> Forum > ๑۩۞۩๑ Kitap Dünyası - İlim Dünyası Kütüphanesi ๑۩۞۩๑ > İslam Tarihi Eserleri > Ashabı Kiram > Mikdad Bin Esved
Sayfa: [1]   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Mikdad Bin Esved  (Okunma Sayısı 1076 defa)
04 Ekim 2010, 01:46:41
ღAşkullahღ
Muhabbetullah
Admin
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Cinsiyet: Bay
Mesaj Sayısı: 25.839


Site
« : 04 Ekim 2010, 01:46:41 »



76)Resûlullah’ın süvârilerinden: MİKDÂD BİN ESVED


Hicretin ikinci yılında Bedir savaşı başlayacağı sırada, Peygamberimiz Ashâbın ileri gelenlerini toplayıp onlarla istişâre etti. Henüz Müslümanlar çok azdı.
 

Harp için hazırlıkları yok sayılırdı. Maddî imkânları azdı. Önce Hz. Ebû Bekir’in ve Hz. Ömer’in fikirlerini aldı. Onlardan her biri: 

 
- Hiçbir hizmet ve fedâkârlıktan geri durmayız, diyerek, Resûlullahın dilediği gibi hareket etmesini istediler.


Ne İse Bize Bildir

Hz. Mikdâd şöyle konuştu:

-Ey Allah’ın Resûlü! Cenâb-ı Hakkın emirleri ne ise, bize bildir. Biz, size itâat ederiz. Yahûdîlerin, Hz. Mûsâ’ya söyledikleri gibi, “Sen, Rabbinle beraber git de, düşmanlarla savaş!.. Biz burada, seni bekleyicileriz” demiyoruz. Biz hepimiz, senin sağında, solunda, önünde, arkanda harp etmeye hazırız.

 
Bu sözleri işiten sevgili Peygamberimizin mübârek yüzleri aydınlandı. Çok memnun oldular. Çünkü kuvvetli bir müşrikler ordusu üzerlerine geliyordu.
 

Onun, bu ferâgat ve şecâat misâli sözlerinden son derece memnun olan Peygamberimiz, ona duâ etti.

 
Hz. Mikdâd’ın söyledikleri çok tesîr etti. Diğer Ashâb da, onun gibi konuştular. Böylece, İslâm’ın ilk harbi ve ilk zaferi gerçekleşti.

 
Bedir savaşında büyük bir kahramanlık gösteren Mikdâd bin Esved, bu savaşta İslâm ordusunda süvâri idi. Bunun için kendisine, Resûlullahın süvârisi denilirdi.

 
Hz. Mikdâd, ok atmakta, binicilikte son derece mâhir bir yiğitti. Bedir’deki kahramanlıkları siyer ve hadîs kitaplarında anlatılmaktadır.

 
Hz. Mikdâd, Müslümanlığı kabûl eden ilklerdendir.

 
Sütleri Paylaşınız

Bir gün Hz. Mikdâd ve iki arkadaşı, iyice yorgun ve aç idiler. Sonunda, Efendimize gittiler. Avluda, 3 keçi bulunuyordu. Sevgili Peygamberimiz onları, perişân hâlde görünce buyurdu ki:


- Şunları sağınız da, sütleri paylaşınız!
 

Sevinerek öyle yaptılar ve açlıktan kurtuldular. Sonraki günlerde de, aynı şekilde hareket etmeye başladılar.

 
Her akşam hâne-i saâdete, Peygamber Efendimizin huzûr verici evlerine gelirler, kendilerine ayrılan odaya girmeden önce, keçileri sağarlar, karınları doyuncaya kadar içerler, Peygamber efendimizin paylarını da ayırırlardı.
 

İki cihânın Sultânı, şâyet onlardan sonra gelirlerse, uyanık olanların duyacağı, fakat, uyuyanları uyandırmayacak bir sesle; selâm verirler, gece namazlarını kılarlar, süt kabındaki kendi paylarına ayrılan sütü içerlerdi.

 
Bir akşam Peygamber efendimiz, Ensâra davetli idiler. Hz. Mikdâd, “Nasıl olsa orada, izzet ve ikrâm edilecekler. Evdeki sütü içmeye, ihtiyaç duymayacaklar!..” diye düşündü.

 
Bir türlü Uyuyamıyordu

İşte o duygularla, Peygamber efendimizin süt payını da içiverdi. Ama içtiği anda, pişman oldu ve, “Peki şimdi, ne olacak? Biraz sonra Peygamber efendimiz gelip, sütlerini içmek isterlerse. Sütü bulamayınca da üzülürlerse...” diye düşünmeye başladı.

 
Yattığı yerde, bir türlü uyuyamıyordu. Üzerinde, bir örtü vardı. Başını örtse, ayakları; ayaklarını örtse, başı açıkta kalıyordu.

 
Nihâyet Peygamber efendimiz teşrîf ettiler. Her zamanki gibi yavaşça selâm verip, gece namazlarını kıldılar. Süt kabına baktılar. Tabiî kap bomboştu!..

 
Hz. Mikdâd’ın yüreği, hızlı hızlı çarpıyordu. Peygamber efendimiz ellerini kaldırdılar ve;

 
- Yâ Rabbî! Bize yedirenlere, Sen de yedir. İçirenlere, Sen de içir! diye duâ ettiler.

 
Kulaklarına inanamayan Hz. Mikdâd, sevinçle üzerindeki örtüyü attı. Yavaşça doğrulup, keçilerin bulunduğu yere vardı.

 
Az önce onları sağmıştı, fakat, “Hangisinde süt bulursam, biraz alayım da, Peygamber efendimize takdîm edeyim” diye karar verdi.

 
Hayretle gördü ki, keçilerin hepsi de sütlüydü... Hemen sağdı. Kap tamamen dolmuş, üzeri süt köpükleriyle süslenmişti.

 
Dökmeden getirdi. Kâinâtın Efendisine dedi ki:

 
- İçiniz yâ Resûlallah!

 
Peygamber efendimiz hayretle sordular:

 
- Yâ Mikdâd! Sizler bu gece, süt içmediniz mi?


O tekrar ricâda bulundu:

 
- İçiniz, yâ Resûlallah!

 
Ne oldu, yâ Mikdâd?

 
Sevgili Peygamberimiz alıp içtiler. Sonra da süt kabını, kendisine uzattılar. Artan kısmı da, o içti.

 
Büyük lezzet ve haz duymuştu. Peygamber efendimizden artan sütün, harareti söndürücü olduğunu hissedince güldü. O zaman Resûl-i ekrem sordular:

 
- Ne oldu yâ Mikdâd?

 
O da, bütün yaptıklarını ve üzüntüsünü bir bir anlattı. İki cihân güneşi tebessüm ettiler ve buyurdular ki:

 
- Bu hâl, Cenâb-ı Hakkın bizlere rahmetidir. Allahü teâlâya şükredelim!

 
Hz. Mikdâd, uzun boylu, iri; fakat yakışıklı bir zât idi. Bir arkadaşının akrabâsıyla evlenmek istedi. Nedense arkadaşı râzı olmadı. O da durumu, Peygamber efendimize bildirdi.

 
Çok kırıldığını anlayan sevgili Peygamberimiz, kendisini memnûn etmek istediler. Öz amcalarının kızı, Hz. Dıbaa ile evlenmelerini sağladılar. Bu sâyede, Allahü teâlânın Resûlüyle akrabâlık şerefine erişmiş oldu.

 
Hz. Mikdâd bütün müşküllerini Peygamber efendimize sorarak hallederdi. Bir gün Peygamber efendimize sordu:

 
- Yâ Resûlallah! Ben bir kâfirle dövüşürken, o, bir kolumu kesse, sonra da, ağaç arkasına sığınıp, “Allah rızâsı için, Müslüman oldum” dese, onu öldürmek, benim için câiz midir?   

 
Peygamber efendimiz buyurdular ki:

 
- Hayır! Onu öldürme!

- Fakat o, benim kolumu kestikten sonra Kelime-i Şehâdet getirmiş bulunuyor. Böyle olduğu hâlde, onu öldürmeyeyim mi?

 
Onu Öldürme

Allahü teâlânın Resûlü tekrar buyurdular ki:

-Onu öldürme! Çünkü, Müslüman olduktan sonra öldürürsen, onun “şehâdet” getirdikten önceki hâline dönersin. O da senin, onu öldürmenden önceki hâline döner.

 
Hz. Mikdâd, Peygamber efendimizin vefâtlarından sonra da gazâdan gazâya koştu. Kılıç kullanması ve ok atması kadar, hâfızlığı da mükemmeldi. Savaş meydanlarında mücâhidleri, Kur’ân-ı Kerîm okuyarak da coşturuyordu.

 
Hz. Ebû Bekir devrinde yapılan, Ecnadin muhârebesinde akılları şaşırtan işler başardı. Yüzlerce hâfız-ı Kur’ânı etrafına toplamış, İslâm askerlerine heyecan ve şevk veriyordu.

 
Hz. Ömer zamanında, Mısır seferi açıldı. Oraya giden İslâm kumandanı, Halîfeden yardım istedi. Hz. Ömer, ona gönderdiği mektupta şunları yazdı:

 
“Sana yardım için, dört Müslümanı yolluyorum! Çünkü onların her biri, bin askere bedeldir. Haydi, Allah yardımcınız olsun.”

 
“Bin kişiye bedel” Müslümanlardan biri de, Hz. Mikdâd idi. Evvel Allah, sonra onların yardımıyla; bereketli Nil vâdisi fethedildi. Mısır’ın karanlık toprakları, İslâm ışıklarıyla nûrlandı.

 
Peygamber efendimizin Medîne’ye hicretlerinden 24 yıl sonra idi. Hâinin biri, halîfe Hz. Ömer’i hançerledi. Hayatından ümit kesildi. Yerine geçecek halîfeyi bildirmesini istediler. O da en kıymetli altı Müslümanı seçti. Onların hepsi sevgili Peygamberimiz tarafından Cennetle müjdelenmiş kimselerdi...

 
Halîfe daha sonra, Hz. Mikdâd’ı çağırdı. Kendisine;

 
- Ey Resûlullahın süvârisi! Beni kabrime koyar koymaz, sen de, bu 6 Müslümanı bir eve topla! Aralarından birini halîfe seçmedikçe onları bırakma, emrini verdi.

 
Hz. Ömer’in bu derece güvenini kazanan Hz. Mikdâd, vazîfesini eksiksiz yerine getirdi. Hz. Osman, halîfe seçildi.

 
Toprakla Bulayınız!

Bir müddet sonra Halîfenin huzûruna, bazı işadamları geldiler. İşlerini anlatırken, Hz. Osman’ı, yüzüne karşı övmeye başladılar. O zaman Hz. Mikdâd, yerden bir avuç toprak aldı. Övücülerin yüzlerine fırlattı.
 

Niçin böyle yaptığını soranlara da buyurdu ki:

 
- Çünkü Resûl-i Kibriyâ; “Yüzünüze karşı sizi övenlerin yüzlerini, toprakla bulayınız” buyurmuşlardı.

 
Hz. Mikdâd, Hz. Ebû Bekir’in halîfeliği sırasında mürtedlerle yapılan savaşa katılmıştır. Hz. Ebû Bekir, Kur’ân-ı kerîm âyetlerinin bir araya getirilip toplanması için kurduğu heyete Hz. Mikdâd bin Esved’i de almıştır.

 
O Devirde Yaşasaydınız!

Hz. Mikdâd gittiği her yerde, Kur’ân-ı kerîm ve hadîs-i şerîf öğretmeye gayret ediyordu. Mısır’da iken adamın biri, onun yüzüne bakıp, “Resûl-i ekremi gören, bu gözlere ne mutlu!” deyiverdi. Hz. Mikdâd biraz da üzülerek şunları söyledi:

 
- Sizleri bunu söylemeye sevk eden nedir? O devirde yaşasaydınız, Resûlullaha karşı tavrınızın ne olacağını biliyor musunuz? Allah’a yemîn ederim ki, Resûlullah efendimiz, kendisine uymayan ve tasdîk etmeyen pek çok kavimle karşılaşmıştı.

 
Hâlbuki Allahü teâlânın sizi bu devirde yaratması sebebiyle, Resûlullahın size getirdiklerini tasdîk ederek, yalnız Allah’ı biliyor ve ona îmân ediyorsunuz. Sizin sıkıntılarınızı başkaları çekti.

 
İnsanların azgınlıkları sebebiyle Peygamberler gönderilmiştir. Resûlullah efendimiz, insanların puta tapmaktan başka hiçbir şey tanımadıkları câhiliyet ve vahşet devrinin en şiddetlisinde gönderilmiştir.

 
O Kur’ân-ı kerîmi getirdi, onunla hakkı ve bâtılı birbirinden ayırdı. O kadar ki; bir kimse, kalbine îmân yerleştikten sonra, îmân etmeyen babasının, çocuğunun veya kardeşinin küfürde olduğunu görüyor ve karşı duruyordu.

 
Kimsenin Cehenn...
[Bu mesajın devamını görebilmek için kayıt olun ya da giriş yapın
Bu Sayfayi Paylas
Facebook'a Ekle
Kayıtlı

Müslüman
Anahtar Kelime
*****
Offline Pasif

Mesajlar: 132.042


View Profile
Re: Mikdad Bin Esved
« Posted on: 29 Mart 2024, 01:02:33 »

 
      uyari
Allah-ın (c.c) Selamı Rahmeti ve Ruhu Revani Nuru Muhammed (a.s.v) Efendimizin şefaati Siz Din Kardeşlerimizin Üzerine Olsun.İlimdünyamıza hoşgeldiniz. Ben din kardeşiniz olarak ilim & bilim sitemizden sınırsız bir şekilde yararlanebilmeniz için sitemize üye olmanızı ve bu 3 günlük dünyada ilimdaş kardeşlerinize sitemize üye olarak destek olmanızı tavsiye ederim. Neden sizde bu ilim feyzinden nasibinizi almayasınız ki ? Haydi din kardeşim sende üye ol !.

giris  kayit
Anahtar Kelimeler: Mikdad Bin Esved rüya tabiri,Mikdad Bin Esved mekke canlı, Mikdad Bin Esved kabe canlı yayın, Mikdad Bin Esved Üç boyutlu kuran oku Mikdad Bin Esved kuran ı kerim, Mikdad Bin Esved peygamber kıssaları,Mikdad Bin Esved ilitam ders soruları, Mikdad Bin Esvedönlisans arapça,
Logged
Sayfa: [1]   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

TinyPortal v1.0 beta 4 © Bloc
|harita|Site Map|Sitemap|Arşiv|Wap|Wap2|Wap Forum|urllist.txt|XML|urllist.php|Rss|GoogleTagged|
|Sitemap1|Sitema2|Sitemap3|Sitema4|Sitema5|urllist|
Powered by SMF 1.1.21 | SMF © 2006-2009, Simple Machines
islami Theme By Tema Alıntı değildir Renkli Theme tabanı kullanılmıştır burak kardeşime teşekkürler... &
Enes