neslinur
Thu 15 July 2010, 04:12 pm GMT +0200
2. Yetişkinlik Dönemi Dînî Gelişim:
Yetişkinlik dönemini, dînî gelişim açısından üç devrede inceleyen M. Köylü, bu devreleri ve dînî gelişimlerinide şöyle açıklar:
a. İlk yetişkinlik dönemi: Bu dönem insanî değerlere ve o değerlerin toplumdaki işlevlerine diğer kişilerin refahına karşı ilginin arttığı, empatik düşüncelerin geliştiği, fakire ve mazluma karşı daha çok yardıma koşulduğu bir dönemdir. Yetişkin ilk kez bu dönemde hayatının sınırlı olmasına karşılık yapılacak daha çok işinin olduğunu, Tanrı'nm gücünü ve inancın hayattaki önemini düşünmeye başlar. Dînî hayattan uzaklaşan az bir kesime karşılık, genelde dînî davranışların daha da yoğunlaştığı görülür. Hatta çoğunlukla dînî grup veya cemaatin üyesi olarak hayatlarını sürdürürler.
b. Orta yaş dönemi: Bu dönemde dîne yönelimin daha da yoğunlaştığını ileri süren araştırmacılar olduğu gibi, dînî yaşayıştan uzaklaşıldığmı iddia eden araştırmacılar da vardır. Bu durum dînî inanç ve davranışların bu dönemde henüz yerleşmediği şeklinde yorumlanabilir. Bunun sebebi, bu dönemin iş ve görevler açısından en yoğun dönem oluşunda aranabilir.
c. Son yetişkinlik Dönemi: Genellikle dîne karşı eğilimin, bu dönemde çok yoğunlaştığı iddia edilir. Bu da psikolojik ve sosyal ihtiyaçların karşılanmasına bağlanır. Bu dönemde din, yalnızlığa karşı bir tampon, sosyal bir destek, değerlere bağlanma gibi çok önemli ihtiyaçları giderir. Ölüm korkusuna karşı yardımcı olur. Kişinin sosyal bir grubun (cemaatin) üyesi olarak hayatını sürdürmesini sağlar.
Sonuç olarak bu dönemde yetişkinin dîne yönelmesi veya yönelmemesi diye bir kuraldan bahsedilemez. Bu dönemdeki dînî yaşantı daha önce alman eğitimin bir devamı olduğu gibi yeniden sosyalleşmenin bir sonucu da olabilir. [9]
Yetişkin eğitimcisi için de bazı özellikler aranmaktadır. Öncelikle yetişkin eğitimcisi için, öğretmen nitelemesinden çok, kolaylaştırıcı veya kaynak kişi nitelemeleri kullanılmaktadır. Bu durum şüphesiz yetişkin eğitiminde statü farklılığını yumuşatmak ve ortamı daha sıcak hale dönüştürmek içindir, (s. 210)
Kolaylaştırıcı (yetişkin eğitimcisi), ödüllendirici, ka-bullenici ve insanlara güvenen tutumlara sahip, empatik bir anlayışla hareket etmelidir. Yetişkinleri dinlemeye ve anlamaya çok önem vermelidir, (s. 211) [10]
Yetişkinlik dönemini, dînî gelişim açısından üç devrede inceleyen M. Köylü, bu devreleri ve dînî gelişimlerinide şöyle açıklar:
a. İlk yetişkinlik dönemi: Bu dönem insanî değerlere ve o değerlerin toplumdaki işlevlerine diğer kişilerin refahına karşı ilginin arttığı, empatik düşüncelerin geliştiği, fakire ve mazluma karşı daha çok yardıma koşulduğu bir dönemdir. Yetişkin ilk kez bu dönemde hayatının sınırlı olmasına karşılık yapılacak daha çok işinin olduğunu, Tanrı'nm gücünü ve inancın hayattaki önemini düşünmeye başlar. Dînî hayattan uzaklaşan az bir kesime karşılık, genelde dînî davranışların daha da yoğunlaştığı görülür. Hatta çoğunlukla dînî grup veya cemaatin üyesi olarak hayatlarını sürdürürler.
b. Orta yaş dönemi: Bu dönemde dîne yönelimin daha da yoğunlaştığını ileri süren araştırmacılar olduğu gibi, dînî yaşayıştan uzaklaşıldığmı iddia eden araştırmacılar da vardır. Bu durum dînî inanç ve davranışların bu dönemde henüz yerleşmediği şeklinde yorumlanabilir. Bunun sebebi, bu dönemin iş ve görevler açısından en yoğun dönem oluşunda aranabilir.
c. Son yetişkinlik Dönemi: Genellikle dîne karşı eğilimin, bu dönemde çok yoğunlaştığı iddia edilir. Bu da psikolojik ve sosyal ihtiyaçların karşılanmasına bağlanır. Bu dönemde din, yalnızlığa karşı bir tampon, sosyal bir destek, değerlere bağlanma gibi çok önemli ihtiyaçları giderir. Ölüm korkusuna karşı yardımcı olur. Kişinin sosyal bir grubun (cemaatin) üyesi olarak hayatını sürdürmesini sağlar.
Sonuç olarak bu dönemde yetişkinin dîne yönelmesi veya yönelmemesi diye bir kuraldan bahsedilemez. Bu dönemdeki dînî yaşantı daha önce alman eğitimin bir devamı olduğu gibi yeniden sosyalleşmenin bir sonucu da olabilir. [9]
Yetişkin eğitimcisi için de bazı özellikler aranmaktadır. Öncelikle yetişkin eğitimcisi için, öğretmen nitelemesinden çok, kolaylaştırıcı veya kaynak kişi nitelemeleri kullanılmaktadır. Bu durum şüphesiz yetişkin eğitiminde statü farklılığını yumuşatmak ve ortamı daha sıcak hale dönüştürmek içindir, (s. 210)
Kolaylaştırıcı (yetişkin eğitimcisi), ödüllendirici, ka-bullenici ve insanlara güvenen tutumlara sahip, empatik bir anlayışla hareket etmelidir. Yetişkinleri dinlemeye ve anlamaya çok önem vermelidir, (s. 211) [10]