- Zekatın ödemesinde usûl

Adsense kodları


Zekatın ödemesinde usûl

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sumeyye
Wed 9 March 2011, 11:56 am GMT +0200
 

B- ZEKATIN ÖDENMESİNDE USÛL

 

Zekât memuru, mükellefleri zekât vermeye çağırır, ödemele­rini sağlamak müslümanla zimmî olanı ayırt etmek için böyle davranır. Bu hareket aynı zamanda:

"Habibim servet sahiplerinin mallarından zekât al, zekât onların mallarını temizler ve vicdanlarını arıtır. On­lara duâ et, Hakikat senin duan onlar için bir huzur, emni­yet bahşeder." (K. K. 9: 103) emrine uyma olur.

Bu âyette geçen "Onların mallarım temizler ve vicdanlarını arıtır" hükmünü.! bir diğer anlamı, günahlarını temizler, amelle­rini arıtır, demeistir. "Onlara duâ et" emrinin bir başka anlamı, İbn Abbas'a göre. "onların afvını iste" Veya ekseriyete göre, "Onla­ra duâ et" demektir. "Hakikat senin duan onlar için huzur bahşe­der" hükmünün İbn Abbas'a göre mânâsı, "Onlara yakınlıktır." Talha'ya göre, "Onlara rahmettir.", İbn Kuteybe'ye göre, "Onlara bir karardır", dördüncü bir görüşe göre de, "Onlara emniyyettir" ki bu istenmese de müstehab bir emirdir. Zekâtın istenmesinde de hak olan bir iştir. Buna göre, onlara emniyet telkini hem müste­hab ve hem de müstehak (lâyık oldukları) bir iştir.

Bir şahıs dürüst olmasına rağmen malının zekâtını saklarsa sonradan sakladığı şey ortaya çıkınca zekât memuru zekâtını alır, saklama sebeplerini de araştırır. Zekâtı bizzat kendisi vermek için saklamışsa ceza verilmez, Hakkullah'a mani olmak, zekâtı maldan yararlanmak için vermemişse cezalandırılır. Bununla be­raber zekât miktarı ne ise o alınır, fazla mal alınmaz. İmam Mâlike göre şu hadis-i şerife istinaden malının yarısı alınır.

"Kim zekâtta hıyanet ederse ben onun malının yarısını zekât olarak alırım. Bu Allah'a olan yeminlerden bir ye­mindir. Alman bu nevi malda Hz. Muhammed'in aileleri için bir hisse de yoktur”[119] buyurmuştur.

Resûlullah'ın (s.a.v), "Mal üzerinde zekâttan başka bir hak yoktur" hadis-i şerifine yukarıda hadis-i şerif zıd gibidir. Fa­kat ilk hadis-i şerif zekâttan kaçman, hıyanette bulunanlar için

(1) İbn Mâce, zekât 14. Müsned-i Ahmed, 3/498. vs.

232

Ahkâm-ı Sultaniyye

tatbik edilir. İkinci hadis-i şerif genel hükümlü bir hadis-i şerif-dir.

"Kim kölesini öldürürse biz de o köleyi öldüreni öldürü-

rüz'*-1-1 hadis-i şerifi gibidir. Köleyi öldürmemek için sıkı bir emir­dir.

Zekât memuru, zekât alırken halka sıkıntı ediyor ama taksi­minde doğruluktan ayrılmıyorsa bile, mükellefler dilerse bu me­mura zekâtını verir, dilerse kendi zekâtını gizler ve fakire dağıtır. Ama zekât memuru toplarken doğru hareket eder, dağıtırken zu­lümde, kötülükte bulunursa mükellefler zekâtlarını memurdan muhakkak saklarlar. Vermek doğru olmaz. Mükellefler isteyerek veya mecburen zekâtlarını bu memura vermişlerse, Allah'a olan zekât borçlarını tekrar hesaplar zekât alacaklara dağıtırlar. İmam Mâlik'e göre, zekât memuru ister tam yetkili ister sınırlı yetkili (tenfizî) olsun, zekât almaya görevlendirildiğini belirtince mükellefler, zekâtlarını verirler, bir daha vermeleri gerekmez. Gizlerlerse cezalandırılırlar.

Zekât memurunun azlolunmasından sonra, zekâtı kabul et­mesi halinde iki durum vardır. Birincisi, zahirî malların zekâtı verilmişse yeniden zekâtları verilir. Bu durumun müstehap veya müstehak (Muhakkak ödeme) oluşu şöyledir. Memur, azlolun-duktan sonra memurum demişse muhâtab da hüsnü niyyetle bu söze itimad etmiş, zekâtını vermişse, muhatabın yeniden zekâtını vermesi müstehabtır. Bir başka fikre göre de, azlolunan memu­run sözü delille kabul edilir, delil sorulmamış s a, ona verilen zekâtın tekraren mükellef tarafından verilmesi gerekir.

Zekât memuru, âdil kimse de olsa verilen zekâtın alındığı hu­susunda şahit olarak dinlenemez. Mal sahibi zekâtım verdiğini iddia ederse, zekâtı vermek imkânından sonra, memurun geç kal­ması sebebiyle, sözü kabul edilir. Memur, bir töhmet altında kalıyorsa mal sahibine yemin ettirilir. Memurun yemin teklifinde bu­lunması iki sebeptendir.

1- Mükellef yeminden kaçıyorsa yemin teklif edilir, zekât alı-

nır.

2- Zekâttan kaçınıyorsa, yemin teklif edilir, kaçındığı açığa çı­karılır. Yemin ederse zekât da alınmaz. Zekât verdiğini memurun önünde söylerse, sözü kabul edilmez. Bir görüşe göre, memura zekât vermesi bir vecibedir. Bir görüşe göre de, zekât verdiğine ait sözü kabul edilirse verdiği zekât müstahabtır.[120]




[119] Ebû Davud, diyât 7. Tirmizî, diyât 17. Neseî, kasâme 11 vs.

[120] El-Ahkâmu’s-Sultaniyye, Ebu’l-Hasan Habib, Bedir Yayınevi, 1/ 230-233.


ceren
Sat 18 June 2016, 03:55 pm GMT +0200
Esselamu aleykum.Zekati hakkiyla ve usulune gore tam fiyatiyla verip allahin rizasina ulaşmayı nasip etsin rabbim inşallah...

Sevgi.
Sat 18 June 2016, 04:15 pm GMT +0200
Aleyna Ve Aleykümüsselăm ecmain eğer üzerimize zekat borcu düşüyorsa bunu usulünce verelim çünkü zekat bizi her kötülükten korur inşaAllah

Bilal2009
Sat 18 June 2016, 05:41 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam ve rahmetüllah. Rabbim bizleri zekat işlerinde dinimize göre hareket edenlerden eylesin. Rabbim paylaşım için razı olsun.