- Yüzüncü Mektup

Adsense kodları


Yüzüncü Mektup

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
derya
Fri 22 January 2010, 09:28 am GMT +0200
YÜZÜNCÜ MEKTUP

Şeyh Abdülkahhar oğlu, halifesi Şeyh Mahmud’a, Allah’ın muhabbetine teşviki, muhabbetin bazı meyvası ve faidesi, dünya ve dünyadaki şeylerin yaratılışından maksad muhabbet olduğu ve sadatın adetleri, adetlerin büyükğü olduğundan, - Allah, bizi onların sırlarıyla kutlayıp derya gibi nurlarından üzerimize bir nebze nazil eylesin – adetlerine muvafık olan bazı maslahatların ve konu ile ilgili meselelerin beyanı hakkındadır.

ALLAH’IN ADIYLA BAŞLARIM

Bütün hamdler, kendisinden korkanlara, kurtuluşu veren Allahü tealaya mahsustur. Salat ü selam ilnk ve son insanların efendisinin, (Sallallahü aleyhi ve vellem) bütün alinin, ashabının, zevcelerinin ve zürriyetinin üzerine olsun!

Bundan sonra, bu mektub, alem kutbu kaymakamının (Radıyallahü anh) perverdesinden, Allah yolundaki kardeşi ve dostu, sevimli Şeyh Mahmud’adır. Allah, onu nezdinde makbul olanlardan eyleyip onu ayıplayıcı şeylerden muhafaza eylesin! Ona çalışılmasına ve onda hayat sarf edilmeye layık olan şey, Mevlanın (celle ve ala) muhabbetidir. Çünkü onda çalışan kimse, pişman olamaz. Dolayısıyla gözleri görmediği, kulları işitmediği hiçbir insanın hatıran gelmediği şeyi onlar. Mısra;

“Onu (sevgiliyi) çok meth eden kimse, onun iyi özelliklerini idrak etmez.” Öyle ise, bu dünyayı onun husulüne vesile etmek lazımdır. Zira dünya Allah’ı sevmek ve bilmek için yaratılmıştır. Nitekim hadisi kudside: “Ben (Allah), gizli bir hazine idim. Bilinmemi sevdim. Beni bilmeleri için halkı yarattım.” diye buyurmuştur. Allahü teala da Kuranı Kerimde “İnsan ve cinleri ancak bana ibadet etmeleri için yarattım.” (El Zariyat suresi, ayet:26) diye buyurdu. Farsça;

“İşte sana maksud olan hazineden bir alamet verdik.”
Bundan sonra,bu sonbaharın erken bir vaktinde, her iki çocuğumuzun arasında teşebbüs ettiğimiz alakanın en yakın bir zamanda tamamlanmasını (evlendirmelerini) isteriz. Bazı ev halkımızı feyzlerni varid olduğu yere, yani Üstadı azamın merkadına yakın olan yere (Nurşin’e) nakl etmek arzusunda olduğumuzn için gerçi evladımızdırlar. Fakat, halkın örf ve aditini terk etmeyiz. Ve üstadı azamın adetinden de dışarı çıkmayı da sevmeyiz. Çünkü sadatın adetlerin ulusudur.

Size selam edip duanızı diler, size ve çocuklarınza selam ettikten sonra, size dua ederiz. Bütün talebelre selam eder, annenizden dua taleb ederiz. Sözümüzün evvelinde ve sonunda Allahü teala, efendimiz Muhammed’in (Sallallahü aleyhi ve sellem) alinin ve ashabının üzerine salat ü selam eylesin deriz.