hafiza aise
Mon 18 April 2011, 03:51 pm GMT +0200
Yalancı Peygamberler
Medine'ye döndükten sonra devam eden elçilerin gönderilmesi ve hey' etlerin kabulü sırasında beklenmedik olaylar da olmaya başlamıştı; belki de Cenab-ı Mevlü, bu türlü arızaları Efendimiz'in hayatta olduğu dönemlere denk getirmiş ve böylelikle Müslümanlara, benzer durumlarda nasıl davranmaları gerektiğini Resülii'nün şahsında fiilen göstermek istemişti! İlk haber, Yemen taraflarından geliyordu; Esvedü'l-Ansi adında birisi çıkmış peygamberlik iddia ediyordu! Kehanet ve hokkabazlıkla etrafında bazı safderün insanları toplamış, onları da kendi peygamberliği konusunda inandırmıştı. Efendimiz'in Hz. Cerir ile gönderdiği mektuplardan biri de ona yazılmıştı; ancak o, Allah Resnlü'nün hastalığından da cesaret alarak söz dinlemeyecek ve iddiasından vazgeçmeyecekti. Sahik ve Şerik adında iki meleğin kendisine de vahiy getirdiğini söylüyor, halkın başına gelecek haberleri de kendisinin verebildiğini iddia ediyordu!
Yazdığı mektuplarda Allah Resülü (sallallahu aleyhi ve sellern), valilerinden Esved konusunda daha tedbirli ve duyarlı olmalarını isteyecek ve halkın yalan yanlış beyanlarla oyalanmasının önüne geçmelerini söyleyecekti.
Bir diğer haber, Yername taraflarından geliyordu; Müseylime de peygamberlik iddiasıyla ortaya çıkmış, etrafına bazı safdertın insanlan toplamaya başlamıştı! Halbuki bu adam, Beni Hanife hey'etiyle birlikte daha birkaç ay önce Medine'ye gelmiş ve Müslüman olmuştu! Şimdi ise hokkabazlık ve sihirbazlık sanatlarını konuşturarak kendisinin de mucize sahibi olduğunu söylemeye başlamış,383 olağanüstü haller gösterme yarışına girişmişti. Hatta hırsla önüne
383 Nişadırı keskin sirke içinde erittikten sonra günlük yumurtayı onun içinde bir gece ve gündüz bekletir. iyice yumuşattıktan sonra da onu alarak dar şişenin içine koyardı; ardından üzerine soğuk su dôker ve insanlara, kabuğunu kırınadan yumurtayı dar ağızlı şişeye bir mucize eseri olarak soktuğunu iddia ederdi. Bkz. İbn Kesir, el-Bidaye ve'n-Nihaye, 5/61, Sire, 4/95; İbn Seyyidinnas, UyünuEser, 2/284; Süheyli, Ravdu'l-Unf, 4/354 vd.
gelen her meseleye el attığı için gülünç durumlara da düşüyordu. Efendimiz'in yaptığı gibi kendisinin de insanlara su mucizesi göstermesi istenince kuyuların başına gidip ağzında çalkaladığı suları oralara boşaltacaktı. Ancak bereketlenip sularının çoğalması bir yana kuyuların hepsi de kuruyordu! Bereket umarak yeni doğan çocuklardan hangisi kendisine getirtilip de ağzına hurma vermişse, onların her birisi ya kel ya da 131 olmuşlardı!
Gözünü saltanat hırsı o kadar bürümüştü ki, insanlar nezdinde düştüğü bu gülünç durumlar onun için bir şey ifade etmiyordu. Bu sefer de tutmuş, Kur'an'a nazire getirmeye çalışıyor, kendisine de vahiy geldiğini iddia ederek birtakım sözler sarf ediyordu! Bu sırada Allah Resülü'ne bir mektup göndermiş ve kendisini risalette O'na şerik ilan etmişti!
Hz. Ali'yi yanına çağıran Efendiler Efendisi, haddini aşan bu adama bir mektup yazacak ve yeryüzünün Allah'a ait olduğunu ve onun hiç kimseyle paylaşılamayacağını ifade ettikten sonra Allah'ın, yeryüzünü dilediği kuluna has kılacağını ifade ederek neticede takva sahibi olanların üstün geleceğini bildirecekti,