- Yurdumun dizileri yansıtır mı bizleri

Adsense kodları


Yurdumun dizileri yansıtır mı bizleri

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
hafiza aise
Sun 20 May 2012, 10:34 am GMT +0200
YURDUMUN DİZİLERİ YANSITIR MI BİZLERİ?

Mart 2012 78.SAYI

Semerkand Aile Dergisi’nin birbirinden güzel, birbirinden özel okuyucuları, bu ay sizler için çok popüler bir konu seçtim: Çoğu evin ortak noktası, ülkemizin son zamanlarda değişik ülkelere de ihraç ederek alanında Brezilya’yı bile çoktan geride bıraktığı, Arap ülkelerini adeta müptela ettiği Türk dizileri…

Öncelikle dizilerin genelindeki konu benzerliğine bakalım: Bir dizinin tutması için öncelikle son derece karmaşık bir aşk hikayesi olmalıdır. Taraflardan birinin zengin diğerinin ise fakir olması -hatırlarsanız Türk filmlerinde olduğu gibi- Türk halkını damardan yakalar. Ayrıca bu aşk hikayesinde esas kadın ile erkeğin birbirleriyle karşılıklı aşk yaşaması da yeterli olmaz, taraflardan birine aşık üç beş kişi daha eklenir. Bir de işin içine envai çeşit entrika girdiğinde dizinin tutma olasılığı artar. Dizinin tutması deyince; son beş yılını dizi izlemeye ayırmış, en az beş sezonluk iki ya da üç diziyi takip etmiş profesyonel bir izleyici yeni bir dizinin tutup tutmayacağını daha ilk bölümden anlar.

Akşam vakti ev halkı toplanıp yemeklerini kemal-i afiyetle yedikten sonra evin hanımı kuruyemiş, meyve ve çay tertibatını hazırlar. Böylece sık sık mutfağa gidip gelme derdini ortadan kaldırır. Tüm hazırlıklar tamamlandığında zaten dizi kuşağının da vakti gelmiştir. Dizinin konusuna, izleyicinin duygusal tepkisine göre mendil de bu tertibata dahil olabilir. Dizi başladığında gözler kırpılmadan izlenmeye başlanır. Reklam aralarını, “dizide o zamana kadar geçen olaylar ve olası gelişmeleri kritik yaparak” değerlendirenler olduğu gibi; bu aralarda bazı abdestli mümin ve müminelerin, yatsının parça parça sünnetini, farzını, vitirini kıldıkları da vakidir.

DİZİ KAHRAMANLARININ SÜPER GÜÇLERİ

Dizilerin baş kahramanları enteresan kişilerdir. Bazı süper güçleri vardır. Mesela her nasılsa 25 yaşında holding patronu olan, ama hiç işe gitmeyen esas oğlan hep eşiyle ilgilenmekte, ona güller, pırlantalar almakta, hatta bazen eşinin aşkıyla gözyaşlarına boğulmaktadır. Kendini romantizme vakfetmiş kahramanımız işe gitmeden holding yönetme gücüne sahiptir. Dizinin esas kızı ise sabah uyandığında bile makyajlı yüzü ve fönlü saçları ile dikkat çeker. Makyajı akmamış ve saçı bozulmamış biçimde “bakımlılık abidesi” olarak güne başlar. Dizi kahramanları evde hiç eşofman, terlik giymezler. Kadınsa ayağında mutlaka yüksek sivri topuklu ayakkabı vardır. Mevsim kışsa evde çizme giyebilme yeteneğine de sahiptir.

Dizilerin diyalogları da enteresandır. Misal, genelde varoş kısmısının ağzından duyduğumuz “selamün aleyküm”e karşılık olarak “aleyküm selam” denmez. Sözden tasarruf etmek isteyen senaristimiz “Selam” diye karşılık vermeyi yeterli görür. Kahramanların ibadet şekilleri de evlere şenliktir. Namaz kılan bir karakter varsa eğer, son oturuşta ettehiyyatüyü okumadan, secdeden kalkıp mabadını yere koyar koymaz selam verir. Dua ederken, ellerini gökleri kavrayacakmış kadar geniş ve yukarıda tutar.

ENTRİKALI DİZİLERDEN SONRA ÖNLEMİNİZİ ALIN

Efendiiiiiiim, yukarıda da söylediğimiz gibi diziyi dizi yapan içindeki entrikadır. Ancak entrika dozu tavan yapmış diziler bittikten sonra çok dikkatli olmak gerekir. Şöyle açıklayayım: Bu kadar entrika varsa tüm bunlar için bir de mağdur vardır. Biz Türklerin bir ayarı olmadığından o mağdurun üstüne öyle oyunlar oynanır ki şeytan şaşıp kalır. Hal böyle olunca izleyiciler özellikle de daha hassas olan bayanlar üzüntü ve stresten şişer. Dizi en heyecanlı yerinde bitince de ya televizyon ya da ev halkı risk grubuna dahil olur.  Eh, bu kadar şişkinliğin bir patlama noktası mutlaka olacaktır.

Agresif bayanlarda bu ruh hali televizyona terlik fırlatmak şeklinde zuhur edebilir. Diğer taraftan içinde biriken şiddeti bu şekilde dışa vuramayan hanımlarda “gözüne ilk çarpan ev sakinine sözle dalma” hali de sıkça rastlanan bir durumdur. O yüzden naçizane tavsiyem, bu manik depresif tavır ve panik ataklardan korunmak için uyanık davranıp son reklamlar başladığında ufak ufak hatta mümkünse komando usulü sürünerek ortamı terk etmenizdir. Çünkü reklamların ardından dizinin son saniyeleri aynen verilecektir ve hiçbir kaybınız olmayacaktır.

ROMANTİK, KARİZMATİK, ZENGİN, ERDEMLİ KAHRAMANLAR

Dizilerin izleyici üzerinde başka etkileri de vardır. Dizilerin baş kahramanları insan üstü derecede hem romantik, hem karizmatik, hem entelektüel, hem bakımlı, hem zengin, hem iyi giyimli, hem anlayışlı, hem ilgili, hem güzel, hem erdemli, hem de eğlencelidir. Kahramanların sergilediği bu eşsiz profil bir çok genç kızın/erkeğin “eş adayından beklentileri” konusunda çıtayı birinci bölümden başlayarak kademe kademe göklere kadar yükseltir. Hal böyle olunca bekarlarımızın elektrik alamama gerekçelerine yenileri eklenir.

Bir başka konu da, misafirliğe gitme mecburiyeti hasıl olduğunda gidilecek kişiyi izlediği diziye göre seçmektir. Gidilen yerde ev sahibinin farklı bir kanal açma ve misafirin bir hafta boyunca beklediği bölümü kaçırma olasılığını ortadan kaldırmak için kimin hangi diziyi izlediğini bilmek ciddi önem arz eder ve tercih sebebi olur.
Diziler mi bizler için yapılıyor yoksa biz mi diziler için yaşıyoruz bunun çözümlemesini sizlere bırakıyor, hürmetlerimi sunarak huzurlarınızdan ayrılıyorum.

Duygu insanıdır halkımız,
Fitneyi fesadı sindiremeyiz.
Carolin’i yakalarsak tenhada,
Saçını başını yolar eline veririz.

Ayşenur USLU