- Yüzonuncu Mektup

Adsense kodları


Yüzonuncu Mektup

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
derya
Fri 22 January 2010, 10:32 am GMT +0200
YÜZONUNCU MEKTUP

Babasının halifesi olan Cohreş köyünden, Şeyh Halil oğlu Molla Abdülkerim’e, Allah’ın ve sadatı kiramın (Kuddise sirruhüm) muhabbetine teşviki hakkındadır.

ALLAH’IN ADIYLA BAŞLARIM

Bütün hamdler, Allah’a mahsustur. Salat ü selam, Allah’ın Resulünün, bütün alinin ve ashabının üzerine olsun! Bundan sonra, bu mektub, yüksek kapı eşiğinin hizmetçisinden doğru dostu, Üstadı azamın halifesi olan Şeyh Halil oğlu Molla Abdülkerim’edir. O Şeyh Halil ki, büyük ve küçükleri Üstadı azamın muhabbeti yolunda ruhlarını feda etmişlerdir. Allah, Molla Abdülkerim’i muhabbet ateşiyle yanan bir kimse eylesin!

Aşk ve muhabbetin şiddetinden, yakınmanızdan haber veren iki mektubunuz da hizmetçiye ulaştı. Dolayısıyla gayet sevindi. Kalbine mülakatınız için iştiyak hasıl oldu. Fakat, zamanın ahvalini ve bu aşkla yanmanızı Üstadı azamın ev halkınız hakkındaki nazarından olduğunu anladı. Zira, kendisi bir defa, ev halkınız hakkında, “Şayet o evde ama bir kız evlattan başka bir kimse kalmazsa da, o evde tarikat nisbeti yeşerir.” Diye buyurdu. Öyle ise, huzurunda bulunduğnuz vakit, sorumlu olmamanız için, cibiliyetinizdeki gizli nazar ve iltifatını, izhar etmekle Allah yolunda çalışmanız lazımdır. Kendisinin size karşı bu nazar iltifatı, Allah’ın (celle ve ala) nimetinden ve şerefli babalarınıza olan sevgisi vasıtasıyladır. Bunun içindir ki, Üstadı azamın, evlatları ile ev halkının kalbinde sevginiz yer almış, sizin mektubunuza olan şiddetli sevinçleri, diğer mensubların mektublarına yoktur. Durum böyle iken, yüce Mevla’nın (celle ve ala) sevgisi yanında, dünya ve dünya kumasının muhabbeti görünmeyecek şekilde, kalbinizin noktasında bulunsun! Farsça şiir: “Eğer sekiz cenneti kendine gaye edip gözümün önünde bulundursam veya cehennem korkusundan hizmet etsem, kendi şahsınam selamet taleb eden bir mümin olurum. Çünkü bu iki şeyde bedenimin payıdırlar. Aşık, Allah’ın aşkıyla gıdalanırsa, nazarında yüz adn tek yaş bir tüte bile değmez.”

Üstadı azamın sizden matlubu da budur. Bahusus bu zamanda, tam manasıyla Allah’a (celle ve ala) yönelmeniz layıktırd. Çünkü dünyanın faydası, meyvesi ve baki kalmaycağı, onun için çalışmaya ve yorulmaya layık olmadığı anlaşılmıştır.

Bundan sonra, eğer bu taraftan sual ederseniz, durumlarını işittiğiniz kimselerden başak ev hakımız, selamettedirler. Ev hakın bir kısmı Nurşin’de, bir kısmı da Garzan’dadır. Maksat hepsini Nurşin’de birleşitirmektir. Fakat, Allah’ın (celle ve ala) irade ettiği şey bilinmez. Büyük küçük erkek ve başkaları da size ve annenize selam eder, size dua edip duanızı dilerler. Molla Abdurrahman ile kardeşlerinizin Konya’ya giden akrabalarınızın durumundan bir şey anlaşılmıyor. Sıhhat ve selamet bakımından, gelip gelemeyecekleri durumlarının bildirilesi rica olunur. Size ve yanınızdaki, civarınızdaki dostlara selam olsun! Allah, Muhammed’in (Sallallahü aleyhi ve sellem) alinin ve sahabelirinin üzerine salat ü selam eylesin.

Molla Muhammed Emin, Molla Fethullah, Muhammed Mahsum selam edip size dua eder. Duanızı dilerler.
Mektubun arkasına şu yazılmıştı :

Bu mektubu getirene iltifat edip, onu imamlık yapması için, bir köyde yerleştirmenizi dileriz.