> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Asrı Saadette İslam > Asr-ı saadette dinler ve gelenekler
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Asr-ı saadette dinler ve gelenekler  (Okunma Sayısı 4329 defa)
04 Ekim 2010, 19:53:34
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 04 Ekim 2010, 19:53:34 »



ASR-I SAADETTE DİNLER VE GELENEKLER


Yrd. Doç. Dr. Ali Osman Ateş
 

Ali Osman Ateş 1954 yılında Konya'da doğdu. Ladik ilkokulunu bitirdikten sonra Manisa İ.H.L.den mezun oldu. 1978 yılında Erzurum İslâmî İlimler Fakültesi Tefsir-Hadis bölümünden mezun oldu. 1983 yılın­da Dokuz Eylül Üniversitesi Sosyal Bilimler En% titüsüne bağlı olarak doktora çalışmasına başladı. 1989 yılında "Sünnetin Kabul veya Reddettiği Ca-hiliye ve Ehl-i Kitap Örf ve Adetleri" konulu tez ile doktorasını tamamladı. 1985 yılında yine Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesine araştırma görevlisi olarak atandı. Halen aynı fakültede çalış­malarını sürdürmektedir. [1]

 

Giriş
 

ARABİSTAN'DA DİNLER VE YAYILDIKLARI BÖLGELER
 

Asr-ı Saadet olarak nitelendirilen Hz. Peygamber'in içinde yaşadığı dönem, Arap Yarımadası'nda ilk planda Müşrikler, Hanifler, Yahudiler ve Hristiyanlar göze çarpmaktaydı. Arap Ya-rımadası'mn kuzey bölümü olan Suriye-Filistin'de Hristiyanhk hakimdi. Bu bölgeler Bizans'ın himayesindeydi. Öte yandan Sasanîler, himayeleri altına aldıkları kuzeydeki Hîre hristiyanla-rına, rakipleri olan Bizans'a karşı Nasturî mezhebini telkin etmişlerdi. Arabistan'ın Yemen gibi güney bölgeleri ise zaman zaman Yahudilikle Hristiyanhk arasında el değiştirmiştir. Hıcâz gibi iç bölgelerde ise Müşriklik hüküm sürüyordu, ayrıca koloniler halinde yahudiler mevcuttu. [2]

 

1- Güney Arabistan
 

Tarihi belgelerden öğrenildiğine göre Güney Arabistan'ın es­ki dini, güneş, ay, yıldızlar gibi gök cisimlerine tapmaktan ibaret­ti. Başlıca gök tanrıları arasında Astar (Babil'deki İştar/Zühre), Vedd (Babildeki Sin/Ay), Nekruh (Zuhal veya Merih), Anbay (Ba­bil'deki Nebo), Hol-Şems (Babil'deki Şamas/Güneş tanrıçası bu­lunmaktaydı. Güney Arabistan tanrılarının mahiyetlerini iyi an­layabilmek için, daha eski devirlerdeki Mezopotamya kavimleri­nin tanrılarıyla karşılaştırmak gerektir.

Güney Arabistan tarihinin son dönemlerinde yer alan Him-yerliler'de, M. 6. yüzyıl başlarında önce Yahudiliğin daha sonra da Hristiyanhğm yayıldığım görmekteyiz. M. 630 yılma doğru da tüm güney Arabistan ve Yemen halkı İslâmiyet'i kabul etmiştir.

Yemen'de bulunan Yahudilerin, buraya ne zaman geldikleri hak­kında ibranî kaynaklarında herhangi bir bilgi yoktur. Fakat onla­rın Yemen'e Kayser Titus ile Kayser Hederyan'ın Filistin'e yaptık­ları saldırılar sonrası geldikleri sanılmaktadır. İslâm tarihçileri­nin kaydettikleri bir rivayete göre, Yemen hükümdarı Es'ad Ebu Kerîb doğu seferinden dönerken Yesrib'e (Medine) uğramış ve gi­derken burada bıraktığı oğlunun öldürülmüş olduğunu öğrenerek burayı yerle bir edeceğine yemin etmiştir. Fakat Benû Kurayza'ya mensup iki haham ona, bu beldeye son Peygamber'in hicret edece­ğini, şayet bu beldeye saldırırsa kendisinin helake uğrayacağını söyleyerek onu fikrinden caydırmışlardır. Yemen Tübba'sı Es'ad Ebu Kerîb, daha sonra bu iki hahamın asıl dinini kabul ederek Ya­hudiliğe geçmiştir. Daha sonra da Yemen halkı toptan Yahudiliği kabul etmiştir. Es'ad Ebu Kerib'den sonra, küçük oğlu Zû Nuvâs (Zür'a) hükümdar olmuş ve Necrân bölgesinde bulunan hristiyan­ları Yahudiliğe davet etmiştir. Yahudiliği kabul etmeyen 20.000 hristiyanı, M.S.525'de Kur'ân-ı Kerim'de Uhdud olarak bahsedi­len içi ateş dolu çukurlara atarak yakmıştır. Bu zulümden kaça­rak kurtulan Devs Zû Saleban adlı bir hristiyan Bizans İmparato­runa giderek yardım istemiş, o da Habeş Necaşisi'ne bir mektup yazarak yardım etmesini istemiştir. Bunun sonucu olarak, Yemen Habeş istilasına uğramış ve buradaki yahudi hakimiyeti sona ererek, idare Habeşli hri s ti yanların eline geçmiştir.[3]

Habeş istilasından sonra Yemen'deki yahudiler kendilerini toparlayamadılar. islâm'ın burada yayılışı esnasında da herhangi bir mukavemetleri söz konusu olmadı. Sasanî valisi Bazan ile ge­niş bir halk topluluğu islâm'a girince Yahudiler de müslüman ol­mayı veya cizye vermeyi kabul etmişlerdir, islâm'ın ortaya çıktığı anda Yemen'de hiç yahudi olmadığı iddiası isabetli olmamalıdır. Çünkü kaynaklarımızda, Hz. Peygamber zamanında Yemen'de yahudüerin mevcut olduğuna dair rivayetler vardır ve zamanımı­za kadar Yemen'de yahudiler mevcut olmuşlardır. Habeşlilerin Yemen'e saldırılarının başlangıcı M.S. 2. yüzyılın başlanna kadar gitmektedir, ilk zamanlar Yemen ve Tihame'nin bazı kısımlarını ele geçiren Habeşliler, daha sonraları Yemeni tamamen elde etmişlerdir. Habeşlilerin Hristiyanlığı Arap Yarımada sı 'nda yay­mak maksadıyla, Roma imparatoru Büyük Kostantin'in (ö. 337) teşvikiyle saldırdıkları bilinmektedir. Bizans imparatorları nüfuz ve ticaretlerini genişletmek için bir vasıta olarak kullandık­ları Hristiyanlığı Arap Yarımadası'nda yaymak için büyük gayret sarfetmişlerdir. Onların Necran ve Aden taraflarına papazlar gönderip "Necran Kabe'si" diye anılan bir manastır yaptırdıkları bilinmektedir.

Habeşlilerin Yemen valisi olan Ebrehe'nin, San'a'da, "El -kulleys11 adı verilen çok güzel bir kilise yaptırarak, bütün Arapla­rın Mekke'deki Kabe'yi bırakıp buraya yönelmelerini istedi. Ancak Kinane oğullarından bir arap Ebrehe'nin bu teşebbüsüne karşı çıkarak, San'a'da bulunan el-Kulleys tapmağına girdi ve içi­ne pisledi. Bu durumu öğrenen Ebrehe çok sinirlendi ve Kabe'yi yıkmaya and içti ve ordusunu alarak Mekke'ye doğru yola çıktı. Ordusunda Mahmud adlı bir de fil vardı. Böylece Kur'ân-ı Kerim'de bahsedilen fil vak'ası meydana geldi. (M. 570) Ebrehe'­nin bu teşebbüsünün, Hristiyanlığı Arabistan'ın iç bölgelerine de yaymak maksadım taşıdığı düşünülebilir. Yemenliler daha sonra, Sasanî hükümdarı Anoşervan-ı Adil zamanında iranlıların haki­miyeti altına girdiler, iranlılar, din ve ibadet hususnda Yemenli­lere karışmadılar ve zor kullanmadılar. Yemen'in iranlı valileri zamanla Hadramevt, Uman ve Bahreyn taraflarım da ele geçirdi­ler, iran'ın son Yemen valisi Bazan, H. 7/M. 629'da îslâmiyeti ka­bul edince Yemen'deki Iran hakimiyeti sona erdi. islâmiyet ortaya çıktığı zaman Güney Arabistan'da Hristiyanlık oldukça yaygın bir durumdaydı. Ancak Araplar arasında, Yahudilik ve Hristiyan­lık geniş kitlelere intikal etmemiştir. Bunun sebepleri arasında Arapların putperestliği milli bir din olarak benimsemeleriyle, hürriyetlerine bağlı oluşlarının tabii sonucu olarak yabancı dinle­re iltifat etmeyişleri gösterilebilir. Hristiyanlık Güney Arabis­tan'a Hicaz yolu ile Suriye, Habeşistan ve deniz yolu ile muhtelif kıyılardan hristiyan misyonerleri tarafından yayılmıştır.[4]

 

2- Kuzey Arabistan
 

İslâm'dan Önce Kuzey Arabistan'da Nabathlar, Palmirliler, Gassanîler, Hireliler ve Kindeliler'in devlet kurduklarım görmek­teyiz. Nabathlar putperest olup, Zü'ş-Şera, Menat ve Kays adında üç büyük tanrıya tapmaktaydılar. Palmirliler de putperest olup 60 kadar tanrıları vardı. Bu tanrılar arasında Bal, Baalşemin, Bel, Beltis, Belhammon, el-Lât, el-Uzzâ ve el-Menât vardı. Neme-sis talih tanrısı idi. Arso ve Azizo da akşam ve sabah yıldızlarını temsil eden tanrılardı. Yarhibol güneş tanrısıydı. Gassanîler ise, Hıristiyanlığı kabul etmişlerdi. Hireliler ise başlangıçta putperest idiler ve el-Uzzâ adlı putları meşhurdu. Miladî 6. asrın ikinci yarı­sına kadar hüküm sürmüş olan hükümdarları Münzir, esirleri el-Uzzâ'ya kurban ediyordu. Miladî 5. yüzyıl ortalarında Hire şeh­rinde Hristiyanlığın Nasturî mezhebine mensup bir topluluk meydana gelmişti. Hire hükümdarlarının, Hristiyanlığm misyo­nerlik faaliyetlerine karşı epeyce direndikleri anlaşılmaktadır, ilk olarak M. 563'de tahta çıkan Amr B. Hind'in Hristiyanlığı ka­bul ettiği bilinmektedir. Amr'm annesi Hind bir hristiyandı. Amr'dan sonra, el-Uzza putuna tapma adeti tekrar geri gelmişti. Daha sonra M. 586'da tahta geçen Nunıan b. Münzir Ebu Kabus Hristiyanlığa girdi. R. Dozy, Arabistan'ın her tarafında, Arapla­rın Hristiyanlığı gerçek olarak değil, dış görünüş itibariyle kabul etmiş göründüklerini ileri sürmüştür. Hristiyanlığı kabul eden Hire hükümdarları, Hire şehrinde birçok kiliseler yaptırmışlardı. Kilise tarihleri, M. 410'dan beri Hire şehrinin bir piskoposluk merkezi olduğunu bildirmektedirler.

Hire hükümdarlarından Münzir b. Maissema, Sasanî hükümdarlarından Kubad (Saltanatı m. 488-531) tarafından Mazdek mezhebine girmeye zorlanmışsa da Münzir bunu kabul etmemiştir. Mazdek adlı biri tarafından kurulan ve mal, kadın ortaklığı ile hayvan kesme yasağına dayanan Mazdek mezhebi­nin Hire'de taraftar bulamadığı anlaşılmaktadır.[5]

 

3- Hicaz Bölgesi
 

Hicaz bölgesi denilen Mekke, Medine (Yesrib) ve Taif dolayla­rından meydana gelen sahada ise, Yahudilerle Araplar yaşamaktaydı. Araplar, Mekke'de Kureyşliler, Medine'de Evs ve Hazrec, Taif te Sakif "kabilelerinden meydana geliyordu, içlerinde Hz.ibrahim'in getirdiği dine inanan ve "Hanif' olarak adlandırı­lan az sayıda kimse mevcut olmasına rağmen, Arapların çoğu put­perestti. Hristiyanlara da rastlanmaktaydı. Hz. Peygamberin gönderildiği çağda, Mekke Arap putperestliğinin merkezi haline getirilmiş, Hz. ibrahim ve İsmail'in Allah'ın evi olarak inşa ettik­leri Kabe bir putperest mabedine dönüştürülmüştü. Hz. ibra­him'in getirdiği Tevhid Dinini unutarak, tahrif eden, şirke bulaş­tıran Arap kabilelerinden herbirinin bir putu var...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Asr-ı saadette dinler ve gelenekler
« Posted on: 28 Mart 2024, 12:07:07 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Asr-ı saadette dinler ve gelenekler rüya tabiri,Asr-ı saadette dinler ve gelenekler mekke canlı, Asr-ı saadette dinler ve gelenekler kabe canlı yayın, Asr-ı saadette dinler ve gelenekler Üç boyutlu kuran oku Asr-ı saadette dinler ve gelenekler kuran ı kerim, Asr-ı saadette dinler ve gelenekler peygamber kıssaları,Asr-ı saadette dinler ve gelenekler ilitam ders soruları, Asr-ı saadette dinler ve geleneklerönlisans arapça,
Logged
30 Kasım 2016, 22:36:10
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #1 : 30 Kasım 2016, 22:36:10 »

Esselamu aleykum.Rabbim raziolsun bilgilerden.Bizleride islam yolunda hakikatle yasamayi nasip etsin inşallah...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

15 Ağustos 2019, 14:06:01
Mehmed.
Görevli Sorumlusu
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 18.662


Site
« Yanıtla #2 : 15 Ağustos 2019, 14:06:01 »

Ve aleykümüsselam Rabbim paylaşım için razı olsun
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

15 Ağustos 2019, 14:52:44
Ceren

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 26.620


« Yanıtla #3 : 15 Ağustos 2019, 14:52:44 »

Esselamu aleyküm.Rabbim razı olsun bilgilerden kardeşim....
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes