> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Ashabı Kiram > Sa'd Bin Mua'z
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sa'd Bin Mua'z  (Okunma Sayısı 1382 defa)
04 Ekim 2010, 01:03:53
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 04 Ekim 2010, 01:03:53 »



86)Ensârın en hayırlılarından: SA'D BİN MU'ÂZ

Muhammed aleyhisselâmın bi'setinin onuncu yılı başlarında Medîne'den gelen 12 kişi, Peygamberimizle görüşüp Müslüman oldular. Birinci Akabe bîatı denilen bu görüşmeden sonra, Peygamber efendimiz, Kur'ân-ı kerîmi ve İslâmiyet’i öğretmek üzere, Mus'ab bin Umeyr'i Medîne'ye gönderdiler.


Hz.Mus'ab bin Umeyr Medîne'de fevkalâde bir gayretle çok kimsenin Müslüman olmasını sağladı. Faaliyetlerini yürütmek üzere Sa'd bin Mu'âz'ın teyzesinin oğlu olan Es'ad bin Zürâre'nin evine yerleşmişti. Bu sebeple Sa'd bin Mu'âz, o zaman Araplar arasında akrabaya karşı hakâretten kaçınmak âdet olduğu için bu işe mâni olma teşebbüsünde de bulunamadı.


Sen İşini Bilen Adamsın

Ancak bir kabîle reisi olarak bu işe de el koymak istiyordu. Bu maksatla kabîlesinin ileri gelenlerinden Üseyd bin Hudayr'a dedi ki:

- Sen, işini iyi bilen, kimsenin yardımına muhtaç olmayan bir adamsın! Zayıflarımızın inançlarını bozmak için mahallemize gelmiş olan bu adamı, yanımıza gelmekten men et! Es'ad bin Zürâre akrabam olmasaydı, bu işi kendim hallederdim.


Bunun üzerine Üseyd bin Hudayr, mızrağını alıp, Mus'ab bin Umeyr'in bulunduğu eve gitti. Oraya varınca:


- Sizi, bize getiren sebep nedir? Zayıflarımızın inançlarını mı bozacaksınız? Eğer, hayatınızdan olmak istemiyorsan yanımızdan ayrılıp gidersin, dedi.


Mus'ab bin Umeyr, ona yumuşak bir sesle dedi ki:


- Hele biraz otur, sözümüzü dinle! Beğenirsen kabûl edersin, beğenmezsen dinlemekten yüz çevirirsin.

- Yerinde bir söz söyledin.


Mus'ab bin Umeyr ona, Kur'ân-ı kerîm okudu. İslâmiyet’i anlattı. Onun tatlı konuşması, insanın kalbine işleyen sözleri ve hoş sesiyle okuduğu Kur'ân-ı kerîm âyetleriyle, kendinden geçen Üseyd bin Hudayr:

 
- Bu, ne kadar güzel, ne kadar yüce söz. Bu dîne girmek için ne yapmak lâzımdır, dedi.
 

Ne yapması lâzım geldiğini anlattılar ve Üseyd bin Hudayr, kelime-i şehâdet söyleyerek Müslüman oldu. Büyük bir huzur içerisinde olduğu hâlde Mus'ab bin Umeyr'e döndü ve;

-Arkamda bir adam var. Ben hemen gidip onu size göndereyim. Eğer o Müslüman olursa, Medîne'de onun kavminden îmân etmedik hiç kimse kalmaz, diyerek kalkıp süratle gitti. Doğruca Sa'd bin Mu'âz'ın yanına vardı. Sa'd bin Mu'âz onu görünce:


- Ne yaptın yâ Üseyd?


Bir Fenâlığını Görmedim

Hz.Üseyd bin Hudayr, Sa'd bin Muâz'ın Müslüman olmasını çok arzu ettiği için şöyle cevap verdi:


- Hz.Mus'ab bin Umeyr ile konuştum, bir fenalığını görmedim. Yalnız duyduk ki, Hâriseoğulları, teyze oğlun Es'ad'ın böyle bir kimseyi evinde barındırmasından kuşkulanarak teyzenin oğlunu öldürmek için harekete geçmişler.

Bu sözler Sa'd bin Mu'âz'a çok dokundu. Çünkü birkaç sene önce yapılan bir savaşta, Hâriseoğullarını yenip, Hayber'e sığınmaya mecbur etmişlerdi. Bir sene sonra da affedip, memleketlerine dönmelerine izin vermişlerdi. Buna rağmen onların böyle bir tavır takınmaları düşüncesi Sa'd bin Mu'âz'ı çok kızdırmıştı.

Halbuki işin aslında böyle bir hareketleri yoktu. Üseyd bin Hudayr böyle bir hîleye başvurarak, Sa'd bin Mu'âz'ın teyzesinin oğlu Es'ad bin Zürâre'ye, dolayısıyla Mus'ab bin Umeyr'e zarar vermesini önlemek istedi. Böylece onların tarafına geçmesini ve nihayet müslüman olmasını temin etmek gayretinde idi.

Hz.Sa'd bin Mu'âz, Üseyd bin Hudayr'ın, Hâriseoğullarının, teyzesinin oğlu Es'ad bin Zürâre'ye zarar verecekler demesi üzerine, hemen yerinden fırlayıp, Es'ad bin Zürâre'nin yanına gitti.


Oraya varınca baktı ki, Es'ad bin Zürâre ile Mus'ab bin Umeyr, son derece huzûr ve sükûn içerisinde oturup, sohbet ediyorlar. Yanlarına yaklaşıp dedi ki:


- Ey Es'ad, aramızda akrabalık olmasaydı, sen bu adamı elimden kurtaramazdın. Sen memleketinden çıkarılmış şu yabancı adamı, zayıflarımızın inançlarını bozmak için mi çağırdın?


Hele Sözümüzü Bir Dinle

Bu sözlere Mus'ab bin Umeyr yumuşak bir şekilde cevap verdi:

- Ey Sa'd, hele biraz dur, oturup bizi dinle, anla, sözlerimiz hoşuna giderse ne âlâ, eğer sözlerimizi beğenmezsen, biz bunu sana tekliften vazgeçeriz. Bizi bırakır gidersin.

Sa'd bin Mu'âz bu yumuşak ve tatlı sözler üzerine:

- Yerinde bir söz söyledin, dedi ve oturdu.

Mus'ab bin Umeyr, Sa'd bin Mu'âz'a önce İslâmiyet’i anlattı. İslâmiyet’in esaslarını açıkladı. Sonra tatlı ve güzel sesiyle Kur'ân-ı kerîmden bir miktar okudu. O okudukça Sa'd bin Mu'âz'ın hâli değişiyor, kendinden geçiyordu. Kur'ân-ı kerîmin eşsiz belâgatı karşısında kalbi yumuşadı ve büyük bir tesîr altında kaldı. Kendini tutamayıp dedi ki:

- Yemîn ederim ki ben, şimdiye kadar, hiç bilmediğim bir şeyi dinledim. Siz bu dîne girmek için ne yapıyorsunuz?


Hz.Mus'ab bin Umeyr hemen ona Kelime-i şehâdeti öğretti. O da,


- Eşhedü enlâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resûlüh, diyerek Müslüman oldu.


Hz.Sa'd bin Mu'âz Müslüman olmaktan duyduğu huzur ve sevinç içerisinde yerinde duramaz oldu. Üseyd bin Hudayr'ı yanına alıp, kavminin toplandığı yere gitti. Abdüleşheloğullarına hitâben dedi ki:


- Ey Abdüleşheloğulları! Beni nasıl tanırsınız?


- Sen bizim reisimiz ve büyüğümüzsün, biz sana tâbiyiz.


O hâlde hepinize haber veriyorum. Ben müslüman olmakla şereflendim. Sizin de Allahü teâlâya ve O'nun Resûlüne îmân etmenizi istiyorum. Eğer îmân etmezseniz sizin hiçbirinizle konuşmayacağım, görüşmeyeceğim.


Medîne Tekbîrle Çınladı

Abdüleşheloğulları, reisleri Sa'd bin Mu'âz'ın Müslüman olduğunu ve kendilerini de İslâma da'vet ettiğini duyar-duymaz hep birlikte Müslüman oldular. O gün akşama kadar, Medîne semâlarını Kelime-i şehâdet ve tekbîr sedâlarıyla çınlattılar.

Bu hâdiseden kısa bir müddet sonra bütün Medîne halkı, Evs ve Hazrec kabîleleri İslâmiyet’i kabûl edip, îmân ettiler. Her ev İslâm nûruyla aydınlandı. Sa'd bin Mu'âz ve Üseyd bin Hudayr, kabîlelerine ait bütün putları kırdı.


Bu durum sevgili Peygamberimize bildirildiğinde çok memnun oldu. Mekkeli Müslümanlar sevince garkoldular. Bu sebeple o seneye (m. 621) sevinç yılı denildi.


Hz.Sa'd bin Mu'âz İkinci Akabe bîatında bulunup, Resûlullaha bîat etti. Bu bîatte bulunanlar Resûlullahı canları gibi koruyacaklarına ve gerekirse bu husûsta mallarını ve canlarını fedâ edeceklerine söz verdiler.


Hz.Sa'd bin Mu'âz, Medîne'nin ileri gelenlerinden ve reislerinden olduğu için, Mekke'ye gidip, Kâ'be'yi tavâf ederdi. Müşrikler bu sebeple ona dokunamazlardı. Bu ziyâretlerinden birinde Ebû Cehil karşısına çıkıp dedi ki:


-Siz bizim dînimizden ayrılanları himâye ettiniz. Onlara her yardımda bulundunuz. Eğer burada seni himâyesine alanlar olmasaydı seni öldürürdüm. Dönüp çocuklarına kavuşamazdın.


Hz.Sa'd bin Mu'âz, Ebû Cehil'in bu tehditli sözleri karşısında ona şu cevabı verdi:


- Eğer böyle bir şeye kalkışırsan, Medîne yakınından geçen ticaret yolunu keser, seni bir daha oralara ayak bastırmam.

 
Bunları söylerken sesi öyle gürlüyordu ki, yanında bulunan Ümeyye bin Halef yavaşça dedi ki: 

Mekke'de mi öldürüleceğim?


- Sesini biraz alçalt, bu kişi bu vâdinin meşhûru.


Bunun üzerine Sa'd bin Mu'âz daha gür bir sesle konuştu:

 
- Yemîn ederim ki Resûlullah, bize senin katlonulacağını haber verdi.

- Mekke'de mi öldürüleceğim?

- Orasını bilmem.

 
Ebû Cehil bu şekilde Sa'd bin Mu'âz'dan öldürüleceği haberini aldığı için, Bedir Savaşında Mekke'den çıkmamak istemiş, çevresinin ayıplaması üzerine Bedir'e gelmişti. Nihayet Peygamberimizin buyurduğu gerçekleşip, Ebû Cehil Bedir savaşında katledildi.

Hz.Sa'd bin Mu'âz, Bedir Savaşına katılarak, Bedir Ashâbından olmakla da şereflendi. Bedir Savaşı başlamadan önce, Peygamberimiz Mekkeli müşriklerin bir ordu hazırlayıp, Medîne'ye doğru harekete geçtiklerini haber alınca, bir danışma meclisi kurup, Ashâb-ı kirâm ile istişâre yaptı. Onlara, fikirlerini sordular. Bazıları dediler ki:


- Biz kervan için yola çıkmıştık. Onların kâr etmesine, mâni olmamız elzemdi. Çünkü kazanacakları parayla, bize karşı ordu hazırlayacak idiler!. Eğer savaştan önceden haberimiz olsaydı; daha hazırlıklı hareket ederdik.


Resûl-i Ekrem efendimiz de buyurdu ki:

- Kervân, sahil yolundan savuşup gitmiştir. Şu Ebû Cehil ordusu ise bize doğru gelmektedir.


Hizmetler Nasip Eyle!

Bunun üzerine Evs kabîlesi reisi, Sa'd bin Mu'âz ayağa kalkarak şunları söyledi:


- Yâ Resûlallah! Bizler, Allah’a ve son Peygamberi olan Sana, îmân ettik. Allah tarafından sana tebliğ edilen İslâm’ın, hak dîn olduğuna kalpten inandık, doğruladık. Senin emirlerini dinlemek ve itâat etmek üzere, söz verdik. Temînat verdik. Seni hak Peygamber olarak gönderen Yüce Allah’a yemîn ederim ki, bize şu denizi gösterip içine dalsan; Seninle birlikte denize dalarız. Hiç birimiz, geri kalmayız. İslâm düşmanlarıyla çarpışmayı da, seve seve kabûl ederiz. Savaştan, geri dönmeyiz. Düşman karşısında sabır ve sebâtla savaşırız.

İşte, Cenâb-ı Hakka yalvarıyorum: Ey Yüce Allahım! Bize öyle hizmetler nasip eyle ki; gayretlerimizi görünce, Resûlünün göz bebekleri dahî gülsün! Yâ Resûlallah! Artık bizleri, Cenâb-ı Hakkın lütfû ile, istediğin yere götür.


Hz.Sa'd bin Mu'âz'ın bu sözleri üzerine Peygamber efendimiz şöyle buyur...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Sa'd Bin Mua'z
« Posted on: 25 Nisan 2024, 19:24:42 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Sa'd Bin Mua'z rüya tabiri,Sa'd Bin Mua'z mekke canlı, Sa'd Bin Mua'z kabe canlı yayın, Sa'd Bin Mua'z Üç boyutlu kuran oku Sa'd Bin Mua'z kuran ı kerim, Sa'd Bin Mua'z peygamber kıssaları,Sa'd Bin Mua'z ilitam ders soruları, Sa'd Bin Mua'zönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes