- Yiyecek içecek kurban av ve boğazlanmış hayvanlar

Adsense kodları


Yiyecek içecek kurban av ve boğazlanmış hayvanlar

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sumeyye
Sat 24 September 2011, 12:59 pm GMT +0200
YİYECEK, İÇECEK, KURBAN, AV VE BOĞAZLANMIŞ HAYVANLAR BÖLÜMÜ

 

(35 Hadisitir)
 

390/1  İbn Ömer'in şöyle dediği rivayet edildi:


«Azı dişi bulunan yırtıcı hayvan eti yemeyi Hz. Peygamber nehy etti.

 

391/2   İbn Ömer'in şöyle dediği rivayet edildi:

Hayber savaşı  günü, Hz. Peygamber, tırnaklı yırtıcı  kuş eti yemeyi nehy etti.»

 

392/3 El Berâ'nm  şöyle  dediği  rivayet  edildi:

«Ehiî  eşeklerin etlerini yemeği, Hz. Peygamber nehy etti.»

 

393/4   İbn Ömer'in  şöyle  dediği rivayet edildi;

«Serçe, baykuş ve benzeri yer haşaratını (yemekten) nehy olunduk.»

 

394/5   Abdullah'ın şöyle dediği rivayet edildi: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu kim: «Bir  kimse,  ihramda  olsun veya  olmasın, bir kurbağa öldürürse bir koyun (kurban) etmesi gerekir.»

 

395/5    Hz. Aişe'derr şöyle rivayet edildi:.


Kendisine bir kertenkele hediye edilmişti. Onu yiyip yiyemiyeceğini Hz Peygamberden sordu. Yemesini nehy etti. Sonra bir dilenci geldi; ker­tenkelenin ona verilmesini söyledi. Bunun üzerine Hz. Peygamber ona şöyle dedi:

«Yemediğin- şeyi  yedirecek misin?»

 

396/7   Adî bin  Hatem'in şöyle dediği rivayet edildi:

Resûlullah sallallahü aleyhi ve seilemden sordum:

« Ey Allah'ın Resulü! dedim, biz öğretilmiş av köpeklerini avın pe­şinden gönderiyoruz. Yakalayıp getirdiklerim yiyelim mi?»

Cevap verdi:

«—. Onu Allah'ın ismini anarak gönderirsen ve başka bir köpek de işe karışmazsa, yersiniz.»

Ben tekrar sordum.

«— Öldürmüş  olsa da  mı...?»

«— Öldürmüş olsa da...»

diye cevap verdi.

«— Ey Allah'ın Resulü! dedi-m; mirâd [1] ile avlanmamıza (ne buyu­rursunuz?»

Cevap verdi:

«— Atarken besmele çeker yaralıya bilirsen ye! Ortası île vurursan yeme!»

 

397/8   Ebû Saîd'in  şöyle dediği rivayet edildisin!

Resûluilah sallallahü aleyhi ve.seflem buyurdu ki:

«Suyun   çekilmesiyle dışarda ikaları   (balık ve  benzerlerini) yiyebilir-

 

398/9  Ebû Hanîfe Hazretleri, Aişe 'bint-i Acred'den rivayet etti:

 Resûluüah saiialiahü aleyhi ve sellem buyurdu ki: «Yeryüzünde Allah'ın askerlerinin çoğu çekirgedir. Onu ne yenim, ne de haram ederim!.»

 

399/10    Râfi bin Hedic'in şöyle dediği rivayet edildi:

Sadaka develerinden bir tanesi, ürkerek kaçmıştı. Yakalamaya çalış­tılar. Deve kendisini tutmaya çalışanları yorunca, bir kişi attığı ok ile onu ölüm yerinden vurdu.

Nebî saiialiahü aleyhi ve selleme danıştılar. Yenmesin-! emretti ve sözlerine şöyle devam buyurdu:

« O devede de tıpkı vahşî hayvanlarda olduğu gibi, insanlardan kor­kup kaçma vardır. Onun için bu gibi hayvanları tutmaktan âciz kalırsanız bu deveye yaptığınız gibi yapın, sonra da yiyin!»

(a)    Bir rivayette  şöyie dedi:

Sadaka develerinden bir tarresi ürkerek kaçtı. Bir kişi de bir ok ata­rak onu öldürdü.

Nebî sallallahü aleyhi ve selleme sorulduğunda:

«— Onu yiyiniz. Zira, vahşi hayvanlar gibi o da insana alışkın değil­di» cevabını verdi.

 

400/11 ıbn Ömer'in şöyle dediği rivayet edildi:

«'Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem,  nişangâh olan  hayvanın eti­ni yemeği nehy etti.»

 

401/12  İbn Ömer'in şöyie dediği rivayet edildi:

«Ka'b bin Malik, Hz. Peygamber'e geierek:

«— Ey Allah'ın Resulü! Bir kadın (veya' kız) çobancik, sürüsünü gü­derken içerisinde, öleceğinden korktuğu bir koyunu çakmak taşı ile bo­ğazladı» dedi.

Hz. Peygamber de ona, boğazlanan koyunun etini yemesini, emretti.

 

402/13  Câbir bin Abdullah'ın  şöyle dediği  rivayet edildi: «Ensârdan olan bir genç Uhud (dağına) doğru yola çıkmış, yolda gi­derken bir tavşan avlamıştı. Boğazlamak için hiçbir şey bulamayınca, onu bir taş ile kesmişti. Elinde asılı tutarak onu Hz. Peygambar'e getirdi Resuullah fS.A.VI de onu vemeöi emretti.»

(a)    Bir rivayette şöyle dedi:

«Bir adam İki tavşan yakalıyarak, onları keskin çakmak taşı ile boğazlamıştı.

Nebî sallallahü aleyhi ve sellem onları ye-mesini adama emir buyur­du.»

(b)    Bir rivayette şöyle dedi:

«Benî Seleme'den bir adam, Uhud (dağında) bir tavşan yakalamış, bı­çak bulamayınca, onu taş ile boğazlamıştı.

Nebî sailallahü aleyhi ve sellem tavşanı yemesini ona emretti.»

 

403/14  Abdullah bin Mesûd'un şöyle dediği rivayet edildi:


 «Resûlullah saliallahü   aleyhi ve   sellem, bir kadının- kesmiş  olduğu hayvanın etinden yedi. Ve, kadınların öldürülmelerini  netıy etti.»  [2]

 

404/15  İbn Abbas'ın şöyle dediği rivayet edildi: Resûluilah sallailahü aleyhi ve seİlem buyurdu ki-: Allah'ın  katında,  Zilhicce  ayının (ilk) on günlerinden    daha kıymetli gün-ler yoktur, O günlerde Allah Tealâya çok ibadet ediniz!»

 

405/16    İbn Ömer'in şöyle dediği rivayet edildi:

«Resûluilah sallallahü aleyhi ve seilem kurban kesmek suretiyle, kur­banın meşruiyetini tesbit etmiştir.»

 

406/17  Cabİr bin Abdillah'ın şöyle dediği rivayet edildi: Çek yünlü ve alaca renkli iki koçu Hz. Peygamber kurban etti. Bunlardan  bir tanesi kendi  adına;  diğeri ümmetinden  Allah'tan baş­ka hiç bir ilâh olmadığına şahadet edenler adına idi.

 

407/18  Ebû Burde bin Niyâr'dan rivayet edildi ki Ebü Burde (Kurban bay­ramı) namazından önce bir koyun kesti. Yaptığı bu işi Hz. Peygamber'e anlatınca:

«— Senin için (bu seferlik) kurban sayılır. Fakat bundan böyle (kur­banını namazdan önce kesen) hiçbir kimse için sayıimaz» buyurdu.

 

408/19   Abdullah bin Bureyde'nin babasının şöyle dediği rivayet edileli:

Nebî sallaliahü aleyhi ve selİem buyurdu ki:

«Kurbanlarınızın etlerini üç günden fazia evlerinizde bekletmenizi nehy etmemin sebebi, varlıklı olanlarınızın dar gelirlilerinize yardım etme­lerini sağlamak idi.»

 

409/20   Cabir'den şöyle rivayet edildi:

Muharip hazretİeri Cabir'in evine geldi. (Yemeğe oturduklarında) Ca-bir ekmek ile sirke getirip:

«— Resûiuüah (S.A.V.) zahmete girmemizi nehy etmişti. Bu olma­saydı, sizin için zahmete girerdim. Ve yine ben, Hz. Peygamberden duy­dum:

«Sirke  ne hoş  katıktır!»  diyordu.

 

410/21   Cabir'in  şöyle  dediği  rivayet edildi: «Resûlullah  sailallahü  aleyhi  ve sellem buyurdu ki: «Sirke  ne hoş katıktır.»

411/22   İbn Ömer'in şöyle dediği rivayet edildi: Hz. Peygamber buyurdu ki:

«Kâfir, yedi bağırsağını, mü'min bir tek bağırsağını doldurmak için

yer.»

 

412/23    Ebû Cuheyfe'nin şöyle dediği  rivayet edildi:

Resülullah sallaliahü aleyhi ve seilem buyurdu ki:

«(...) Bana gelince, ben hiç bir tarafa yaslanarak yemek yemem. Ku­lun yediği şekilde yer, içtiği şekilde içerim; ve Rabbıma ölünceye kadar ibadet ederim.«

 

413/24   Huzeyfe'nin şöyle dediği  rivayet edildi:

«Altın ve gümüş kaptan içmemizi, yememizi, ipek ve dibâc elbise giy­memizi, Hz. Peygamber nehy etti. Ve:

« Bunlar dünyada müşriklerin, ahirette sizin kullandığınız şeyler­dir» buyurdu.

 

414/25   Abdurrahmart bin Ebî Leylâ'nın şöyle dediği rivayet edildi:

Huzeyfe bin el-Yemân ile Medâin'e gittiğimizde, Dihkan'a misafir ol­duk. Yemek getirdi, yedik. Sonra Huzeyfe içecek bir şey istedi. O da gü­müşten bir kaba koyup getirdi. Huzeyfe gümüş kabı alıp onun yüzüne vur­du. Bu davranışı bizi üzmüştü. Bizlere o zaman:

«— Niçin böyie yaptığımı  biliyor musunuz?» diye sordu.

«— Hayır!» dedi..

«— Ben, dedi, geçen yıl Ona yine misafir olmuştum. Su istedim, ay­ni kapla getirmişti. Kendisine o zaman «Resûlullah (S.A.V.} in, «Altın ve gümüş kaptan yememizi ve içmemizi; ipek ve dibâc elbise giymemizi nehy etti. Bütün bunlar müşriklerin dünyada, bizlerin ahirette kullanacağı şey­lerdir» sözünü haber vermiştim.

 

415/26    Abdurrahman bin Ebî  Leylâ'nın  şöyie dediği  rivayet edildi: Ûihkan'dan, Huzeyfe bin  el-Yemân  su  istemişti.  Gümüş bir kap  içer­sinde  İçecek bir şey getirdi. Huzeyfe kabı alarak yüzüne vurdu. Ve:

— Şurası   muhakkak   ki,   Resûlullah     (S.A.V.)  gümüş   kapia   içmenizi nehy etti» dedi.

 

416/27   ;Ebi Leylâ anlattı:

Biz Huzeyfe ile beraber Medain'de idik, bir difrkandan su istedik gü­müş bir kâsede su getirdi. Huzeyfe suyu alıp getirenin yüzüne attı. Ve sonra şöyle dedi:

Resûlullah Sallailahü Aleyhi ve Sellem :bize altın ve gümüş kabı ya­sak etmiştir.

Bize «Bunlarr onlar (kâfirler) dünyada, sizlerle ahirette bulunacaksı­nız» demiştir.

 

417/28   İbn Ömer'in şöyle dediği rivayet edildi:

«Dübbâ' ve Hantem» [3]  içersine meyve suyu yapmayı Hz. Peygam­ber nehy etti.»

 

41S/29  Süleyman  bin Bureyde'nin babasının şöyle dediği rivayet ediidi:

Peygamber saliallahü aleyhi ve sellem buyurdu ki-

-Kabirleri ziyaret etmenizi nehy etmiştik. Muhammed'e (S.A.V) annesinin kabrini ziyaret etme izni verildi. Sizler de kabirleri ziyaret edebilir­siniz!  Ancak bağırıp  çağırmaktan sakınınız.  .

Kurban etlerini  üç  günden  fazla evinizde bekletmenizi nehy  etmiştik. Bunun   sebebi,   varlıklı  olanlarınızın   dar gelirli  bulunanlarınıza  yardım etmelerini  sağlamak  idi.  Bu  geçim  darlığını  şimdi Allah  üzerinizden kaldır­mış bulunmaktadır. Böylece onları yiyiniz ve  diğer günlere de saklayınız!

«Hantem» ve «müzeffet'ten» [4] içmenizi nehy etmiştik. Bundan böy­le, istediğiniz kaptan içiniz. Zira kap, içersine aldığı nesneyi ne helâl ne de  haram kılabilir. Ancak, sarhoş edici içkileri içmeyiniz!»

(a)    Bir  rivayette şöyle buyurdu: «Üç şeyden sizi  nehy etmiştik:»

1- Kabirlerin ziyaretinden.  Ama artık  ziyaret edebilirsiniz.

2 -Üç   günderr fazla  kurban .   etlerinizi   [evlerinizde)     tutmanızdan. Bundan böyie tutabilir.ve ıkendiniz'için (ilerde yemek üzere] saklayabilir­siniz.  Sizi   bundan   nehy  etmiş  olmamın sebebi,   zenginlerinizin  yoksulla­rınıza  yardım  edebilmelerini  sağlamak idi.

3 -Düftbâ ve müzeffetten içmenizi nehy etmiştik. Şimdi istediğiniz kaptan içebilirsiniz. Zira kap. içersine aldığı şeyi ne helâl ve ne de haram kılar. Ancak, sarhoş edici içkiler içmeyiniz!»

(b)    Bir rivayet de yukarıdakinin benzeridir. Yalnız burada şöyle den­di:

«... Dübbâ1, hantem ,ve  müzeffetten  de  içmenizi  nehy etmiştik. Bun­dan  böyle her 'kaptan  içebilirsiniz. Ancak, sarhoş edici olam içmeyiniz!»

 

419/30 Abdullah bin  Bureyde'nin  babasının  şöyle dediği rivayet edildi: Nebî sallallahü aleyhi ve seliem şöyle buyurdu:

«Her 'kaptan  içiniz. Zira .kap, içersine aldığı şeyi helâl yapmadığı gibi haram da yapmaz.»

 

420/31    Hadis:Alkame'nin- şöyle dediği rivayet edildi:

«Abdullah bin Mesûd'un, yemek yiyip sonra da nebîz [5] getirtip içti­ğini gördüm.

a— Allah   sana  merhamet  etsin!   Makamında  nebîz  mi   içiyorsun!..» diye sordum. Bana:

«— Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellemi nebîz içerken gördüm. Ben onu  içerken görmeseydim, nebîzi  içmezdim!» diye cevap verdi.

 

421/32   Cabir'in şöyle dediği rivayet edildi kandırarak; ve yesil hurma ilede olmuş hurmayı karıştırarak nebiz yapıp içmeyi hz peygamber nehy etti [6]

 

422/33  Abdullah bin  Bureyde'nin babasının şöyle dediği  rivayet edildi: Nebî sallallahü aleyhi ve sellem buyurdu ki: «Sarhoş edici şeyler içmeyiniz!»

 

423/34  İbn Abbas'in şöyle dediği rivayet edildi:

«Şarabın azı da çoğu da haram edildi. Ve, içerisinde sarhoşluk vere­bilsek derecede [akkol) bulunan her meşrubat da haram kılınmıştır.»

(a)    Bir rivayette şöyle dedi:

«Şaraıbın kendisi, az olsun çok olsun, haram kılındı. Ve içerisinde sarhoşluk verebilecek her meşrubat da haram edildi.»

 

424/35   Ebû Âmir es-Sakafî'den rivayet edildi.

Ebû Amir, her sene, Hz. Peygamber'e bir tulum şarap hediye ederdi.»

(a)    Bir  rivayette şöyle  dendi:

Sekîf kabilesinden Ebû Amîr künyeli bir adam her sene, Hz. Peygam-ber'e bir tulum şarap hediye ederdi. Şarabın haram edildiği sene, Hz. Peygamber'e, önceki yıllarda yaptığı gibi, bir tuium şarap hediye etmek is­tedi.

Uz. Peygamber ona:

« Ey Ebû Amir! Allahö Tealâ şarabı kat'î oiar&k haram etti. Artıik şarabına  ihtiyacımız  kalmadı.»  dedi.  Adam:

«; Onu a!, sat;  paras:iyle  ihtiyacını 'karşılarsın!» deyince Resûlullah

(S.A.V.):

«— Ey Ebû Âmir! Allah şarabı haram edefken, onu içmeyi, satmayı, ve parasını yemeyi de haram kıldı!» diyerek reddetti.

 --------------------------------------------------------------------------------

[1] Mirâd:   Ortası   şişkin   oktur.   Genellikle  bu  okun  ucundaki   demir değil,   ortası ava isabet ettirilir.                                                                                   

[2] Muharebede.

 

[3] Dübba ve  hantem, bir çeşit küp isimleridir. İçki, yasak  edilmeden  önce  genel­likle bu küplerde yapılırdı.

[4] Müzeffet:   içersinde  içki  yapılan, tahta ve ziftlenmiş küpe verilen isimdir.

 

[5] Nebîz: Hurma, kuru üzüm, incir, arpa. buğday ve benzeri şeylerden yapılan iç-tay venlen genel bir isimdir. Rengr, beyaz, k.rm-z,, sar, ve yeşil olabilir, üzüm suyu gi-o- beli. b,r müddetten sonra fermantas-ion sonunda akollenir. Icki /asak edilmeden ön­ce, sarabrn yan, sıra. bu tür içkinin bol bol içildiği malûmdur. Ancak yasaktan sonra, bu meyve suyu. fermantasion olmadan yani içersinde alkol teşekkül etmeden, içilmeğe de­vam edilmiştir. Tamamen alkolsüz olarak içiten bu suyun ismi ^ebîz- olarak da kal-mıştır. işte yukarda geçen olay gösteriyor ki. Abdullah bin Mesûd alkolsüz olan nebîz içmekteydi. Ve dediği gibi H2. Peygamber de. eğer içmişse alkolsüz nebîz içmiş oldu­ğunda  asla şüphe yoktur.

[6] Sebebi şu oisa gerektir: Bu dört ayn maddenin fermantasion müddett değişik­tir. beş,l hurmanm müddeti (meselâ) on gün, olmuş hurmanın ki onbeş gün olsun. Bu iki madden;n karıştınlmaa. sonunda fermantasion müddeti değişmekte dolayısiyle hız-anmaktad>r. Olmuş hurmanın onbeş günlük müddetine itibar edilirse aldanilablllr. Zira. meydana gelen Icarışıın.n atkollenmesi belki on gün yahut daha az bir zaman içersinde ola­caktır. İşte buna meydan vermemek için, Hz. Peygamber, kansric nebiz yapmayı yasak et­mişlerdi.


Bilal2009
Thu 21 April 2022, 02:27 pm GMT +0200
Esselamü aleyküm Rabbim bizleri haramlardan sakınanlardan eylesin Rabbim paylaşım için razı olsun

ceren
Fri 22 April 2022, 03:50 am GMT +0200
Esselamu aleyküm.rabbim razı olsun bizlere sunulan bu guzel bilgilerden....