๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ => Ashabı Kiram => Konuyu başlatan: ღAşkullahღ üzerinde 01 Ekim 2010, 01:16:04



Konu Başlığı: Ümmü Fadl Lübabe binti Haris
Gönderen: ღAşkullahღ üzerinde 01 Ekim 2010, 01:16:04
33) Hz. Abbas'ın zevcesi: ÜMMÜ FADL LÜBABE binti HARİS


Kadın sahabeler arasında Peygamberimiz (a.s)'ın yanında seçkin bir yeri olan Lübabe binti Haris (r.anha) mü'minlerin annesi, Hz. Meymune'nin (r.anha) ablası ve Rasülullah'ın amcası Hz. Abbas'ın zevcesidir. Ayrıca Hz. Hüseyin (r.a)'ın süt annesidir. Diğer bir kızkardeşi Esma binti Umeys (r.anha), Rasülullah'ın amcasının oğlu Cafer b. Ebu Talib (r.a)'ın hanımıdır.
 
Öbür kızkardeşi Selma ise Peygamberimiz'in amcası seyyidüşşüheda Hz. Hamza'nın eşidir. Böylece akrabalık bakımından Rasul-i Ekrem ile çok taraflı bir bağlılığının olması dikkate şayan bir husustur.


Hemşirelerinin sayısının 15 veya 16 olduğuna dair bir rivayet vardır. Yukarıda ismi geçen dördünün şüphesiz mü'minlerden olduğu bir hadis-i şerifte tasrih edilmiştir. Künyesi Ümmü Fadl olup lakabı Kübra'dır. Hz. Hatice (r.anha)'den sonra ilk iman eden hatundur. Hz. Abbas'tan altı erkek çocuk sahibidir. Oğlu İbni Abbas ve bazı zevat kendisinden hadis rivayet etmişlerdir.

 
Adının tarihe geçmesine vesile olan olay; Ebu Leheb'in ölmesine sebep olan başını yaralamasıdır. Ebu Rafi (r.a) hadiseyi şöyle anlatıyor: "Ben Hz. Abbas'ın kölesiydim. Hz. Abbas, hanımı Ümmü Fadl müslüman oldular. Ben de müslüman oldum. Hz. Abbas (r.a) müslümanlığını gizliyordu. Kendisi büyük servet sahibi idi ve serveti de, kavmine dağılmış vereside idi.

 
Ebu Leheb Bedir'e katılmamış yerine Âsi b. Hişam'ı göndermişti. Bedir hezimeti haberi Mekke'ye gelince, Ebu Leheb'i ALLAH (c.c) zelil ve perişan etti. Biz ise kendimizde kuvvet ve şeref bulduk. Ben zayıf bir adamdım. Zemzem odasında tahtadan su bardakları oyar ve yapardım. Ben orada oturup bardakları oyuyor ve yontuyordum. Ümm-ül Fadl da yanımda oturuyordu. Bedir'den bize haber gelince, son derece sevindik.

 
O sırada Ebu Leheb iki ayağını şerle sürüyerek geldi ve odanın tahtası üzerine oturdu. Onun arkası, benim arkama düşüyordu. Halk "İşte, Ebu Süfyan b. Haris geldi!" deyinde Ebu Leheb, "Onu tez bana getiriniz. Hayatıma yemin ederim ki, haber sendedir." dedi.

 
Ebu Süfyan “Vallahi biz o cemaatle karşılaşınca onlara arkalarımızı, omuzlarımızı teslim ettik. Onlar da bizi istedikleri gibi öldürdüler, istedikleri gibi esir ettiler. ALLAH'a yemin ederim ki, bundan sonra halkı kınamam. Biz yerle gök arasında kır atlar, üzerine binmiş ak benizli adamlarla karşılaştık ki, vallahi, onlara ne bir şey dayanabilir, ne de onlara birşey karşı durabilir." dedi.

 
Elimi odanın tahtasına vurarak, "İşte, vallahi onlar Mekkelilerdir." dedim. Ebu Leheb, elini kaldırıp yüzüme şiddetli bir tokat indirdi. Ben de onun üzerine atıldım. Zayıf bir adam olduğum için, beni tutup yere vurdu. Üzerime çöküp dövmeye başladı, Ümm-ül Fadl odanın direklerinden birini alarak Ebu Leheb'e şiddetle vurdu. Başı fena halde yarıldı. Ona; "Demek sen, efendisinin yanında bulunmamasından onu zayıf gördün." dedi. Ebu Leheb zelil ve perişan bir halde kalkıp gitti. Vallahi o, yedi geceden başka yaşamadı. ALLAH onu Adese denilen Kara Hasba hastalığına uğratıp öldürdü."

 
Hz.Lübabe binti Haris (r.anha) kocası Hz. Abbas (r.a) ve çocukları ile birlikte hicri 8. yılda İslam ordusu Mekke'yi fethetmek için yola çıkıp Cuhfe'ye geldiklerinde, Rasul-i Ekrem ile buluşarak Müslüman olduklarını açıkça ilan ettiler. Onların gelişlerine çok sevinen Rasülullah (a.s) "Ben Peygamberlerin sonuncusu, siz de hicret edenlerin sonuncususunuz." buyurdu. Hz. Abbas Mekke'ye geri döndü, ailesi ve yüklerini Medine'ye gönderdi.

 
Hz.Ümm-ü Fadl (r.anha) takva ve vera sahibi idi. Pazartesi ve perşembe günleri oruç tutardı. Sünnet'i seniyyenin daimi uygulayıcısı olmuştur. Veda Haccı'nda bulunmuş ve hacı olmuştur. Rasülullah (a.s) onu sık sık ziyaret eder, kendisine çok hürmet ve riayet gösterirdi. Evinde öğle uykusuna yatardı.

 
Hz.Lübabe (r.anha) rüyasında Rasüllullah'ın ailesinden olan bazı kimseler gördü.

 
Rasülullah'a anlattı. O da "Kızım Fatıma oğlan doğuracak. Oğlun Kussem ile emzireceksin." dedi. Hz. Hüseyin doğdu ve onu emzirdi.


Rasülullah'ın imameti ile mescidde cemaate son kıldırdığı namaz Hz. Aişe (r.anha)'nın rivayetine göre öğle namazı oldu. Hane halkına imam olarak kıldırdığı son namazı ise Hz. Lübabe'nin rivayetine göre akşam namazı olmuştur.

 
Hacc'da Rasülullah'ın oruçlu olup olmadığı merak edildi. Lübabe bir kadeh süt verdi, o içti. Oruçlu olmadığı anlaşıldı.

 
Hz. Lübabe, Hz. Osman'ın hilafeti yıllarında zevci Hz. Abbas'tan önce irtihal etti. Baki Kabristanı'na defnedildi, (r.anha)