> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Asrı Saadette İslam > Asr-ı saadette devlet başkanlığı
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Asr-ı saadette devlet başkanlığı  (Okunma Sayısı 2690 defa)
05 Ekim 2010, 18:39:19
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 05 Ekim 2010, 18:39:19 »



ASR-I SAADETTE DEVLET BAŞKANLIĞI


Prof.Dr. İhsan Süreyya Sırma
 

(Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üvesi. Sakarva)

İhsan Süreyya Tarihçi, yazar. 1944 yılında Pervari'de doğdu. Sırma Ortaöğrenimini Siirt Lisesi'nde yaptı. 1966'da An­kara İlahiyat Fakültesinden mezun oldu. 1967'de doktora için gittiği Fransa'dan, 1969'da Tunus'a geçti. Tekrar Fransa'ya ve 1973'te de İslâm Tarihi dalında doktor olarak Türkiye'ye döndü. Erzumun Yüksek islâm Enstitüsü'nde İslâm Tari­hi Öğretmenliği yaptı, (1973-74). Aynı yıl, îslâmî İlimler Fakültesi'ne asistan olarak girdi; 1980'de Doçent, 1989'da Profesör oldu. Halen Sakarya Üniversitesi, İlahiyat Fakültesinde, İslâm Tarihi öğretim Üyeliği yapmaktadır. Çeşitli gazete ve dergilerde makaleleri yayınlanan yazar, evli ve üç çocuk babasıdır.

Bugüne kadar yayınlanan eserleri: Osmanlı Devleti'nin Yıkılışında Yemen İsyanları, Birkaç Sahife Tarih,Tarih Şuuru, Tunus Hatırala­rı, Peygamber Ordusu'nun Tarihi (tercüme),İslâm Müesseselerine Giriş (tercüme), İlk İslâm Devleti -Makaleler— (tercüme), İslâm Öncesi Mekke Dönemi ve Hz. Muhammed, îslâmî Tebliğin Mek­ke Dönemi ve İşkence, îslâmî Tebliğin Medine Dönemi ve Cihad, tslâmî Tebliğin Örnek Halifeler Dönemi, Emeviler Dönemi, Abbasiler Dönemi, Sömürü Ajanı İngiliz Misyonerleri, Hz. Peygam­ber Devrinde Yahudi Meselesi, II. Abdülhamid'in İslâm Birliği Siyaseti, Tanzimat'ın Götürdükleri, İslâmiyet ve Hıristiyanlık (tere), İslâm ve Tarih, Neler Sordular, Pakia Mektupları ve Bir Garip Tarih, Nasıl Sömürüldük. [1]

 

GİRİŞ
 

islâm'ı Batılı müsteşriklerin etkisinde kalarak inceleyen bilim adamları, müslüman olsun, yâ da olmasın, tıpkı müsteşrik­ler gibi, meseleye laik yâ da lâ dinî bir gözle baktıklarından, başka komalarda olduğu gibi Hz. Peygamber(s.a.s)'in devlet başkanlığı, ve îslâm Devleti vakıası konusunda da hataya düşmüşlerdir.

Konuya açıklık getirebilmemiz için, Allah'ın insanları uyar­mak için gönderdiği son Peygamberin mücadele tarihinden bazı kesitler üzerinde durmamız gerekiyor. Bunu yaparken de, kay­naklarımız, onun devletinin temeli olan Kuran ve Sünnet bir de muteber îslâm tarihi kaynakları olacaktır.   

Milâdi VII. yüzyıla ait olan bu meseleyi çözmek için, medeni diye bize kabul ettirilmek istenen Batı hukuk kaynaklarını kul­lanmamızı hiç kimse beklememeli. Zira genellikle temeli Roma hukukuna dayanan Batı hukuklarının dahi, iki yüz yıldan fazla bir mazileri yoktur.Çünkü Batı, her kralının, kendine özgü ka­nunlarıyla yönetiliyordu. Ve bu kanunların tamamı beşeri ve de keyfi tasarruflardan ibaretti.

islâm ise, ilâhî kanunlara bağlıydı, ve bu ilâhî kanunlara ters düşebilecek bir kanunu, Peygamber dahi koyamazdı.

işte, bu ilâhî kanuna göre konulmuş olan kulluk statüsü, in­sanın her yönünü ilgilendirmekte, başka bir deyişle, Islâmî(dinî) kanuna teslim olmuş olan kimse, aynı zamanda laik bir statüye sahip olamamaktadır, islâm, insanı maddî-manevî her yönüyle kuşattığından, müslüman insanı "şu konuda, îslâm hukukuna, diğer konularda ise, Roma hukuku ve Batı medeni(!) hukukuna uyarım" diyemez. Tabi bunu söylerken, günümüzde, bazı Batı kompleksli bilim adamlarının bir yaptırım ve dikta yöntemi ile islam'ı Batı'ya uyarlamak için olan gayretlerim kale almıyoruz. [2]

 

Birinci Bölüm


HZ. PEYGAMBER'İN DEVLET BAŞKANI OLUŞU


Bu kısa girişten sonra, şimdi de konumuzu işlemek üzere, Hz.Muhammed(s.a.s)'in mücadelesini ele alalım.

İslâm tarihçileri, genel olarak Siret dediğimiz bu örnek müca­deleyi iki dönem olarak ele alırlar:

1. Mekke dönemi

2.Medine dönemi.

Bu her iki dönemde meydana gelmiş olan hadiselerin hepi-si üzerinde durmak şüphesiz imkânsızdır. Onun için biz, daha ziyâde bir eğitim ve yetişme dönemi sayılabilecek olan Mekke döneminden fazla söz etmiyecek, islâm'ın bir devlet hüvviyetine büründüğü Medine dönemi üzerinde duracağız.

Hz. Muhammed(s.a.s)'in îslâm için vermiş olduğu mücadele şeklini ele alıp incelersek, kanaatımızca konu tebellür edecek, ve onun sıradan bir aşiret reisi değil, fakat örnek bir devlet başkam olduğu ortaya çıkacaktır. [3]

 

I. Kısaca Mekke Dönemi
 

Hz. Peygamber(s.a.s) islâm'ı tebliğ etmeye başlayınca, baş­langıçta bu işe pek önem vermemiş olan Mekke Devleti, ona karşı ciddi tavır almaya başladı. Mamafih, Hz.Muhammed(s.a.s)'e kar­şı fiili tecavüze başlamadan önce Devleti temsil eden bir heyeti ona göndererek, tebliğinden vazgeçmesi teklifinde bulunmayı yeğlediler. Bu tekliflerini Hz.Peygamber(s.a.s)'in amcası Ebu Ta-lib'e şu şekilde ilettiler:

"Yâ Ebâ Talib, senin yeğenin(yâni Hz. Muhammed(s.a.s) ilâhlarımıza, putlarımıza küfretti. Dinimizi ayıpladı, atalarımıza hakaret etti; babalarımızın sapık yolda olduklarım söyledi. Yâ onu bu işten vazgeçilirsin, yâ da bizle onu başbaşa bırakırsın; çün­kü sen de bizim gibi ona inanmıyorsun"[4]

Mekke Devlet yetkililerinin söylediklerine bakılacak olursa, gerçeğin hiç de kendilerinin söyledikleri gibi olmadığı görülür. Çünkü Hz. Muhammed (s.a.s) kimseye küfretmiyordu. O sadece putlaştırılmış, il anlaştırılmış bazı kurumların, yâ da kişilerin Allah'a ortak koşulmamasmı, kulluk yapılacak tek makamın Allah olduğu inancını yerleştirmek istiyordu.

Üzerinde durulması gereken bir diğer husus da şudur: Mekke toplumunda, islâm'ın yamsıra bir çok değişik din ve inanç sistemi bulunmasına rağmen, -tıpkı günümüzde olduğu gibi- Devlet sadece islâm'la ve onun tatbikçisi olan Hz. Muham­med (s.a.s)'le uğraşıyordu. Bunun anlamı şudur: Mekke Devleti sadece islâm'ı kendisi için, yâni rejimi için tehlikeli görüyor. Nite­kim, rejimleri tehlikeye düşmüş olan bütün devletlerin, özellikle bazı grupların müslümanlar üzerine varıp onları sindirmek iste­melerinin altında da bu yatıyor. [5]

 

II. Hicret Ve İslâm Devletinin Kurulması
 

Hz. Peygamber(s.a.s)'inr Mekke'deki mücadelesi on üç sene devam etmesine rağmen islâm'ı kabul eden MekkelilerinCbunlara yabancı köleler de dahil) sayısı 1000'i geçmedi. Çünkü Mekke Devleti o denli acımasız ve toleranssızdı ki, hemen hemen hiç teb­liğ imkânı vermiyordu. Oysaki müslümanlar fiili hiç bir eylemde bulunmuyorlardı. Buna rağmen Mekke Devleti hergün terörünü biraz daha artırdı ve müslümanlara uyguladığı işkence de daha acımasız oldu.

Mekke Devletinin,sadece müslümanlara uygulamış olduğu pervasızca saldırılarında bu kadar ileri gidebilmesinin bir tek iza­hı vardır: Müslümanların bir güce, yâni bir Devlete sahip olma­maları!...

işte , îslâmî tebliğin Mekke'de imkânsız hâle gelmesi üzerine hicret etmeye mecbur kalan Resulullah(s.a.s), bunun farkında ol­duğundan, Medine'ye varır varmaz ilk olarak ele aldığı şeylerden hirisi devlet kurmak oldu.

Şimdi de konuyu daha da vuzuha kavuşturmak için, biraz devlet kavramı üzerinde duralım:

Şekilleri ne olursa olsun, Devletler insanlann yönetimleriyle gılıaır. Tarih boyunca genel olarak insanlar üç şekilde yönetilmislerdir:

1. ilâhî kanunlarla,

2. Beşeri, yâni bizzat insanların yapmış oldukları kanunlar­la,

3. Bilhassa günümüzde olduğu gibi, yozlaştırılmış ilâhî ka­nunlarla, beşeri kanunların karışımı olan karmaşık idare sistem­leriyle.

Devletten sözetmeye başlar başlamaz hemen kanunlardan hareket etmemizin sebebi, devletlerle kanunların özdeşliğinden ileri geliyor. Başka bir deyişle devlet deyince kanun akla geliyor.

Meseleyi izah sadedinde, biz ikinci sistemden başlamak isti­yoruz. Yâni toplumların beşeri kanunlarla yönetildiği devlet şe­killeri.

Kökü materyalizme dayanan, ve ister kapitalist, ister sosya­list, isterse de faşist olsun, bu sistemlerde teşri', yâni kanun koy­ma kaynağı insandır.

İnsanları yönetmek için kanun koyma yetkisini elinde tutan bu mekanizma, bazan Firavun ve Nemrut gibi tek insan; bazan Roma Senatosu gibi bir grup; komünist uygulamalarda, ya da Türkiye Cumhuriyetinin ilk yıllarında gördüğümüz tek parti ve Polit-Büro, ve nihayet kandırmaca demokrasilerdeki(çünkü ger­çek demokrasi hiç bir zaman tatbikatım görmemiştir) partilerin oluşturduklara parlemento üyeleri insanlar şeklinde tezahür eder ki, bunlara beşeri sistemler diyoruz.

Totaliter rejimler şeklinde de tanımladığımız Firavun, Nem­rut, Kayser, Şah sistemlerinde tek kanun koyucu insan, krallık tahtında oturan şahastır. Devlet ona aittir; devletinin kanunlarını da o yapar, yâ da yaptırır. Kralın maiyetinde bulunup, birinci sınıf köle( bunların resmi adları köle değildir tabi) statüsünde çalışan­lar ,bütün hareketlerini, kralın direktifleri doğrusunda ayarlar­lar.

Birinci sınıf köle dediğimiz bu insanlar, devletin, yâni Kralın memurlarıdırlar.[6] Bunlar, alt tabakadaki ikinci sınıf köle duru­munda olan ve toplumun çoğunluğunu teşkil eden halkı, Kral adı­na idare eder, onların en sadık köleler olmasını sağlarlar.

Her iki köle sınıfının da düşünme ve düşündüklerini açıkça söyleme hakları yoktur. Ne varki me'mur dediğimiz birinci sınıf...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Asr-ı saadette devlet başkanlığı
« Posted on: 27 Nisan 2024, 01:12:20 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Asr-ı saadette devlet başkanlığı rüya tabiri,Asr-ı saadette devlet başkanlığı mekke canlı, Asr-ı saadette devlet başkanlığı kabe canlı yayın, Asr-ı saadette devlet başkanlığı Üç boyutlu kuran oku Asr-ı saadette devlet başkanlığı kuran ı kerim, Asr-ı saadette devlet başkanlığı peygamber kıssaları,Asr-ı saadette devlet başkanlığı ilitam ders soruları, Asr-ı saadette devlet başkanlığıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes