> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Asrı Saadette İslam > Asr-ı saadette hristiyanlarla ilişkiler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Asr-ı saadette hristiyanlarla ilişkiler  (Okunma Sayısı 8950 defa)
04 Ekim 2010, 13:17:10
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 04 Ekim 2010, 13:17:10 »



ASR-I SAADETTE HIRÎSTİYANLARLA İLİŞKİLER


Dr. Nadir Özkuyumcu
 

(Dokuz Eylül Üniversitesi ilahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi, izmir)

Nadir Özkuyumcu 1961 yılında Manisa'da doğdu. İlk, orta ve lise tah­silini aynı şehirde tamamladı. 1982-83 öğretim yılında İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden mezun oldu. 1985 yılında "Hz. Pey­gamber Devrinde Yahudilere Karşı Güdülen Siya­set" konulu yüksek lisans tezini, 1993 yılında da "Fethinden Emevîlerin Sonuna Kadar Mısır ve Kuzey Afrika" konulu doktora tezini tamamlaya­rak "Doktor" unvanını aldı.

1985 yılından bu yana Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde Araştırma Görevlisi olarak Çalışmaktadır.[1]

 
GİRİŞ
 

Hıristiyanlık, îsraüoğullanndan Hz. îsa'ya ve onun getirdiği dine inananlara verilen bir addır. Kur'an-ı Kerim'de Hz. îsa'ya ve ona verilen dine ait pek çok ayetler bulunmaktadır.

Yahudiler dinî konularda pekçok ihtilaflara düşüp tevhid aki­desini terketmişlerdi. Ayrıca yaşadıkları Filistin bölgesinin Ro-malılar'm hakimiyeti altında olması, bu putperest Romalılar'ın kendilerine pekçok işkenceler yapması Yahudileri, kendilerini kurtaracak yeni bir peygamber, bir kurtarıcı, bir Mesih bekleme­ye itmişti, işte Hz. îsa böyle bir ortamda, Filistin bölgesinde, Cenâb-ı Allah'ın "ol" demesiyle, babasız olarak Meryem'den dün­yaya gelmiştir.

Hayatta iken kendisine pek az taraftar ve müntesip bulan Hz. İsa'nın getirdiği hıristiyanlık dini, ancak onun ölümünden sonra kendisine inanan az sayıdaki havarileri vasıtasıyla geniş kitlelere yayılabilmiştir. Ancak onlar da kendi aralarında ihtilaflara düş­müşler ve çeşitli mezheplere ayrılmışlardır, islâm'ın geldiği dönemde Batı Roma ve Doğu Roma'da (Bizans'ta) hıristiyanlık resmî din idi. Ancak Batı Roma mezhep olarak katolikliği benim­serken, Doğu Roma (yani Bizans) değişik mezhepleri bünyesinde bulundurmaktaydı.

Bizans imparatorluğuna bağlı Istanbulda, Ermeni, Süryanî, Habeş ve Kıptî kiliseleri, herbiri müstakil durumdaydılar. Bun­lardan Arap yarımadasına yakın bölgeler olan Mısır ve Habeşis­tan'da yerli halk monofizik inanca sahipti. Kudüs hristiyanları ise teslis inancına sahiptiler. Bunlar zaman zaman kendi aralarında mücadeleler yapmaktaydılar. Bu sebeple Bizans imparatoru Kos-tantin, toprakları üzerinde yaşayan ve farklı mezheplere bağlı bu hristiyanları, bir araya getirmek ve imparatorluk dahilindeki bütün insanları aynı mezhep ve inanç etrafında toplamak için Kadıköy konsülünü toplamış ve onlara Monofîziklik ile Teslis'i bir nevi orta yolda birleştiren bir fikir ile Diofizikliği (Melkiliği) ilan ettirmiştir. Melkilik, krala bağlı, kral taraftarı demek olup, ıstıla-hen; kralın fikrine dayanılarak ortaya atılan yeni bir hristiyanlık fırkası, mezhebinin adıdır. Ancak Kostantin bunda başarılı ola­mamış ve her bölgede bu defa daha fazla mücadeleler meydana gelmiştir. Bu yeni mezhebi benimseyenler de olmuştur. Hz. Pey­gamberin tebliğe başladığı yıllarda, Arap yarımadasının Kuze­yinde meskun Gassaniler bunlardandır. Onlar Melkîliği (dionzik-liği) benimsemişler ve Bizans tarafından yeni mezhebi yayması için Mısır'a vali olarak tayin edilen Mukavkıs ile iyi ilişkiler kur­muşlardır.

Bu arada Arap yarımadasının güneyindeki hıristiyanlara da temas etmek istiyoruz. Güneyde, bilhassa Necran'da hıristiyan nüfus yoğunluktaydı. Hz. Isa dininin buraya ne zaman ve nasıl girdiği kesin olarak bilinmemekle beraber, Habeşliler yoluyla so­kulduğu kuvvetle muhtemeldir. Buna göre onların da monofizik olduklarını söylemek mümkündür.

Bu konuda son olarak uhdud hadisesine dikkat çekmek isti­yoruz. Kur'ân-ı Kerim'in de andığı bu hadise[2] İslâm tarihi kay­naklarında teferruatlı olarak anlatılmakta ve yahudi Zu Nuvas'm hıristiyanları kazdırdığı çukurlarda diri diri yaktırdığı acıklı bir şekilde anlatılmaktadır.[3]

 
Birinci Bölüm


MEKKE DÖNEMİ


1. Kur'ân-I Kerim'de Hıristiyanlar Ve Hıristiyanlık
 

Mekke'de nazil olan pekçok ayette Hz. İsa ve Hıristiyanlık hakkında bir hayli malumat bulunmaktadır.

Cenâb-ı Allah, Hz. Peygamber'e indirdiği birçok mekkî ayet­te, Hz. İsa'yı, annesi Hz. Meryem'i, Hz. isa'nın getirdiği yeni dini ve İncili, Hz. İsa'ya tâbi olan hıristiyanlarm zaman içinde bu dini tahrif etmeleri vb. gibi konularda bilgi vermektedir. Bu gibi konu­lar, tarihî bilgi vermenin yanında, Hz, Peygamber'e (s.a.v.); önceki peygamberlerin hayatlarını tanıtması, onların örnek alınması, inanmayanların kendisine yaptıklar), ezâ ve cefalara katlanması ve onların hayatlarına ibretle bakarak teselli bulması bakımla­rından da önem arzetmektedir. Yine bu gibi konularda ve ayetler­de biz; Hz. Peygamberin (s.a.v.), Mekke döneminde hıristiyanlar hakkında ne kadar bilgiye sahip olduğunu, Cenâb-ı Allah tarafın­dan vahyedildiği kadarıyla onlara karşı nasıl bir siyaset takip ede­ceğini de öğrenmekteyiz.

Bu sebeple biz de burada; öncelikle, Kur'ân-ı Kerim'de hıristi-yanlarla ilgili olarak yer alan ayetleri ve bu ayetlerin bizlere aktardığı bilgilere yer vermek istiyoruz. Konuyu ele alırken, ilk olarak Mekkî ayetleri, daha sonra Mekke'deki Hz. Peygamber hı­ristiyan münasebetlerini, tarihî rivayetlerde bize aktarılmış olan bazı uygulamaları yazıya dökeceğiz.

Cenâb-ı Allah Meryem sûresinin 17 ile 37. ayetleri arasında Hz. Peygamber'e (s.a.v.); Hz. Meryem'in, durumundan bahset­mekte ve Hz. İsa'nın babasız dünyaya gelişini anlatmaktadır. Bu ayetlerde; öncelikle Meryem'in ailesinden ayrılıp şark tarafında bir yerde uzlete çekildiği,[4] uzlete çekildiği bu yerde kendisine

Cebrail'in (a.s.) gönderildiği ve onun Hz. Meryem'e tam bir insan şeklinde göründüğü,[5] Hz. Meryem'in bundan çok ürktüğü ve ken­disine fenalık yapmasından korktuğu bu kişiden Allah'a sığındı­ğı,[6] Cebrail'in (a.s.) ise kendisinin Allah'ın bir elçisi olduğunu söy­lediği ve ona, Allah'ın günahlardan temizlediği bir oğlan çocuğu­nu müjdelemeye geldiği,[7] Hz. Meryem'in buna tepki gösterdiği ve iffetli bir kadın olduğu halde, kendisine hiçbir erkek eli dahi değ­memişken oğlunun olamayacağını, söylediği,[8] Cebrail'in de, bunu Rabbinin, insanlara bir ayet ve rahmet kılmak için istediğini ve zaten işin olup bittiğini ve Meryem'in Hz. Isaya hamile kaldığını söylediği,[9] bunun üzerine Meryem'in babasız olarak bir çocuğa hamile kaldığının öğrenilmesini istemediği için ailesinden uzak bir yere gittiği,[10] derken doğum sancısının tuttuğu ve onun bir hur­ma ağacına dayanıp, utancından dolayı "keski, bundan evvel öley-dim, unutulup gideydim" dediği,[11] ancak Rabbinin onu yalnız bı­rakmadığı ve aşağısından gelen bir nida ile, Rabbinin, onun için bir su arkı vücuda getirdiği, ondan içmesi ve hurma ağacını silke­leyerek dökülen taze hurmaları yemesinin istendiği, bundan son­ra da doğumun gerçekleştiği, şayet insanlar kendisini görecek olurlarsa, Allah'a, konuşmama orucu adadığını söylemesinin istendiği[12] anlatılmaktadır. Daha sonra Hz. Meryem'in Hz. îsa'yı kucağına alarak kavminin yamna döndüğü bildirilmekte ve kav­minin bu işe şaştığı belirtilerek; Meryem'i iffetsizlikle suçladıkları[13] haber verilmektedir. Bunun üzerine Hz. Meryem hiç konuşmadan oğlu Hz. isa'yı işaret etmiş ve kendisini suçlayan­lara, yeni doğan oğlu ile konuşmalarım istemiştir. Karşısındaki­ler, henüz beşikte bulunan bir sabi ile nasıl konuşacaklarını söyle­yince,[14] Hz.. îsa dile gelmiş ve "Ben hakikat Allah'ın bir kuluyum. O, bana kitap verdi. Beni peygamber yaptı."[15] "Nerede olursam olayım beni mübarek kıldı. Bana hayatta bulunduğum müddetçe namaz (kılmam)ı, zekat (vermem)i emretti."[16] "Beni anneme hürmetkar kıldı. Beni bir zorba, bir bedbaht yapmadı."[17] "Doğdu­ğum gün de, öleceğim gün de, diri olarak (kabrimden) kaldırılaca­ğım gün de selâm (ve selâmet) benim üzerimedir."[18] demiştir.

Bundan sonraki ayetlerde Cenâb-ı Allah, hıristiyanlarm Hz. isa'nın babasız doğumunu, O'nun Allah'ın oğlu olduğu şeklindeki yanlış yorumlarını ve inanışlarını düzelterek Hz. Peygamber'e (s.a.v.) şöyle vahyetmektedir: "işte hakkında şek (ve ihtilâf) et­mekte oldukları Meryem oğlu İsa Hakk kavlince budur."[19] "Allah'ın evlat edinmesi (hiçbir zaman) olmuş (şey) değildir. O, münezzehtir, O, bir işi (n olmasını) dileyince ona " der, o da olu­verir."[20] Meryem sûresinin 37. ayetinde ise Cenâb-ı Allah; Hz. isa'dan sonra hıristiyanlarm kendi aralarında ihtilafa düştükle­rini ancak büyük günde, yani kıyamet gününde o kafir olanlara çetin bir azab tattırılacağım[21] da bildirerek, Mekke'de nazil olan Meryem süresindeki, Meryem ve Isâ kıssasını bitirmektedir,

Mekkî olan Meryem sûresinde Hz. Isa ve hıristiyanlarm durumlarından bu kadar teferruatlı olarak bahsedilmesi, Mek­ke'de önemli sayıda diyebileceğimiz bir hıristiyan varlığını aklı­mıza getirmekedir. Bu hıristiyan varlığının kimler olabileceği hakkındaki fikirlerimizi ileride ele alacağız.

Hz. Meryem ve Hz. Isa hakkında, Mekkî olan muhtelif sûrelerde de bazı ayetler bulunmaktadır. Bu ayetlerde; Mer­yem'in ırzım ve namusunu bir kale gibi koruduğu, ona Allah katından bir ruh üflendiği ve hem Meryem'in, hem de Hz. isa'nın durumunun âlemler için bir ibret olduğu,[22] Meryem'in hamilelik dönemini oturmaya elverişli ve akarsuyu bulunan bir tepede ge­çirdiği,[23] Hz, isa'nın apaçık delillerle, ayetler...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Asr-ı saadette hristiyanlarla ilişkiler
« Posted on: 19 Nisan 2024, 13:07:24 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Asr-ı saadette hristiyanlarla ilişkiler rüya tabiri,Asr-ı saadette hristiyanlarla ilişkiler mekke canlı, Asr-ı saadette hristiyanlarla ilişkiler kabe canlı yayın, Asr-ı saadette hristiyanlarla ilişkiler Üç boyutlu kuran oku Asr-ı saadette hristiyanlarla ilişkiler kuran ı kerim, Asr-ı saadette hristiyanlarla ilişkiler peygamber kıssaları,Asr-ı saadette hristiyanlarla ilişkiler ilitam ders soruları, Asr-ı saadette hristiyanlarla ilişkilerönlisans arapça,
Logged
15 Ocak 2015, 18:05:44
Bahrişan 8

Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 308


« Yanıtla #1 : 15 Ocak 2015, 18:05:44 »

hiristiyanların da ayeti olduğunu bilmiyordum ama hiristiyanlarda bazıları kötü değil allah razı olsun paylaşımdan
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes