- Veda Haccı Esnasında Peygamber Efendimizin Uğradığı Yerler ve Okuduğu Dualar

Adsense kodları


Veda Haccı Esnasında Peygamber Efendimizin Uğradığı Yerler ve Okuduğu Dualar

Smf Seo Versiyon , -- Seo entegre sistem.

rray
sumeyye
Mon 21 December 2009, 03:36 pm GMT +0200
Veda Haccı Esnasında Peygamber Efendimizin Uğradığı Yerler ve Okuduğu Dualar


Peygamber (s.a.v) efendimiz Zilhuleyfede Kıran haccına ni yet edip ihrama girdikten sonra yoluna devam etti. Zi-tuva de nen yere varıp orada sabah namazını kıldı. Sonra gusledip tek rar Mekke-i Mükerreme yoluna koyuldu. Seniyyetü´1-Ulya de nen ve hacun´a hakim bir nokta olan tepeden Mekke-i Müker-remeye girdi. Sonra Mescid-i Haram´a giderek Kabe-i muazza-mayı ziyaret etti. Bu esnada şu duayı yaptı:"A//a/ı´ıro şu beyti ni daha da şereflendir. Azamet ve heybetini daha da arttır."

Başka bir rivayete göre Peygamber (s.a.v) efendimiz Beyti Haramı gördüğü esnada şu duayı yapmıştı:

"Allah´ım selam sensin, selam senden gelir. Rabbim bizi se lametle yaşat. Allah´ım şu beyti daha da şereflendir. Azamet, yücelik ve heybetini arttır."

Kabe´yi tavaf etti. Tavaf esnasında haceri esvedin karşısına geldiğinde onu selamladı. Sonra Kabeyi sol tarafına alarak ta vafını tamamladı. Bilahare Makam-ı İbrahimin ardına gele rek:" Siz de îbrahimin makamından bir namaz yeri edinin" de di, îki rekat namazı kalmıştı. Namazını tamamladıktan sonra tekrar Haceri esvede giderek bir kez daha onu selamladı. Sonra karşıdaki kapıdan girerek Safa tepesine yöneldi ve şu ayeti ke rimeyi okudu:

"Safa ile Merve, Allah´ın nişanlarındandır. Kim evi (Kabeyi) hac eder ya da umre yaparsa, onları tavaf etmesinde kendisine bir günah yoktur." (Bakara: 158)

Say´dan sonra Peygamber efendimiz ihramdan çıkmadı ve ihramlık halini devam ettirdi. Ifrad haccı yapanlar gibi menasi-kin edasına devam etti. Temettü haccını yapanlara gelince bun lar, Say´den sonra ihramdan çıkıp serbest kalmışlardı. Hac ih­ramına girinceye kadar herhangi bir yasağa uyma mecburiyet leri yoktu.

Peygamber efendimiz Kurban bayramının birinci günü ih ramdan çıkıncaya kadar ihramlılık halini devam ettirdi. Kendi siyle beraber gelmiş olup kurban getirmemiş ve sadece umre niyetiyle ihrama girmiş olan kimseler tavaf ve Say´den sonra ihramdan çıkıp helal olmuşlardı. O günde hac niyetiyle ihrama girmişler ve kurban bayramının birinci gününde ihramdan çı karak helal olmuşlardı.

Sonra Peygamber efendimiz beraberindeki sahabilerle bir likte Mina´ya yöneldi. Kimi telbiye getiriyor, kimi tekbir getiri yordu. Peygamber efendimiz hiçbirini tekbir ve telbiyeden men etmedi. Beraberindeki müslümanlarla birlikte Mina´da öğle ve ikindi namazlarını öğle vaktinde cem´i takdim şeklinde bir ara da kıldı. Sonra da hep birlikte Arafat dağına gittiler.

İbn Kayyım´in anlattığına göre Nemire mıntıkasında Pey gamber efendimiz için bir çadır kurulmuştu. Orası Arafatm do ğu kesiminde idi. Orada konakladı. Güneş zevale erince Kasva adlı devesinin getirilmesini emretti. Devesine binerek vadinin ortalarına kadar geldi. Orada devesinin üzerinde insanlara uzunca bir hutbe irad etti. Hutbesinde islami kuralları koydu. Şirk ve cahiliyet kurallarını yıktı. Bütün dinlerce üzerinde itti fak edilen haramları belirledi. Bu haramlar mal, can ve ırz dokunulmazhğı idi. Cahiliyet emir ve adetlerini ayakları altına aldığını açıkladı. Cahiliyetten kalma faizi tamamen iptal etti. Kadınlara iyi davranılmasını tavsiye etti. Kadınların hak ve yükümlülüklerini anlattı. Kadınlara kocaları tarafından erzak, giysi gibi nafakanın meşru miktarda verilmesini bildirdi. Fakat bunun miktarını açıklamadı. Kocaları tarafından sevilmeyen kimseleri evlerine aldıkları takdirde kocaları tarafından dövül­melerine müsaade etti. Ümmetine Allah´ın kitabına-sıkı sıkıya sarılmalarım tavsiye etti. O kitaba sarıldıkları sürece asla sa pıklığa itilmeyeceklerini haber verdi. Sonra kıyamet günüden kendilerinin sorguya çekileceklerini Ve ne söyleyip ne şekilde şehadette bulunacaklarını sordu. Dinleyiciler de: "Senin islamı tebliğ ettiğini, görevini ifa ettiğini, bize nasihat verdiğini söyle yip lehinde şehadette bulunuruz" dediler. Bunun üzerine Pey gamber efendimiz parmağını semaya kaldırarak orada hazır bulunanların, bu hutbeyi hazır bulunmayanlara aktarmalarım emretti.

îbn Kayyım, Arafat´ta irad edilen hutbenin özetini anlatmış, ancak metnini aktarmamıştır. Metnini aktarmadığının sebe bini de bilemiyoruz. Fakat siret adlı eserinde İbn tshak bu hut benin metnini şu ifadelerle aktarmıştır.

"Resulullah (s.a.v) efendimiz hac ibadetini eda etmeye de vam etti. insanlara hac menasikinin ne şekilde yapılacağını uygulamalarıyla gösterdi. Haccın sünnetlerini onlara bildirdi.

Gerekli bazı şeyleri açıkladığı hutbesini insanlara irad etti. Allah´a hamdü senada bulunduktan sonra şöyle buyurdu:

"Ey insanlar ! Sözlerimi dinleyin. Bu seneden sonra burada artık sizinle karşılaşamayacağımı sanıyorum.

Ey insanlar! Canlarınız, mallarınız, tıpkı bugünün ve bu ayın mahremiyeti gibi rabbinize kavuşacağınız güne kadar ha ramdır. Yarın Rabbinizin huzuruna çıkacaksınız amellerinizi size soracaktır. Ben size tebliğ ettim. Her kimin yanında ema net varsa onu sahibine teslim etsin. Bütün faizler kaldırılmış tır. Ancak mallarınızın sermayesi size atittir. Zulmetmeyecek ve zulme uğramıyacaksınız Allah artık faiz muamelesi yapılamı-yacağına hüküm verdi. Amcam Abdülmüttalip oğlu Abbas´ın faizi de tamamen kaldırılmıştır. Cahiliyyetteki bütün kan da vaları da iptal edilmiştir. îptal ettiğim ilk kan davası, Amcam oğlu Rebia bin Haris bin Abdiilmuttalibin kanıdır. Ben bu kanı da ayağımızın altına alıyorum.

Ey insanlar! (haram ayı içinde savaşmak yasaklanmıştır. Bu ayda savaşmak için Haram ayını başka bir aya), ertelemek küfürde daha ileri gitmektir. înkar edenler onunla saptırılır. O (haram ayı) nı bir yıl helal sayarlar, biryıl haram sayarlar ki, Allah´ın haram kıldığının sayısını çiğneyip Allah´ın haram kıl dığını helal yapsınlar ve helal kıldığını da haram yapsınlar. Zaman Cenab-ı Allah´ın yerlerle göğü yarattığı günkü durumu gibi dönmektedir. Ayların sayısı Allah katında 12´dir. Bunların dördü haram aydır. Bu dört ayın üçü, peşpeşe birbirini takip eder. Bir de Mudarlıların Recep ayı var ki, O da Cemaziye´l-ahir ile Şaban ayı arasında bulunan haram bir aydır.

Ey İnsanlar! imdi sizin de kadınlarınız üzerinde haklarınız olduğu gibi onların da sizi nüzerinizde hakları vardır. Sevme diğiniz kimseleri evinize sokmamaları ve açıkça fuhuş işleme meleri sizin onlar üzerinizdeki haklarmızdandır. Eğer bu işleri yaparlarsa Cenab-ı Allah onları yataklarından alnız bırakma nıza ve ağır yaralar vermiyecek şekilde dövmenize izin vermiş tir. Eğer bu kötülüklerine son verirlerse meşru miktarda erzak ve giysilerini vermeniz gerekir. Kadınlara iyi davranmanızı tavsiye ederim. Çünkü onlar sizin hayat ortaklarınızdır. Kendi nefisleri için bir şeye malik olamazlar. Siz onları Allah´ın keli mesiyle alıp tenasül organlarını kendinize helal kıldınız. Ey in sanlar! Sözümü iyi anlayın. Ben tebliğ ettim. Ve kendisine sa rıldığınız sürece asla sapmayacağınız apaçık bir emri aranıza bıraktım ki, o da Allah´ın kitabı ve peygamberinin sünnetidir.

Ey insanlar! sözüme kulak verin ve iyi anlayın. Şunu bilin ki müslüman, müslümanın kardeşidir. Müslümanlar kardeş tirler. Kendi gönül rızasıyla vermedikçe bir kardeşin malı diğe rine helal olmaz. Kendinize yazık etmeyin. Allahı´ım tebliğ et tim mi?"

İbn İshak der ki: "Bana anlatıldığına göre burada dinleyici olarak bulunan insanlar: Allah´ım evet" diye cevap vermişler Peygamber efendimiz de: ´Allah´ım sen şahid ol" demişti.

Burada veda hutbesiyle ilgili diğer iki hususa dikkatleri çekmek istiyorum:

1- Veda hutbesini dinleyen topluluk büyük bir kalabalık teş kil etmişti. Daha önce misli görülmemiş bir kalabalık yığılmış tı. İnsanlar peygamber efendimizin sohbetiyle ve hac arkadaşlı-ğıyla mes´ud olmak için arap yarımadasının her tarafından yola koyulup gelmişlerdi. Bu sebeble orada bulunan herkesin pey gamber efendimizin sesini duyması mümkün değildi. O konu şuyor, yanıbaşmda bulunan biri de, söylediklerini yüksek bir sesle cemaate aktarıyordu. îbn îshak der ki; Resulallah (s.a.v) in sözlerini orada bulunan insanlara aktaran zat, Rebia bin Ümeyye bin Halef idi. Peygamber efendimiz ona: "De ki Ey in sanlar! Resulallah diyor ki: Bu ayın hangi ay olduğunu biliyor musunuz?" diyordu. Orada bulananlar da:"Haram aydır... " di ye cevap veriyorlardı.

îşte böyle.. Uzak yakın herkesin peygamber efendimizin söz lerini işitebilmesi için yanındaki zat onun sözlerini cemaate ak tarıyordu.

2- Bazı güvenilir ravilerderî nakledildiğine göre önceki sayfa da aktardığınız veda hutbesinin metnine bazı ilaveler yapılmış tır. Şöyle ki:

"Ey insanlar! Cenab-ı Hak -Kur´an´da- her hak sahibine hakkını vermiştir. Çocuk kimin yatağında doğmuş ise ona ait tir. Babasından başkasına nesep iddia eden soysuz, yahut efen disinden başkasına intisaba kalkan bir nankör Allah´ın gazabı na, meleklerin lanetine ve bütün müslümanların ilericine uğra sın. Cenab-ı Hak, bu tür insanların ne tevbesini, ne de adalet ve şehadetini kabul eder."

Peygamber efendimiz, Arafat´ta vakfeyi yapıp derli toplu tavsiyeleri içeren hutbesini irad ettikten, güneş batmaya yüz tuttuktan sonra Müzdelifeye hareket etti. Arafat´tan müzdelife-ye akın akın insanlar gittiler. Peygamber efendimizin devesine Üsame bin Zeyd de binmişti, o etraftaki insanlara şöyle uyarıda bulunuyordu: "Ey insanlar! sakin olun. Şüphesiz ki, süratli koş mak, iyilikten değildir." Peygamber efendimiz bu yürüyüşünde de telbiyesine ara vermemişti. Her yokuşa çıktığı, her aşağı in diği yerde telbiye veriyordu. Yatsı vaktinde akşam ve yatsı na mazlarını cem-i te´hir şeklinde bir ezan ve iki kametle bir arada kıldı. Müzdelife´de uyuduktan sonra sabahleyin Mina´ya gitti. Minaya yöneldiğinde beraberinde bulunanlara, güneş doğmadan şeytanı taşlamamalarını emretti. Şeytanı taşladıktan son ra kurbanını kesip ihramdan çıktı. Yanında bir çok kurbanlık develer vardı. Kendi eliyle 63 kurbanı minada kesti. Geri kalan kurbanlıkları da Ebu Talib oğlu Ali kesti. Etlerini ve derilerini yoksullara sadaka olarak vermesini emretti.

îbn Kayyım´ın anlattığına göre peygamber efendimiz Mi-na´da da Beliğ ve kapsamı büyük bir hutbe irad etmiştir. Zaten onun bütün sözleri beliğ idi. Bu hutbeyle ilgili olarak tbn Kay yım der ki: Peygamber efendimiz bu hutbesinde Kurban Bayra mı gününün mahremiyetini ve Allah katındaki faziletini bildir di. Mekke-i Mükerremenin diğer bütün beldelere göre saygın ve haram bir belde olduğunu açıkladı. Allah´ın Kitabı´na göre ken dilerini idare eden amirlerinin emirlerine kulak verip itaat et melerini emir buyurdu. Hac menasikini eda etmeleri hususun da insanların kendisini örnek almalarını tavsiye etti. Ve şöyle buyurdu: "Belki bu senemden sonra Hac etmeyeceğim." Böyle dedikten sonra hac menasikinin ne şekilde edâ edileceğini an­lattı. Muhacirlerle Ensara gereken ihtimamı gösterdi. Kendi sinden sonra insanların islamdan küfre dönmemelerini, biribir-lerinin boyunlarım vurmamalarını ve burada anlattıklarının başkalarına tebliğ edilmesini emretti. Başkası vasıtasıyla ken disine tebliğ edilen birçok kimsenin, hutbeyi orada hazır bulu nup dinleyenden daha fazla anlayabileceğini haber verdi. Hut besinde şöyle buyurdu: "Cinayet işleyen bir cani, ancak kendi nefsinin aleyhine suç işlemiş olur.

Böyle dedikten sonra Muhacirleri sağ tarafına , Ensarı da sol tarafına aldı. Diğer insanlar da çevresinde yerlerim aldılar. Orada irad ettiği hutbeyi evlerinde bulunan tüm Mina halkı dahi dinleyebildi. Orada irâd etmiş olduğu hutbesinin bir bölü münde şöyle demişti: "Rabbinize ibadet edin. Beş vakit nama zınızı kılın, Ramazan orucunuzu tutun. Amirlerinize itaat edin ki, Rabbinizin cennetine giresiniz. Böyle dedikten sonra orada insanlarla vedalaştı."

îbn Kayyım´ım bu sözlerinden anlaşıldığına göre Veda Hut besi, Arafat dağında irad edilen hutbe değil de, Mina´da irad edilen bu hutbedir. Çünkü bu diğerlerinden sonra irad edilmiş tir. Ve bu sonuncu hutbeden sonra insanlarla vedalaşmıştı. Çünkü peygamber efendimiz bu hutbesinde vedadan bahsetmisti. Ancak benim kanaatime göre Peygamber efendimizin yaptığı hac, veda haccı idi. O hac esnasında söylemiş olduğu her söz bir nevi vedalaşma anlamını içeriyordu. Sahabileriyle birlikte kurbanını kesip tıraş olduktan sonra Beyt-i Haram´a yöneldi. Ve orada haccın bir rüknü olan ziyaret tavafını yaptı. Zemzem suyunu içtikten sonra tekrar Minaya döndü. Zevaldan sonra şeytanı taşladı. Önce Mescidü´l Hayf tarafında bulunan birinci cemreyi taşladı. Sonra orta cemreye en sonunda da Akabe cemresine gelerek gerekli taşlamayı yaptı. Taşlama işi ni, Kurban bayramının birinci gününün akabinde gelen üç teş rik gününde tamamladı. Mina´da ikinci kez hutbe irad etti. Arefe hutbesini de hesaba katarsak irad etmiş olduğu hutbe sayısı, üçü bulmuştu, tbn Kayyım bu hutbeyle ilgili olarak şöy le der:

Peygamber (s.a.v) efendimiz Mina´da Kurban Bayramı´nın birinci ve ikinci günlerine birer hutbe irad etti. İkinci hutbesini irad ederken şöyle buyurmuştu: "Bu ayın hangi ay olduğunu biliyor musunuz?" Sahabiler ´Allah ve Resulü daha iyi bilir´ de yince o şöyle buyurdu: "Bu haram aydır. Sonra ben bu seneden sonraki senelerde sizinle karşılaşabileceğimi sanmıyorum. İyi biliniz ki canlarınız, mallarınız ve ırzlarınız bu gününüzün, bu beldenizin haramlığı gibi haram ve dokunulmazdır. Bu mahre miyet, Rabbinizin katına çıkacağınız güne kadar devam ede cektir. Onun huzuruna vardığınızda amellerinizden ötürü sor guya çekileceksiniz. Haberiniz olsun, burada anlatmış olduğum şeyleri yakında bulunanlarınız, uzakta bulunanlarınıza tebliğ etsin. Ben tebliğ ettim mi?"

Rivayete göre Arafat dağında peygamber efendimize şu aye ti Kerime inzal buyurulmuştur:

"Bu gün size dininizi olgunlaştırdım, size nimetimi tamam ladım ve size din olarak islamı beğendim." (Maıde -3)

Mina´da da peygamber efendimize şu sure-i celilenin nazil olduğu rivayet edilir:

"Allah´ın yardımı ve fetih geldiği ve insanların dalga dalga Allah´ın dinine girdiklerini gördüğün zaman, Rabbini Överek teşbih et, O´ndan mağfiret dile. Çünkü o tevbeleri çok kabul

edendir." (Nasr Suresi)

Resulullah (s.a.v) in ilk ve son haccı böylece sona ermiş olu yordu. Bundan önce Mekke-i Mükerremedeyken hac etmemişti.

Çünkü Kabe-i Muazzama putların istilası altmdaydı.Ayrıca ca-hiliyet erbabı kimselerin yaptıkları densizlikleri de bildiği için, Mekke´ye onlar hakim iken hacca gelmek istememişti. Öyle an laşılıyor ki Peygamber (s.a.v) efendimizin eda ettiği hac, Karan Haccı idi. Ama insanları Kıran Şeklinde hac etmeye zorlama mıştı. Herne kadar daha faziletli idiyse de Kıran haccınınm di ğer Hac çeşitlerinden daha faziletli olduğunu söylememişti. Di ğerlerine nisbetle daha faziletli olduğunu söylüyoruz çünkü peygamber efendimiz Kıran Haccını tercih etmişti.Bununla bir likte o insanları h,accm üç çeşidinden kendilerine kolay geleni seçsinler diye serbest bırakmıştı. Beraberinde kurban getirmiş olan kimseler diledikleri takdirde Kıran haccını tercih ediyor lardı. Getirmemiş olanlar ise Umreye niyet etmişlerdi. Bunlar Temettuyu da tercih etmişlerdi. Fakat başlangıçta hac ibadeti ne niyet eden kimseler sadece ifrad haccına devam etmiş ve kurban kesmemişlerdi.

Peygamber (s.a.v) efendimizle birlikte hac eden müslüman-lardan bir kısmı kıran haccını, bir kısmı temettü haccını, bir kısmı ifrad haccım ifâ etmişlerdi. Kişi yapabildiği takdirde, ya pabildiği şekilde hac etmekten dolayı sorumlu tutulamazdı. Kendisine kolay gelen çeşidini tercih edebilirdi.

Rivayete göre Hz. Ömer (r.a.) kendi halifeliği döneminde müslümanlar için ifrad haccını uygun görmüştür. Ama onun bu uygun görüşü, başkalarını bağlayan bir karar değildir. Allah ve Resulünün bağlayıcı bir hükümlerinin bulunmadığı bir hu susta Hz. Ömer müslümanları zorlayan bir karar çıkaramazdı. Kıran ya da temettü şeklinde hac eden kimseleri cezalandırdığı da bilinmemektedir. Zaten bunu nasıl yapabilirdi ki? Oğlu Ab dullah bile bu görüşünde babasına muvafakat etmemişti. Hz. Ömer´inkisi sadece bir görüş belirtmekten ibaretti. Bu görüşü nün de kendine göre haklı tarafları vardı. Amacı, hac mevsimi dışında Kabe´nin ziyaretçisiz kalmamasiydı.

ikranur 7d
Thu 7 January 2016, 03:08 pm GMT +0200
selamun aleyküm.
sayenizde bu konuyuda öğrendim. çok teşekür ederim.emeğinize sağlık.
Allah c.c. razı olsun.

ceren
Sat 26 December 2020, 12:52 am GMT +0200
Esselamu aleyküm.Binler salatu selam peygamber efendimizin üzerine olsun.Rabbim razı olsun paylaşımdan kardeşim...

Bilal2009
Sat 26 December 2020, 03:41 pm GMT +0200
Ve aleykümüsselam Rabbim bizleri Peygamberimizin yolundan ayırmasın Rabbim paylaşım için razı olsun

Sevgi.
Sat 9 January 2021, 03:46 am GMT +0200
Aleyküm Selâm. Rabb'im bizleri herdâim Peygamber efendimiz'in yolundan gidenlerden eylesin inşaAllah