meryem
Tue 21 December 2010, 09:54 am GMT +0200
1- Zarar Verme Niyeti
Sosyal alanda, îslâm dininin dürüst uygulanmasının, aynı zamanda âdâlet ve merhametin hâkim olduğu güçlü ve mutlu, ahenkli ve müreffeh bir cemiyeti meydana getirmekten geri kalmayacağı bir tedbirler bütününü almış olduğu bilinmektedir. Fakat diğer taraftan dünyanın en iyi kanununun, uygulandığı veya onu uygulamaya davet ettiği insanların iyi iradesi olmaksızın güçsüz olacağını da bilmekteyiz. Bir kanunu baltalamanın en korkunç yolu, ona sert bir mukavemeti karşı çıkarmaktan veya onun uygulanmasını ihmal etmekten ibaret değildir: Bu, nazarî temizliğini lekelemeden ve kullanımını daha temiz ellere tahsis etmek suretiyle onun kutsallığına saygı göstermenin başka: bir şekli olacak; ve ayrıca o, uygulanmaya konulacak olursa, onun sağlamlığını isbatlamak için ona zaman bırakmak olacaktır. Bir kanuna karşı en kötü ve en zararlı tutum, itinâ ile harfiyen hürmet ederek, onu hedefinden saptırmak için tam anlamıyle hazırlanarak, böylece onu iyilik ve merhamet sever iken, çok zalim ve menfur kılmak suretiyle onun karşısında dindar bir görünüme bürünmektir. Kur'ân'm kötü niyetli evliliğe dair bazı uzlaştırmalar konusunda adlandırdığı şudur: "Allah'ın âyetlerini alaya almak." (el-Bakara 2/231).Mesele şudur: Biz, Kur'ân'm eşler arasındaki bu kudsî bağı, bütün makul vasıtalarla devam ettirmeye ve sağlamlaştırmaya ne derecede çalıştığını biliyoruz. îlk önce, hoşlanmasalar bile, erkeklere, eşlerine insanca muamele etmelerini emrederek[145]. Sonra, bazı taviz verme pahasına da olsa, zevcelere kocalarıyla anlaşmalarını öğütleyerek[146] Nihayet, — aralarında davalarını çözemedikleri durumda— bir uzlaştırma bulmaya çalışmak için, iki tarafı onların ihtilâfını, onların her biriyle ilgili ailelerinden birer hakem olmak üzere iki üyenin hakemliğine sunmaya davet ederek[147]. Daha âlâsı! Eğer bütün bu uzlaştırıcı çabalar başarısızlığa uğramış ve boşanma kararlaştırılmış ise, Kur'ân kocaya bir mühlet verir ki, o bu süre boyunca meseleyi yeniden düşünsün[148]. Eğer onun arkasında ikinci bir anlaşmazlık meydana gelir ve ikinci bir boşanma kararı ortaya çıkarsa, Kur'ân tarafından yeniden benzer bir uzlaştırma mühleti verilir. Ve ayrılma ancak üçüncü boşanmada kesin duruma gelir[149]. Artık bir evlilik ruhunun, fıtratı bozmaksızın sürüp gidemeyeceğini itiraf etmek gerekir, imdi, evliliğe müteallik bağın kopmasını önlemek ve bilhassa onarmak gayesiyle olan bütün bu teşebbüslerin amacı, ne pahasına olursa olsun, ancak çatışmak için birbirine yaklaşan iki zıt unsuru birleştirmek değildir. Tam tersine onlar, olay sona erdikten ve ruhlar yatıştıktan sonra, ailevî bir hayatın normal seyrini yeniden alması için imkân tasarlamaktadır. Kur'ân-ı Kerim açıkça, ailevî birliğe bu yeniden dönüşü, çiftlerden her birinin ödevlerini dürüstçe edayı ümit etme şartına bağlamaktadır[150].Bununla beraber kindar insanların garazı, onlara verilen bu hakkı kötüye kullanmak ve onu eşleri için bir eziyet vasıtası yapmak ister. Onlara tahsis edilen süre boyunca ihtiyarlarını geciktirerek ve ancak son anda kararlarını belli ederek, sonunda hanımlarına dönerler, yalnız geçmişin bir unutulması maksadı ile ve yeni bir sevgiden dolayı sağlam bir hava oluşturmak niyetiyle değil, aynı zamanda onları yeni baştan boşamak ve böylece onların dikkatini hep uyanık tutmak maksadıyledir ki bu durum, bu görünür bağla onlara biraz daha çok saadet getirmeye elverişli başka bir evlilik teşkil etmesine engel olurken, ancak onların hürriyetlerinin ayak bağlarını devam ettirmek için olacaktır. Kur'ân, birçok yerde böyle günahkâr niyetlere karşı, insanları uyarmakta ve bazen çok sert ifâdeler ku Uanmaktadır[151]Yararlanacaklara yardım etmekten ziyade meşru varisleri mahrum bırakmak gayesinde olan vâsîlere de benzeri bir uyarma yapılmıştır[152] Bir çok diğer misâller [153]arasında bu Kur'ânî misâllerden hiç şüphesiz Hz. Peygamber herkes için tesbit ettiği şu cihanşümul kuralı çıkarmıştır: "Ne başkasına, ne kendine asla zarar vermemek"[154]
[145] en-Nisâ4/19.
[146] en-Nisâ 4/128.
[147] en-Nisâ 4/35.
[148] el-Bakara 2/228.
[149] el-Bakara 2/229.
[150] el-Bakara 2/228.
[151] el-Bakara 2/230.
[152] en-Nisâ 4/12.
[153] Meselâ, el-Bakara 2/233,282; et-Talâk 65/6.
[154] Mâlik, Muvatta', Kitâbü'l-Akdiya, Bab 26.