ezelinur
Wed 3 February 2010, 04:59 pm GMT +0200
Tanımı
"Velîme", lüğatta özellikle "urs", yani düğün yemeği anlamına gelmektedir. Hakikat olarak başka anlama gelmez. Urs, evlenme akdi ve zifaf anlamını ifâde eder. Fıkıhçılar "urs" kelimesiyle zifafı, yani gerdeğe girmeyi kasdetmektedirler. Onlara göre velîmeden maksat gerdeğe girerek evlendiği hanımla hayatı birleştirme ve evlilik müessesesini kurma şerefine verilen yemeğe davettir. Sevinçli olaylar dolayısıyla düzenlenen ve insanların âdet olarak çağırıldıkları şölenlere gelince, bunların velîmeden başka adları vardır. Bunlara gerçekte velîme adı verilemez. Bunlar, bir çok çeşitlere ayrılmaktadırlar. Örneğin; evlenme akdi esnasında verilen yemeğe imlâk, yani eşe sâhib olma yemeği denir. Buna şundan yemeği de.denir. Bu kelime, "muşandahat", yani başkalarını geride bırakıp öne geçen at cümlesindeki muşandah kelimesinden alınmadır. Çünkü bu yemek, evlenme akdi ve gerdekten öne alınmaktadır, /´zar yemeği de bunlardandır. Bu yemek, sünnet merasimlerinde verilir. Hurs yemeği de bunlardandır. Bu yemek, kadının doğum sancılarından ve doğumdan salimen kurtulması için verilir. Arapçada "toz" manasına gelen nak´ kelimesinden alınan nakî´ yemeği de bunlardandır. Bu, yolculuktan dönüş için verilir. Çocuğun Kur´ân-ı Kerîm´İ hatmetmesi münâsebetiyle verilen hizak yemeği de bunlardandır. Bu kelime, "Hızk" mastarından türemiş olup çocuğun zekâ ve maharetine İşaret eder. Matemlerde yapılan vadîme, ev yapımı için verilen vekîre yemeği ve akîka yemeği de bunlardandır.
Velîme Ve Diğer Yemeklerin Hükmü
İnsanların davet edildikleri düğün yemeği olan velîme, bilindiği gibi müekked sünnettir. Erkeğin gerdeğe girme esnasında, hoşuna giden ve emsalinin yapmaya muktedir olduğu yemekleri vermesi sünnet olur. Sözgelimi davetlilere bir hayvan kesmeye muktedir ise, en azından onlar İçin bir koyun kesmesi gerekir. Çünkü bu, hayvan kesmeye muktedir olan kişiden istenenin en az miktarıdır. Zîrâ Peygamber (s.a.v.) Efendimiz Abdurrahman İbn Avf (r.a.) hazretlerine;
"Bir koyun (keserek) bile olsa, velîme yemeği yap[29] buyruğunu vermişlerdir.
Davetlilere hayvan kesmeye muktedir olmayan kişi kendi imkânlarına göre yemek vermekle yetinir. Yine Buhârî´nin rivayet ettiğine göre:
"Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, bazı hanımları ile evlendiğinde onlara, arpadan iki müd yiyecek ile velîme yapmıştır.[30]
Sevinçli olayların vukuu esnasında yapılan velîmeden başka yemeklerin ki bunların isimleri yukarıda anılmıştır hükmüne gelince, mezheblerin bu konudaki detaylı görüşleri aşağıya alınmıştır.
(75) Mâlîkîler dediler ki: Velîme mendubtur. Sahîh olan görüşe göre ne vâcib ne de sünnettir.
(76) Şâfiîler dediler ki: İster düğün, ister sünnet, ister seferden dönüş için olsun, sevinçli olayların vukûbulmasi esnasında ziyafet düzenlemek ve başkalarını buna çağırmak sünnettir. Sünnet olma hükmü, sâdece düğün yemeğine özgü değildir. Zaten "velîme", düğün yemeği anlamına geldiği gibi, diğer yemekler anlamına da gelmektedir. Ama daha çok düğün yemeği anlamına kullanılmaktadır. Seferden dönüşte, tabiî bu sefer örfe göre bazı uzak mıntıkalardan gelmek gibi uzun mesafeli ise, yemek vermek sünnettir. Ama yakın bir seferden dönen kişinin yemek vermesi sünnet değildir. Ölüm dolayısıyla verilen vadîme yemeğine gelince, bu yemeğin, ölünün komşuları tarafından yapılması sünnettir.
Hanefîler dediler ki: Sünnet olan, düğün yemeğidir. Velîme denen bu yemeği damat, gerdeğe girerek hanımıyla evlilik müessesesini kurarken yapıp komşu, akraba ve dostlarını davet eder. Onlara hayvan kesip yemek yapar. Evlenme yemeği dışındaki yemeklere, meselâ sünnet ve anılan diğer sevinçli olaylar için yapılan yemeklere davet etmek, dince sakıncalı hususlara yer verilmemesi şartıyla caizdir. Matem için yapılan yemeklere gelince, bu yemekleri ölünün sâhibleri dışında başkalarımn birinci matem gününde yapıp onlara götürmesi ve onlarla birlikte yemesi hâlinde caizdir. Çünkü ölünün sâhibleri kendi üzüntüleriyle meşgul oldukları için yemek yapamazlar. İkinci ve daha sonraki günlerde başkalarının yemek yapması mekruhtur. Musîbet günlerinde üç gün ziyafet tertiplemek mubah değildir. Yapılması durumunda yenilmesinde bir sakınca yoktur. Kasır, yani âciz kimsenin malından olmamak şartıyla fakirler için yemek yapılmasında sakınca yoktur. MÂLİKÎLER dediler ki: Mendub olan, yalnızca velîmedir. Sünnet ve diğer durumlar İçin yapılan yemekler vâcib veya müstehab değil, ancak caizdir.
HANBELÎLER dediler ki: Sünnet olan, özellikle düğün yemeğine çağırmaktır. Anılan diğer hususlar için yapılan yemeklere çağırmak, matem yemeği dışında caizdir. Matem yemeğine çağırmak mekruhtur. Sünnet yemeğine çağırma hususunda, biri mekruhtur, diğeri caizdir diyen iki görüş vardır. Akika yemeğine çağırmak ise sünnettir.