> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Asrı Saadette İslam > Askerî cihadın başlaması
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Askerî cihadın başlaması  (Okunma Sayısı 2123 defa)
01 Ekim 2010, 22:35:41
Safiye Gül

Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 15.436


« : 01 Ekim 2010, 22:35:41 »



İkinci Bölüm


ASKERÎ CİHADIN BAŞLAMASI


I. Ordunun Hazırlanması
 

A) Ordunun Yapısı
 

Hz.Peygamber (s.a.v.) zamanında nizamî bir ordu yoktu. Müslümanların hemen hepsi islâm Devletinin askeriydiler; her zaman savaşa hazırlıklı bulunurlardı. Çünkü her an için, savaş çı­kabilirdi. Savaş için ilan yapıldığında, orduya katılacak olanlar gelir, kendi istekleriyle kaydolurlardı.

Hz.Peygamber Medine'ye hicret edince, müslüman nüfusun sayımını yaptırdı. Bu konu ile ilgili olarak Buhârî'de geçen şu ha­disi zikretmek uygun olacaktır:

" Huzeyfe (r.a.) şöyle dedi: Rasûlullah (s.a.v.) bize :

- Din olarak islâm'ı kabul eden ve müslüman olan kimselerin isimlerini yazıp getiriniz " diye emir verdi.

Biz de O'na binbeşyüz kişinin ismini yazıp getirdik."[91]

Burada hem müslümanların sayısı hem de isimlerinin tesbiti, yani yazılması sözkonusudur. Daha devletin kuruluşunda, bu ko­nuya hassasiyet gösteren Hz.Peygamber (s.a.v.), savaştan önce orduya katılacak olan askerlerin isimlerinin yazılmasını ve tesbit edilmesini de sağlamıştır. Bu konudaki rivayetleri şöyle sıralaya­biliriz

Abdullah b. Abbas (r.a.) dan :

Rasûlullah (s.a.v.)'i hutbe okurken işittim, şöyle buyuruyordu:

" Hiçbir erkek, yanında mahremi bulunmadıkça bir kadınla yalnız kalmasın; hiçbir kadın da yanında mahremi olmadan yol­culuk yapmasın"

Bu yasaklama üzerine bir adam ayağa kalkarak şöyle dedi :

"Ya Rasulallah (s.a.v.), ben şu şu gazveye yazılmışım; hanı­mım da hacca gitmek üzere yola çıktı. ( Buna ne dersiniz ?)"

Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu :

"Sen de git ve eşinle birlikte haccet. "[92]

Tebük seferinden geri kalıp, sonradan gitmeyi düşünen, fa­kat bir türlü gidemeyen bu yüzden de Hz.Peygamber (s.a.v.)'i üzen Ka'b b. Mâlik, kendi serencamını anlatırken konumuzla ilgili ola­rak şunları söylüyor :

".... Meselenin büyüklüğüne göre hazırlıkta bulunabilmeleri için, Müslümanlara gidecekleri yeri söyledi. Rasûlullah'm maiye­tinde müslümanlar pek çoktu ve bunların isimleri bir deftere kay­dedilmemişti ".

Ka'b söylerine şöyle devam etti:

Herhangi bir kimse asker arasından firar etse, bu hususta vahiy nazil olmadıkça, bu işin gizli kalacağını zannedebilirdi "[93]

Ka'b b. Mâlik'in sözlerinden anlaşılan şu ki, Hz.Peygamber, başka savaşlara giderken askeri, bir liste halinde yazdırıyordu; ama Tebük seferine giderken yazdırmadı. Demek ki bu kayd işi her zaman olan bir şey değildi. Gerek görüldüğü zaman yapılıyor­du.

"Hz.Peygamber (s.a.v.)'in sağlığında ordunun kaydedildiği bir divan yoktu. Divanı ilk defa Ömer (r.a.) ortaya koydu. Lakin bu, Hz.Peygamber (s.a.v.)'in ümmetine emrettiği sünnetlerden bi­ri olup onun yararı ve müslümanlarm ona olan ihtiyacı ortaya çık­mıştı:[94]

 

B) Askerliğe Kabul Şartları
 

1- Müslüman Olmak:
 

İslâm Dininde herhangi bir ibadetle mükellef olmanın şartla­rından birisi de müslüman olmaktır. Cihâd da ibadet olduğuna[95] göre, onu yapacak kişinin müslüman olması şarttır.

Hz.Peygamber (s.a.v.) Bedir, Uhud gibi İslâm'ın ölüm kalım mücadelesi verdiği ilk savaşlarda ordu içinde gayr-i müslim un­surları bulundurmamıştır. Orduya katılacak her askerin müslü­man olması şartını aramıştır. Konu ile alakalı olarak Müslim'in Sahih'inde şu hadis-i şerif geçmektedir :

Rasûlullah (s.a.v.) Bedir savaşına giderken, kendisiyle savaş­mak için arkasından gelen bir adama :

"Sen Allah'a inanıyor musun ? diye sordu. O adam da" hayır" deyince Rasûlullah (s.a.v.):

"Öyleyse hemen geri dön. Ben ebediyyen bir müşrikten yardım

istemem " buyurdu.[96]

Bu hadis-i şerifi rivayet eden Hz.Aişe (r.a.) dir. Hz.Aişe de­vamla şunları söylüyor:

"Sonra adam geçti gitti. Ta ki biz[97] ağaç altında iken adam tekrar geldi ve biraz önce dediği gibi" Ben seninle birlikte savaşa katılmaya geldim " dedi. Rasûlullah da :

"Allah'a ve Rasûlüne inanıyor musun ?" diye sordu.

Adam:

"Hayır," diye cevap verdi.

Rasûlullah da :

" Öyleyse hemen geri dön. Ben ebediyyen bir müşrikten yar­dım istemem" buyurdu.

Adam geri döndü. Rasûlullah Beyda'da iken adam tekrar ge­lip yetişti. Rasûlullah (s.a.v.) de ona tekrar :

"Allah ve Rasûlüne inanıyor musun?" diye sordu.

Adam :

" Evet" cevabını verdi.

Rasûlullah (s.a.v.) de ona :

O halde ( bizimle beraber) yürü " diye buyurdu.[98]

Hz.Peygamber, Uhud savaşır.a çıkarken, Sahabeden bazıları, Yahudilerle aralarında yardıirüaşma sözleşmesi bulunduğu için onlardan yardım istemeyi ceklif ettiler. Resulullah (s.a.v.) de:

"Biz, şirk ehlinden birine karşı diğer şirk ehlinden yardım isteme­yiz " buyurdu.[99]

Bera b. Azib (r.a.) dan :

Uhud savaşında, Hz.Peygamber (s.a.v.)'e, demir zırhı ile yüzü örtülü bir adanı geldi de : "Ya Rasûlallah, ( hemen savaşayım da ( sonra) mı müslüman olayını" diye sordu. Rasûlullah (s.a.v.) de: "Müslüman ol, sonra savaş " buyurdu. O adam da hemen müslü­man oldu. Sonra da savaşa girişti; savaş esnasında da şehid edildi. Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v.): "Az amel yaptı, fakat çok ecir kazandı " buyurdu.[100]

Bu rivayetlerden anlaşılan şu ki, Hz.Peygamber (s.a.v.), müş­riklerin islâm ordusu içine girip, müslümanlarla omuz omuza çar­pışmalarına izin vermemiştir. Çünkü, Kur'an müşriklerin necis olduklarını bildirmektedir.[101] Onlar İslâm ordusunun kuvve-i ma-neviyyesini kırabilirler. Çok çeşitli problemler çıkarabilirler. Düşman birlikleri lehine casusluk da yapabilirler. Bu ve buna benzer sebeplerden dolayı Hz.Peygamber onları orduya kabul et­me gibi bir kapıyı açmamıştır.

Hz.Peygamber zamanında bir de münafıklar vardır. Müna­fıklar, zahiren müslüman olan kimselerdir. Bunların savaşa ka­tılmaları için, islâm Devletinin bir teklifi olmamıştır. Bazen katıl­mışlar, bazen yarı yoldan geri dönmüşler, bazen de hiç katılma­mışlardır. Hz.Peygamber (s.a.v.) de bunları hiç kaale almamış, kendilerini muhatab olarak kabul etmemiş, kendi hallerine bı-karmıştır.

Zeyd b. Sabit şunları anlatıyor :

" Peygamber (s.a.v.), Uhud savaşına çıktığı zaman, birtakım insanlar geri döndüler. Sahabîlerden bir grup :

" Bu dönenleri öldürelim " dediler. Bir grup da :

" Hayır onları öldürmeyelim " dediler. Bu ihtilaf üzerine :

" Size ne oldu ki, iki yüzlüler hakkında iki gruba ayrıldınız ?

Oysa yaptıkları işlerden dolayı Allah onları baş aşağı etmiştir.

birini sapıtırsa artık onun için bir yol bulamazsın"[102] ayeti nazil ol­du.

Hz.Peygamber (s.a.v.) de :

"Medine, bu adamları, ateşin, demirin pisliğini dışarı atışı gibi dışarı atar " buyurdu."[103]

Bu hadis-i şeriften anlıyoruz ki, Hz.Peygamber (s.a.v.) müna­fıklar meselesini zamana bırakmıştır. Yalnız, onların, katıldıkla­rı savaşlarda fitne çıkarmalarına mani olmuş, disiplini bozmala­rına asla fırsat vermemiştir.[104]

 

2- Erkek Olmak :
 

Askerlik, erkekle ilgisi olan bir iştir. Kur'an'da[105] savaşla ala­kalı ayetlerde, erkeklerin mevzubahs edilmesi, bu şartın ileri sü­rülmesinin delilidir. Ayrıca bu konuda müminlerin annesi olan Hz.Aişe (r.anha) dan şöyle bir rivayet vardır :

" Ben, Peygamber (s.a.v.)den cihada gitmek için izin istedim de O:

" Siz kadınların Cihâdı haccdır "buyurdu."[106]

 

3- Âkil Baliğ Olmak :
 

Bugün bile, askere almanın belli bir yaşı vardır. Aklî dengesi yerinde olan ve asker olabilecek yaşa gelenler silah altına alın­maktadır.

Hz.Peygamber (s.a.v.), çocuk denecek yaşta olanları askere almamıştır. Bu konuda Abdullah b. Ömer (r.a.)'in rivayeti şöyle­dir:

" Rasûlullah (s.a.v.), Uhud günü, ondört yaşında bulunan Ab­dullah b. Ömer'i gözden geçirdi de (ben Abdullah b. Ömer'e küçük­tür , diye savaşa katılma ) izni vermedi. Sonra Hendek savaşında O'na arzolundum; bu defa bana izin verdi. O sırada onbeş yaşında bulunuyordum."[107]

Hadisin ravisi Nâfi der ki ;" Ben bir keresinde Ömer b. Abdila-ziz'in yanına geldim; bu hadisi ona tahdis ettim. O da bana " bu on-beş yaş küçük ile büyük arasında bir sınırdır " dedi. Bütün vilayet-lerdeki valilerine, onbeş yaşına erenlere vazife ve maaş tahsis edilmesi için talimat yazdı."[108]

Bu konuda başka bir rivayette şudur : Ibn Abdilber, el-Istiâb'da Semüre b. Cündeb'den bahsederken şu bilgiyi nakleder :

Rasûlullah (s.a.v.), Ensar'ın buluğa yaklaşmış çocuklarını her yıl gözden geçirirdi. Önünden bir çocuk geçti, onu orduya ka­bul etti. Sonra kendisine Semüre b. Cündeb arzolundu, onu kabul etmedi. Semüre de şöyle dedi:

"Ey Allah'ın Rasulü, bir çocuğa müsaade ettin, beni reddettin; onunla güreşsem onu yencrim."

Rasûlullah (s.a.v.)...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Askerî cihadın başlaması
« Posted on: 24 Nisan 2024, 09:24:41 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Askerî cihadın başlaması rüya tabiri,Askerî cihadın başlaması mekke canlı, Askerî cihadın başlaması kabe canlı yayın, Askerî cihadın başlaması Üç boyutlu kuran oku Askerî cihadın başlaması kuran ı kerim, Askerî cihadın başlaması peygamber kıssaları,Askerî cihadın başlaması ilitam ders soruları, Askerî cihadın başlamasıönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes