- Yüzotuzbirinci Mektup

Adsense kodları


Yüzotuzbirinci Mektup

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
derya
Mon 18 January 2010, 09:42 am GMT +0200
YÜZOTUZİKİNCİ MEKTUP

Midyat’a bağlı Derizbin köyünden Molla Abdülvahhab’a, Allah için birbirlerini sevmekten daha ala bir şey olmadığı, ondan daha yakın bir neseb olmadığı, Allah, kendi sevgisini insanlara farzü’l-ayn kıldığı, muhabbetine kavuşmanın en yakın yolu, Nahşibendiye tarikatı olduğu ve muhabbetin temelinin beyanı, salik, mürşidinden uzaklığın kendisinden feyz almasına engel olmadığı, amellerle meşgul olması ve adı geçene emrettiği şeylerin yapmasına dair emri ve bu konu ile ilgili mesele hakkındadır.

ALLAH’IN ADIYLA BAŞLARIM

Hamd, o Allah’a olsun ki, muhabbetini kendisine ulaşan yolların en yakını eyledi. Salat ü selam mahbubiyet (segililik) kamaıyla müşerref olan efendimiz Muhammed’in, (Sallallahü aleyhi ve sellem) tebaiyyetin’e nail olan al ve ashabının üzerine olsun!

Sonra bu mektub, nefsani hevasına ve arzunun şerlerine dalmış kimseden, Allah için kardeşi ve dostu Molla Abdülvehhab’adır. Allah, onu katına makbul olanlardan eylesin. Ondan bu Nakşibendiye taifesine karşı olan muhabbetinizin kokusu duyulan mektubunuz ona (bana) ulaştı. İçindekilerini anlayınca, gayet sevindi. Çünkü Allah için birbirini sevmekten daha üstün bir şey yoktur. Nitekim bu mes’ele hakkında efendilerin efendisinden, (onun, Al’inin ashabının üzerine salavattir. Nitekim İbnü’l-Ferid (Allah’ın aşıkı) da bir beytinde:

«Sevgilim ile aranıızdaki aşk yolu ile olan yakınlık, neseb itibariyle anne ve babamdan bana olan yakınlıktan daha yakındır.» buyurur.

Ey kardeş! Fıkıh kitablarının beyanına göre, şübhesiz yüce Allah, marifetini (bilinmesini) kullarının üzerine vacib eyledi ve bu büyük bir nimettir. Allah, bunu (bilinmesini,tanınmasına) herkesin üzerine farz kılmıştır. Öyle ise, akıllı kimse, bunun tahsiline çalışması lazımdır. Muhabbetin tahsili için ehlullahlar birçok üslüblar kurmuşlardır. 0 yolların en yakını, Nakşibendiyye tarikatıdır. Çünkü esas, iki ana temel üzeredir: Biri sünnet-i seniyye (Peygamberin (Sallallahü aleyhi ve sellem) yolunu takib etmek ile Allah ve Resülü onlardan razı olmayan ,bid’atlardan korumak, diğeri salik kendisine uyduğu mürşidini sevmektir. Işte bu iki temele çalışmak lazımdır. Yani mümkün olduğu kadar şeriatın azimet olan ahkamıyla amel edip, ruhsatlarla amel etmeyi terk etmesi ve bid’atları biç yapmamasıdır. Zira bid’at, hakikatte sapıklıktır. Çünkü yüce Allah’a giden yol, peygamberin (Sallallahü aleyhi ve sellem) yolunu takip etmektir. Bu tarikat ve tarikatın halkını sevmek. Allahü tealnın yaptığı ihsandan sayılması gerekir. Zahiren bu tarikat ehlinden uzaklaşma, kendilerinden feyz almaktan ve onların yaptıkları amellerle meşgul olmaktan alıkoymaz. Lakin bu tarikatın gaye ve meyvesi belirmek için, tarikat ehline kavuşma ve birleşme hasıl olsa, manevi ilerleme için daha aladır. Zaman da buna manidir. Öyle ise, iş yüce Allah’a havale edilmelidir. Allah, irade eylediği vakitte mülakatımız hasıl oluncaya kadar, daha evvel size söylediğimiz taat ve amelleri yapman lazımdır.

Size selam edip, matlubunuzun hasıl olmasına dua ederek, duanızı taleb ederiz. Yanınızda bulunan dostlara da selam ederiz. Allah, efendimiz Muhammed’in, (Sallallahü aleyhi ve sellem) bütün al ve ashabının üzerine salat ü selam eylesin!