hafiza aise
Sun 20 May 2012, 10:23 am GMT +0200
ZAMAN MAKİNESİ OLSA NEREYE GİDERDİN?
Mart 2012 78.SAYI
Zaman akıp gidiyor. Bizler geçmişi tarih kitaplarından veya rivayetlerden öğrenebiliyoruz. Geleceği ise ancak Rabbimiz biliyor. Çok eskilerden beri insanoğlunun zihninde, gidemediği eskiye ve belki de hiç gidemeyeceği geleceğe ulaşabilmenin hayali bir projesi yatardı: “Zaman makinesi.” Fizik dünyasını meşgul ettiği gibi film endüstrisinin de hayli senaryo çıkartmasına olanak sağlayan bu ütopik alet acaba gençlerimizin dünyalarını nasıl değiştirirdi? Onlar geçmişe veya geleceğe gitmek isterler miydi?
Bu ay gençlere, zaman makinesi icat edilmiş olsa hangi zamana, neden gitmek istediklerini sorduk. Bir kısmı Osmanlı’nın şaşalı devirlerine gitmeyi isterken, bir kısmı da tek bir dönemle yetinmeyip bir kaç döneme şahitlik etmek istedi. Bunların yanı sıra bizleri şaşırtan cevaplar da oldu. Hani “Merkez Efendi” gibi. Başka ipucu vermeyelim. Gerisi satırların arasında sizleri bekliyor. Bir sonraki sayıda başka ilginç sorularla tekrar görüşmek üzere…
İSTANBUL’UN FETHİNE KATILMAK İSTERDİM
Eğer zaman makinesi icat edilmiş olsaydı, Osmanlı İmparatorluğu’nun dünyaya hakim olduğu zamana gitmek isterdim. Fatih Sultan Mehmet Han Hazretleri’nin zamanında İstanbul’un fethedilişine şahit olmak, büyük fethe katılıp “Onu fetheden asker ne güzel asker, onu fetheden komutan ne güzel komutan!” müjdesine nail olan askerlerin duasını alabilmeyi isterdim.
Osmanlı’yı “Osmanlı” yapan İslam ahlakına ve bu gün sadece kitaplardan okuyabildiğimiz Osmanlı insanının ulvi duygularına, nezaketine şahit olmak ve bir kez daha atalarımla gurur duymak isterdim. / NUR BOLKANAT, 21
KOMUTAN KÜRŞAT’IN SAVAŞINI GÖRMEK İSTERDİM
Zaman makinesi icat olsa, Göktürkler’in Çin esaretinde bulundukları 600’lü yıllara gitmek isterdim. O devirde milletini, esaretten ve asimilasyondan kurtarmak için Çin Sarayı’na 40 çeriyle baskın yapan kutlu komutan Kürşat’ın yanında bulunup özgürlük için verdiği mücadeleyi görmek isterdim. / FETHULLAH KAYA, 20
BULUNDUĞUM ZAMANI VE ANI YAŞAMAYI SEVİYORUM
Ben şu an yaşadığım zamanda olmak isterdim. Her şeyi yaşayarak öğrenmek isterdim; acıyı da tatlıyı da. Bir saniye sonrasını bilmemek bile Allah’ın büyüklüğünü ve her şeyi en çok ve tek bilenin O olduğunu anlamamı sağlıyor. Allah’ın bu kudreti O’nun kulu olduğum için bana kuvvet veriyor. Yani ben bulunduğum zamanı ve anı yaşamayı seviyorum. / SEVİNÇ POLAT,25
O KÜÇÜK ÇOCUĞUN HAYATINI KURTARMAK İSTERDİM
Gözlerimi kapatıyorum ve karşımda insanlığın utanç arşivinden bir görüntü var. Bir baba ve arkasına saklayıp korumaya çalıştığı minik oğlu. Çöp konteynırının arkasındalar. Kafamda binlerce ıslık uğulduyor, mermiler uçuşuyor her tarafta. Mermilerin hedefi belli; baba ve oğul. Neden peki? Altı köşeli yıldızlar, vaat edilmiş topraklar mı sebep? Umurumda değil. Önce babaya sonra minik oğluna dokundu mermiler, hedefine ulaştı çoktan. İnsanlık ruhunu teslim etti can çekişerek.
Eğer bir zaman makinem olsaydı o ana gitmek isterdim. Gidip mermilerin önüne atlamayı, “Durun” demeyi, “Durun yoksa lanetleneceksiniz…” Babayı ve oğlu kaçırmak isterdim en uzağa, kanlı oyunlardan uzağa, çirkef insanlardan ve onların büyük günahlarından uzağa… Zaman makinem olsaydı kurşunlara karşı dimdik durup o küçük çocuğun hayatını kurtarmak isterdim. / ZAFER AYDIN, 21
ÖNEMLİ OLAN ŞU ANIN KIYMETİNİ BİLMEK
“Gençlik bir hevesti geldi, geçti; yarınımız meçhul. Şimdi yaşıyoruz lakin ölüm kapıda, vaktinizin kıymetini bilin evladım!” Bu sözler Facebook veya Twitter hesabı olmayan 76 yaşındaki bir kadının, babaannemin bize olan öğütlerinden biridir. 76 koca yıl öğütüldüğünde ortaya çıkan muhteşem nasihat. Özellikle bu soru için tam yerinde bir tespit.
Kanaatimce “zaman makinesi” olgusu keşkelerimizi temsil ediyor ama biz keşke dememeyi öğrendik. Bizim, “Keşke şunu yapmasaydım” diyeceğimiz yerde; o durumdan ötürü “Ya Rabbi ben pişmanım” dememiz daha eftaldir. Pişmanlık, tövbe kapısı da daha kapanmadığına göre geçmişe dönüp bir şeyleri değiştirmeye hiç ihtiyaç duymuyorum. Geleceği de merak etmiyorum; zaten zaman hızlı geçiyor. Önemli olan şimdinin kıymetini bilmek ve rıza-i ilahi dairesinden ayrılmamak. / MUSTAFA CEMALETTİN TEKİN, 23
BÜYÜK İCATLARIN BULUNDUĞU O YILLARA DÖNMEK İSTERDİM
Zaman makinesi olsaydı her bir icadın bulunduğu ve kullanılmaya başlandığı anı görmek isterdim. İnsanların tepkisini görmek, duygularını öğrenmek isterdim. Ampul, televizyon, radyo, otomobil ve nicelerinin icadı… Gaz lambasının kullanıldığı dönemlerde tam olarak aydınlatılamayan evlerde ampulün gelmesiyle yaşanan değişiklik karşısında insanların duygularına şahit olmak isterdim. Nasıl bir duygu acaba? Birbirlerini karanlık ortamda seçmeye çalışırken kendilerini aydınlık bir ortamda bulmaları. Ampulle ilk tanıştıklarında duygularına, düşüncelerine, yüz ifadelerine tanık olmak isterdim. Babaannem, bana radyonun ilk kullanılmaya başlandığı dönemlerde insanların radyonun içerisinde küçük bir adam olduğunu ve o adamın konuştuğunu sandıklarını söylemişti. Hatta babaannem ve kız kardeşi o dönemde radyoyu kırıp içindeki küçük adamı bulmaya çalışmışlarO Ben de bu yüzden icatlar dönemine gidip bu günlerde anlatacağım onca hikayeye şahit olmak isterdim. / SİNEM DUMAN, 18
Gülnar AKBULUT