- Zekât Şükürdür

Adsense kodları


Zekât Şükürdür

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
Rüveyha
Mon 13 October 2014, 03:57 pm GMT +0200
Zekât Şükürdür


Abdullah Demirtaş | Ocak 2012 | HÂL DİLİ   


Hüccetü’l-İslâm İmam Gazalî rh.a. şöyle der:

“Zekât, nimeti verene şükürdür. Allah Tealâ’nın kulu üzerinde gerek bedeninde gerekse malında birçok nimeti vardır. Bedenle yapılan ibadetler, ihsan edilen beden nimeti için bir şükür, mal ile yapılan ibadetler de mal nimeti için bir şükürdür. Darlık içinde bir din kardeşinin bu halini görüp de, Allah Tealâ’nın seni başkasına muhtaç etmeyip ihsan ettiği servetin kırkta birini veya öşürde olduğu gibi onda birini ona vermeyen kimseden daha aşağı mertebede kim vardır?”

Gazâlî, İhyâu Ulûmi’d-Dîn

Ben Onu İhmal Ettim

Adamın biri, Hz. Ali’nin oğlu Hz. Hasan’ın -Allah onlardan razı olsun- yanına geldi ve dedi ki:

– Ey peygamberin torunu! Dört yüz gümüş para borcum var!

Hz. Hasan hemen adama dört yüz altın para verilmesini emrederek ihtiyacını fazlasıyla karşıladı. Sonra da ağlayarak evine döndü. Onu görenler:

– Ey Allah Rasulü’nün torunu, seni ağlatan nedir, diye sordular. Şöyle cevap verdi:

– Ben o adamın ihtiyacını bilip karşılamada ihmalkâr davrandım. Bu yüzden onu yanıma kadar gelip benden istemeye mecbur bıraktım. Halbuki ben onun durumunu bilmeli, o istemeden ihtiyacını karşılamalıydım.

Hucvîrî, Keşfü’l-Mahcûb

Kerameti Bebekken Zahir

Seyyid Abdülkadir Geylânî hazretlerinin annesi veli bir hanımdı. Oğlunun ilk hallerini şöyle anlatıyor.

– Oğlum dünyaya yeni gelmişti ki Ramazan ayı girdi. Ramazan boyunca gündüzleri asla süt emmedi. Ayın sonunda hava bulutlu olduğu için ahali Ramazan hilalini göremedi ve Ramazanın çıkıp çıkmadığında şüpheye düştüler. Bana gelip Abdülkadir’in süt emip emmediğini sordular. Ben de:

– Bugün Abdülkadir süt emmedi, dedim. Sonra o günün Ramazan olduğu açığa kavuştu. Bu olay kısa sürede tüm şehirde yayıldı.

İmam Şa’rânî, Tabakâtü’l-Kübrâ; Abdurrahman-ı Câmî, Nefehâtü’l-Üns

Hangisi Üstün?

Tabiîn’in büyüklerinden Katâde rh.a. anlatıyor:

Abdullah b. Mutarrif rh.a. bir gün buyurdu ki:

– İki adam düşünün. Bunlardan biri, diğerine göre daha çok oruç tutup namaz kılıyor. Fakat diğer adam ona göre Allah katında kat kat daha üstün.

– Bu nasıl oluyor, diye sordum, şöyle dedi:

– O kimse, Allah Tealâ’nın haram kıldıklarından kaçınmada, daha çok ibadet eden adama göre daha fazla gayret sahibi olduğu, şüpheli şeylerden daha çok sakındığı için…

Beyhakî, Kitabü’z-Zühd

Alimlerin Adabı

Hüccetü’l-İslâm İmam Gazâlî rh.a. alimlerin edeplerini şöyle açıklar:

• İlme ısrarla devam etmek, • İlmiyle amel etmek, • Sürekli vakur, ağırbaşlı olmak, • Kibirli olmamak, insanları kibirli olmaya sevk etmemek, • Talebeye yumuşak davranmak, • Kibirli olanlara karşı ihtiyatlı olmak, acele karar vermeyip akıllıca hareket etmek, • Anlama zorluğu çekenlere meseleleri güzelce ve anlaşılır bir şekilde anlatmak, • Bilmediği bir mesele hakkında ‘bilmiyorum’ demekten çekinmemek, • Samimiyetle soru soran kimseye, konuyu özetleyecek şekilde kısa ve öz cevap vermeye gayret etmek, • Yapmacık tavırlardan sakınmak, samimi olmak, • Hasmının ileri sürdüğü delili dinleyip dikkate almak.

Gazâlî, el-Edebü fi’d-Dîn

Hikmet Pınarı

“Tasavvufun başı vakti bilmektir. Yani her vakitte yapılması gerekli kulluğu yapmaya dikkat etmektir.”

Ahmed Ziyaeddin Gümüşhanevî k.s.

***

“Zekât hakikatte Mevlâ’nın ihsan ettiği nimetin, mal ve mülkün şükrüdür.”

Ebu Hasan Ali b. Osman el-Hucvirî k.s.

***

“Taat ve ibadetler; kılınan namazlar, tutulan oruçlar hep ahiret ticaretidir.”

Gavs-ı Bilvânisî Seyyid Abdülhakîm k.s.