seymanur K
Tue 4 October 2011, 04:27 pm GMT +0200
Zeydîlerde Kıyas :
Genel olarak Şiîler kıyas'ı tanımazlar. Özellikle Ehl-i Beyt'ten İmam Ca'fer es-Sadik, kıyas konusunda, son derecede olumsuz bir durum almıştır. Buna karşılık onun amcası îmam Zeyd'e bağlı olan Şiîler (Zeydîler), kıyas meselesinde fakîhlerin büyük çoğunluğuna yaklaşmışlardır. Hatla İmam Zeyd'in kıyas ile amel etmiş olmamasını icab eden hiçbir engel göze çarpmamaktadır; çünkü dedesi Hz. Ali'nin re'y ve kıyas ile ictihâdlarda bulunduğu bilinmektedir. [374] Öte yandan İmam Ebû Hanîfe'nin, İmam Zeyde' olan yakınlığı, aralarındaki fikir alış verişleri ve Zeydî fıkhının Hanefî fıkhına çok yakın oluşu gözönüne alınırsa, bu kanaatin doğruluğu daha iyi anlaşılmış olur.
Zeydîlere göre kıyas, benzer yönü bulunduğu için bir şeyi diğer bir şeye hamletmektir. Bu tarif, cümhur-i fukahâ'nın tarifine yakındır. Zeydîler de, kıyas'ı tanımayanlara karşı bir çok aklî ve naklî deliller ileri sürerek, onların görüşlerini reddederler. Mi'yâru'l-Ükûl'de, Kıyas'ın zann'dan öte gidemiyeceğini söyleyenlere karşı şöyle denilmektedir:
“Hüccet bizim lehimize ve onların aleyhinedir. Zann ile teklif caizdir; çünkü maslahat böyle icab etmektedir. Zann, cehil değildir, yani zann ile cehil arasında fark vardır. Zann, tercihe lâyık olan ciheti gösteren bir emare (alâmet) sebebiyle hüküm vermektir... Sâri de, kıble ve namaz vakitlerini tayin hususunda ictihad'a başvurarak zann ile amel'i emretmiştir.” [375]
Zeydîler kıyas ile amelin caiz olduğunu isbat için şöyle üç esasa dayanırlar:
a) Kur'ân'da hükümlerin eşitlik ve benzerlik esasına yer verilmiştir. Söz gelimi,
“Onlar kendilerinden öncekilerin akıbetlerinin nasıl olduğuna bakmaları için yeryüzünde dolaşmazlar mı? Allah onları yere batırmıştır. Kâfirler için de onların başına gelenlerin benzerleri vardır.” [376] buyurmuştur. Yine Hz. Ömer, oruçlu iken karısını öptügünü ve bununla orucu bozulup bozulmadığını soranca Hz. Peygamber,
“Oruçlu iken mazmaza yapsan (ağızına su alıp geri döksen) ne icab eder? diye sormuş; Ömer, bunda bir beis yoktur cevabını verince; Hz. Peygamber, o halde orucuna devam et, demiştir.” [377] Burada, oruçlu iken kadını öpme ile ağıza su alıp geri dökme fiilleri, Hz. Peygamber tarafından birbirine kıyas edilmiş ve her ikisinin de hüküm yönünden eşit olduğu açıklanmıştır.
b) Sahâbîler re'y ile ictihâd yapmışlardır. Kıyas da bir çeşit re'y ile ictihâd'dır. Hattâ kıyas, meseleyi nass'a hamletmekten ibaret olduğu için re'yin en sağlam şeklidir.
c) Akıl da, kıyas'ın meşruluğunu gösterir; çünkü birbirine benzeyen şeylerin aynı hükümlere bağlanması hem aklî, hem de fıtrî bir şeydir. [378]
[374] M.E. Zehra, el-İmam Zeyd s. 426.
[375] Şerif Ahmed b. Yahya b. Murtazâ, Mi'yâru'1-Ukûl fî İlmi'1-Usûl, yazma, DâRul-Kütüb el-Misnyye, varak: 9S,100'den M.E. Zehra, el-imam Zeyd, s. 424.
[376] Kıtâl Munhammed: 47/10.
[377] Ebû Dâvûd, Sünen c. I, s. 237; Dâtimî, Sünen, c. II, s. 13; M.E. Zehra, el-İmam Zeyd, s. 425.
[378] M.E. Zehra, el-İmam Zeyd, s. 425,426.
Dr. Abdulkadir Şener, İslam Hukukunun Kaynaklarından Kıyas, Istıhsan Ve Istıslah, Diyanet İsleri Başkanliği Yayınları: 82-83.