve bağa istinad ediyordu: [20]

 

[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Asr-ı saadette islam hukuku
« Posted on: 20 Nisan 2024, 04:16:30 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Asr-ı saadette islam hukuku rüya tabiri,Asr-ı saadette islam hukuku mekke canlı, Asr-ı saadette islam hukuku kabe canlı yayın, Asr-ı saadette islam hukuku Üç boyutlu kuran oku Asr-ı saadette islam hukuku kuran ı kerim, Asr-ı saadette islam hukuku peygamber kıssaları,Asr-ı saadette islam hukuku ilitam ders soruları, Asr-ı saadette islam hukukuönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes