neslinur
Mon 21 June 2010, 03:40 pm GMT +0200
ZULÜM (1)
(Zalimler için yaşasın cehennem)
قاَلَ اللهeُ تَعَالَى فِي كِتَابِهِ الْكَرِيمِ :
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ ، بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
﴿ وَلاَ تَرْكَنُواْ إِلَى الَّذِينَ ظَلَمُواْ فَتَمَسَّكُمُ النَّارُ وَمَا لَكُم مِّن دُونِ اللّهِ مِنْ أَوْلِيَاء ثُمَّ لاَ تُنصَرُونَ﴾[1] صَدَقَ الله ُالْعَظِيمُ.
وَ قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى الله ُعَلَيْهِ وَ سَلَّمَ فِي حَدِيثٍ :
,إِتَّقوُا الظُّلْمَ فَإِنَّ الظُّلْمَ ظُلُماَتٌ يَوْمَ الْقِياَمَةِ-[2] صَدَقَ رَسُولُ اللهِ فِيمَا قَالَ.
Muhterem mü’minler!
Allah’û Tealâ, Hud suresinin 113. ayetiyle biz Müslümanlara şu nasihatte bulunarak buyurur ki: “Sakın zulmedenlere meyletmeyin; sonra size ateş dokunur (cehennem de yanarsınız). Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra (O’ndan da) yardım göremezsiniz! [3]
Yaratıcımızın sakınmamızı istediği zulüm, Kur’an’ın en çok üzerin de durduğu kavramlardan biridir.
Zulüm; hak yemek, eziyet, işkence, adaletsizlik, baskı altında bırakmak, haddi aşmak, söz ve fiilde aşırı gitmek, azgınlık ve karanlık gibi manâlara gelir.
Sosyal yaşam biçimlerinde, her an ve her zaman zulümle karşılaşmak mümkündür.
Zulümden kurtulma reçeteleri yazan alimlerimiz, zulmü üç temel başlık altında toplamışlardır.
Birincisi; İnsanın Allah’a karşı işlediği zulüm ki; bu da şirk ve küfürdür. Kur’an, konuyu te’yid ederek şöyle buyurur:
“...Şüphesiz şirk çok büyük bir zulümdür...” [4]
Buna paralel olarak, imanın gereklerinden bir tanesini dahi hafife almak, ve ya inkâr etmek; başlı başına küfür ve başlı başına zulümdür.
İkincisi; insanın, insana ve tabiata karşı işlediği zulümdür. Bu da, insanların insanlara ve yaşadıkları çevreye karşı işlemiş oldukları, yanlış ve zararlı davranışlardır.
Yalan söylemek ve yalan yere şahitlik etmek, haksız yere adam öldürmek, hırsızlık etmek, eşcinsellik, zina yapmak, suçluları koruyup suçsuzları cezalandırmak, Allah’ın hükümleriyle hükmetmemek... gibi ana maddeler Kur’an’ımızın özellikle üzerinde durduğu zulüm şekilleridir.
Canlı-cansız tabiata, hayvanata ve yaşadığı çevreye karşı işlediği zulümlerle, insanoğlu her zaman başrolde yerini almıştır. Kâinatta hiç bir varlık yaratılış gayesinin dışına çıkmazken, şeytanla birleşen insanoğlu, isyanı ve küfrü sebebiyle; kâinatın düzenini bozan tek mahluk olmuştur. Yerlerin, dağların ve denizlerin dahi kabul etmeyecekleri hareketlerde bulunarak, tabiatın, tabii dengesini bozmuş ve dünyayı yaşanmaz hale getirmiştir.
Kıymetli kardeşlerim!
Zulmün üçüncü temel başlığı ise; insanın kendisine karşı işlediği zulümdür. Kur’an-ı Kerim: “Biz onlara zulmetmedik, lâkin onlar kendilerine zulmettiler...“ [5] ayetiyle, insanın kendisine bile, zulmettiğini ifade ediyor.
İnsanoğlu; kendisine faydalı olan ilâhi emirleri görmezlikten gelir, kendi elleriyle kendisini cehenneme hazırlar, kendi amelleriyle kendisini azaba sürükler. “Doğrusu insan çok zalim ve çok nankördür.”
Muhterem cemaat!
İnsanoğludur! Allah’a isyan etme cüretini gösteren.
İnsanoğludur! Allah’ın gönderdiği peygambere savaş açan.
Yine insanoğludur! insanlığa kan kusturan.
Evet, yine insandır! insanları kurşunlayan ve bombalayan.
İnsandır! toprağın damarını çatlatan. İnsandır! insanın sırtından piramitleri yükselten.
İnsandır! Bir mescidin, Mescid-i Aksanın gözyaşını akıtan.
İnsandır! Hiroşima’ya bombayı atan. İnsandır! Nagasaki’de bombaları yiyen. Yine insandır! Çernobil’le dünyaya radyasyon yutturan. Ve yine insandır! İnsanın başına yağmur gibi bomba yağdıran.
Değerli Mü’minler!
Zulmün her devresinde insana insandan başka zulüm yapan hiç bir mahlûkat olmamıştır.
Kıtalar arası savaş çıkaran, insan üzerinde soykırım yapan, karnındaki ve kucağındaki bebekle, bir kadına, bir de bebeğe kurşun sıkan yine insandır!. Ve bu insan; ZALİMDİR, GADDARDIR...
Değerli Müslümanlar!
Zulmün altın devrini yaşadığı bu zaman da, kuruyla beraber yaşın da yandığı bu dünyada; “içimizdeki beyinsizler yüzünden” [6] helâk olmak istemiyorsanız, zulme alet olmayınız. Dünya coğrafyasında zulmünden dolayı güç ve kuvvet kazanmış, Allah’ın kullarını Allah’tan başkasına kul etmiş, insanları; sindirme politikalarıyla asimile etmiş, zalim, zorba ve diktatörlerin zulmüne dayanmayın, güvenmeyin, meyletmeyin.
Eğer siz onların zulmüne yönelirseniz, zalimleri alkışlarsanız, onların zulmüne destek vermiş ve siz de zalimlerden olmuş olursunuz. “size de ateş dokunur (cehennemde yanarsınız)”. Efendimiz (s.a.v.) buyurur ki:
“Zulmetmekten korunun. Zira zulüm, kıyamet gününde (sahibini kuşatan) karanlıklardır. [7]
İyi bilin ki; “sizin Allah’tan başka yardımcınız yoktur”. O gün zalimler size yardım edemezler. Allah size kapısını kapatırsa, “sonra O’ndan da yardım göremezsiniz”
Kıymetli din kardeşlerim!
Cennet mü’minlerin; cehennem zalimlerindir. Mü’minlere selâm olsun...
أَلاَ إِنَّ أَحْسَنَ الْكَلاَمِ وَ أَبْلَغَ النِّظاَمِ...
[1] Enbiya Suresi: 107
[2] Riyazü’s Sâlihin terc. S. 195
[3] Hud suresi: ayet 113
[4] Lokman suresi: 13
[5] Hud suresi: 101
[6] A’raf suresi 155. ayetten
[7] Riyazü’s Sâlihin terc: S. 195
(Zalimler için yaşasın cehennem)
قاَلَ اللهeُ تَعَالَى فِي كِتَابِهِ الْكَرِيمِ :
أَعُوذُ بِاللهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ ، بِسْمِ اللهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
﴿ وَلاَ تَرْكَنُواْ إِلَى الَّذِينَ ظَلَمُواْ فَتَمَسَّكُمُ النَّارُ وَمَا لَكُم مِّن دُونِ اللّهِ مِنْ أَوْلِيَاء ثُمَّ لاَ تُنصَرُونَ﴾[1] صَدَقَ الله ُالْعَظِيمُ.
وَ قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى الله ُعَلَيْهِ وَ سَلَّمَ فِي حَدِيثٍ :
,إِتَّقوُا الظُّلْمَ فَإِنَّ الظُّلْمَ ظُلُماَتٌ يَوْمَ الْقِياَمَةِ-[2] صَدَقَ رَسُولُ اللهِ فِيمَا قَالَ.
Muhterem mü’minler!
Allah’û Tealâ, Hud suresinin 113. ayetiyle biz Müslümanlara şu nasihatte bulunarak buyurur ki: “Sakın zulmedenlere meyletmeyin; sonra size ateş dokunur (cehennem de yanarsınız). Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra (O’ndan da) yardım göremezsiniz! [3]
Yaratıcımızın sakınmamızı istediği zulüm, Kur’an’ın en çok üzerin de durduğu kavramlardan biridir.
Zulüm; hak yemek, eziyet, işkence, adaletsizlik, baskı altında bırakmak, haddi aşmak, söz ve fiilde aşırı gitmek, azgınlık ve karanlık gibi manâlara gelir.
Sosyal yaşam biçimlerinde, her an ve her zaman zulümle karşılaşmak mümkündür.
Zulümden kurtulma reçeteleri yazan alimlerimiz, zulmü üç temel başlık altında toplamışlardır.
Birincisi; İnsanın Allah’a karşı işlediği zulüm ki; bu da şirk ve küfürdür. Kur’an, konuyu te’yid ederek şöyle buyurur:
“...Şüphesiz şirk çok büyük bir zulümdür...” [4]
Buna paralel olarak, imanın gereklerinden bir tanesini dahi hafife almak, ve ya inkâr etmek; başlı başına küfür ve başlı başına zulümdür.
İkincisi; insanın, insana ve tabiata karşı işlediği zulümdür. Bu da, insanların insanlara ve yaşadıkları çevreye karşı işlemiş oldukları, yanlış ve zararlı davranışlardır.
Yalan söylemek ve yalan yere şahitlik etmek, haksız yere adam öldürmek, hırsızlık etmek, eşcinsellik, zina yapmak, suçluları koruyup suçsuzları cezalandırmak, Allah’ın hükümleriyle hükmetmemek... gibi ana maddeler Kur’an’ımızın özellikle üzerinde durduğu zulüm şekilleridir.
Canlı-cansız tabiata, hayvanata ve yaşadığı çevreye karşı işlediği zulümlerle, insanoğlu her zaman başrolde yerini almıştır. Kâinatta hiç bir varlık yaratılış gayesinin dışına çıkmazken, şeytanla birleşen insanoğlu, isyanı ve küfrü sebebiyle; kâinatın düzenini bozan tek mahluk olmuştur. Yerlerin, dağların ve denizlerin dahi kabul etmeyecekleri hareketlerde bulunarak, tabiatın, tabii dengesini bozmuş ve dünyayı yaşanmaz hale getirmiştir.
Kıymetli kardeşlerim!
Zulmün üçüncü temel başlığı ise; insanın kendisine karşı işlediği zulümdür. Kur’an-ı Kerim: “Biz onlara zulmetmedik, lâkin onlar kendilerine zulmettiler...“ [5] ayetiyle, insanın kendisine bile, zulmettiğini ifade ediyor.
İnsanoğlu; kendisine faydalı olan ilâhi emirleri görmezlikten gelir, kendi elleriyle kendisini cehenneme hazırlar, kendi amelleriyle kendisini azaba sürükler. “Doğrusu insan çok zalim ve çok nankördür.”
Muhterem cemaat!
İnsanoğludur! Allah’a isyan etme cüretini gösteren.
İnsanoğludur! Allah’ın gönderdiği peygambere savaş açan.
Yine insanoğludur! insanlığa kan kusturan.
Evet, yine insandır! insanları kurşunlayan ve bombalayan.
İnsandır! toprağın damarını çatlatan. İnsandır! insanın sırtından piramitleri yükselten.
İnsandır! Bir mescidin, Mescid-i Aksanın gözyaşını akıtan.
İnsandır! Hiroşima’ya bombayı atan. İnsandır! Nagasaki’de bombaları yiyen. Yine insandır! Çernobil’le dünyaya radyasyon yutturan. Ve yine insandır! İnsanın başına yağmur gibi bomba yağdıran.
Değerli Mü’minler!
Zulmün her devresinde insana insandan başka zulüm yapan hiç bir mahlûkat olmamıştır.
Kıtalar arası savaş çıkaran, insan üzerinde soykırım yapan, karnındaki ve kucağındaki bebekle, bir kadına, bir de bebeğe kurşun sıkan yine insandır!. Ve bu insan; ZALİMDİR, GADDARDIR...
Değerli Müslümanlar!
Zulmün altın devrini yaşadığı bu zaman da, kuruyla beraber yaşın da yandığı bu dünyada; “içimizdeki beyinsizler yüzünden” [6] helâk olmak istemiyorsanız, zulme alet olmayınız. Dünya coğrafyasında zulmünden dolayı güç ve kuvvet kazanmış, Allah’ın kullarını Allah’tan başkasına kul etmiş, insanları; sindirme politikalarıyla asimile etmiş, zalim, zorba ve diktatörlerin zulmüne dayanmayın, güvenmeyin, meyletmeyin.
Eğer siz onların zulmüne yönelirseniz, zalimleri alkışlarsanız, onların zulmüne destek vermiş ve siz de zalimlerden olmuş olursunuz. “size de ateş dokunur (cehennemde yanarsınız)”. Efendimiz (s.a.v.) buyurur ki:
“Zulmetmekten korunun. Zira zulüm, kıyamet gününde (sahibini kuşatan) karanlıklardır. [7]
İyi bilin ki; “sizin Allah’tan başka yardımcınız yoktur”. O gün zalimler size yardım edemezler. Allah size kapısını kapatırsa, “sonra O’ndan da yardım göremezsiniz”
Kıymetli din kardeşlerim!
Cennet mü’minlerin; cehennem zalimlerindir. Mü’minlere selâm olsun...
أَلاَ إِنَّ أَحْسَنَ الْكَلاَمِ وَ أَبْلَغَ النِّظاَمِ...
[1] Enbiya Suresi: 107
[2] Riyazü’s Sâlihin terc. S. 195
[3] Hud suresi: ayet 113
[4] Lokman suresi: 13
[5] Hud suresi: 101
[6] A’raf suresi 155. ayetten
[7] Riyazü’s Sâlihin terc: S. 195