> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Asrı Saadette İslam > Asr-ı saadette idarî hayat
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Asr-ı saadette idarî hayat  (Okunma Sayısı 2305 defa)
05 Ekim 2010, 12:10:47
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 05 Ekim 2010, 12:10:47 »



ASR-I SAADET'TE İDARÎ HAYAT


Doç. Dr. Hüseyin Algül
 

1945 yılında Konya Bozkır'da doğdu. İlkokulu ora­da bidirdi. 1964 yılında Konya İ.H.L.ni 1968 yılın­da İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsünü bitirdi. 1975 yılında Bursa Yüksek İslâm Enstitüsünde öğretim üyesi oldu. 1982 yılında Uludağ Üniversi­tesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi olarak "İslâm Tarihinde İlk Siyasi ve Dinî Fırkaların Zu­huru" konusunda doktora tezi verdi. 1990 yılında aynı fakültede doçent oldu. Halen bu fakültede İslâm Tarihi Öğretim Üyesi olarak çalışmaktadır. Yayınlanan eserlerinden bazıları:

— İslâm Tarihi (3 cilt)

—  Hz, Muhammed'in Şemaili, Ahlakı ve Adabı -İstanbulun Fethi ve Fatih

— Bursa'da Medfun Osmanlı Sultanları ve Emir Suttan

Ayrıca çeşitli dergilerde yayınlanmış makaleleri bulunmaktadır. [1]

 

GÎRİŞ
 

Hz. Muhammed (s.a.v.), Mekke'de peygamberlikle görevlen­dirildiği zaman (M. 610 Ramazan) Hz. Hatice, Hz. Ali, Hz. Ebu Be­kir, Zeyd b. Harise, Osman b. Affan, Abdurrahman b. Avf, Sa'd b. Ebî Vakkas, Talha b. Ubeydullah, Zübeyr b. el-Avvâm, Ebu Ubey-de b. el-Cerrah, Said b. Zeyd, Erkam b. Ebil Erkanı, Habbab b. el-Eret, Abdullah b. Mes'ud, Mus'ab b. Umeyr, Suheyb b. Sinan, Âmir b. Füheyre, Ebu Fükeyhe, Bilâl-i Habeşî, Ebu Zerr-i Gıfârı, Yasir-Sümeyye ve oğulları Ammar'ı ilk müslümanlar arasında görüyoruz. Öte yandan Ebu Cehil, Ebu Leheb, Umeyye b. Halef, Velid b. Mugîre, Utbe b. Rebia, Ukbe b. Ebî Muayt, Hakem b. Ebi'l-As, Nadr b. Haris, Ebu Süfyan gibileri ise müslümanlığın kitlelere ulaşmasını önlemek için her tedbire başvuruyorlardı.

Bilal-i Habeşî, Yasir-Sümeyye gibi zayıflara caydırıcı bir yön­tem olarak işkence; Hz. Ebu Bekir, Osman, Talha, Zübeyr, Sa'd b. Ebî Vakkas gibi güçlülere karşı akraba muhiti içinde hoşgörüsüz­lük, yalnızlığa itmek ve kısmen eziyet uygularken, daha sonra her iki zümreyi de hedef alan sosyal boykot, iktisadî abluka uygulu­yorlardı. Bu sistemli engellemelerden Hz. Peygamber de hissesi­ne düşeni almış; Ka'be avlusunda boğulmak istenmiş, geçeceği yollarda taciz edilmiş, evi taşlanmış, sürekli rahatsızlığa uğra­mıştır. Böylece müslümanlar henüz ilk yıllardan itibaren Mekke site devletinin otoritesi ile karşı karşıya gelmişlerdir. Dârun-nedve denilen parlamentoda müslümanlarm aleyhine pek çok ka­rar alınmıştır.

Bi'setin yedinci yılında müslümanlara karşı iktisadî abluka, ıctimâî boykot; bi'setin onuncu yılında Tâif ten dönerken Hz. Peygamberi ülke sınırları içine koymama ve bi'setin onüçüncü yılında Hz. Peygamber hakkında ölüm kararı almış olmaları bunlardan sadece birkaçını oluşturmaktadır.[2] "Sikâye, eî-Ukâb, Rifâde, Nedve, Ka'be anahtarlarını taşıma, Şûra, Eşnak, Kubbe, Sifâre, Eysar-Ezlâm, Emvâl-i Muhâcere" gibi Daru'n-Nedve'ye bağlı birimler bütünüyle islâm'ın ve müslümanlann aleyhine ça­lışıyordu. Bunun bir sonucu olarak, bi'setin beşinci ve altıncı yılla­rında yaklaşık 105 müslüman Habeşistan'a göç etmek mecburiye tinde kalmıştır.[3]

 

Birinci Bölüm


İSLÂMÎ İDARENİN OLUŞUMU


I. Mekke'de Siyasî/İdarî Faaliyetler
 

Mekke siyasî otoritesinin islâm'a karşı bu acımasız savaşı çok erken dönemde Hz. Peygamberi, mukabil bir siyasî teşkilât kur­maya sevketmiş olmalıdır. Son devir islâm tarihi araştırmacıla­rında bu tespit giderek yoğunluk kazanmaya başlamıştır. IVfeselâ Muhammed Hamidullah'ın en son ulaştığı kanaat bu istikamette­dir. O, bir devlet için bir yönetici (başkan), millet, organizasyon, toprak ve kanunun gerektiğini belirttikten sonra şöyle diyor: "Hz. Peygamber (s.a.v.) ilk vahiyden itibaren bunlarla meşgul oldu. Toprak açısından baktığımızda başlangıçta o devlet içinde bir devlet gibiydi. Yani her Mekkeli müslümamn evi islâm devletinin topraklarından bir parça idi".[4]

Muhammed Hamidullah Bey'in bu görüşünü Mekke döne­minde teşekkül etmiş bir devlet şeklinde anlamamak lâzımdır. Bunu, "Olayların gidişinin Rasûl-i Ekrem'i müstakil bir siyâsî or­ganizasyonu düşündürmesi" tarzında algılamanın daha uygun olacağı kanaatindeyim. Ancak bu düşüncenin, kuvveden fiile dö­nüşmesi için şartların oluşması beklenecektir.

Öyle anlaşılıyor ki, islâm'ın fert ve toplumla ilgili amaçları bunu gerçekleştirmeyi plânlayan bir devleti zaruri kılıyordu. Müslümanların maddî-manevî varlık ve değerlerim koruyup ge­liştirebilmeleri uygun devlet kurumlarına ihtiyaç hissettiriyordu. [5]

 

II. Akabe Biatları ve Hicret
 


A-Akabe Biatları
 

Islâmî idareye giden yolda Akabe biatları ve Hicret iki önemli dönüm noktasıdır. Şöyle ki: Hz. Peygamber bi'setin 11. yılı (M. 620) Mina ile Mekke arasında Mekke'ye yaklaşık 3 km. uzaklıkta­ki Akabe'de Hazrec kabilesinden altı kişi ile karşılaştı. Onları islâm'a davet etti. Onlar da müslümanlığı kabul ettiler. Peygam­berliğin 12. yılı (M. 621) vuku bulan Birinci Akabe Biatı'na katılan 12 kişiden 10'u Hazrec, 2'si de Evs'e mensuptu. Sözkonusu 12 kişi, "Allah'a ortak koşmayacaklarına, O'nun emirlerine boyun eğecek­lerine, hırsızlık yapmayacaklarına, yalan söylemeyeceklerine, if­tira etmeyeceklerine, hiçbir hayırlı işte Peygamber'e muhalefet etmeyeceklerine, genişlikte ve darlıkta sözlerinden dönmeyecek­lerine" and içtiler.[6] Bu esnada Mekkeli genç bir müslüman olan Mus'ab b. Umeyr'in Öğretici ve mürşid olarak Medine'ye gönderil­mesi ve Medineli ilk müslümanîardan Es'ad b. Zürare'nin deste­ğiyle bir yıl içinde oldukça başanh'bir eğitim-öğretim faaliyetini gerçekleştirmiş olması îslâmî kurumlaşmada çok mühim sayıl­maktadır.[7]

Peygamberliğin 13. yılı (M. 622) ise, daha çoğu Hazredi ve iki­si de kadın olmak üzere 75 kişi ikinci Akabe Biatı'nda, "Allah'a ve Rasûlüne iman, Allah ve Rasûlünün emirlerim yerine getirmek, namaz, zekât, insanlardan gelebilecek kınamalara aldırış etmek­sizin hakkı söylemeye devam, emr bi'1-ma'ruf, nehy ani'1-münker (iyiliği yayıp kötülüğü önlemek), muhtaçlara-yoksullara yardım, şahıslarını ve aile fertlerini her sıkıntıya karşı korudukları gibi Hz. Peygamber1 de korumak" hususunda ve "istikbalde mallarının ve canlarının telef olması pahasına sözlerinden dönmeyecekleri­ne" dair and içtiler[8] Hz. Peygamber de onlara, "Sizin kanınız be­nim kanım, ben sizdenim, siz de bendensiniz. Siz kiminle savaşır­sanız ben de onunla savaşırım, kiminle barış içinde olursanız ben de onunla barışırım" diye teminât verdi. Bunu müteakiben Rasûl-i Ekrem, onlardan kabile temsilcilerini seçmelerini istedi. Bunun üzerine Hazrec grubu dokuz, Evs grubu da üç reis (nakib) seçtiler. Hz. Peygamber bunların reisliklerini onayladı. Es'ad b. Zürare'yi de genel başkan (reisü'r-Rüesa/nakîbü'n-nükebâ) yaptı. Böylece Medine toplumunun teşkilâtlandırılması ile müstakbel islâm devletine güçlü bir adım daha atılmış oluyordu. Medineli bu ilk müslümanlarm, her fedakârlığı göğüsleyerek and verişine karşı cennete erişecekleri Kur'ân-ı Kerim'de bildirilmiştir.[9] Az sayıda hanım, ikinci biatta, bizzat hazır bulunup and vermişler, Medineli diğer islâm hanımları da şimdilik seçilen reislere itaat edecekler, hicretten sonra da Rasûlullah'a and vereceklerdir.[10]

Akabe Biatlan aynı amaçta kaynaşan, kafa ve gönülerini aynı bilgi ile besleyip aynı heyecanla dolduran cesur ve inançlı bir top­luluğun oluşumuna yol açmış, birlik ve dayanışmanın devlete giden yolda ne kadar mühim bir unsur olduğunun tarihî delili olmuş; büyümenin,güçlenmenin, teşkitâtlanmanın köşe taşım oluşturacak olan hicretin temelini meydana getirmiş, müslüman-lara yepyeni bir vatan ve devlet müjdelemiştir. Nitekim bu biatlar sonunda Hz. Peygamber, Mekkeli müslümanlarm Medine'ye hic­ret edebileceklerini bildirerek şöyle buyurmuştur: 'Artık, sizin hicret edeceğiniz şehrin iki kara taşlık arasınçLa hurmalık bir yer olduğu bana gösterildi... Mekke'den çıkmak isteyenler Medine'ye gitsinler, orada müslüman kardeşleriyle birleşip kaynaşsınlar. Hak Teâlâ onları size kardeş yaptı. Beldelerini de sizin için güven ve huzur bulacağınız bir yurt kıldı."[11]

 

B- Medine'ye Hicret
 

Mekkeli müslümanlar peyderpey Medine'ye göç etti. Hz. Pey­gamber de Hz. Ebu Berir'le birlikte Medine'ye ulaştı. Sevr mağa­rasında 4 Rebiülevvelinde başlayan yolculuk, 12 Rebiülevvelinde Küba'da sona ermişti.(M.622).

Bu yer, o zaman için Medine'ye yaklaşık üç kilometre mesafe­de bir köydü. Dolayısıyla Hz. Peygamber, şehre girmemişse de Medine'ye gelmiş sayılırdı. Hz. Peygamber Küba'da Külsum b. Hidm'in evinde misafir kaldığı süre içinde islâm tarihinde ilk hür kalışın ve camia olarak istiklâline toprak ve insan unsuruyla sahip olabilmenin hayırlı bir meyvesi olarak Küba mescidini bina etmiştir.[12] Nihayet bir cuma günü Rasûl-i Ekrem (s.a.v.) Medine'ye girmek üzere hareket ettiğinde Benî Salim b. Avf yurdundan geçerken Ramına Vadisi'nin ortasına varıldığında islâm tarihinin ilk cuma namazım kıldırdı, ilk hutbesini irâd etti.[13]
...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Asr-ı saadette idarî hayat
« Posted on: 28 Mart 2024, 17:32:41 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Asr-ı saadette idarî hayat rüya tabiri,Asr-ı saadette idarî hayat mekke canlı, Asr-ı saadette idarî hayat kabe canlı yayın, Asr-ı saadette idarî hayat Üç boyutlu kuran oku Asr-ı saadette idarî hayat kuran ı kerim, Asr-ı saadette idarî hayat peygamber kıssaları,Asr-ı saadette idarî hayat ilitam ders soruları, Asr-ı saadette idarî hayatönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes