neslinur
Thu 15 July 2010, 04:13 pm GMT +0200
B. Yetişkin (Halk) Eğitimi
Hz. Muhammed'in peygamberlik görevi bir yönüyle dînî, bir yönüyle de eğitimseldir. O'nun eğitimle ilgili faaliyetleri zamanın, mekânın, konunun, yöntemin ve amacın belirlendiği bir örgün eğitim çalışması olmaktan çok, hayatın doğal akışı içinde gerçekleşen bir yetişkin (halk) eğitimi çalışması olmuştur. Doğrudan değil de dolaylı olarak gerçekleştirilen bu eğitim çalışması belki Rasûlullah'ın başarısının arkasında yatan en önemli unsurdur. İnsanların, özel olarak eğitildiklerini düşünmeden, gördüğü, şahidi olduğu veya taraflarından biri olarak içinde yer aldığı olaylarla eğitilmeleri, onların yeni davranış örneklerini farkında olmadan kazanmaları, başarının arkasındaki en önemli neden olmuştur. Böylece insanlar kendi istek ve iradeleri ile karar vererek davranışlarını değiştirmişlerdir. Bu husus, yetişkin eğitiminin önemli özelliklerinden biridir. [4]
Bir yandan günlük işleri düzenleyerek toplumun işini yürüten Peygamberimiz (s.a.v.), diğer taraftan da yürütülen bu işlerde tayin ettiği yöntemleri en iyi şekilde kullanarak çevresindeki insanları da eğitmiştir.
Eğitimciyi eğitimci yapan içinde bulunduğu süreçle ilgili olarak ne, neden, niçin, nasıl, ne kadar gibi sorular sorup bu soruların cevaplarını arama ve bulma çabasını göstermek, sonra da bunlara uygun tedbirler almak, tercihlerde bulunma, dengeler kurabilmektir.
Yetişkin eğitimi, toplum kalkınması için halkın kendi sorunlarını ele almasını ve işbirliği içinde bilinçli bir çevre
yaşantısını sağlamayı benimsemektedir. Bunun için de toplumun bu parçası için gereklidir. Yaşam boyu devam eder. Az gelişmiş toplumlarda ulusal birliği sağlamayı ve sosyal kaynaşmayı yerleştirmeyi hedefler. [5]
Her ne kadar yaygın eğitim, halk eğitimi ve yetişkin eğitimi aynı mânâya kullanılırsa da bunlar arasında farklar vardır. Yaygın eğitim, kişinin içinde yaşadığı toplumda, gözlemlerden, davranışlardan yararlanarak eğitilmesidir. Sahibi ve öğreticisi yoktur. Halk eğitiminde ise, eğitilen insanlar olduğu gibi eğitenler de vardır. Halk eğitimi, asıl işi okula gitmek olmayan, hayatta sorumluluk almış her seviye ve kademedeki fert ve toplumlara, ihtiyaçlarına dayalı programlar halinde uygulanan, sosyal ve kültürel alanlarda ilerlemelerine yardım eden, planlı, sistemli ve sürekli şekilde yürütülen, okul dışı eğitim, öğretim ve rehberlik faaliyetleri olarak tarif edilir. [6] Rıfat Okçabol "Halk Eğitimi" kitabında yetişkin eğitiminden beklentileri şöyle açıklar:
"Bir toplumun gelişmişlik düzeyinin, üretkenlik, çağdaş toplum olabilme ve eğitim düzeyi ile doğrudan ilişkili olduğu herkes tarafından kabul edilmektedir. Bunun en açık göstergesi temel eğitim kavramının hayata girmiş olması ve insan olmanın, kişiliği geliştirmenin ve tamamlamanın, birey olmanın ve böylece toplumun yararlı bir üyesi olmanın ön koşullarından biri kabul edilmektedir. Bu gelişimi örgün eğitimle sağlayamamış olanların yetişkin eğitiminden yararlanarak bu eksik-ligi kapatmaları gerekmektedir. Bu bakımdan temel eğitimle, kişiliği geliştirme ve tamamlama, topluma yararlı olabilme hedefini gerçekleştirme amaçlanmaktadır. Toplumsal iletişimi kurmak isteyenler, yetişkin eğitiminin, kişinin kendisine yardım etmesini sağlamasını, vatandaşlık ruhunun ve toplumsal amaçlara hizmet duygusunun canlanmasını, siyasal kararların verilmesi sürecine daha geniş ölçüde katılmasını, başkalarına karşı ilgi duymasını ve içine düştüğü yalnızlıktan kurtulmasına yardımcı olmasını, istemektedirler. Az gelişmiş ülkelerdede yetişkin eğitimi, vatandaşlar arasında ortak a-maçlarda birlik yaratmak üzere ulusal birliği ve sosyal kaynaşmayı yerleştirme aracıdır. OECD'ye göre de yetişkin eğitiminin işlevi aşağıda belirtildiği gibidir:
"İyi desteklenen, ulusal çapta bir yetişkin eğitimi hizmeti kurulması, bütün çağdaş toplumlarda, hem sosyal ve ekonomik, hem kültürel nedenlerle bir ana politika gereği haline gelmiştir. Dinamik bir yetişkin eğitimi hizmeti, kişilerin olduğu kadar toplumların da hızlı değişmenin etkilerine uyum sağlayabilmeleri için gereklidir; çünkü, değişikliğin aksatıcı çatışmalara yol açmaksızın, uygun bir hızla gerçekleşmesi için yetişkinlerin, sadece yukarıdan aşağı planlanan politikaları değerlendirmekle kalmayıp kendi istekleri ile değişme sürecine katılmalarına gereksinim vardır. Öte yandan, yetişkinler kendi yaşamlarım etkileyen dış güçler ile genellikle içinde yaşadıkları topluluk hakkında çeşitli hareket alanları içinden en uygun olanı ayırt edip seçecek kadar bilgi sahibi değillerse, onlardan kişisel olarak yapıcı bir rol oynamaları beklenemez. Ekonomik büyüme, bilimsel, teknik ve yönetimle ilgili becerilerin her düzeyde sanayi ve tarım alanındaki üretime sürekli olarak uygulanması ile sağlanır; bu ise, ancak yetişkin eğitimini genişletmek ve onun verimini artırmakla elde edilebilir- Ayrıca, yüksek gelir düzeyi ve artan boş zaman, kültür ve dinlenme etkinliklerinde beliren ve toplumun daha geniş kesimlerine yansıyan çeşitlilik gereksinimini karşılama zorunluluğunu da beraberinde getirmiştir. Kısacası, yetişkin eğitiminin görevi, halkın kentleşme, sosyal hareketlilik, kuşaklar arası çatışmalar İle içinde yaşadıkları toplumun eskisinden çok daha hızlı değişmesinin etkilerini değerlendirmesine yardımcı olmak; halkın sosyal gönenç (refah) ve kişisel sorunlarının çözümüne doğrudan ne gibi olumlu katkılarda bulunabileceklerini saptamaktır. (OECD, 1973:7)" [7]
Hz. Muhammed'in peygamberlik görevi bir yönüyle dînî, bir yönüyle de eğitimseldir. O'nun eğitimle ilgili faaliyetleri zamanın, mekânın, konunun, yöntemin ve amacın belirlendiği bir örgün eğitim çalışması olmaktan çok, hayatın doğal akışı içinde gerçekleşen bir yetişkin (halk) eğitimi çalışması olmuştur. Doğrudan değil de dolaylı olarak gerçekleştirilen bu eğitim çalışması belki Rasûlullah'ın başarısının arkasında yatan en önemli unsurdur. İnsanların, özel olarak eğitildiklerini düşünmeden, gördüğü, şahidi olduğu veya taraflarından biri olarak içinde yer aldığı olaylarla eğitilmeleri, onların yeni davranış örneklerini farkında olmadan kazanmaları, başarının arkasındaki en önemli neden olmuştur. Böylece insanlar kendi istek ve iradeleri ile karar vererek davranışlarını değiştirmişlerdir. Bu husus, yetişkin eğitiminin önemli özelliklerinden biridir. [4]
Bir yandan günlük işleri düzenleyerek toplumun işini yürüten Peygamberimiz (s.a.v.), diğer taraftan da yürütülen bu işlerde tayin ettiği yöntemleri en iyi şekilde kullanarak çevresindeki insanları da eğitmiştir.
Eğitimciyi eğitimci yapan içinde bulunduğu süreçle ilgili olarak ne, neden, niçin, nasıl, ne kadar gibi sorular sorup bu soruların cevaplarını arama ve bulma çabasını göstermek, sonra da bunlara uygun tedbirler almak, tercihlerde bulunma, dengeler kurabilmektir.
Yetişkin eğitimi, toplum kalkınması için halkın kendi sorunlarını ele almasını ve işbirliği içinde bilinçli bir çevre
yaşantısını sağlamayı benimsemektedir. Bunun için de toplumun bu parçası için gereklidir. Yaşam boyu devam eder. Az gelişmiş toplumlarda ulusal birliği sağlamayı ve sosyal kaynaşmayı yerleştirmeyi hedefler. [5]
Her ne kadar yaygın eğitim, halk eğitimi ve yetişkin eğitimi aynı mânâya kullanılırsa da bunlar arasında farklar vardır. Yaygın eğitim, kişinin içinde yaşadığı toplumda, gözlemlerden, davranışlardan yararlanarak eğitilmesidir. Sahibi ve öğreticisi yoktur. Halk eğitiminde ise, eğitilen insanlar olduğu gibi eğitenler de vardır. Halk eğitimi, asıl işi okula gitmek olmayan, hayatta sorumluluk almış her seviye ve kademedeki fert ve toplumlara, ihtiyaçlarına dayalı programlar halinde uygulanan, sosyal ve kültürel alanlarda ilerlemelerine yardım eden, planlı, sistemli ve sürekli şekilde yürütülen, okul dışı eğitim, öğretim ve rehberlik faaliyetleri olarak tarif edilir. [6] Rıfat Okçabol "Halk Eğitimi" kitabında yetişkin eğitiminden beklentileri şöyle açıklar:
"Bir toplumun gelişmişlik düzeyinin, üretkenlik, çağdaş toplum olabilme ve eğitim düzeyi ile doğrudan ilişkili olduğu herkes tarafından kabul edilmektedir. Bunun en açık göstergesi temel eğitim kavramının hayata girmiş olması ve insan olmanın, kişiliği geliştirmenin ve tamamlamanın, birey olmanın ve böylece toplumun yararlı bir üyesi olmanın ön koşullarından biri kabul edilmektedir. Bu gelişimi örgün eğitimle sağlayamamış olanların yetişkin eğitiminden yararlanarak bu eksik-ligi kapatmaları gerekmektedir. Bu bakımdan temel eğitimle, kişiliği geliştirme ve tamamlama, topluma yararlı olabilme hedefini gerçekleştirme amaçlanmaktadır. Toplumsal iletişimi kurmak isteyenler, yetişkin eğitiminin, kişinin kendisine yardım etmesini sağlamasını, vatandaşlık ruhunun ve toplumsal amaçlara hizmet duygusunun canlanmasını, siyasal kararların verilmesi sürecine daha geniş ölçüde katılmasını, başkalarına karşı ilgi duymasını ve içine düştüğü yalnızlıktan kurtulmasına yardımcı olmasını, istemektedirler. Az gelişmiş ülkelerdede yetişkin eğitimi, vatandaşlar arasında ortak a-maçlarda birlik yaratmak üzere ulusal birliği ve sosyal kaynaşmayı yerleştirme aracıdır. OECD'ye göre de yetişkin eğitiminin işlevi aşağıda belirtildiği gibidir:
"İyi desteklenen, ulusal çapta bir yetişkin eğitimi hizmeti kurulması, bütün çağdaş toplumlarda, hem sosyal ve ekonomik, hem kültürel nedenlerle bir ana politika gereği haline gelmiştir. Dinamik bir yetişkin eğitimi hizmeti, kişilerin olduğu kadar toplumların da hızlı değişmenin etkilerine uyum sağlayabilmeleri için gereklidir; çünkü, değişikliğin aksatıcı çatışmalara yol açmaksızın, uygun bir hızla gerçekleşmesi için yetişkinlerin, sadece yukarıdan aşağı planlanan politikaları değerlendirmekle kalmayıp kendi istekleri ile değişme sürecine katılmalarına gereksinim vardır. Öte yandan, yetişkinler kendi yaşamlarım etkileyen dış güçler ile genellikle içinde yaşadıkları topluluk hakkında çeşitli hareket alanları içinden en uygun olanı ayırt edip seçecek kadar bilgi sahibi değillerse, onlardan kişisel olarak yapıcı bir rol oynamaları beklenemez. Ekonomik büyüme, bilimsel, teknik ve yönetimle ilgili becerilerin her düzeyde sanayi ve tarım alanındaki üretime sürekli olarak uygulanması ile sağlanır; bu ise, ancak yetişkin eğitimini genişletmek ve onun verimini artırmakla elde edilebilir- Ayrıca, yüksek gelir düzeyi ve artan boş zaman, kültür ve dinlenme etkinliklerinde beliren ve toplumun daha geniş kesimlerine yansıyan çeşitlilik gereksinimini karşılama zorunluluğunu da beraberinde getirmiştir. Kısacası, yetişkin eğitiminin görevi, halkın kentleşme, sosyal hareketlilik, kuşaklar arası çatışmalar İle içinde yaşadıkları toplumun eskisinden çok daha hızlı değişmesinin etkilerini değerlendirmesine yardımcı olmak; halkın sosyal gönenç (refah) ve kişisel sorunlarının çözümüne doğrudan ne gibi olumlu katkılarda bulunabileceklerini saptamaktır. (OECD, 1973:7)" [7]