- Âhad Haber

Adsense kodları


Âhad Haber

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
sumeyye
Wed 14 September 2011, 11:43 am GMT +0200
3- Âhad Haber (Haber-i Vâhid)

 

A. Haber-i Vahidin Tanımı Ve Delil Olma Değeri

Bir, iki veya daha çok ravinin rivayet ettiği, fakat meşhur ve mütevatir mertebesine ulaşamayan her haber âhad haberdir.[728] Hadisçilerin ve fıkıh usulcülerinin genel olarak kabul ettikleri bu haber-i vâlıid tanımı, mezhep imamlarının yaşadıkları dönemde bilinen bir tanım değildir.[729] Özellikle Ebu Hanife ve talebelerinin haber-i vâhidden anladıkları, terimin sözlük an­lamına uygun olarak, tek kişinin rivayet ettiği haberdir. Nitekim Ebu Hanife ve Ebu Yusuf, tek kişinin haberi olarak tarif ettikleri haber-i vahidi, kabul edilemez şaz haberler olarak değerlendirmişlerdir. Mesela istiskâ (yağmur duası)da namazın olup olmadığını soran İmam Muhammed'e Ebu Hanife şöyle cevap vermiştir: "İstiskâda namaz yoktur. O sadece duadır". İmam Muhammed'in, "insanların orada namaz için toplanmasını ve imamın açık­tan kıraatini uygun bulmuyor musun?" sorusu üzerine Ebu Hanife "hayır, bunu kabul etmiyorum. Bize sadece Resulullah (s.a.v.)'ın dua ettiği, Ömer b. el-Hattab'ın da minbere çıkıp dua ettiği ve yağmur istediği haberi ulaşmış­tır. İstiskâda namazın olduğuna dair tek bir (vâhid) şaz haberden başka bize bir şey ulaşmamıştır. Bu da kabul olunmaz" demiştir.[730] İmam Muhammed, hocasının bu görüşüne katılmamaktadır.[731]

Diğer bir meselede Ebu Hanife, yanında iki atıyla savaşa katılan kim­senin sadece bir atına hisse verilebileceğini belirtirken, Evzâî:

İki atına da hisse verilmesi gerektiğini, bundan fazlasına hisse gerekmiyeceğini söyle­mekte, Ebu Yusuf ise Ebu Hanife'nin görüşünü şöyle müdafaa etmektedir:

"Ne Hz. Peygamber'den, ne de herhangi bir ashabından, Resulullah'ın iki ata da hisse verdiğine dair, bir hadisin dışında bize bir şey ulaşmamıştır. Tek haber (haber-i vâhid) bize göre şazdır, onu kabul etmeyiz".[732]

Hanefi usulcülerinden Cassas'ın da haber-i vahidi bu anlamıyla kullan­dığı belirtilmektedir.[733]

Haber-i vâhid, hanefilere göre ameli gerektirir, fakat ilm-İ yakîn ifade etmez.[734] Bazıları ilmi gerektirmeyen şey ameli de gerektirmez, amel an­cak ilimle olur, Cenab-ı Hak "bilmediğin şeyin ardına düşme" [735] buyur­muştur, dediler.[736]

Haber-i vahidin ravi açısından galat ihtimali taşıdığı için ilm-i yakîn gerektirmediğim belirten Serahsî, "ravi hakkında beslenen hüsnü zan ve ada­letinin zahir olmasıyla, doğruluk yönünün tercihi sebebiyle de ameli mucib olduğunu" kaydetmiştir. Haber-i vahidi inkâr eden kâfir olmaz. Ancak onunla amel gerekli olduğu için reddeden sapıklığa düşer. Eğer haber-i vâhidle amelin vücubunu kabul ediyor, fakat tevil ediyorsa bu takdirde sapıklı­ğa düşmüş olmaz. Onunla amel eden itaatkâr, tevil etmeden terkedense âsi olur.[737]

Serahsî, Şerhu's-Siyeri'l-Kebirde de, dini bir hususa raci olan haber-i vahidin özellikle tek bir kişiyi bağlayıcı değilse seran hüccet olduğunu, aksi takdirde böyle bir haberin münker sayılacağını belirtmiştir.[738]

Hanefi usulcüleri, haber-i vahidin ameli icabettirdiğine dair mezhebin görüşünü ve bununla ilgili aklî ve naklî delilleri kitaplannda uzun uzadıya zikretmişlerdir.[739]




[728] Pezdevî, Usul, II. 370.

[729] Haber-i vahidin tarihi seyir içinde geçirdiği bu tanım farklılığı konusunda bkz. Talat Koçyığit. Hadis Istılahları, 22-24.

[730] Şeybânî, el-Asl, I, 448-449.

[731] Age., I, 449.

[732] Ebu Yusuf, er-Redd, 40-41.

[733] Bkz. Mevlüt Güngör, Cassas ve Ahkâmü'l-Kur'an'i, 117.

[734] Pezdevî, Usul, II, 370; Serahsî, Usul, I. 321.

[735] İsrâ: 36.

[736] Pezdevî, Usul, II, 370; Serahsî, Usul, I, 321.

[737] Serahsî, Usul, I, 112.

[738] Serahsî, Şerhu's-Siyer, II, 479.

[739] Pezdevî, Usul, II, 371-377; Serahsî, Usul, I, 322-332. Dr. İsmail Hakkı Ünal, İmam Ebu Hanife'nin Hadis Anlayışı Ve Hanefi Mezhebinin Hadis Metodu, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları: 133-135