- Zaman ve Bedende Kefalet

Adsense kodları


Zaman ve Bedende Kefalet

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
rabia
Wed 10 March 2010, 09:16 pm GMT +0200
Zaman(Malla Kefalet) ve Bedende Kefalet

Kişinin zimmetinde miktarı bilinen mala zamin (yükümlü) olmak sahihtir. Hak sahibi yükümlülük şartları mevcutsa hakkını zaminden (kefilden) istiyebildiği gibi mazmundan (borçlusundan) isteme hakkına sahiptir. Zamin (kefil) kefalet ve ödemeyi esas borçlunun izniyle öde­mişse hakkını ondan ister.

Bilinmeyen şeyin zamini (kefaleti) ve kesinleşmemiş alacaklar için zaman (kefalet) sahih değildir. Ancak "Bey´el derk" sahihtir.

Kefalete delil olarak Hazreti Yusuf´un dilinden varid olan şu ayettir:

"Onu (Hükümdarın su tasını) getiren kimseye bir deve yükü ikramiye var ve ben de buna kefilim." (Yusuf : 12/72)

Sünnette delil. Ebu Umame´den"rivayete göre Resulullah şöyle buyur­muştur:

"Kefil, kefil olduğu ve taahhüt ettiği borcu yüklenendir." [1]

Seleme bin Akve şöyle rivayet eder:

" ... Üçüncü bir cenaze daha getirildi. Cenaze sahipleri şöyle dediler:

- Ey Allah´ın resulü cenaze üzer­ine namaz kıldır.

Resulullah:

"Geride bir şey bıraktı mı?" dedi.

Onlar:

-Hayır, dediler.

"Peki Ölünün üzerinde borç var mı ?" sorunca, cenaze sahipleri,

-Üç dinar borcu var, dediler.

- "O zaman arkadaşınızın namazını siz kıldırın." buyurdu. Bunun üzerine Ebu Katade şöyle dedi:

-Ey Allah´ın resulü cenaze üzerine namaz kıldır, onun borcu benim üzerime vaciptir. Ebu Katade borcu ödemeye kefil olunca Resulullah bu cenaze üzerine namaz kıldırdı. [2]

Zamin´in (kefilin) akil, baliğ ve tasarrufla yetkili olması şarttır.

Miktarı bilmen tüm zimmetteki istikrarlı borçlar için zamin (kefil olmak)sahihtir. Borçlunun haberi ve izniyle ister vadesi geçmiş bir bor­cun, ister vadesi dolan bir borcu alacaklıya verdiği şeyi ondan geri alabilir ama daha önce izin almamışsa ödediği şeyi borçludan talep edemez.

Bey´el Derk: Alış-verişte satılan malın veya bedelin başkasına ait olma şüphesi karşısında kefil olmaktır. Bu caizdir. Mesela,

"Bu bahçeyi, Zeyd´e satılacağına ben kefilim" demesi sahih olmaz.

Zaman El Derk: "Şayet bu para veya mal gasp veya hırsızlık malı çıkarsa ben zaminim" demesi gibi. [3]

Zamanın Rükünleri

1- Zamin: Zaminin teberruda bulunma ve seçme ehliyetine sahip olma­sı şarttır. Onun için çocuk, deli ve sefehlikten dolayı malı hacredilmiş ölüm hastalığına yakalanmış bir hasta, malının tamamını karşılayacak miktarda borçlu ve zorlanan kişi zamin olamaz.

2- Mazmunun ânh: Borçlu olan kimsedir. Borçlunun rızası ve kabulü şart olmadığı gibi, zaminin onu tanıması da şart değildir.

3- Mazmunun leh: Hak sahibi olan kişidir. Zaminin onu tanıması şart­tır. Ama, onun rıza ve kabulü şart değildir.

4- Mazmunun fih: Borcun kendisidir. Menfaat de olabilir. Borç veya menfaatin sabit olması gerekir.

Zamin olacak kişi tarafından borcun miktarının bilinmesi de şarttır.

Mesela "Zeyd´den alacağın şeyi ben karşılarım" veya "Ona satacağı­nın değerini ben karşılarım" der ama, bunun miktarını bilmiyorsa, verdiği söz onu bağlamaz, bu konuşması fasittir.

Zaman konusu olan borcun belli olması da gerekir.Mesela birinin bir başkasından ayrı cinslerden veya tek cinsten iki alacağı varsa ve alacaklı­ya "Onlardan birini üzerime alıyorum" derse, geçerli´olmaz.

5- Siga: Lazım olanı ifade eden lafızdır.

"Malını veya falandan alacağını garanti ediyorum." yahut, "Falan kimseyi buraya getirmeye kefil oluyorum." demesi gibi. [4]

[1] Tirmizi, 1265.

[2] Buhari, 2168.

[3] Kadı Ebu Şuca, Ğayetül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 329-330.

[4] Kadı Ebu Şuca, Ğayetül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 330.

BEDENDE KEFALET

Kendisinde kul hakkı bulunan bir kimse için onun yerine bedenen ke­fil olmak caizdir.

Kefalet, kitap sünnet ve icma ile meşrudur.

Kitaptan delil. Allah Kur´an-ı Kerim´de şöyle buyuruyor

"Onlar şöyle dediler: Ey vezir! Doğrusu bunun büyük bir ihtiyar babası var (bununla teselli oluyor), onun için yerine birimizi al, çünkü biz seni iyilik edenlerden görüyoruz." (Yusuf: 12/78)

Kefalet; tanımı ayrıca şu şekilde de olabilir: "Karşılıklı arzu ve borç hususunda iki zimmeti birbirine bağlamak´ şeklindedir.

Kefalet, zamanın bir çeşidi olup, kişinin kendisini veya malını hazır kılmaya mahsustur.

Allah (c.c.) hakkı olan içki ve hırsızlık hakkı gibi şeyler için kefalet caiz değildir.

Kısas ve kazf haddi gibi bir kul hakkından dolayı, hüküm meclisine getirilmesi gereken birini getirme ile ilgili bir yükümlülüktür. Ödünç alın­mış ya da gaspedilmiş bir malı getirmeyi kendi üzerine almaya da denir.

Kefil, kefil olduğu kimseyi getirip teslim etmekle sorumluluktan kur­tulur.

Kefalet fıkıhta, "Hımale", "Zamane" ve "Ze´âme" gibi kavramlarla da isimlendirilebilir.

Kefalette; kefil, asil, mekfulun leh ve bir de mekfulun bih bulunur.

1- Kefil: Kendisi üzerine kefil olunun can, mal, borç veya işi yerine getirmeyi üzerine alan kimsedir.

Kefilin akıl, baliğ ve kefalete izin alarak asilin malında mutlak tasarruf sahibi olması gerekir.

Kefile, zamin, zâ´im, hamîl ve kabîl de denir.

2- Asil: Borçlu olan kimsedir, kendisine kefil olunur. Ergin, akıllı, hazır ve kefalete razı olması şart değildir. Aksine, çocuğa, deliye ve hazır bu­lunmayana kefil olmak caizdir. Kefil, kefaleti yerine getirirken bunların hiç birine danışmaz, işlerini kendiliğinden yapar.

3- Mekfulun leh: Alacaklı kimsedir. Kefilin kim olacağını bilmesi şart­tır.

4- Mekfulun bih: Bu da, kefil olanın ödemesi gerekli olan can, mal, borç veya iştir. [1]

Kefaletin Çeşitleri

1- Cana kefalet:

Bedende Kefalet´in konusu bu tür kefalettir.

Cana kefalet "Diman-ül-vech" diye tanınır. Kefilin kefil olduğu şahsı, alacaklıya götürmeye kefil olması demektir.

Şafii mezhebine göre, kısas ve kazf haddi gibi insani bir hak bulunan kimsenin getirilmesi hususunda kefalet sahihtir. Çünkü bu lazım bir hak­tır. Allah´ın hakkı olduğunda ise kefalet sahih olmaz.

2- Mala kefalet:

Kefilin mali bir borcu ödemeyi almasıdır. ´Zaman´ konusu olan kefalet bu tür kefalettir

Mala kefalet üç çeşittir:

a) Borca kefalet: Başkasının zimmetinde bulunan borcu Ödemeyi üzeri­ne almaktır. Borcun da şu şartları vardır;

- Borcun; karz, ücret, fiyat, mehir borcu gibi kefalet sırasında sabit ol­ması gerekir.

- Borcun ma´lum olması gereklidir. Belirli olmayan borç için kefalet sahih olmaz.

b) Mala kefalet ve teslime kefalet: Başkasının elinde bulunan belirli bir malın teslimini üzerine almaktır.

c) Mes´uliyete kefalet: Satıcının herhangi bir tehlike dolayısıyla malın mesuliyetini üstlenmesi ve onu almasıdır.[2]

[1] Kadı Ebu Şuca, Ğayetül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 331-332.

[2] Kadı Ebu Şuca, Ğayetül-İhtisar ve Şerhi , Ravza Yayınları: 332.