- Yasaklar

Adsense kodları


Yasaklar

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

Array
aysegul999
Thu 30 July 2015, 04:10 pm GMT +0200

YASAKLAR, YASAKLAR


Elife ATEŞ

Mayıs 2015 116.SAYI


YASAKLAR, YASAKLAR

Her kişinin kabul ettiği üzere çoklu yaşama alanlarında belirli bir nizamın sağlanması içün bazı kural ve kaideler elzemdir. Nitekim bir kişinin rahat hareket etme alanı başka birininkini teğet geçtiğinde çember daralıverir. Fakat her yasak ve kural her zaman için geçerli olmayabilir. Bir yasak, dönemine göre anlam kazanabilir. Ya da her dönem anlamsız olabilir, başörtüsü yasağı gibi…

İMAMA NİKAH KIYMA YASAĞI

Osmanlı döneminde her imam nikah kıyma yetkisine sahip değildi. Nikahın kadı huzurunda ya da kadının görevlendirdiği bir imam huzurunda kıyılması gerekiyordu. Nikahı kadı veya görevli imam, hangisi kıymışsa nikah akdi belgesi düzenliyordu. (Bu belge günümüz nikah cüzdanlarının prototipi olarak değerlendirilebilir. Hal böyle olunca da nikah cüzdanının geçmişini Avrupa’da aramak yerine Osmanlı’da arasak mı acaba?) Bu yasağın arka zemininde kadınların mağduriyetini engellemek yer alıyordu. Zira bazı kişiler şehirde evlenip kırsal yerleşim yerlerinde yeniden evlenebiliyorlardı. Kadı sicili ise kişinin zaten evli olduğunu belgelediği için bu tür mağduriyetlerin önüne geçilmiş oluyordu.

ŞANSLI EŞEK!

Bugün çalışan güruhun kimisi pazar kimisi ise hem cumartesi hem pazar tatil yapmakta. Dedelerimiz de cuma günleri istirahate çekilirmiş. Bu mübarek günde sadece kendileri istirahat etmez, yük taşıttıkları hayvanlarını da dinlendirirlermiş. Velhasıl “Cuma mübarek gündür” diye eşeklere yük yüklemeyi dahi uygun görmemişler. Böyle bir günde hayvanlara eziyet vermek istememişler. Özetle diyebiliriz ki en şanslı eşek taifesi ecdat zamanında yaşamış.

HÜKÜMET KASABI

Osmanlı’da bir dönem, kasapları devlet zengin kimseler arasından kendisi seçerdi. Bu kasaplar o zamanın bir nevi toptan eşya fiyat endeksi olan “narh”a göre ürünlerini satarlardı. Zararlarını ziyanlarını da yine devlet kapatırdı. Zorla kasap yapılan bazı kimselerin Mısır vs. yerlere kaçtıkları da rivayetler arasındadır.

TEMBİH VAR!

Bugün bize imkansızmış gibi gelse de bu gezegen internetsiz, sosyal medyasız hatta gazetesiz günler de gördü. Haberleşme ağının ağır aksak işlediği o günlerde havadisler tellallar vasıtası ile ahaliye duyurulurdu. “Komşular, komşular bu akşam camide tembih var” diye bağıran tellallar halkı camiye davet ederdi.

KAHVE DE YASAK

Katip Çelebi kahvenin İstanbul limanında ilk olarak (950/1543 yılında) görülmesinden sonra hakkında olumsuz bir fetva çıkarıldığını beyan etmektedir. Bu fetvaya göre kömürleşene kadar ateşte kavrulması ve fincanı elden elde geçen toplantılarda içilmesi hasebiyle kahve yasaklanmıştır. Akabinde de kahve taşıyan gemiler batırılmış, yükü denizin dibine boşaltılmıştır. Daha sonra Şeyhülislam Bostanzade Efendi’nin fetvasıyla kahve temize çıkarılmış, alımı satımı serbestleşmiştir. Amma velakin IV. Murat 1633 yılında bütün kahvehaneleri kapatmış, tütün ve kahve içilmesini de ayrıca yasaklamıştır. Yasağın altında yatan sebep kahveden ziyade kahve içilen meclislerin ve kahvehanelerin fitne mahalli olarak görülmesiyle alakalıdır. Kahve yasağını Sultan II. Abdülhamid Hazretleri kaldırmıştır.

DEDİKODUYA SEBEBİYETTEN YIKIM CEZASI

1711 yılında Kasımpaşa’da İbiş adlı birinin kahvehanesi dedikodu vs. gibi hoş karşılanmayan cürümlere mahal olduğundan yıktırılmış, İbiş Efendi de Bozcaada’ya sürülmüştür. Bugün yalan yanlış haber yapan medya araçları vs. gözünün önüne gelince insan hüzünleniyor. Bunların yanı sıra, satranç vs. oyunlarla da vaktin boşa harcandığı düşünülüp bu oyunların da kamusal alanlarda oynanması yasaklanmıştır.

CAMİ-İ ŞERİF KURBUNDA SANTRANÇ OYNAMAYALAR, ÇALGI ÇALMAYALAR

Tatar bozası işleyenleri men’ idüp giderdüp… cami-i şerif kurbinde (yakınında) ve çarşuda nerd ü satranç oynayanları ve çalgu çalanları men’ idüp.... ve kasaba-i mezburede vakı’ olan kahvehaneleri ref’ idüp (kaldırıp) min-ba’d kahvehane itdürmeyüp ve bi’l-cümle kasaba-i mezburda alat-ı lehv ü tarab ve sayir şer’-ı şerife mugayir olan evza’u etvarı ref’ eyleyüp ve kefilsüz kimesne komayup ve ehl-i suka (esnaf) dahi tenbih idesin ki eksük satmayup narh-ı ruzi üzere alup satalar.... (22 Mühimme Defterleri 7 155 23 Rebi’u’l-ahir 975 / 26 Aralık 1567)

Not: Yazıda Nermin Taylan’ın “Osmanlı’da Yasaklar” adlı eserinden ve Ahmet Yaşar’ın “Osmanlı’da Kamu Mekanı Üzerine Mücadele: Kahvehane Yasaklamaları” adlı makalesinden faydalanılmıştır.