seymanur K
Wed 12 October 2011, 04:43 pm GMT +0200
Usulcüler İçtihadı Üçe Ayırırlar:
a) Tahkîku'l-menat. Bu da ikiye ayrılır:
i) Âmm'i tahkîk. Yani hükmün mahallini ve feri'deki illetini tayindir. Sözgelimi, Allah adaleti emretmektedir. Kişi nasıl olursa adaletli sayılır, yani adaletin derecesi nedir? Keza, kişi bazı yakınlarına nafaka vermekle mükelleftir; ancak bunun miktarı ne olacaktır? İşte bunlara benzer soruların cevapları bu kısma giren îctihâdlarla açıklanır,
ii) Hâss'ı tahkîk. Sözgelimi, “en üstün amel hangisidir?” diye sorulduğunda Hz. Peygamber, “vaktinde kılınan namazdır” buyurmuş, başka bir zaman aynı soruya, “Allah'a îmândır” diye cevap vermiştir. Demek ki bu, soruyu soranların durumu ile ilgilidir. Aksi takdirde, “en üstün” olan şeylerin taaddüt etmesi gerekir ki böyle bir şey makul olmaz. İşte bu gibi hususların tesbitiyle ilgili ictihâdlar da, hâss'ı tahkîk nevindendir.
b) Tenkîhu'l-menat. Bu, hüküm için muteber olan nitelikler arasından asıl vasfı ayırdetmektir.
c) Tahrîcü'l-menat. Bu da, kıyas yoluyla yapılan ictihâdlan ifade etmektedir. [239]
Bunlar, ferdî ictihâdlardır. Bilginlerin ittifak halindeki içtihadına ise, icmâ' denilmektedir. [240]
[239] Şâtibi, Muvafakat, c. IV, s.
[240] Dr. Abdulkadir Şener, İslam Hukukunun Kaynaklarından Kıyas, Istıhsan Ve Istıslah, Diyanet İsleri Başkanliği Yayınları: 53.